• Sonuç bulunamadı

Modülün Amacı

2 ARABULUCULUK NEDİR?

En kısa tanımıyla arabuluculuk, tarafların, bir veya daha fazla arabulucunun yardımı ile bir anlaşmaya varmak için ihtilaflı meseleler üzerinde görüşme yaptıkları bir uyuşmazlık çözüm sürecini ifade eder1. Daha detaylı bir tanıma göre ise arabuluculuk, üçüncü kişinin

tarafları bir araya getirerek müzakere edebilmelerini sağladığı ve aralarındaki iletişimi kolaylaştırdığı, çözüme ilişkin karar verme yetkisinin taraflarda kaldığı, sürece ilişkin tav- siye veya karar verme yetkisinin ise üçüncü kişide olduğu bir yapılandırılmış uyuşmazlık çözüm sürecidir. Arabuluculuk için en az iki tarafa ihtiyaç vardır; sürecin arabuluculuk olarak nitelendirilebilmesi için ise bir üçüncü kişinin müdahalesi gereklidir. Bu tarafsız üçüncü kişinin katılımı olmaksızın yapılan görüşmeler, bir diğer alternatif uyuşmazlık çö- züm yolu olan müzakere olacaktır. Bu nedenle, arabuluculuk yöntemine kolaylaştırılmış veya yardımlı müzakere de denilebilir. Arabuluculuk genel anlamıyla, çatışmaların çözü- mü, yönetimi ve önlenmesi amacıyla kullanılan en etkili yöntem olarak ele alınmakla bir- likte, arabuluculuğun temel amacı, mahkemelerin yoğunluğunu azaltmak değil, taraflar arasındaki iletişimsizliği arabuluculuk eğitimi almış profesyoneller yardımıyla gidermektir (madde 7).

Kanun, arabuluculuğu “sistematik yöntemler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirini anlamaları ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulma- sını gerçekleştirilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımlanmak- tadır.

Arabuluculuğun temel özelliklerinden birisi, uyuşmazlığın menfaat temelli çözülmesidir.

1 Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Konusunda Rec (2002) 10 Sayılı Tavsiye Kararı. Ayrıca bk. Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi (2008/52/EC) madde 3/a.

Arabuluculuk, hukukumuzda yargılama, tahkim ve diğer uyuşmazlık çözüm yöntemleri gibi adalete erişim araçlarından biri olarak kabul edilir. Adalete erişimin temelleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2, 5, 9, 10, 36, 141/4. maddeleri ve HMK’nın 77. maddesinde yer almaktadır. Arabuluculuğun, kanunla düzenlenmesi kanun koyucu tarafından arabuluculuğa erişim araçlarından biri olarak kabul edildiğinin en açık göstergesidir .

Yani, uyuşmazlığın çözümünde taraf menfaatleri ön plana çıkmaktadır. Bu sebeple, hu- kuki değerlendirmeler arabuluculukta yer almamakta, uyuşmazlığın çözümüne temel teşkil etmemektedir. Üstelik taraflar, mevcut düzenleme ve usullere bağlı kalmaksızın sa- dece kendilerine özel bir çözüm yolu geliştirebilmekte ve herkes için oluşturulmuş kalıp- lar içinde kalmak zorunda olmamaktadırlar. Dolayısıyla arabulucu, tarafların ihtiyaçlarını her vakaya özgü güç ilişkilerini dikkate alarak ve bu çerçevede oluşan pratik ve stratejik toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarını2 değerlendirerek ele almalıdır.

Arabuluculukta iletişim ve tarafları doğru anlayabilmek, büyük önem arz eder. Arabulucu, iletişim becerilerini kullanıp, genellikle sorular sormak yoluyla, tarafların kendilerini ifade etmelerine ve uyuşmazlığı çözmelerine yardımcı olur. Aslında, tarafsız üçüncü kişinin sü- rece katılımından beklenilen temel fayda da budur.

Arabuluculuğun diğer önemli bir özelliği, gönüllülüktür. Taraflar, sürece başlayıp başla- mama, başladığı süreci devam ettirip ettirmeme ve sonuçlandırıp sonuçlandırmama ko- nusunda serbest iradeye sahiptir. Bunlar dışında, arabuluculuğun belki de en önemli özelliği, gizliliktir. Aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk faaliyeti esnasında elde edilen bilgilerin karşı tarafla veya üçüncü kişilerle paylaşılması ve arabuluculuk sürecinde hazır- lanan belgeler ve süreçte yapılan açıklamaların anlaşmaya varılamaması hâlinde yargı- sal yollarda delil olarak kullanılması mümkün değildir.

