• Sonuç bulunamadı

Mahkemelerin bağımsızlığını hüküm altına alan Anayasa’nın 138. maddesi şu şekildedir: “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”

Anayasa’nın 140. maddesinde de “Hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.” denilerek mahkeme bağımsızlığı güvence altına alınmıştır.

Hukuk devletinden bahsedilebilmesi, yargının yürütme erkinden ayrılmasına bağlıdır. Bir hükümet veya bakanlığın bağımsız bir makam olarak düşünülmesi mümkün değildir. Dolayısıyla yürütmenin, yargı üzerinde, yargının kararlarını değiştirme gücü bulunması, yargının “bağımsız” statüsüne halel getirecektir. Bağımsız bir mahkemeden

132 Yener – Hakeri, 1. Cilt, s. 217-218.

133 Karakeyha, Avrupa İnsan Hakları…, s. 187.

43

söz edebilmek için, bu organ tarafından verilmiş kararların, farklı bir organ tarafından değiştirilme ihtimali bulunmamalıdır.134

Bağımsızlık, mahkemenin herhangi bir kişi veya kurumdan emir almamasıdır.

Hakimleri bağımsız ve tarafsız olmayan bir devletin hukuk devleti olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Adaleti dağıtmak devletin en önemli görevlerinden biridir.

Bunun gerçekleşmesi için ise adaleti dağıtan kurumun, yani hakimlerin, tarafsız ve bağımsız olması gerekmektedir.135

AİHM bir mahkemenin bağımsız olup olmadığını değerlendirirken, hakimlerin atanma şeklini, görev sürelerini, görevden alınma şekillerini, başka kişi veya kurumların müdahalesinden korunmalarını ve mahkemenin bağımsız bir görünümde olup olmadığını inceler.136

1. Hakimlerin Atanma Biçimleri

Yargılama organının, yürütme organından bağımsız olması gerekiyorsa da mahkeme üyelerinin hangi organca atandığı hususu tek başına bağımsızlık ilkesine ihlal teşkil etmez. Böyle bir durumda bağımsızlığın belirlenmesi için diğer unsurlar değerlendirilir.

Yani bir bakan ya da hükümet kararıyla veya tavsiyesiyle mahkeme üyelerinin atanması, AİHM’ göre, her zaman bağımsızlık ilkesine aykırılık olarak nitelendirilmeyecektir.137

AİHM hakimlerin atanma şekillerinin yanında şunları da inceler; hakimlerin görev süreleri, baskılara karşı korunmaları ve mahkemenin görünümü. Yargı organının yürütme tarafından atanması, hakimlerin bağımsız olmadığı anlamına gelmemektedir, burada yargıçların herhangi bir emir ya da talimat alıp almadığı önem arz eder.

Hakimlerin yürütme tarafından atanması AİHM tarafından bağımsızlığa aykırılık için tek başına yeterli görülmemiştir; zira sözleşmeye taraf pek çok devlette hakimler, yürütme tarafından atanmaktadır. Aynı şekilde meclis tarafından yapılan atamalar da

134 Vitkauskas – Dikov, s. 54-55.

135 Toroslu, Nevzat – Feyzioğlu, Metin, Ceza Muhakemesi Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara 2014, s. 97.

136 İnceoğlu, İnsan Hakları…, s. 163.

137 Gölcüklü, s. 211.

44

bağımsızlık ilkesine ve dolayısıyla madde 6’ya aykırılık için tek başına yeterli değildir.

Burada da hakimlerin atanma şekillerinin yanında görev süreleri, baskılara karşı korunmaları ve mahkemenin görünümü gibi kıstaslar göz önüne bulundurulur.138

Türk hukuk sisteminde hakimlerin mesleğe kabul edilme, atanma vb. işlemleri, üyelerinin Danıştay ve Yargıtay’ın gösterdiği adaylar arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçildiği, başkanlığını ise Adalet Bakanının yürüttüğü, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunca yapılmaktaydı. 21.1.2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle, Anayasa’nın 159.

maddesinde değişiklik yapılarak ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun adı Hakimler Savcılar Kurulu olarak değişmiştir. HSK’nın üye sayısı ve üyelerin atanma usulleri de yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme ile birlikte hakimlerin özlük işlerini yürüten HSK’nın üyelerinin bir kısmı Cumhurbaşkanınca, kalanlar ise Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile hukuk dallarında görev yapanlar arasından TBMM tarafından seçilmektedir.

