• Sonuç bulunamadı

Darius'un ölümünün ardından Büyük İskender, hemen Ektabana'ya haber yollayarak Korint Birliği askerlerinin terhis edilmesi ve bahşiş olarak da Persepolis hazinesinden 2.000 talent ödenmesini emretti. Askerliğe devam etmek isteyenler ise, paralı asker olarak orduya alındı. Bu, büyük ölçüde sembolik bir karardı. Çünkü Helen piyadesi hiçbir zaman ön saflarda yer almamıştı ve terhis edilmeleri Büyük İskender'in ordusunu çok da etkilemiyordu. Baktria'da sebestçe dolaşan Bessus büyük bir tehlikeydi. Çünkü Bessus, Darius'un akrabasıydı ve Darius'un ölmesiyle varis

412 Darius'un karısı, Stateira doğum yaparken öldü. Arrian, a.g.e., s. 128.

sayılıyordu414. Büyük İskender'in haklı bir tedirginliği vardı. Çünkü Bessus,

Hindikuş'un kuzeyinde bulunan Baktria ve Sodgiyana satraplıklarında kral Artakserkses olarak kabul görüyordu. Bessus, yerli prensler Spitamanes, Dataphernes, Katanes, Oksyartes ve başkalarının yardımıyla bir ordu kurmuştu. Bu ordunun en büyük gücünü Baktrialı süvariler oluşturuyordu415.

Büyük İskender'in ilk ilgilendiği konu, Darius'un Elburz'a sığınmış olan ordusundaki askerlerdi. Üç gün süren bir yürüyüşün ardından bugünkü Damghan şehrinin bulunduğu yere geldi. Dağlarda üç değişik yoldan ilerlemek için kuvvetlerini böldü. Hypaspist'lerden, seçkin falankslardan ve hafif piyadeden oluşan kendi kuvveti, en kestirme yoldan, Shamshirbun Boğazı'ndan ve Dorudbar'ın yukarı kısımlarından Hazar'a doğru ilerledi. Krateros ve Erigyios diğer boğazlardan geçtiler. Erigyios, süvarilerin ve ordunun ağırlığıyla ana yoldan (Shahrud ve Chalchanlyan Boğazı üzerinden) gitti. Düşman geçitleri tutmamıştı. Büyük İskender’in Agrianlılardan oluşan artçıları, bazı yerel kabilelerin düzenledikleri saldırıları kolaylıkla bertaraf etti. Rhidagnus (Neka) Irmağı kıyısındaki ilk molasında, kral katili Nabarzanes'ten barış teklifi geldi416. Büyük İskender, Nabarzanes'ten gelen elçiyi kabul etmişti. Nabarzanes, Bessus ile iş birliği yapmaktan vazgeçerek kralın merhametine sığınmaya hazır olduğunu bildiriyordu. Sonraki bir yürüyüş esnasında satrap Phrataphernes ile Büyük kralın yanında bulunmuş olan Pers büyükleri, itaat altına girmek istediklerini Büyük İskender'e bildirmişlerdi. Darius'u bağlayanlardan biri olan Nabarzanes, cezasız bırakıldı. Pers asilzadelerinin en büyüklerinden bir olmasına karşın, bundan sonra onun adına rastlanmamaktadır. Buna rağmen Phrataphernes ile iki oğlu Pharismanes ve Sissines, kısa süre içinde Büyük İskender'in güvenini kazandılar. Bu güvene layık olduklarını da, birçok kez tehlikeli anlarda ispat ettiler. Baba, eskiden olduğu gibi Parthia ve Hyrkania satrapı olarak bırakıldı417.

Bu sırada Büyük İskender Hyrkania başkenti Zadrakarta'ya varmış ve Krateros ve Erigyios'un kuvvetleriyle buluşmuştu. Doğu Elburz halkı direniş göstermeden teslim oldu. Teslim olan dağlık Tapuria bölgesi satrapı Autophradates görevinden alınmadı. En etkileyici teslim olma Hyrkania'nın batı sınırı yakınlarında gerçekleşti. Artabasuz, oğulları ve Pers kampından onunla birlikte kaçan Yunanlı paralı askerlerin temsilcileri

414 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 124.

415 Siegfried Lauffer, a.g.e., s. 124

416 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 124-125.

