• Sonuç bulunamadı

Büyük İskender'e Düzenlenen Suikast ve Philotas'ın Düşüşü

Phrada'da Philotas'ın idam edilmesi ve babası Parmenion'un öldürülmesini de kapsayan bir skandal gerçekleşti. Kaynakların çok değişik biçimlerde naklettiği olay (Arrhionos'un, özellikle Ptolemaios ve Aristobulos'a dayanarak, yanlış anlamalara neden olacak kadar az değindiği anlatısından, Curtius Rufus'un ayrıntılı ve korkunç anlatısına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.) çok sansasyoneldir. Ancak, Büyük İskender'e karşı bir suikast hazırlığı içinde olunduğu konusunda kaynaklar fikir birliği içindedir. Bu olayın başında Büyük İskender'in muhafızlığını yapan Demetrios bulunmaktaydı. Suikastın hazırlığı tesadüf eseri, kralın hizmetlilerinden Dimnos'un, gözdesi olan bir genci suikasta dâhil etmek istemesiyle ortaya çıkar. Bu genç paniğe kapılıp kardeşi Kebalinos'tan yardım isteyince olay ortaya çıkar. Bu noktada işin içine Philotas da girer430. Kebalinos, Büyük İskender'in sarayına geldi, içeri girmek için fırsat aradı. Fakat bir türlü içeri giremedi. O esnada Philotas da saraydan çıkıyordu. Kebalinos, hızla koşup Philotas'a durumu anlattı. İçeri girip Büyük İskender'i, bu durumdan haberdar etmesini istedi. Philotas bunun üzerine kralın yanına gitti. Ancak bu suikasttan bahsetmedi. Philotas’ın bu olayda ya parmağı vardı ya da suikastın olmasına memnun olacaktı. Dışarı çıktığında, kralın işi olduğunu yarın anlatacağını söyledi. Ama bir kaç gün geçmesine rağmen, kralın suikasttan haberi olmadığını anlayan Kebalinos, her şeyi göze alarak kralın huzuruna çıktı ve suikastı anlattı431.

MÖ 330 yılının sonbaharında Drangiyana'nın merkezinde yaşanan bu olay büyük bir ihanetti432. Büyük İskender duyduklarına inanamamıştı. Çünkü Philotas

çoktandır dostuydu, ona güvenmişti, ayrıca babası Parmenion'a en yüksek mevkileri vermişti433. Philotas’ın kendisini öldürmek için adam tutmuş olduğuna hala inanmakta

güçlük çekiyordu434. Philotas'a yöneltecek bir suçlama babasını da etkileyebilirdi.

Birileri Büyük İskender'i öldürmeyi planlayabilirdi. Ama Philotas hiç aklına gelmezdi. Kendisine suikast düzenleyenlerden biri Khalaistralı Limnos'tu. Muhafızlarından birini Limnos'u yakalaması için görevlendirdi. Fakat Limnos muhafıza karşı çıkıp onunla dövüşünce öldürüldü. Büyük İskender, Philotas'a karşı kullanabileceği tek delili elinden kaçırdığı için üzgündü. Çoğu insanın Philotas'ın davranışlarından hoşlanmadığını biliyordu. Bunları çağırtarak olayı kendilerine sordu. Herkes, Limnos'un böyle bir şeyi

430 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 128-129.

431 Necati Kotan, a.g.e., s. 55-56.

432 M. E. Bosch, a.g.e., s. 68.

433 Arrian, a.g.e., s. 101.

tek başına yapamayacağını, ancak birileri tarafından kullanılmış olabileceğini söylüyordu. Onlara göre asıl suçlu durumu gizlemeye çalışanlar arasında aranmalıydı. Büyük İskender, anlatılanları dinlediğinde kimin kastedildiğini anlıyordu. Diğerleri de durumu görünce Philotas aleyhine ne biliyorlarsa anlattılar, herkes ama herkes Philotas'ı suçluyordu435.