Hakimlerin seçim ve atanmalarındaki yürütme etkinliği bağımsızlık konusunda soru işaretleri yaratmaktadır.

2. Görev Süreleri ve Görevden Alınamamaları

Hakimlerin görev süreleri boyunca yürütme organı tarafından görevden alınamamaları, yasayla güvence altına alınmasa da, eğer uygulama bu yönde ise AİHM’e göre bağımsızlığın bir göstergesi olarak kabul edilir.139

Anayasanın 139. maddesinde “hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz, bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz” hükmedilmiştir. Böylece ilgili konu anayasal güvence altına alınmıştır.

138 İnceoğlu, İnsan Hakları…, s. 168-169.

139 Campbell and Fell v. U.K, 28.06.1984, Başvuru no. 7819/77;7878/77, para. 80, https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22fulltext%22:[%22Campbell%20and%20Fell%22],%22documentcollecti onid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAMBER%22],%22itemid%22:[%22001-57456%22]}, e.t:

Ocak 2021.

45

Hakim bağımsızlığını sağlamakta en önemli nokta, hakimlerin yürütmeye karşı korunmasıdır. Zira bu konudaki en büyük tehdit yürütme organı kaynaklıdır. Hakimlerin bağımsızlığını güvence altına almaya yönelik kurumların ve sistemlerin çoğunun, hakimlerin yürütme karşısındaki bağımsızlığını koruma amaçlı olduğunu söylemek mümkündür.140

Türk hukuk sisteminde hakimler tayin, terfi ve meslekte ilerleme konularında kendi kurumları dışında bir kuruma bağlı değillerdir, ayrıca yaş haddi ve kendi istekleri olmadığı sürece resen emekli edilemez ve görevlerine son verilemez.141 Hakimlerin emeklilik yaşı yasayla belirlenir. Böylece yaş haddi dolmadan emekli edilemeyeceğini bilmek, hakimlerin bağımsızlığı konusunda bir güvence yaratır. Yürütme organına karşı hakimlerin bağımsızlığının güvencelerinden biri de, bir mahkeme ya da kadronun kaldırılması sebebiyle olsa bile hakimlerin aylıklarından yoksun bırakılamamasıdır.142

3. Dış Müdahalelerden Korunma

Mahkeme üyelerinin bağımsızlıkları, mahkeme üyelerine idare tarafından herhangi bir emir ya da talimat verilip verilmemesiyle de bağlantılıdır. Bu anlamda mahkemelerin dış müdahalelerden korunması bağımsızlık ilkesinden bahsedilebilmesi için önem arz etmektedir. Bir bakanlığın mahkemenin işlevleriyle ilgili genel ilkeleri belirlemesi, AİHM tarafından talimat ya da emir olarak değerlendirilmemiştir. Ancak yürütme organını yaptığı işlemler yargı organının görevini yapmasına engel olmamalıdır. Örneğin yürütme organı af çıkarma yetkisini kullanırken yargı organının işlevine zarar verecek uygulamalardan kaçınmalıdır.143 AİHM’e göre mahkemenin yürütme organına karşı bağımsızlığının yanında ayrıca yasama organına karşı da bağımsız olması gerekmektedir.144

140 Toroslu – Feyzioğlu, s. 100.

141 Soyaslan, s. 230.

142 Centel – Zafer, s. 544.

143 Yenisey vd., s. 58.

144 Haarde v. Iceland, 23.11.2017, Başvuru no: 66847/12, para. 105, https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22fulltext%22:[%22Haarde%20v.%20Iceland%22],%22documentcollectio

46

Anayasanın “Hakimlerin Bağımsızlığı” başlıklı 138. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.” denilerek mahkemelerin dış müdahalelerden korunması hususu hüküm altına alınmıştır.

Anayasa’ya göre hiçbir organın hakimlere emir verememesi, böyle bir işlemin kanun yoluyla dahi yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Parlamento yasama yoluyla dahi hakimlerin kararlarına müdahale edememelidir.145 Yasama organı tarafından yargı kararlarına herhangi bir şekilde müdahale edilmesi mahkeme bağımsızlığını ortadan kaldıracak ve anayasayla ters düşecektir. Yasama organı da mahkeme kararlarına uymakla yükümlüdür.146

Hakimlerin diğer organlar karşısındaki bağımsızlığının yanında ayrıca yargı organına karşı da bağımsızlıkları vardır. Yargı organları da hakimlere emir ve talimat veremez.

