• Sonuç bulunamadı

2.6. Azerbaycan Türkçesinde Alıntı Sözcükler

2.6.1. Arapça

Alıntı sözcüklerin sayısı bakımından birinci sırayı Arapça almaktadır.

Azerbaycan lügati üzerinden yapılan tespitlere göre Arapçadan toplam direkt Arapça kökenli 3737 sözcük ve Arapça ile birlikte en az bir başka dil ile kullanılan (Ar.+Far., Ar.+ Fr. , Ar.+Lat. , Ar.+Yun. ) 440 sözcük alınmıştır. Yani Lügatte toplam 4177 adet Arapça kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: âdem, âdil, bâriz, buhâr, hayatbahş (Ar.+ Far.)vb.

Lügatteki tüm alıntı sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu oran yaklaşık olarak % 41,45’e tekabül etmektedir.

2.6.2. Farsça

Azerbaycan Türkleri ile İranlılar erken dönemlerden beri komşu olmuşlar ve bunun sonucu birbirleriyle her alanda olduğu gibi kültürel alışverişte de bulunmuşlardır. Farsça sözcükler. Azerbaycan Türkçesine hem yazı hem de konuşma diliyle geçtiği için, ayrı ayrı alanlara özgü birçok Farsça sözcük bugün de yaşamaktadır.

Lügat üzerinden yapılan tespitlere göre Farsça kökenli 1523 ve Farsça ile birlikte en az bir başka dille kullanılan (Far.+Ar. , Rus.+Far. , Fr.+Far, Çin+Far.+Lat.+Far.) 183 sözcük alınmıştır. Yani lügatte toplamda 1706 Farsça kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: âzer, bîçâre, bîtâb. bîinsâf (Far.+Ar.)..vb.

Lügatteki tüm alıntı sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %16,92 oranına tekabül etmektedir.

2.6.3. Yunanca

Lügat üzerinden yapılan tespitlere göre Azerbaycan Türkçesine en fazla alıntı sözcük veren 3. dil Yunancadır.

Lügat üzerinden yapılan tespitlere göre eski ve köklü bir dil olan Yunanca kökenli 1255 ve Yunanca ile birlikte en az bir başka dille kullanılan (Yun.+Far. ,Yun.+Lat.

37

Yun.+Ar.,Yun.+Alm. , Yun.+Fr.) 19 sözcük alınmıştır. Yani toplamda 1274 Yunan kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır.

Örn: asfalt, artrit(iltihab), aristokrat, arxeologiya, antropologiya,barometr, fener..vb.

Lügatteki tüm alıntı sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %12,41 oranına tekabül etmektedir.

2.6.4. Latince

Hint-Avrupa dil ailesine üye antik bir dil olan Latince, tarih boyunca bilim ve yönetim dili olarak kullanımıştır. Bu yüzden dünyanın hemen hemen her diline bir sözcük vermiştir.

Lügat üzerinden yapılan tesbitlere göre Latince kökenli 1144 ve Latince ile birlikte kullanılan( Lat.+Yun., Lat.+Far.) 3. Toplamda 1144 Latin kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: aparat, animizm, basil (mikrop)..Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %11,35 oranına tekabül etmektedir.

2.6.5. Fransızca

Fransızca, Türkiye Türkçesine gösterdiği etkiden çok daha az olarak Azerbaycan Türkçesini de etkilemiştir. Söz konusu etki, Rusça aracılığıyla XIX. yüzyılın 50’li yıllarından beri dolaylı olarak gerçekleşebilmiştir. Fransız kökenli kelimeler, Rusçaya çoğunlukla Birinci Petro döneminde geçmiştir. Akabinde XVIII. yüzyılın sonu, XIX yüzyılın başlarında Rus asilzadelerinin arasında bir kullanım geleneğine dönüşen Fransız dili ve kültürüne özenme, çok yaygın bir hale gelmiştir. Fransızcadan Rusça aracılığıyla özellikle askeri, tiyatro, müzik, dil ve edebiyat, tıp vb. alanlarına ilişkin terimler, Azerbaycan Türkçesine geçmiştir. Günümüzde ise, gerek bir takım yabancı kelimelerin Türkçe karşılıkları gerekse İngilizceden geçen terminolojik nitelikli sözcükler, özellikle bilişim ve iletişim alanlarıyla bağlı bilişsel kavramları ifade eden terimler, Azerbaycan Türkçesine Türkiye Türkçesi aracılığıyla da geçebilmektedir (Musaoğlu, 2007:473-565). Lügat üzerinden yapılan tesbitlere göre Fransızca kökenli 810 ve Fransızca ile birlikte kullanılan( Fr.+Lat. , Fr.+Far.) 2. Toplamda 812 Fransız kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: baron, blok, bloknot. duş, diplomat... vb.

Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %8,05 oranına tekabül etmektedir.

2.6.6. Rusça

Azerbaycan Türkçesi 20.yy’da Rusça ve Rusça kanalıyla Avrupa dillerinden geçen sözcüklerin akımına uğramıştır.

Bu sözcüklerin büyük bölümü, çeşitli sahalara özgü terimlerdir.

Lügat üzerinden yapılan tesbitlere göre Rusça kökenli 301 ve Rusça ile birlikte kullanılan (Rus.+Far.) 1. Toplamda 303 Rusça kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır.

Örn:boçka, duma,

Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %2,98 oranına tekabül etmektedir.

2.6.7. İngilizce

Günümüzde uluslararası dil, iletişim dili veya dünya dili olarak adlandırılan İngilizce artık birçok meslekte gereklilik haline gelmiştir.

Birçok ülkede resmi dil olarak kullanılan İngilizce resmi dil olmadığı pek çok ülkede de yabancı dil olarak öğretilmektedir.

Her dile değişik oranlarda etki eden İngilizce, Azerbaycan Türkçesine de etkide bulunmuştur.

Lügat üzerinden yapılan tespitlere göre 235 İngilizce kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: çempion, çek, faks.vb.

Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %2,33 oranına tekabül etmektedir.

2.6.8. Almanca

Lügat üzerinden yapılan tespitlere göre 204 Almanca kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: fakülte, gildiya (ittifak)..vb.

Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %2,02 oranına tekabül etmektedir.

2.6.9. İtalyanca

15. ve 16. yüzyıllarda Venedik ve Cenevizliler ile var olan ilişkiler, Türkçe ve İtalyanca etkileşiminin ilk adımı olmuştur. Denizcilik ve ticaret çerçevesindeki bu ilişkiler bu alanlarla alakalı birçok İtalyanca sözcüğün Türkçeye geçişini sağlamıştır.

39

Daha sonraları cumhuriyet kurulduktan sonra ticaret kanunlarının İtalya‟dan alınması beraberinde birçok İtalyanca öğeyi Türkçeye taşımıştır (Durmuş, 2004: 10).

Lügat üzerinden yapılan tespitlere göre 102 tane İtalyanca kökenli alıntı sözcük bulunmaktadır. Örn: freska (yaş,taze), fiasko.. vb.

Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %1,01 oranına tekabül etmektedir.

2.6.10. Diğer Diller

Azerbaycan Türkçesinde yukarıda sıraladağımız diller dışında alıntı yapılan diller de mevcuttur.

“Azerbaycan Dilinin İzahlı Lüğeti” (4 cild)/2006 sözlüğünün baskısından hareketle tespit edilen diğer dillerden alıntı sözcüklerin sayıları yaklaşık olarak aşağıdaki gibidir. İsp. : 46 Hol. :35 Sans.:11 Pol. :10 Çin.:7 Port.:3 Fince :3 Mong. :3 Mac.:1 Mal. :2 Özb. :2 Gür. :2 Skand. :1 Tunguz. :1 Erm. :1 Rum. :1 Norveç. :1 Ukr. :1

Lügatteki tüm sözcükler göz önünde bulundurulduğunda bu sayı yaklaşık olarak %1,29 oranına tekabül etmektedir.

“Azerbaycan Dilinin İzahlı Lüğeti” (4 cild)/2006 sözlüğünün baskısında yaklaşık olarak 44600 kelimenin 10.077 tanesinin alıntı kelime olduğu tespit edilmiştir.Lügatteki deyimler hariç tüm kelimeler dikkate alındığında bu oran yaklaşık olarak %21,62’ye tekabül etmektedir.

Alıntı sözcüklerin dillere dağılımının anlaşılabilirlik açısından tablo halinde gösterimi aşağıdaki gibidir:

Arapça %41,45 Farsça %16,92 Yunanca %12,64 Latince %11,35 Fransızca %8,05 Rusça %2,98 Diğer Diller %6,65

Azerbaycan Türkçesindeki Alıntı Kelimelerin

Oranları

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. SES KAVRAMI VE SES BİLGİSİ

İnsanın anlamlandırdığı, şekillendirerek bir kimlik kazandırdığı ses, ciğerlerden gelen havanın ses yolunun herhangi bir noktasındaki boğumlanma ile oluşan ve yayılarak kulakta, bir ünlü olarak veya bir ünlüyle birlikte algılanan titreşim şeklinde tanımlanmaktadır (Korkmaz, 2007: 183).