Şekil 23. Demetrios Poliyorketes'in tunç portre heykeli

(Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, s. 463)

Ertesi gün Philotas, kralın huzuruna getirildi. Ancak hakkında söylenen bütün suçları inkâr etti. Philotas'a göre, bu suikastı krala ihbar etmesi saçmaydı. Babası da Tarsus'ta kralın hekim tarafından öldürülüceğini ihbar etmemiş miydi? Neticede, babasına inanan olmamıştı. O halde ihbar etseydi, kral kendisine inanmayacaktı.

Kendini bu şekilde savundu. Kralın huzurunda kurulan bir mahkeme bu suikast işini ele aldı436.

Suçunu kabul etmeyince işkence yapıldı. İşkence esnasında kralın yakın adamları da vardı. Büyük İskender ise perdenin arkasından dinliyordu. Philotas'ın işkence sırasında nasıl alçaldığını, gururunun kırılıp Hephaestion'a yalvardığını görünce Büyük İskender'in Philotas'a: ''Mademki bu kadar zayıftın neden böyle işlere bulaştın?'' diye bağırdığı anlatılır. Philotas'ın ölümünün ardından Büyük İskender, Media'ya askerlerini göndererek Parmenion'u da öldürttü. Parmenion, II. Philippos'un en yakın arkadaşlarından ve yardımcılarından biriydi. Yıllarca birlikte çalışmışlardı. Büyük İskender'e adeta babası gibi yakınlık göstermiş ve yardımcı olmuştu. Parmenion'un üç oğlu vardı. Bunlardan ikisini gözünün önünde savaşta kaybetmişti. Kendisi ve üçüncü oğluyla aynı zamanda ölmüş oluyordu. Büyük İskender'in bu davranışı ve kararı, yakın dostlarını kendinden uzaklaştırmıştı. Arkadaşları artık Büyük İskender'e eskisi kadar saygı göstermiyorlardı437. Büyük İskender, yetmiş yaşındaki Parmenion'un bile

öldürülmesine kadar varan bu biraz takıntı biraz da sinsi hesaplamalarından kaynaklanan tüm eylemleriyle, eski Makedonya muhalefetini ortadan kaldırdığına ve kendisini tehdit eden tehlikeleri önlediğine inanmaktaydı. Bu eylemleri hakkında ne düşündüğü, Phrada şehrinin ismini Propthasia (önlem) olarak değiştirilmesinden anlaşılmaktadır. Ordunun gözü, Büyük İskender'in daha da büyüyen hedeflerine itaat edecek kadar korkutulmuştu438.

Denir ki, Andromenes'in oğlu Amyntas ve kardeşleri Polemon, Attalos ve Simmias da, Philotas ile ilişkilerinin yakınlığı zemininde, Büyük İskender'e karşı düzenlenen komploya karıştıkları suçlamasıyla aynı zamanda mahkemeye çıkarıldılar. Birçoğu suçlu olduklarına inanma eğilimindeydi. Çünkü Philotas tutuklanınca Amyntas'ın kardeşi Polemon düşmandan yana geçmişti. Her ne olursa olsun, Amyntas diğer iki kardeşi ile birlikte mahkemeye çıktılar ve Makedonyalıların önünde güçlü bir savunma yapınca suçsuzluklarına karar verildi. Bunun üzerine hemen gidip Polemon'u bulmak ve onu Büyük İskender'e geri getirmek için izin istedi. Makedonyalılar izin verdiler ve aynı gün yola çıkarak daha sonra Polemon ile geri döndü. Bu Amyntas'ın suçsuzluğu için güçlü bir kanıttı. Ancak çok geçmeden bir köyün kuşatması sırasında

436 Necati Kotan, a.g.e, s. 56.

437 Plutarkhos, Mestrius, a.g.e., 65-66.

aldığı bir ok yarasından öldü ve böylece aklanmasından kazandığı tek şey onursuzlaştırılmadan ölmek oldu439.

