• Sonuç bulunamadı

Aynı Gerçek Mana Ġçin Farklı Kelimelerin Kullanılmasıyla ÇeliĢir Gib

3. ĠBN ÂġÛR’UN MÜġKĠL ADDEDĠLEN AYETLERE DAĠR YORUMLARI

3.3. Aynı Gerçek Mana Ġçin Farklı Kelimelerin Kullanılmasıyla ÇeliĢir Gib

3.3.1. Göklerin ve Yerin YaratılıĢı

Yerlerin ve göklerin yaratılması ile ilgili mevzulardan diğer dinlerde olduğu gibi Ġslam dininde de bahsedilmektedir. Kur‟ân'da Allah‟ın, yerleri ve gökleri altı günde yarattığına dair zikrettiği ayetler bulunmaktadır. Fakat bazı ayetlerde de yaratılma süresinin iki gün olduğuna dair bilgiler yer almaktadır. Bu iki ayet tek tek değerlendirildiğinde tezat olma durumu söz konusudur. Bu durum da çeĢitli tartıĢmalara sebep olmuĢtur. Fakat ayetler, aynı anda incelendiğinde ortada anlaĢmazlığa yol açacak bir mevzunun söz konusu olmadığı anlaĢılmaktadır. Ġbn ÂĢûr tefsirine ve ayetlere baktığımızda ise durum Ģu Ģekildedir:

Fussılet suresinin 9-12. ayetlerinde yer ve göğün yaratılması hususunda Allah‟ın yer üzerine dağları oturttuğunu ve orada çeĢitli besinlerin yetiĢmesini sağlayarak yeri bereketli hale getirdiğini ve bütün bu hadiselerin dört günde meydana geldiğini zikretmiĢ ve göğü de iki günde yedi gök olarak yarattığını anlatmıĢtır. A„râf suresinin 54. ayetinde yer ve göğün altı günde yaratıldığından bahsedilmiĢtir. Bu iki ayet ilk bakıĢta müĢkil gibi görünmektedir.

Ġbn ÂĢûr‟a göre yer ve gök altı gün içerisinde bütün özellikleri ile birlikte yaratılmıĢtır. Yerin yaratılmasının dört gün, göğün yaratılmasının ise iki gün sürmesi sonucunda yaratılma süresi toplam altı güne ulaĢmaktadır.298

Ġbn ÂĢûr‟un yaptığı açıklamalardan yararlanarak bu ayetler arasında müĢkil olma durumunun söz konusu olmadığı anlaĢılmaktadır. Ġbn ÂĢûr ile aynı görüĢte olan diğer müfessirlerimizden Nesefî, geniĢ bir araĢtırma yaparak göklerin ve yerin yaratılması konusunda herhangi bir zıtlığın olmadığını belirtmiĢtir. Yerin, bütün azıklarıyla birlikte dört günde yaratılmıĢ, yedi kat sema ile birlikte göğü iki günde yaratmıĢ olması ile birlikte yer ve gök toplam altı günde Allah tarafından yaratılmıĢtır.299

298 Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr ve‟t-tenvîr, 24/241-252; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr ve‟t-tenvîr, 8/158-170. 299 Nesefî, Medârik, 3/227-228.

130

3.3.2. Ġnsanın YaratılıĢı

Kur‟ân-ı Kerîm‟de insanın yaratılıĢı hakkında “çamurdan”, “balçıktan” ve “nutfeden” yaratıldığına dair ibarelerin kullanılması beraberinde çeliĢki olma durumunu ve çeĢitli tartıĢmaları getirmiĢtir. Konuyla alakalı ayetler ve müfessirimizin açıklaması ise Ģu Ģekildedir:

En„âm suresinin 2. ayetinde insanların çamurdan yaratıldığını zikretmekte Mü‟minûn suresinin 12. ayetinde ise insanın çamurun özünden yaratıldığını dile getirmektedir. Buna benzer diğer ayetlerde ise insanın yaratıldığı maddeleri farklı farklı söylemiĢlerdir. Ayetlerin tamamına bakıldığında ortaya çıkan bu farklılık iĢkâl ihtimalini de beraberinde getirmektedir. Ġbn ÂĢûr, ilk bakıĢta ayetler arasında ortaya çıkan bu tezatlığın müĢkil ihtimaline sebep olduğunu söylemiĢtir.

Ġbn ÂĢûr‟a göre ayetler incelendiğinde ise ayetlerde geçen insanın yaratılıĢı ile ilgili ibareler aslında birbirlerinden farklı değildir. Hatta birbirini destekleyen cümlelerdir. Ayette yer alan balçık, çamur, nutfe gibi lafızlar insanın yaratılıĢ evrelerinden bahsetmek ve yaratılıĢın aĢama aĢama gerçekleĢtiğini anlatmak için kullanılmaktadır.

Ġbn ÂĢûr‟un tefsirinde yaptığı izahlardan ayetler arasında herhangi bir zıtlık bulunmadığı anlaĢılmaktadır. Kendisi tefsir ederken ayete müĢkil olarak bakmamıĢ ve yaratılıĢın evrelerini izah etmek için çaba sarf etmiĢtir.300

Bu konu çalıĢmamızın iĢkâl sebepleri kısmında daha ayrıntılı olarak açıklanmıĢtır.

