• Sonuç bulunamadı

B. HUKUK DEVLETİ DÜŞÜNCESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ: DOĞAL HUKUKTA

3. Aristo ve Kanunun Egemenliği

Aristo (MÖ 384 – MÖ 322), Platon’un öğrencisi olmakla birlikte “birey”in yaratılmasına ilişkin attığı ilk ve küçük adımla ondan farklılaşmaktadır.75 Aristo’nun kuramındaki hukuk devleti nüvesi, bu farklılaşmadan çıkarsanabilecektir. Bununla birlikte hemen ve öncelikle belirtilmelidir ki bu kuram içinde devlet karşısında özerk bir bireyden bahsetmenin imkânı olmadığı gibi filozof, devletin aileden ve bireyden önce geldiğini de açıkça ifade etmektedir.76 Aristo’nun düşüncesinde insanın kendini gerçekleştirmesi ancak ve ancak devlet içinde mümkündür. Bir başka ifadeyle insanın yetkinleşmesi, amacına ulaşması, erdemli dolayısıyla da mutlu bir yaşam sürmesi için Pôlis’e ihtiyacı vardır. Uslu’nun belirttiği gibi insanın Pôlis’in dışında ve ona öncel bir (doğal) hakka sahip olması mümkün değildir.77 Bu açıdan yaklaşıldığında Aristo’nun devletinin, evlilik, aile, özel mülkiyet gibi kavramları dışlamamış olması bakımından bireysel hakların değil fakat genel olarak özgürlüklerin kabul edildiği bir yapı olduğunu söylemek mümkündür.78 Zira devlet belki insanların güvenliğini sağlamak için ortaya çıkmıştır ancak onun varlığını sürdürebilmesi, iyi yaşamı güvence altına almasına bağlıdır.79

Farklı bir açıdan yaklaşıldığında ise; Aristo, Sokrates’in “Devletin mümkün olduğu ölçüde bir birlik olması en iyisidir.” görüşüne karşı çıkarak devletin ancak farklı insanların bir arada olması ile gerçekleştirilebileceğini savunur. Aristo’ya göre “(B)ir sitenin varlığını sürdüren şey, farklı parçaları arasındaki kusursuz dengedir.”80 Bir toplum içindeki farklı yaşam tarzlarının varlığını kabul eden bu görüşüyle Aristo, farklı bireylerin haklarını karşılıklı olarak güvence altına almak görevini kanuna vermiştir ancak kanunun tek işlevi de bu değildir. İyi kanun aynı zamanda yurttaşların iyi ve adil olmasını da sağlamak zorundadır.81 Bu iyilik ve

75 “Aristoteles ile birlikte, polisin bir parçası biçiminde siyasal hayvan [yani Polites] olan insan öldü; Aleksandros ile birlikte insan birey olarak ortaya çıktı.” TARN W. W., La civilisation hellénistique, Payot, Paris 1936, s. 78 ve CHEVALLIER Jean-Jacques, Histoire de la pensée politique, Payot, Paris 1983, s. 115 ve SABINE George, Siyasal Düşünceler Tarihi 1, Çev.: Harun Rızatepe, Türk Siyasi İlimler Derneği Yay., Ankara 1969, s. 135’ten aktaran: AĞAOĞULLARI, Kent Devletinden…, s. 389.

76 ARİSTO, Politika, I. Kitap, 2. Bölüm, Çev.: Ersin Uysal, Dergâh, İstanbul 2007, s. 14. 77 USLU Cennet, Doğal Hukuk ve Doğal Haklar, Liberte, Ankara 2009, s. 94-101.

78 BLUNTSCHLI J. K., The Theory of the State, Clarendon Press, 3. Bası, Oxford 1895, s. 36-37;

GÜRİZ, Hukuk Felsefesi, s. 172.

