• Sonuç bulunamadı

BAĞIŞLAMADAN DÖNME A) Genel Olarak Bağışlamadan Dönme

Belgede Şartlı bağışlama (sayfa 116-119)

SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ § 8 SONA ERME NEDENLERİ

IV. BAĞIŞLAMADAN DÖNME A) Genel Olarak Bağışlamadan Dönme

Erteleyici şarta bağlı bağışlamada şartın gerçekleşmesi, bozucu şarta bağlı bağışlamada ise sözleşmenin kurulması ile bağışlayan ifa borcu altına girer. Borçlar Kanunu, bağışlayanın, sözleşmenin hükümlerini ifa etmiş olsa da bağışlamasından bazı şartlar altında dönebilmesine21 (rücu edebilmesine) imkân tanımıştır. Borçlar Kanunu’nun 244. maddesinde22, bağışlayanın yerine getirmiş olduğu bağışlamalardan dönme; 245. maddesinde, bağışlama taahhüdünden dönme sebepleri; 246. maddede ise zamanaşımı ve dava hakkının mirasçılara geçmesi düzenlenmiştir.

Dönme (rücu) bir hukukî ilişkiye son veren bozucu yenilik doğuran bir haktır23. Bilindiği üzere, bozucu yenilik doğuran haklar, hakkın kullanılmasının karşı tarafa ulaşmasıyla mevcut bir hukukî ilişkinin sona ermesine yol açan haklardır24. Bağışlayan, dönme hakkını, bağışlanana varması gerekli tek taraflı bir irade beyanı ile kullanır25. Bağışlayanın dönme hakkını kullanabilmesi için, dava açmasına gerek       

21 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 295 vd. maddelerinde “bağışlamanın geri alınması” ifadesi kullanılmaktadır.

22 Borçlar Kanunu’nun bağışlamadan dönmeyi düzenleyen 244. maddesinin kenar başlığında “İptal” ifadesinin kullanılması doktrinde, dönme sebeplerinin sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkacağı gerekçesiyle eleştirilmektedir (Bkz. Martin, s. 80; Tandoğan, s. 376; Uygur, Cilt V, s. 5738-5739).

23 Tandoğan, s. 376; Feyzioğlu, Özel, s. 391; Yavuz, s. 163; Zevkliler/Gökyayla, s. 159; Serozan, Dönme, s. 58; Belen, s. 41; Uygur, Cilt V, s. 5739. Dönmenin değiştirici yenilik doğuran bir hak olduğuna ilişkin Larenz’in görüşü için bkz. Eren, s. 1214.

24 Oğuzman/Barlas, s. 154; Öztan, Medeni Hukuk, s. 72; Buz, s. 193.

25 Oser/Schönenberger, Obligationenrecht, Art. 249, N. 3; Tunçomağ, Cilt II, s. 432; Tandoğan, s. 376; Tongsir, s. 983; Feyzioğlu, Özel, s. 374; Aral, s. 203; Yavuz, s. 163; Dündar, s. 39; Belen, s. 51; Uygur, Cilt V, s. 5739.

103  yoktur26. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 295 maddesinde de bağışlama konusunun geri verilmesinden bahsedilmekte, “dava” ifadesi kullanılmamaktadır; madde gerekçesinde de 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 244. maddesinde “dava edebilir” şeklinde bir ifade kullanılmasının hatalı olduğu, zira bağışlamanın geri alınması için dava açılmasının zorunlu olmadığı, tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade açıklaması ile bu hakkın kullanılacağı belirtilmiştir.

Şartlı bağışlamadan dönme beyanında bulunulmasıyla, bağışlama sona erer. Ancak Borçlar Kanunu, bağışlayanın dönme beyanını ancak belirli sebeplerin gerçekleşmesi halinde kullanabileceğini düzenlemiştir. Bu sebeplerden biri olmaksızın, bağışlayanın dönme beyanında bulunması hukuken bir sonuç doğurmaz; bağışlama sözleşmesi geçerliliğini sürdürür.