3.3.3. “Ġnzâl” Fiili

Kur‟ân-ı Kerîm‟de geçen bazı fiiller kullanıldıkları her yerde aynı manaya iĢaret etmemektedirler. Bu fiillerden biri “Ġnzâl” fiilidir. Geçtiği yerlerde aynı Ģekilde yazılmıĢ olsa da taĢıdığı anlam birbirinden farklıdır. Fiilin kullanıldığı yerdeki anlam dikkate alınmaksızın ilk akla gelen manası verilerek ayetin açıklamasının yapılması mananın anlaĢılmamasına yol açmaktadır. Bu konuyla ilgili ayetlerde “Ġnzâl” fiili Ģu Ģekilde zikredilmektedir:

ِظْسِقْناِت ُطاَُّنا َوُٕقَيِن ٌَاَضي ًْ۪نأَ َباَحِكْنا ُىَُٓعَي اَُْنَضََْأَ ِتاَُِّيَثْناِت اََُهُسُس اَُْهَسْسَا ْذَقَن اَُْنَضََْأَ

ُعِفاََُئَ ٌذي ۪ذَش ٌطْأَت ِّي۪ف َذي ۪ذَحْنا

ٌٍ۬ضي ۪ضَع يَِٕق َ ّٰاللّ ٌَِّا َِۜةْيَغْناِت َُّهُسُسَٔ ُُِشُصَُْي ٍَْي ُ ّٰاللّ َىَهْعَيِنَٔ ِطاَُّهِن “Andolsun biz peygamberlerimizi açık

131

kanıtlarla gönderdik, beraberlerinde kitap ve adalet terazisini de indirdik ki insanlar hakkaniyete uygun davransınlar. Bir de demiri indirdik ki onda büyük bir güç ve insanlar için yararlar vardır. Böylece Allah, görmeden iman ederek kendisine ve peygamberlerine yardım edecekleri ortaya çıkaracaktır. ġüphesiz Allah güçlüdür, üstündür.”301

Yukarıda zikredilen ayette “inzâl” fiili, üç yerde zikredilmiĢtir. Ġlk ikisinde peygamberin, kitabın ve adalet terazisinin indirilmesi Ģeklinde kullanılmıĢtır. Ġbn ÂĢûr‟a göre ayette geçen “inzâl” fiilinin manaya peygamberleri, kitabı ve adalet terazisini gönderdik anlamı katmaktadır. Fiilin geçtiği üçüncü yerde ise “demiri indirdik” anlamı verilmiĢtir. Ġbn ÂĢûr‟a göre demiri indirdik sözü ile aslında demirin yaratılması kastedilmektedir.302

Bir diğer ayette ِتاَيٰا ٍِْي َكِن ٰر ٌَۜشْيَخ َكِن ٰر ٖ ْٰٕقَّحنا ُطاَثِنَٔ ًً۠اشي۪سَٔ ْىُكِجٰإَْس ي۪سإَُي ًاساَثِن ْىُكْيَهَع اَُْنَضََْا ْذَق َوَدٰا يَُُ۪ٓت اَي ٌَُٔشَّكَّزَي ْىَُّٓهَعَن ِ ّٰاللّ “Ey Âdemoğulları! Size mahrem yerlerinizi örtmeniz ve süslenmeniz için elbise indirdik. Takvâ elbisesi, iĢte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah‟ın ayetlerindendir. Umulur ki düĢünüp öğüt alırlar.”303

Ġbn ÂĢûr, ayette geçen “Elbise indirdik.” ifadesini de tefsirinde “elbise yarattık” Ģeklinde açıklamıĢtır. Ġbn ÂĢûr‟a göre bu ayet üzerinde müĢkil ifade edecek bir durum yoktur.304 Ġbn ÂĢûr, fiilin ayette geçen ve asıl kastedilen manasını vermekle ayetin kapalı olan anlamını açığa kavuĢturmaktadır.

Ġbn ÂĢûr, bu iki ayette de fiilin geçtiği yerlerdeki anlamını asıl kastedilen anlama riayet ederek açıklamıĢtır. Ġbn ÂĢûr‟un açıklamalarına göre ayet üzerinde iĢkâl olma durumu söz konusu değildir. Fakat ayette yer alan fiilin doğru yorumlanmadığı takdirde ayette anlam karmaĢasının yaĢanması muhtemeldir. Bu sebeple ayette geçen fiilin diğer anlamlarının bilinmesi ve kullanılacağı yere en uygun olan anlamın seçilmesi gerekmektedir. Böylece ayette zihni yanılgıya düĢürecek bir durum söz konusu olmayacaktır.

301 Halil AltuntaĢ, Muzaffer ġahin, Kur‟ân-ı Kerîm Meâli (Ankara: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları,

2011), el-Hadîd 57/25.

302

Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr ve‟t-tenvîr, 27/415-418.

303 el-A„râf 7/26.

132

3.4. Kelâmi Konularda Ortaya Çıkan Anlam KarmaĢasıyla ilgili Ayetlerin