Arabuluculuk iradi bir süreç olduğu için, aksine yasal düzenleme olmadıkça taraf, ara- buluculuğa başvuru konusunda zorlanamaz. Dolayısıyla, arabuluculuğun bir dava şartı olarak düzenlenmediği durumlarda, gönüllülük ilkesi gereği tarafların bu konuda anlaş- mış olmaları ve bir sözleşme yapmaları gerekecektir. Bu sözleşme, bağımsız bir sözleşme şeklinde düzenlenebileceği gibi esas sözleşmeye arabuluculuk şartı konması suretiyle de yapılabilir.

Arabuluculuğa, uyuşmazlık dava aşamasına gelmeden önce veya davanın görülmesi sı- rasında başvurulabilir.

Arabuluculuk faaliyeti, tek arabulucu tarafından veya eş arabulucular tarafından yürütü- lebilir. Eş arabuluculuk, iki veya daha fazla arabulucunun dâhil olması ile yapılan arabu- luculuktur. Eş arabuluculuk genellikle üç şekilde yapılabilir:

a) Ön koltuk / arka koltuk arabuluculuğu: Tecrübeli arabulucu süreçte liderlik eder; daha az tecrübeli veya tecrübesiz arabulucu ise süreci izler ve kendisini rahat hissettiği durum- da sürece katılır.

b) İş bölümü yapılan eş arabuluculuk: Bu tip arabuluculuk değişik şekillerde yapılabilir. Arabulucular konulara göre iş bölümü yapabilir veya her bir arabulucu tek bir taraf ile ilgilenebilir.

c) Sıra ile yapılan arabuluculuk: Bu tip eş arabuluculukta arabulucular süreci sıra ile yö- netirler. Sıralama arabuluculuk aşamalarına göre yapılabilir. Yani her arabulucu bir aşa- mayı yönetebilir veya bir arabulucu süreci yönetirken diğeri gözlem yapıp not alır; gerekli gördüğü yerde veya uygun durumda sürece dâhil olabilir.

Arabuluculukta kullanılacak yöntem, arabulucuya, taraflara ve uyuşmazlık konusuna

2 Toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarına ilişkin ayrıntılı bilgi için bk. Modül 11: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Farklılık ve Arabuluculuk.

göre farklılık gösterebilmekle birlikte; genelde beş aşamalı bir yöntem tercih edilir. Ön- celikle taraflar ve arabulucu sürece hazırlanır. Daha sonra süreç başlar. Süreç boyunca arabulucu, taraflarla birlikte ve / veya teker teker görüşmeler yapar. Bu görüşmelerde tarafların karşılıklı duygularının ve hukuki durumlarının anlaşılması hedeflenir. Arabulu- cu, her bir tarafla baş başa yaptığı görüşmelerde (caucus) uyuşmazlığı ve uyuşmazlığın temellerini anlar; yani, inceleme yapar, taraflar arasında anlaşma aralığının olup olmadı- ğını tespit eder. Bu tespit sonrasında müzakere aşamasına geçilir. Son aşama ise uyuş- mazlığın çözümü mümkün olmuşsa gündeme gelen anlaşma veya tarafların anlaşama- ması ihtimalini de kapsayan sonuç aşamasıdır. Arabuluculuk sürecinde taraflar arasında anlaşma imkânının olup olmadığının tespitine ve mümkün olursa tarafların anlaşmaya ulaşmasına çalışılır. Arabulucu, süreçte taraflara yardımcı olan kişidir. Ancak tarafların anlaşması zorunluluğu yoktur; sürecin başarılı olması tarafların anlaşması ile ölçülmez. Zira sürecin başarısı belirlenirken ”taraflar süreçten ve arabulucunun katılımından mem- nun mu, zaman ve masraf konusunda azalma ve elde edilebilecek çözümlerde artış oldu mu, taraflar arası iletişim ve ilişki gelişti mi, çözüme ulaşıldı mı, varılan anlaşma ne kadar sürdü” gibi sorulara verilecek yanıtlar birer kriter olabilir ve tarafların anlaşmaya varması, bu kriterler içerisinde sadece bir tanesidir. Dolayısıyla esas olan, sürecin doğru bir şe- kilde işletilmesidir. Zaten bu durumda süreç, genellikle anlaşma ile sonuçlanmaktadır. Deneyime ve profesyonelliğe dayanan bir arabuluculuk surecinde, tarafların en azından bir dereceye kadar tatmin olması beklenir. Ancak süreç olumsuz olarak da sonuçlana- bilir. Bu durumda arabulucu, taraf ilişkisinin korunması veya daha fazla bozulmaması- na yönelik olarak çaba göstermelidir. Taraflar, arabuluculuk sürecini daha sonra tekrar deneyebilir veya taraflar diğer uyuşmazlık çözüm yöntemlerine başvurabilir. Bu konuda ayrıntılı bilgi ileride 10. Modül’de verilecektir.