• Sonuç bulunamadı

2.3. Dayanışmacı, Aracı ve Bağlantı Kuran Sosyal Sermaye

2.3.2. Aracı Sosyal Sermaye

Aracılığın kavramsallaştırılması uzun bir geçmişe sahiptir. Simmel’in faydalı üçüncü olarak adlandırdığı bu kavramı Marsden (1982: 202) “aktörlerin birbirine erişimi olmayan ya da birbirine güvenmeyen diğer aktörler arasındaki işlemleri kolaylaştırdığı” bir mekanizma olarak tanımlar (Long vd., 2013: 9). Obstfeld (2014) ise aracılığı “bir aktörün diğer aktörler arası etkileşimi etkilediği, yönettiği veya kolaylaştırdığı bir davranış” olarak tanımlamasıyla Marsden’in tanımın daha da genişletmiştir. Ayrıca “bir aktörün doğrudan bağlantılı olmayan diğer iki aktör arasındaki kaynak veya bilgi akışına aracılık ettiği bir ilişki” olarak da tanımlanmaktadır (Fernandez ve Gould, 1994: 1457). Burt ise aracılığı sosyal

Yakın Arkadaşlar Aile

Akrabalar Dayanışmacı SS Meslektaşlar Mesafeli Arkadaşlıklar Dini Örgütler Sivil Toplum Kuruluşları Kulüpler ve Topluluklar Mahkemeler Polis Hükümet Aracı SS Bağlantı Kuram SS

sermayenin en önemli parçası kabul edip bireyin aracılık konumundan dolayı bilgi akışı ve bu akışın kontrol faydalarının bireye saylayacağı avantajlar üzerinden tanımlamaktadır (Burt, 2000). Bundan dolayı aracı sosyal sermaye “fikirsel, kültürel, etnik veya dini olarak farklı kişilerden oluşan daha az yoğun ve çapraz ilişkiler” şeklinde tanımlanabilir.

Aracılık konusu son zamanlarda artan çalışmalarla önemini daha da arttırmıştır. Bu çalışmalar arasında aracılık faaliyetlerinde bulunan kurumların hükümetin politika belirlemesine yardımcı olması (Fernandez ve Gould, 1994), sağlık çalışanları açısından oluşturdukları farklı gruplar arası özel bilgi aktarımına fayda sağlanması (Long, Cunningham ve Braithwaite, 2013), bireyin mesleki eğitim ve girişimcilik sürecine olumlu etkileri (Umphress vd., 2003), yenilikçi fikirlerin oluşmasına katkı sağlaması (Fleming, Mingo ve Chen, 2007) ve daha yüksek takım performansının ortaya çıkmasına yardımcı olması (Soda, Usai ve Zaheer, 2004), piyasaların oluşmasında aracı aktörlerin kurucu bir rol üstlenmesi (Pollock, Porac ve Wade, 2004), kobilerin rekabet güçlerini artırmak için birbirleri ile ilişkilerini güçlendirmesi (Kirkels ve Duysters, 2010) gibi birçok farklı çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalar aracı bağların faydalı yanlarını ortaya koymaktadır

Aracılık faaliyetleri, en basit şekliyle iletişime geçmek isteyen iki taraf ve bir aracı olmak üzere en az üç taraftan oluşur. Bu yapı aracılar ve tarafların çıkar veya faaliyetlerine göre farklılaşmaktadır. Gould ve Fernandez (1989) bu yapının beş farlı şekilde meydana gelebileceğini ileri sürer. Bunlardan ilki bütün tarafların aynı grup içinde yer aldığı, ikicisinin iletişime geçmek isteyen tarafların aynı grupta fakat aracının farklı bir grupta olduğu, üçüncüsünün her bir tarafın farklı gruplarda bulunduğu, dört ve beşincisinin ise sırasıyla iletişime geçmek isteyen tarafların aracı ile aynı gruptan olduğu şeklinde analitik olarak beş farklı ayrım yapmıştır (Gould ve Fernandez, 1989). Diğer bir ayrım ise bu yapının sonuçları üzerinedir. Bu ayrımda üç kısımdan oluşmaktadır. Bunlardan ilki aracılar vasıtasıyla farklı kaynaklara ulaşması sonucunda bilgi transferi imkânı bulması, ikinci tanımadığı bireylere ulaşma imkânı bularak aracılar sayesinde yeni arkadaşlıklar kurması, sonuncusunun ise örgüt içi veya örgütler arası iletişimin oluşmasına imkân tanıyan aracılar vasıtasıyla koordinasyon sağlanmasına yardımcı olması açısında üçe ayrılır (Spiro, Acton ve Butts, 2013).

