• Sonuç bulunamadı

Avrupa Topluluklarının Dış Politikasının Temelleri

2.2. AB’NİN DIŞ POLİTİKASI

2.2.3. Avrupa Topluluklarının Dış Politikasının Temelleri

ölçüde Komisyon tarafından yürütülen dış politikası ise Roma Ant- laşmasından kaynaklanmaktadır. 1957 tarihli antlaşmanın ilgili mad- deleri şunlardır:

113 Madde: AT' nin "ortak ticaret politikası" izlemesini öngör-

mektedir. Üye ülkeler arasında gümrük birliği kurulması ve ortak pa- zar oluşturulması bu maddede düzenlenmiştir.

132 ilâ 136 Maddeler: AT üyesi ülkelerin denizaşırı ülkeler ve

bölgelerle ilişkileri hakkındadır. Toplulukların kuruluş dönemlerinde AT üyesi ülkelerin dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan kolonileri ile ilişkileri bu maddelerde düzenlenmiştir.

210 Madde: AT' nin hukuk kişiliği olduğunu bildiren maddeye da-

yanarak devletler ve uluslararası örgütlerle AT arasında ikili anlaş- malarla diplomatik ilişki kurulmuştur. 211. maddede ise AT 'nin Ko-

misyon tarafından temsil edileceği hükmü yer almaktadır.81

238. Madde: Toplulukların üçüncü ülkelerle "ortaklık anlaşması"

yapmasını öngörmektedir.

228 Madde: Avrupa Topluluklarına bir hukuk kişisi olarak ant-

laşma yapma yetkisi tanımaktadır. Bu maddeye dayanarak AT, kuru- luşundan itibaren dünyanın her bölgesinden devletlerle ve uluslarara-

sı örgütlerle anlaşma ve sözleşmeler imzalamıştır.82

AT kuruluşundan üç yıl sonra aralarında ABD, Kanada, İsrail, Ja- ponya ve Yeni Zelanda'nın da yer aldığı dünyanın 17 ülkesi ile diplo- matik ilişki kurmuştur. Teşkilatın kuruluşundan kısa bir süre sonra Tunus, Yunanistan ve Türkiye tam üyelik başvurusunda bulunmuştur.

80 İKV, Avrupa Birliği’nde Ekonomik ve Parasal Birlik ve Türkiye, İKV Yayınla-

rı, İstanbul, 2000, s.95

81 www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/.../KavramlaraIilskinAN.pdf (15.04.2010) 82 www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/.../KavramlaraIilskinAN.pdf (15.04.2010)

Devletlerin dışında, GATT ve OEEC gibi uluslararası örgütlerle de AT arasında diplomatik ilişki kurulmuştur. 1991 yılı itibariyle AT ile diplomatik ilişkisi bulunan ülkelerin sayısı 160'a, 2001 yılı itibariyle 180'e yükselmiştir83.

Lome Sözleşmeleri, Uruguay Ticaret Müzakereleri, Akdeniz An- laşmaları, Orta Amerika Devletleri ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkele- ri ile yapılan anlaşmalar, AT'nin dünyanın her bölgesi ile siya- sal/ekonomik ilişkilerini canlandırmıştır. 1975 yılında imzalanan Bi- rinci Lome Sözleşmesi, AT'nin ilk önemli dış politika başarısını oluş- turmuştur. Benzer şekilde Akdeniz Anlaşmaları (1975-1978), AT'nin dış politikasına stratejik boyut kazandırmıştır. Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs ve Malta gibi ülkelerle gümrük birliği temelinde ortaklık ilişki- lerinin geliştirilmesi, Magrep (Kuzey Afrika), Maşrık (Doğu Akdeniz) ülkeleri ve İsrail ile serbest ticaret bölgesi kurulmasını öngören an- laşmalar ve 1980 yılında Tito'nun ölümünün ardından Yugoslavya'nın AT'nin Akdeniz Politikasına kabul edilmesi, 1981 yılında Güneydoğu Asya Ülkeleri Teşkilatı (SEATO) ile İşbirliği Anlaşması imzalanması, Toplulukların global düzeyde etkinliğini arttırmıştır.