Kral çok net bir şekilde muhalefete hoşgörü göstermeyeceğini ilan etmiş ve ihanetin en şiddetli biçimde cezalandırılacağını belirtmiş oluyordu. Ünvanı kimse için kalkan olamazdı. Diğer taraftan, doldurulması gereken komutanlık görevleri vardı. Kralın, Parmenion'un yerine birini atamaya hiç niyeti yoktu. Tersine, bir parçalanma süresi başladı. Daimi ve büyük komutanlıklar iptal edildi. Komutanları birliklerinden ayırarak, subaylarla askerler arasında daha önceleri var olan bölgesel bağları yok etme politikası uygulanıyordu. Bu konuda atılan ilk adım, süvari komutanlığının ikiye bölünmesiydi. Philotas'ın yerine iki süvari komutanı, Kara Kleitos ve Hephaestion atandı. Bu, eski ve yeninin karışımıydı. İlk defa, eski kuşaktan bir komutan ile sarayda yeni yeni göze çarpmaya başlamış bir komutan, süvarinin tek bir şahsa bağlanmasını önlemek amacıyla bir araya getiriliyordu. Aslında Parmenion'un ölümü büyük tepki aldığı için kraliyet İle'si komutanı olan Kleitos atanmıştı440.

Hypaspistlerin tek bir komutanı vardı. Büyük İskender'in akrabası Epeiros soyundan gelen (anne tarafından akrabası) Neoptolemos. Daha önemlisi, ordudaki yüksek mevkiler, Büyük İskender'den bağımsız hareket eden ordu birliklerinin komutanlıkları, Philotas'ın düşüşünü sağlayan Krateros, Hephaestion, Perdikkas ve Koenos'un hakim olduğu küçük bir general grubunun tekeline girdi. Bu insanlar Büyük İskender ile dosttu. Parmenion'un Büyük İskender kral olduğunda yaptığı görevi, hep beraber yürütüyorlardı. Ancak hepsi eşit konumdaydı ve birbirlerinden hiç hoşlanmıyorlardı. Aynı zamanda, Büyük İskender'in akranları, II. Philippos döneminden kalma yaşlı kuşağın yerine saray görevlerine getirildi. Demotrios'un yerine, MÖ 337- 336 yılındaki Piksodaros skandalından sonra sürgüne gönderilen Lagus'un oğlu Ptolemaios Büyük İskender'in muhafızlığına getirildi. ''İsyankârlar Birliği'' adı verilen bir birlik meydana getirildi. Buraya Büyük İskender'in Parmenion’u öldürmesine tepki veren Makedonya askerleri gönderildi441.

Büyük İskender'in Philotas olayının ardından, önlemler alıp ordunun başındaki generallerin elindeki gücü azaltarak, yerlerine başkalarını ataması haklı bir tedbirdir. Büyük İskender'in giderek büyük bir dünya gücü olması, gücünün verdiği kibirle yanındaki adamlara eskisinden farklı muamele etmesi (eskiden arkadaş gibi davrandığı

439 Arrian, a.g.e., s. 102.

440 A. B. Bosworth, a.g.e., s. 132.

adamlarına) onlarda tepkiye yol açmış, hatta güçlü bir muhalefete dönüşmüştü. Bu muhalefeti körükleyen son olay da Parmenion'un yaşlı olmasına ve suçunun olmamasına rağmen öldürülmesiydi. Olaya Büyük İskender cephesinden baktığımızda, Parmenion, babası II. Philippos devrinden beri önemli işler başarmış güçlü bir generaldi. Büyük İskender, Parmenion'un oğlu Philotas'tan böyle bir hainlik hiç beklemiyordu. Bu nedenle olayı hemen kabullenmek yerine; Philotas'ı mahkemeye çıkarmış, olayın gerçek olup olmadığını diğer adamlarına sormuştu. Bu, Büyük İskender'in adaletini göstermektedir. Bize göre, Büyük İskender'e yapılması planlanan suikasta sessiz kalması Philotas'ın suçlu olduğunu gösterir.

3.4. Büyük İskender'in Baktriya ve Sogdiyana İşgali ve Turan Halklarıyla