Bağışlayanın bağışlama taahhüdünden veya yerine getirilmiş bağışlamadan dönmesi için, dönme sebebini öğrendiği tarihten itibaren27 bir yıl içinde dönme beyanında bulunması gerekir28. Bir yıllık süre hak düşürücü niteliktedir29. Bağışlayanın bir yıllık süre geçmeden vefatı halinde, dönme hakkı mirasçılara geçer ve mirasçılar bu hakkı bir yıllık sürenin bitimine kadar kullanabilirler (BK. m. 246/III).

Şarta bağlı bağışlamalarda, şartın henüz gerçekleşmediği aşamada, bağışlamadan dönme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi halinde bir yıllık sürenin hangi tarihten başlayacağı ayrıca incelenmelidir. Bozucu şarta bağlı bağışlamalar, sözleşmenin kurulması ile hüküm ve sonuçlarını doğurur. Bu tür bir sözleşmede bozucu şart henüz gerçekleşmese dahi, bağışlayan, bağışlamadan dönme sebebini       

26 Tandoğan, s. 377; Feyzioğlu, Özel, s. 374, 391; Bilge, s. 135-137; Aral, s. 203. Aksi yönde bkz. Berki, Ali Hikmet, s. 3-4.

27 Guhl/Merz/Kummer, s. 362; Tandoğan, s. 377; Tongsir, s. 983; Belen, s. 52. 28 Tandoğan, s. 377; Bilge, s. 138; Belen, s. 51.

29 Guhl/Merz/Kummer, s. 361; Tunçomağ, Cilt II, s. 433; Göktürk, Hibe, s. 418; Tandoğan, s. 377; Olgaç, Bağışlama, s. 4891; Feyzioğlu, Özel, s. 391; Bilge, s. 137; Aral, s. 205; Yavuz, s. 163; Belen, s. 52; Gümüş, s. 307; Remzi/Aydın, Özel, s. 88; Uygur, Kısım V, s. 5776. Borçlar Kanunu’nun 246. maddesinin kenar başlığında (müruru zaman) zamanaşımı teriminin kullanılması doktrinde Tunçomağ ve Tandoğan tarafından eleştirilmektedir (Tunçomağ, Cilt II, s. 433; Tandoğan, s. 377). HGK. 31.01.1986, 1-490/73 (Uygur, Kısım V, s. 5777); 1. HD. 22.05.1997, 6212/6822 (Uygur, Kısım V, s. 5779-5780); HGK., 25.02.1987, 1986/2-382 E., 1987/122 K.; 1. HD., 22.05.1997, 6212/6822; HGK., 03.06.1998, 1998/1-341 E., 1998/382 K.; HGK., 12.04.2000, 200/1-744 E., 2000/755 K.; 1. HD., 12.10.2004, 6268/11049; 1. HD., 09.06.2005, 5666/6998 (Kazancı İçtihat Bankası).

104  öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dönme hakkını kullanmalıdır. Yargıtay30, dönme koşullu şarta bağlı bağışlamalarda da, bağışlamadan dönme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi halinde bağışlamadan dönülebileceğine hükmetmiştir.

Erteleyici şarta bağlı bağışlamalarda ise, şartın gerçekleşmediği aşamada sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlamaz. Bağışlayan, şartın gerçekleşmesi halinde, ifa yükümlülüğü altına girer. Kanaatimizce, erteleyici şarta bağlı bir bağışlamada, her ne kadar şart gerçekleşmeden sözleşmenin hükümleri askıda olsa da, bu aşamada bağışlamadan dönme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi halinde, bağışlayan sebebin gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dönme hakkını kullanmalıdır. Aksi halde, şartın gerçekleşmesiyle edimini ifa etmek zorunda kalır.

Henüz ifa edilmemiş bağışlamalarda ise, bağışlayan, bağışlananın ifa talebine karşı dönme beyanında bulunup bunu itiraz olarak ileri sürebilir31.