79 ARİSTO, Politika, I, 2, s. 13. 80 ARİSTO, Politika, II, 2, s. 40.

81 ARİSTO, Politika, III, 9, s. 96; ARİSTO, Atinalıların Devleti, Çev.: Furkan Akderin, Alfa, İstanbul 2005, s. 17.

27

adalet devletin temel amacıdır ve ancak kanunun egemen kılınıp ona uyulması ile ortaya çıkar. Ne var ki Aristo’nun döneminde Jones’in ifadesiyle “Şu ya da bu herhangi bir toplantıda tesadüfen hazır bulunanların çoğunluğuna dayalı basit bir oylama yoluyla iptal edilemeyecek hiçbir yazılı anayasa yasa külliyatı yoktu. Hiç kimse bir günden ertesi güne görevlerinin ya da ayrıcalıklarının ne olduğunu bilemiyordu.” Bu durumu bir kargaşa hâli olarak gören Aristo’nun bu kargaşayı önlemek için ileri sürdüğü çözüm yolu kanunların yazılı hâle getirilmesidir. Böylece insanlar karar alacakları zaman azınlığın yargısı değil ancak çoğunluğun yargısı da dikkate alınmış olur.82 Aristo’ya göre “(V)atandaşların herhangi bir tanesinden ziyade yasanın hüküm sürmesi yeğ(lenmelidir)” çünkü kanunun yönetimi Tanrı’nın ve aklın yönetimidir.83 Bu bakımdan kanuna uygun yönetim Aristo’nun yönetim biçimlerini iyi ve kötü şeklinde sınıflandırırken kullandığı bir kriterdir. Gerçekten de kötü yönetim biçimleri olan tiraninin, oligarşinin ve demokrasinin bir türü olan demagojinin ortak noktası keyfîlik ve kanunları dikkate almamaktır.84 Aristo’nun kanuna tanıdığı bu üstünlük, hukuk devleti anlayışının bir yansıması olarak da anlaşılabilir.85 Akın, Aristo’nun düşüncesinde kanunun, devlet gücünün nasıl dağılacağını ve nasıl düzenleneceğini gösteren anayasaya da uygun olması gerektiğini belirtmektedir.86

Aristo’nun düşüncesinde hukuk devletinin izi, onun “erkler ayrılığı” düşüncesi üzerinden de sürülebilir. Aristo’nun en iyi yönetim biçimi bağlamında incelediği anayasanın unsurlara ayrılması, ideal yönetimin bir şartıdır.87 Aristo’ya göre her devlette88 üç fonksiyon vardır. Bu fonksiyonlar müzakere fonksiyonu, yönetsel fonksiyon ve yargı erkidir.89 Bu tasnif hukuk devletinin unsurlarından birini teşkil eden erkler ayrılığı kuramının da kaynağı olarak kabul edilebilir.90

82 JONES, Batı Felsefesi…, C. I, s. 436. 83 ARİSTO, Politika, III, 16, s. 116.

84 GÖZE, Siyasal Düşünceler…, s. 45-49; JONES, Batı Felsefesi…, C. I, s. 427-435; Von ASTER, Felsefe Tarihi…, s. 156.

85 AĞAOĞULLARI, Kent Devletinden…, s. 348.

86 AKIN İlhan, Kamu Hukuku, İÜHF Yay., 2. Bası, İstanbul 1979, s. 21.

87 AKAD Mehmet/DİNÇKOL VURAL Bihterin, Genel Kamu Hukuku, Der, İstanbul 2000, s. 22. 88 Aristo Politika’da devletin fonksiyonlarından değil fakat anayasanın unsurlarından bahsetmektedir. “All constitutions have three elements…”. ARISTOTLE, Politics, IV. Kitap, 14. Bölüm, Çev.: Benjamin Jowett, Batoche, Kitchener 1999, s. 100.

89 “There is one element which deliberates about public affairs; secondly that concerned with the magistrates…and thirdly that which has judicial power.” ARISTOTLE, Politics, IV, 14, s. 100. 90 AKİPEK İlhan, “Kuvvetler Ayrılığı Nazariyesinin Doğmasında Âmil Olan Fikirler”, AÜHFD, C. 9, S. 1-4, 1952, ss. 167-182, s. 168-179; AKYILMAZ Bahtiyar, “Tarihi Gelişim İçinde ve Özellikle

28

Platon’un ve Aristo’nun kanunların yönetimini insanların yönetimine tercih eden bakış açısı 1870 yılında Massachusetts Anayasasında “government of laws, not men” şeklinde anayasal ifadesine kavuşacaktır.91