Burt aracılık konusunda yaptığı çalışmalarla bu güne kadar yapılan çalışmalardan daha çok dikkat çekmiştir. Aracı sosyal sermayeyi bir ağın birbirinden bağlantısız iki uzak kısmını bir araya getiren aracı aktörler tarafından ortaya çıkabileceğini, yani birbirinden kopuk bağların köprü kuran bireyler vasıtası ile oluşabileceğini ileri sürer. Dahası yapısal olarak bu delikler açısından daha zengin temaslara sahip olanlar daha faydalı fırsatlar hakkında daha fazla bilgiye sahip olacağını ve aynı zamanda sahip oldukları bilgilerin üzerinde kontrol gücünün de olduğunu çalışmalarında göstermiştir (Burt, 2000: 335; Burt, 2002: 337). Bireyler arası kopuklukların sayısı arttıkça bireyin sosyal sermayesi de artmaktadır. Yapısal deliklerde aracı olan kişi üzerinde ne kadar az kısıtlama varsa yani bireyin kurduğu ilişkinin yoğunluğu, hiyerarşisinin düzeyleri ne kadar az ise ya da ağbağının büyüklüğü ne kadar fazla ise bu kısıtlamalar da azalmakta ve bireyin sosyal sermayesi artmaktadır (Burt, 1997). Aracı sosyal sermayede tıpkı zayıf bağlar gibi bilgiye erişim ve kontrol konusunda büyük faydalar sunmaktadır. Aracının bundan elde ettiği avantajı Burt bireyin konumuna yorumlarken Granovetter de ağbağın gücüne dayandırmaktadır.

Aracı sosyal sermayenin var olmasının temelinde yatan unsur olan yapısal boşlukların değeri ne zaman ve nerede ortaya çıktığına bağlı olarak değişmektedir. Bu süreç içerisinde de en önemli değişken yöneticiyle aynı işi yapan meslektaş (akran) sayısı ile alakalıdır. Sosyal sermaye değeri ve aynı işi yapan meslektaş sayısı arasında ilişki ise meslektaşlar arasındaki rekabet ve aktörün meşruluğundan kaynaklanmaktadır. Bir işi yapan birçok meslektaşa sahip olmak yöneticinin kendi iş tanımı ve performansını etkiler. Meslektaşlarının (akranlarının) iş yerindeki davranışları yöneticinin nasıl davranışta bulunacağını ve akranları ile girdiği rekabet yöneticinin performansını nasıl ayarlaması gerektiğini düzenler (Burt, 1997: 345). Diğer taraftan da aracı bireyin meşruluğu ile alakalıdır. Eğer bu meşruluk onaylanmazsa aracı aktörlerin sürdürülebilirlik sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur. Özellikle ilk yıl köprüler kurularak oluşturulan aracıların %90 ikinci yıl bozulmaktadır. Bu süreç ilk iki yıl boyunca da devam etmektedir (Burt, 2002). Meşruluğunun onayını ise birlikte çalıştığı ve ilişki kurduğu diğer kişiler belirler

Aracılığının olumsuz yönlerinin biri de bireyin yaşadığı kültürün onu kısıtlamasıdır. Yani, aracılık veya yapısal boşluklar genelde açık pazarlarda, serbest piyasalarda ve bireyci yapılarda pozitif etki sağlarken karşımıza çıkmaktadır. Fakat rekabetten çok işbirliğini benimsemiş kültürlerde bu faaliyetler sonuçsuz kalabilmektedir. Örneğin Çin gibi toplumlarda yapısal boşlukları doldurmak en kötü davranış olarak kabul edilir. Bu faaliyette bulunan bireyin kariyer gelişimine engel olma gibi ağır yaptırımlar beklemektedir (Xiao ve Tsui, 2007). Yoğun iletişim bulunan ağlarda yapısal boşluklar ağ üyeleri arasında koordinasyon ve iletişimin zayıf olmasından dolayı fırsatlardan da mahrum kalabilir. Bu da yoğun ağlarda inovasyon performansını olumsuz etkiler (Tan, Zhang ve Wang, 2015). Dahası örgüt içinde kurulan zayıf ilişkiler de karmaşık işler de bireyler arasında çatışmaların oluşmasına neden olabilir (Gargiulo ve Benassi, 2000: 188). Ayrıca aracılar zaman içinde ilişkilerini geliştirerek bu boşlukları doldurarak kapalı bir ağa dönüşebilir (Zaheer ve Soda, 2009).

Coleman ve Burt’un aksine Lin her iki türünde kendine özel işlevlerinin olduğundan dolayı bireyin bir ağbağında hem aracı hem de dayanışmacı sosyal sermayesinin olması gerektiğini savunmaktadır. Bu farklı işlevler beraberinde farklı faydalara neden olması tıpkı bir yapbozun iki parçasının birbirini tamamlaması gibi iletişim kuran bir kişinin de eksik yönünü tamamlar. Yani aracı sosyal sermaye ağbağını araçsal olarak kullanmayı amaçlayarak yeni ağlar keşfeder. Dayanışmacı sosyal sermaye ise amaçsal eylemlerle ağbağın mevcut bağları korumayı hedefler (Lin, 2005: 60). Ayrıca aracı ve dayanışmacı sosyal sermayenin faydalarını Lin aşağıdaki tablodaki gibi bir ayrım yaparak göstermiştir.

Tablo 2.2. Dayanışmacı ve aracı sosyal sermaye özellikleri.

Dayanışmacı Sosyal Sermayenin Aracı Sosyal Sermayenin

Fiziki varlığın korunması-maddi ya da

fiziki destek bulabilme Ekonomik fayda ve varlık kazanımı

Akıl sağlığının korunması-sosyal ve

duygusal yine bununla bağlantılı olarak Siyasi fayda-iktidar kazanımı Hayattan tatmin olarak üç ana grupta

toplanabilecek ve daha çok kendileri birer amaç olan faydalar (expressive returns) sağladığını söyler.

Sosyal fayda-itibar kazanımı biçiminde aslında birer araç olan faydalar (instrumental retums) sağladığını iddia eder.

Kaynak: (Öztaş, 2007).