Bağışlayanın yaptığı elden bağışlamalardan veya yerine getirdiği bağışlama taahhütlerinden dönmesi halinde bağışlanan, bağışlamadan dönme anında elinde kalan miktarı geri vermekle sorumludur (BK. m. 244/I). Bağışlanan bağışlama konusunun bağışlamadan dönme anında elinde kalan miktarını iade etmez ise, bağışlayan istirdat davası açabilir32. İstirdat davası, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır33. İadenin kapsamı ise, Borçlar Kanunu’nun 63. maddesine göre belirlenir.

      

30 1 HD. 3.02.1990, 767/1858 (Uygur, Kısım V, s. 5756).

31 İtiraz, bir hakkın doğumuna engel olan veya hakkı sona erdiren olguların ileri sürülmesidir. Def’i ise, davalı tarafın borçlu olduğu edimi özel bir sebebe dayanarak ifa etmekten kaçınmasına olanak sağlayan bir savunma yoludur (Oğuzman/Barlas, s. 293-294). Bağışlamadan dönme beyanında bulunulmasıyla, sözleşme sona ereceğinden, henüz ifa edilmemiş bağışlamalarda, bağışlayanın, bağışlananın ifa talebine karşı dönme beyanında bulunması “itiraz” niteliğindedir (Tandoğan, s. 377). Bilge (s. 138) ve Belen (s. 56) ise, burada def’inin bulunduğu kanaatindedirler.

32 Cavin’e göre, teslim sebebe bağlı olduğundan burada ayni istihkak davası açılması gerekirken, kanunkoyucu “illetten soyut ayni hak görüşü” etkisiyle rücuya sadece kişisel sonuç tanımıştır (Cavin’in görüşü için bkz. Tandoğan, s. 377, dn. 13a).

33 Göktürk, Hibe, s. 418; Tandoğan, s. 377-378; Belen, s. 56. Bununla birlikte, Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin davanın zamanaşımı süresini düzenleyen 66. maddesinde, davanın, zarara uğrayanın, istirdata hakkının olduğunu öğrenmesinden itibaren bir yıl, herhalde de bu hakkın doğumu tarihinden on yıl içinde açılacağı düzenlenmiştir. Bağışlamadan dönme nedeniyle bağışlama konusunun istirdatı için açılacak davada, bağışlayan dönme hakkını kullanmasıyla zaten istirdat hakkının doğduğunu öğreneceğinden, on yıllık süre bağışlamadan dönme sonucu açılacak istirdat davasında geçerli olmaz.

105  Şartlı bağışlamadan dönme sebebinin öğrenilmesinden sonra, bağışlayanın bağışlananı affetmesinin dönme hakkını ortadan kaldırıp kaldırmayacağı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Alman Medenî Kanunu’nun 532. paragrafında, mevzuatımızdan farklı olarak, bağışlayanın bağışlananı affetmesinin dönme hakkını ortadan kaldıracağı açıkça düzenlenmiştir34. Kanaatimizce, Borçlar Kanunu’nda bu konuda açık bir düzenleme bulunmasa bile, Alman Medenî Kanunu’nda olduğu gibi afla dönme hakkının ortadan kalktığı kabul edilmelidir35.

Alman Medenî Kanunu’nun 533. paragrafında, bağışlamadan dönme sebebinin öğrenilmesinden sonra bu haktan feragat edilebileceği düzenlenmiştir. Hukukumuzda da, bağışlamadan dönme sebebinin öğrenilmesinden sonra dönme hakkından feragat mümkün olmalıdır36.

Yapılan şartlı bağışlamanın bölünebilir bir edim olduğu hallerde, dönme sebeplerinden birinin gerçekleşmesinde bağışlayanın da birlikte kusuru var ise, bağışlanan ile bağışlayanın kusurları değerlendirilip, bunların oranına göre bağışlamadan dönme mümkün olabilmelidir.

B) Yerine Getirilmiş Bağışlamadan Dönme

Belgede Şartlı bağışlama (sayfa 116-119)