Ses bu tanımlamanın çok üzerinde özel bir mahiyete sahiptir; çünkü sadece belirli maddelerden yansıyan bir titreşim dalgası değil, aynı zamanda insanların bireysel anlamda kendilerini, toplumsal anlamda da kendileri için bir gereklilik olan iletişim kavramını gerçekleştirmek için kurmuş oldukları dil birliklerinin (ses > hece-sözcük- cümle) en küçük unsurunu (Üçok, 1951: 3) oluşturarak hem iletişimin hem de dolayısıyla bireysel ve toplumsal anlamda varolmanın temelini oluşturmaktadır. Bu yönüyle sesler, insanların duygu ve düşünce dünyalarını olgunlaştıran, onların dış dünyayı yorumluyarak içselleştirmelerini sağlayan ve onlara dil-düşünce ilişkisi kurma fırsatını veren; Weisgerber’in de dediği gibi “dünyayı söze dönüştürmelerine” (Kayaalp, 1998: 69) yardımcı olarak farklı yaşam alanları sunan değerli varlıklardır. Coşkun da (2008: 20) ”Ses insan hayatının her aşamasında etkili olup, varlıkları adlandırmada, onların karekterini yansıtmada ve insanlar arasında iletişim kurulmasında en üst derecede görev yapar.” diyerek bu değerli varlıkların insan hayatına ne denli nüfuz ettiğini vurgulamaktadır.

Konuşmayı sağlayan hareketlerin tümüne; ciğerlerden gelen havanın, ses yoluyla belirli bölgelerinde açılma, kapanma, daralma, hışırdama vb. hareketlerle sese dönüştürülmesi olayına boğumlanma denir. Ağız boşluğunda seslerin oluştuğu çeşitli noktalara; bir ünsüzün çıkışı sırasında ses yolunun daralan veya kapanan noktasına boğumlanma noktası adı verilir (Vural ve Böler , 2012 : 55).

Hece kurmadaki işlevleri esas alınarak, dillerdeki sesler ünlü ve ünsüz olmak üzere sınıflandırılmıştır. Ünlüler, ciğerlerden alınan havanın, ağzın değişik bölgelerinde ve dilin değişik haraketleriyle boğumlanmasıyla oluşurken ; ünsüzler, havanın ses çıkarma organlarına çarpıtmasıyla elde edilirler .

Dil seslerini boğumlanma bakımından ünlü ve ünsüzler diye ayırmanın genel nedeni şöyle açıklanmaktadır : Ünsüzün oluşumu sırasında , basınç ses aygıtının bir üyesi

üzerinde daha bölgesel boğumlanma özelliğine sahipken , ünlünün olşumu sırasında ise ,basınç bir üye üzerinde değil ,bütünüyle ses aygıtına yayılmış durumda daha genel boğumlanma özelliğine sahiptir (Karaağaç, 2013: 31).

Yeryüzündeki bütün dillerde ünlü/ünsüz sesler belirli niteliklere göre sınıflandırılmaktadır. Dünya dillerindeki var olan ünlüler çeşitlerine göre 4 grupta sınıflandırılmıştır:

1.Ağız Ünlüsü: Açık ve berrak bir şekilde boğumlanan ünlülerdir. 2.Geniz Ünlüsü: Geniz yolu açıkken boğumlanan ünlüdür.

3.Kayan Ünlü (Diftong): Ünlünün işlevini yerine getiren çift ünlüdür (au,ao,eu,eo). Örn: maus (fare)

4.Yarı Ünlü: Ünlüyle ünsüz sınırı arasında bulunan seslerdir. Bu sesler söyleyiş ve akustik açıdan ünlü, işlev açısından ise ünsüz niteliği taşırlar (y,v,ğ,h). (Aksan, 2000: 24-31; Korkmaz, 2007: 242; Emre, 1949: 11).

Genel Türkçe için /y/ ünsüzünü ve iki ünlü arasında /v/ ünsüzünü yarı ünlü sesler olarak kabul etmekteyiz (Özek, 2014:69)