Makedonya karargâhına geldiler. Artabazus saygıyla karşılandı. Granikos'ta meslektaşlarının başına gelenlerden dolayı haklı bir tedirginliğe sahip askerler iyi niyet garantisi istediler. Nabarzanes'e gösterilen merhamet onlara gösterilmedi. Kral, Korint Birliği'nin yasaklarını hatırlattı ve koşulsuz teslim olmalarını istedi. Boyun eğmekten başka çareleri yoktu. Bu arada Hyrkania'nın güneybatı sınırında yaşayan Mardilere karşı beş gün süren bir sefer düzenlendi. Büyük İskender'i onlara saldırmaya iten tek sebep, bağımsızlıklarıydı. Çoğu sık ormanlık olan dağlara kaçtı ancak teslim olana dek peşleri bırakılmadı. Tapuria'nın bir parçası olarak imparatorluğa dâhil edildiler. Büyük İskender ana kampa döndüğünde, ücretli askerler Büyük İskender'in onlar için vereceği hükmü bekliyordu. Ancak Büyük İskender'in başta gösterdiği katı tutuma rağmen kararı yumuşaktı. Bu askerler kendi ordusuna katılacaklardı. MÖ 337 yılında, savaş olmadan evvel Darius'a katılmış olan eski askerlere terhis olma seçeneği verildi. Kral, insanlar kendine boyun eğince onlara karşı merhametli ve uzlaşmacı davranıyordu. Sadece kendisiyle açıkça savaşa girişen Sparta elçilerini hapisle cezalandırdı. Büyük İskender Darius'un katilleri ve yandaşları dahil herkes tarafından kabul görmüş görünüyordu. Yaklaşık on beş gün kaldığı Zadrakarta'da kurbanlar kesti ve yarışlar düzenledi418. Bu

birlik kısa sürmüştü. Hemen ortaya bir rakip çıktı. Büyük İskender, Elburz'dan geçip Parthia'ya gitti ve doğudaki Areia satraplığı sınırlarına doğru harekete geçti419. Kral,

23.000 kişilik kuvvetle Aria'ya sınırına geldiği zaman, Susa (bugünkü Meshed'in kuzeybatısına düşen Tus şehri) satrapı Satibarzanes, Büyük İskender'i karşılamış ve ona sadakat yemini yapmıştı. Büyük İskender, bu dostluğa inanmamakla beraber, Bessus'u yakalamak için, yoluna devam etti420. Makedonyalılar ve Yunanlılar hiçbir zaman

Susa'dan daha ilerisine gitmemişlerdi. Bundan dolayı Büyük İskender Ektabana'dan ileriye doğru harekete geçtiği zaman, kendisine göre dünyanın meçhul bir kısmına gelmiş bulunuyordu. Bu yüzden ilk olarak bir tercüman heyeti tedarik etmeliydi ve bu coğrafya hakkında bilgi edinmeliydi421.

Bessus, yukarıda da bahsettiğimiz gibi Hindikuş'un kuzeyinde bulunan Baktria ve Sogdiana satraplıklarında kral Artakserkses olarak kabul görüyordu. Bessus, kendine bir ordu kurmuştu. Bu ordunun en büyük gücünü Baktrialı süvariler oluşturmaktaydı422.

Büyük İskender'e meydan okumakla kalmıyor, aynı zamanda uzak doğudaki

418 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 125-126.

419 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 126.

420 Necati Kotan, a.g.e., s. 54.

421 M. E. Bosch, a.g.e., s. 63-64.

satraplıkların kendisini destekleyeceklerini düşünerek krallıkta hak iddia ediyordu. Büyük İskender'in tepkisi ise, krallığını gasp eden kişiyle derhal kozlarını paylaşmak isteği oldu. Susa'dan, Kopet sıradağları etekleri boyunca gitmeyi, Baktria'yı batıdan işgal etmeyi planladı. Yanına ağırlık yapacak bir şey almamıştı. Curtius'a göre, yola çıkmadan önce yük arabalarını yakmıştı. Amacının, kuvvetlerini toplamaya fırsat tanımadan Bessus'u hemen ortadan kaldırmak olduğu açıkça belliydi. Askeri açıdan verdiği tepki buydu. İşin bir de siyasi yönü vardı. Büyük İskender, Pers saray kıyafetlerinin bazılarını giymeye başlamıştı. Pers tacını, beyaz şeritli tuniğini ve kuşağını Makedonyalıların çok göze çarpan kausia (Antik Makedonya şapkası) 'sı ve peleriniyle bir arada kuşanıyordu. Aynı zamanda kıdemli Arkadaş Birlikleri üyelerinden, Pers saraylılarının giydiği kırmızı kıyafetleri giymelerini istemişti. Asya kökenli mabeyin memurları atamış ve refakatine başta Darius'un kardeşi Oksyathres olmak üzere, birkaç Pers soylusu almıştı423. Artık bir Asya hükümdarı gibi hareket

ediyordu. Orduya yerlilerden birçoğunu alıyordu. Bu durum Makedonyalıları endişeye düşürüyordu. Hepsi orduda sahip oldukları mevkilerini kaybetmekten korkuyordu424.