SEATO ile imzalanan antlaşma AT'nin Güneydoğu Asya ülkeleri (özellikle Vietnam ve Kamboçya) ile siyasi diyalog kurmasının yolu- nu açmıştır. Beş Orta Amerika ülkesi ile imzalanan İşbirliği Anlaşma- sı ise AT'nin etkinliğinin Orta Amerika'ya uzanmasına neden olmuş- tur. Varşova Paktı'nın dağılmasından sonra Orta ve Doğu Avrupa ül- keleri ile imzalanan “Avrupa Anlaşmaları”, Avrupa Topluluklarının stratejik bakış açısını ortaya koymuş ve 2000'li yıllarda genişleme alanlarını belirlemiştir.

Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası öncesinde AT'nin dış ilişkileri ile Avrupa Siyasi İşbirliği mekanizması birbirinden ayrı sü- reçler olmasına karşın, birbirine paralel ve bir çok alanda birbirini bü- tünleyen bir seyir izlemiştir. AT'nin dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen olaylara karşı ortaya takındığı tutum ve izlediği politi- ka, pek çok noktada Avrupa Siyasi İşbirliği ile kesişmiştir. 1960'ların sonundan itibaren dünyanın çeşitli yerlerinde meydana gelen olaylara

karşı AT'nin Topluluklar düzeyindeki tutumunun oluşumunda, hükü- metler arası düzeydeki Avrupa Siyasi İşbirliği doğrudan/dolaylı şekil- de katkıda bulunmuştur. Bunun temel nedeni ise, AT Dışişleri Bakan- larının Topluluklar ve hükümetler arası düzeydeki işbirliğinin aynı amaca yönelik olmasıdır. Aşağıdaki listede, 1970'li ve 1980'li yıllarda meydana gelen çeşitli olaylar karşısında AT'nin aldığı tutuma yer ve- rilmiştir:

1967 yılında AT, askeri yönetim altındaki Yunanistan ile tüm ku- rumsal ilişkilerini kesmiş, ekonomik yardımları durdurmuş ve bu ül- keye karşı yaptırım uygulamaya başlamıştır84.

Benzer şekilde, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından Türkiye ile AB arasındaki tüm ekonomik ve siyasi ilişkiler dondurulmuştur. Taraflar arasında ilişkiler ancak 1980'lerin ikinci yarısından itibaren normal- leşme sürecine girmiştir.

1980-1981 yıllarında AT Polonya'ya gıda yardımı yapma kararı almıştır. Siyasal amaç taşıyan bu eylemin gerisinde yatan düşünce, Polonya'da SSCB uydusu yönetime karşı direnen Dayanışma Sendika- sı'nı desteklemektir. 85

1981-1982 kış aylarında Polonya'da yönetim, isyan olarak algıla- dığı direnişi ezmek için sıkıyönetim ilan ettiğinde AT'nin tepkisi SSCB'den yapılan ithalatı sınırlandırmak olmuştur.

1982 yılında Arjantin'in Falkland Adalarını işgal etmesi üzerine AT, Arjantin'den yapılan tüm ithalatı durdurmuştur. Bu karar 77 gün süre ile uygulamada kalmıştır.

Orta Amerika'daki siyasal gelişmelerden endişe duyan AT, 1982 yılında bölgeye yaptığı ekonomik yardımı üç katına çıkarmıştır. Yar- dımdan yararlanan ülkelerin arasında Nikaragua da yer almıştır.

1986 yılında AT, İsrail işgali altındaki Batı Şeria ve Gazze'den doğrudan mal ithal etmeye başlamıştır. İşgal altındaki Filistin toprak- larında yaşayan Filistinlilere destek verme amacı taşıyan bu eylem,

84 Vedat Akman, Avrupa Topluluğu ve Avrupa, Alfa Basım Yayın, No: 248, İstan-

bul, 1995, s.157.