Ayrıca mahkeme üyeleri birbirlerine karşı da bağımsızdırlar ve birbirlerinden de emir veya talimat almazlar.147

Hakimlerin bağımsızlıkları konusunda önemli bir diğer husus da karar verecekleri ortamın etkilerine karşı korunmalarıdır.148 Bunun için hukukumuzda bazı düzenlemeler yapılmıştır. Anayasa m. 140’ta “Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.” hükmedilmiştir. Hakimlerin ortama karşı bağımsızlıklarına ilişkin bir diğer düzenleme de CMK m. 19’da yer almaktadır. Buna göre “Kovuşturmanın görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu yerde yapılması kamu güvenliği için tehlikeli olursa, davanın naklini Adalet Bakanı Yargıtay’dan ister.”

nid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAMBER%22],%22itemid%22:[%22001-178700%22]}, e.t:

Mart 2021.

145 Toroslu – Feyzioğlu, s. 99.

146 Centel – Zafer, s. 542.

147 Centel – Zafer, s. 247.

148 Toroslu – Feyzioğlu, s. 106.

47

Böylece mahkemenin görüldüğü yerde kamu güvenliği açısında tehlike yaratacak uyuşmazlıklar söz konusu olduğunda, yargılama işleminin başka bir yer mahkemesinde yapılarak baskının yok edilmesi ve bağımsızlığın sağlanması amaçlanmıştır.149

Hakimlerin dış müdahalelerden korunması, basın karşısında korunması anlamına da gelmektedir. Bu amaçla basın özgürlüğünün sınırlandırılabilmesi konusu Anayasada (Ay m. 26/2, 28/4) düzenlenmiştir.150

4. Mahkemenin Görünümü

Mahkemelerin bağımsız bir görünümde olması da bağımsızlığın varlığı açısından önemlidir. AİHM’e göre adaletin yerine getirilmesinin yanında bunun görülebilir olması da gerekmektedir.151 Bu sebeple yukarda sayılan ilkelerle birlikte mahkemenin bağımsız bir görünüm vermesi, bağımsızlık ilkesi bağlamında önem taşır.

Bir memurun üye sıfatıyla katıldığı yargı yerinde, taraflardan birinin, söz konusu memurun üstü konumunda olması mahkemenin bağımsızlığına zarar getirebilir.152 Yeterli bağımsızlık görüntüsü vermediği için mahkemece sağlanması gereken güvenin sarsılacağı AİHM tarafından da belirtilmiştir; çünkü AİHM’e göre mahkemelerin yargılama boyunca sanığa sağlayacakları güvence, demokratik bir toplumun gereğidir.153

Yargı mensubu olarak bir asker veya polisin yer aldığı bir mahkemede, bir sivilin yargılanması adil yargılanma hakkına aykırı düşecektir. AİHM’e göre DGM’lerde askeri yargıçların bulunması bağımsız bir görünüm vermemektedir, dolayısıyla bu durum bağımsızlık ilkesi ve madde 6’ya aykırıdır.154 Sivil bir kişinin, askeri hakimin görev

149 Karakehya, Avrupa İnsan Hakları…, s. 197.

150 Centel – Zafer, s. 547.

151 Campbell and Fell v. U.K., a.g.k., para. 81.

152 Gölcüklü, s. 211.

153 İnceoğlu, Sibel, Adil Yargılanma Hakkı ve Yargı Etiği, Avrupa Komisyonu Yayınları, Ankara 2007, s. 37.

154 Incal v. Turkey, 09.06.1998, Başvuru no. 41/1997/825/1031, http://hudoc.echr.coe.int/tur?i=001-141254, e.t: Nisan 2021.

48

yaptığı Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılanması, bağımsızlık ilkesinin ihlali olarak değerlendirilmiştir.155

Anayasa Mahkemesi, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bünyesindeki sınıf subayları nedeniyle bağımsız olmadığı ile ilgili başvurularda AYİM’in statü ve görevlerinin Anayasa ve ilgili Kanun’da hüküm altına alındığını belirtmiştir. AYM’ye göre “AYİM’e atanan askeri hakimlerin bağımsızlığının Anayasa ve ilgili Kanun hükümleri ile garanti altına alındığı, atanma ve çalışma usulleri yönünden, askeri hakimlerin bağımsızlıklarını zedeleyecek bir hususun olmadığı, kararlarından dolayı idareye hesap verme durumunda bulunmadıkları, disipline ilişkin konuların AYİM Yüksek Disiplin Kurulunca incelenip karara bağlandığı görülmektedir.”156