Büyük İskender'in bu tutumu, Makedonya generallerinden bazılarının hoşuna gitmiyordu. Özellikle II. Philippos zamanını görmüş ihtiyar generaller, II. Philippos'a olan sevgilerini ve Büyük İskender'e olan güvensizliklerini açıkça söylemekten çekinmiyorlardı. Büyük İskender'in politikasını beğenmeyenlerin başında, Somotophlakes (kralın şahsi muhafızı) gelmekteydi. Nitekim bunların içinde Parmenion’un oğlu Philotas, Kraeteros, Kleitos ve Khallistenes vardı. Bütün seferler boyunca Parmenion Büyük İskender'i sık sık ikaz edip hemen her yerde fikir beyan edip kendisini küçük düşürmüştü. Parmenion’un oğlu Philotas ise, Büyük İskender'in aldığı tedbirleri beğenmiyor ve açıkça eleştiriyordu. Ancak Büyük İskender, çok cesur ve vazife başında yorulmak bilmeyen değerli komutanı Parmenion ile oğlu Philotas'ın hareketlerini, sert tabiatına sayarak hoş görüyordu. Ama iyi kalpli Kreateros'un da kendisini tenkid etmesini bir türlü hazmedemiyordu425.

Esasında bütün bunlar Büyük İskender'in imparatorluk iddialarında ciddi olduğunun etkili bir göstergesiydi. Gelip geçici bir fatih değil, Pers krallarının gerçek varisiydi, hatta kendinden önceki kralın kardeşi hizmetindeydi ve kendisini

423 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 126-127.

424 Ahmet Refik, a.g.e., s. 61.

destekliyordu. Büyük İskender Baktria'yı işgal ederken, arkasından isyan çıktı426. Aria

satrapı Satibarzanes'in isyan ettiği, Anaksippos'u ve onun kırk mızraklı süvarisini öldürmüş olduğu haberleri geldi. Ayrıca Arialıları silahlandırmış ve onları Aria sarayının bulunduğu Artakoana'da yoğunlaştırmıştı. Büyük İskender'in ilerlediğini öğrenince, oradan askerleri ile Bessus'a giderek ona katılmış ve uygun bir fırsat bulursa, Makedonyalılara saldırmada ona yardım etmeye karar vermişti. Büyük İskender bunları öğrenince, Baktria yolunda ilerlemekten vazgeçip yanına yoldaşlar süvarisini, atlı mızrakçıları, okçuları, Agrianları ve Amyntas'ın ve Koenos'un taburlarını aldı. Geri kalan kuvvetlerin komutasını Krateros'a bırakarak tüm hızıyla Satibarzanes'e ve Arialılara karşı harekete geçti. İki gün içerisinde yüz yirmi km kadar yol aldıktan sonra Artakoana'ya ulaştı427.

Satibarzanes, başkent yakınlarındaki sık ormanlık bir tepede bulunan bir kaleyi savunması için halkını bırakarak 2.000 süvariyle doğuya kaçtı. Çok kararlı bir direnişti. Fakat kaleyi savunanları, kasten çıkarılan ve yaz sonuna doğru kuzeybatı yönünden esen sert rüzgârla karşı konulmaz bir şekilde büyüyen bir orman yangını alt etti. Kısa süren cezalandırma seferi sonrasında satraplık yeniden Büyük İskender'in eline geçti. Bu bölgenin yönetimini bir başka Pers soylusuna, Arsaces'e devretti. Burdan doğruca Bessus'un üzerine gitmek yerine, geride hiçbir tehlike bırakmayana kadar savaşmalıydı. Aria'nın güneyinde, Darius'un katillerinden Barsaentes'in satraplıkları olan Drangiana ve Arakhosia bulunuyordu. Büyük İskender, Sartibarzanes ile olan tecrübesinden sonra, imparatorluğunun içinde potansiyel bir tehlike olan Barsaentes'i kendi haline bırakmak istemedi428. Krateros komutasına bırakılan askerlerin orduya yeniden katılmasından sonra, kral Zarangia'ya yürüyerek sarayın bulunduğu yere vardı. Bu bölge o sıralar Darius'u kaçırma girişimi sırasında onu ölümcül olarak yaralayan komploculardan biri olan Barsaentes'in denetimi altındaydı. Barsaentes Büyük İskender'in yaklaştığını duyunca sığınmak için İndus Nehri'nin batısındaki Hintlilere sığındı. Ancak Hintliler onu tutuklayıp Büyük İskender'e gönderdiler. Darius'a ihanetinden dolayı idam edildi429.

426 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 127.

427 Arrian, a.g.e., s. 100.

428 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 128.