85 Vedat Akman, Avrupa Topluluğu ve Avrupa, Alfa Basım Yayın, No: 248, İstan-

AT'nin 1980 Venedik Zirvesi'nde belirlenen Filistinliler konusundaki tutumunu takviye etmiştir.

Bu karardan 18 ay sonra Avrupa Parlamentosu, İsrail ile AT ara- sında imzalanan iki ticaret anlaşmasını ve bir mali protokolü, işgal al- tındaki topraklarda İsrail hükümetinin tutumunu kınamak ve İsrail'in Filistin tarım ürünlerinin AT'ye ihracına çıkardığı engelleri nedeniyle onaylamamıştır.

1987 yılında, Bakanlar Konseyi, Suriye hükümetinin AT toprakla- rında terörist eylemlerine cevap olarak, Şam yönetimi ile 5 yıl süreli mali protokol imzalamaya hazırlanan Komisyon'un yetkisini iptal et- miş, AT ile bu ülke arasında üst düzey diplomatik ilişki kurulması ya- saklanmıştır86.

1989 Mayıs ayında Çin'de gösteri yapan öğrencileri tanklarla ezen Pekin yönetimine tepki gösteren AT, bu ülkeye yapılan yardımı ve tüm kurumsal ilişkileri askıya almıştır. Taraflar arasındaki ilişkiler, 1990 Ekim ayında Bakanlar Konseyi kararına kadar kesilmiştir.

1990'da AT, Irak'a ve işgal altındaki Kuveyt'e karşı, BM kararları- na uygun olarak, top yekûn ambargo uygulamıştır. AT aynı zamanda işgalden ekonomik bakımdan en fazla etkilenen üç komşu ülkeye (Türkiye, Mısır ve Ürdün) 12 milyar dolarlık yardım öngören ABD ve diğer ülkelerin projesine katılmıştır. Yukarıdaki listede yer alan dış politika kararları ile Avrupa Siyasi İşbirliği düzeyindeki kararlar bir bütün olarak incelendiğinde dikkat çeken temel noktalar şunlardır: Avrupa Siyasi İşbirliği yetki alanında kalan dış politika ile AT'nin Topluluklar düzeyindeki dış politikası kimi zaman kesişirken, kimi zaman ayrılmaktadır. Bu durum kararların etkin olmasını sınırlandır- makta, AT'nin Avrupa içinde ve dış dünyadaki imajını olumsuz yönde etkilemektedir. İkinci olarak, kabul edilen kararların uygulama aşama- sında üye devletlerin ulusal inisiyatifi AT'nin ortak tutumunu gölgede bırakmaktadır. Bunun da temel nedeni dış politika araçlarının zayıf olmasıdır. AT üyesi devletler, üçüncü ülkelere asker veya askeri da- nışman gönderme, silah satma veya satmama; mali yardım, bağış ve kredi verme; özel sektör ihracatına garanti verme, kültürel, endüstriyel

ve iş fuarlarına heyetler gönderme veya bundan kaçınma olanaklarını tekellerinde bulundurmaktadırlar. Bu çerçevede AT'nin Topluluklar düzeyinde kullanacağı araçlar ise ticari önlemler ve mali yardım ile sınırlı kalmaktadır87.

1992 sonrası evrede ise bir yandan Topluluklar düzeyindeki dış politika varlığını sürdürürken, öte yandan Avrupa Siyasi İşbirliğinin devamı olarak Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikasının açılımları önem kazanmıştır. Yeni dönemde ODGP, Avrupa Siyasi İşbirliğinden farklı olarak “ileride savunma politikasına dönüşebilecek” güvenlik politikasını da içerecek şekilde geniş tanımlanmıştır.

2.2.4. Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası’nın İçeriği