• Sonuç bulunamadı

ARABULUCULUĞUN OLUMLU YÖNLERİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Modülün Amacı

5 ARABULUCULUĞUN OLUMLU YÖNLERİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Uyuşmazlığın çözümü için dostane uyuşmazlık çözüm yollarının ve özellikle arabulucu- luğun seçilmesi, pek çok açıdan faydalı olabilecek ve olumlu sonuçlar doğurabilecektir. Bununla birlikte, az sayıda olmakla birlikte bazı hâllerde tarafların arabuluculuktan bek- lenen faydayı elde etmeleri mümkün olmayabilir.

5.1 Arabuluculuğun Olumlu Yönleri

5.1.1

Menfaat ve İhtiyaç Odaklı Karşılıklı Kabul Edilmiş Bir Çözüm

Arabuluculukta uyuşmazlık, tarafların ihtiyaç ve menfaatleri temel alınarak, sulh yoluyla; yani tarafların isteklerine uygun şekilde çözülmektedir. Yargısal yöntemlerde, herkes için

geçerli genel ve soyut olan kanunların her olasılığı tahmin etmesi ve her somut olaya uygun çözümler sunması mümkün olamamaktadır. Arabuluculukta ise mevcut düzen- leme ve usul ile bağlı olunmaması, taraflara kendilerine ve somut duruma özel çözüm üretme ve dolayısıyla tatmin olma imkânı sağlamaktadır. Bunun gibi gizlilik ve tarafsızlık ilkelerinin de etkisiyle, tarafların menfaat ve ihtiyaçlarına odaklanılabilmesi, tarafların kendisini daha iyi anlatabilmesi ve özellikle duygularını ifade edebilmesi mümkün olmak- tadır. Böylelikle çözüm, tarafların ilişkisinin devamını sağlamakta ve yeni uyuşmazlıkların önüne geçmekte; genel olarak ise toplumsal barışın sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Zira taraflar memnun olmadıkları bir çözüm üzerinde anlaşmak mecburiyetinde değildir. Buradaki temel amaç, geçmişe odaklanıp uyuşmazlık nedeniyle zarar görenin tatminin- den ziyade, ileriye odaklanıp her iki tarafın da mutlu olabileceği yeni bir gelecek oluştu- rabilmektir.

Menfaat ve ihtiyaç odaklı yaklaşım, aşağıda açıklandığı gibi masraftan ve zamandan tasarruf sağlayacağı için taraflara uyuşmazlığın getireceği stresi de azaltmaktadır. Ara- buluculuk sonunda yapılan anlaşmaların, gönüllü olarak yerine getirilme ve taraflar arasındaki dostane ve sürekli ilişkileri koruma olasılığı daha yüksektir [Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi (2008/52/EC)].

5.1.2

Zamandan Tasarruf

Ortada bir uyuşmazlık var ise doğru olan, bunun en kısa zamanda çözülmesidir. Sürecin uzaması, uyuşmazlığın büyümesine ve yayılmasına sebep olabilir. Bu açıdan arabulu- culuk, oldukça avantajlı ve çok kısa sürede sonuçlanan bir yöntemdir. Zira bu dostane çözüm yolunda görüşmeler için gerekli olan süre, pek çok durumda genellikle bir gün veya daha kısadır. Özellikle aile uyuşmazlıkları gibi diğer bazı durumlarda, daha uzun sü- relere ihtiyaç duyulabilmekle birlikte; her hâlde uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözül- mesinde geçen süre, davaya göre son derece kısadır. Bu durum, uyuşmazlık çözümünde zamandan tasarruf sağlamaktadır. Ancak bunun için arabulucuların zamanı iyi yönetme becerisine sahip olmasının da rolü büyüktür.

5.1.3

Masraftan Tasarruf

Zamandan tasarruf edilen bir yöntem, masraftan tasarruf sonucunu kendiliğinden do- ğurmaktadır. Arabuluculuk, uyuşmazlığı en fazla haftalarla, günlerle ve hatta saatlerle basit bir şekilde çözmeyi hedeflediği için, ekonomik bir yöntemdir. Buna ilave olarak, arabuluculuk için yapılan masraflar ve maruz kalınan yıpranma, dava için yapılan masraf (yargılama giderleri) ve yıpranmaya göre son derece azdır. Bu durumda, arabuluculuğun taraf maliyeti, davaya göre daha az olabilmektedir.

5.1.4

Kontrolün Taraflarda Olması

Arabuluculukta çözüm, her durumda tarafların kontrolündedir. Dolayısıyla, tarafların ne beklemedikleri ne de kabul etmeyecekleri bir çözüm ile karşılaşmaları mümkündür. Zira iradilik ilkesi gereği taraf, sulhe ulaşma konusunda serbest iradeye sahiptir ve ancak kendisini tatmin edecek bir çözümü kabul edecektir. Bir başka ifade ile bir çözümü kabul edip etmeme veya çözüm konusunda anlaşılmışsa, bunun içerik ve şartları hakkında ka- rar verme yetkisi, tamamen taraflara aittir. Yargılamada uyuşmazlık, hakem veya hâkim kararı ile sonuçlandığı için çözüm, genellikle bir tarafı ve bazı hâllerde her iki tarafı da tat-

Özellikle aile

uyuşmazlıkları gibi diğer bazı durumlarda, daha uzun sürelere ihtiyaç duyulabilmekle birlikte; her hâlde uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesinde geçen süre, davaya göre son derece kısadır.

min etmemektedir. Arabuluculukta ise kontrol tamamı ile taraflarda kalmaktadır. Bunun bir sonucu olarak tarafın, anlaşmayı ve şartlarını kendisi oluşturduğu için, bu anlaşmaya sadık kalma ihtimali artmaktadır.

5.1.5

Gizlilik

Gizlilik, arabuluculukta tarafların sürece ve sonuca duydukları güven bakımından önemli bir özelliktir. Bu nedenle, sürece başlama talebi dâhil olmak üzere, süreçte paylaşılan bilgiler ve hazırlanan belgeler ile öneri ve kabuller, daha sonra yargılamada kullanılama- maktadır. Yani, bu bilgi ve belgeler, gizli tutulmaktadır. Gizlilik, tarafların uyuşmazlık konu- sunda daha rahat hareket etmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte, tarafların hâlihazır- da elinde mevcut olan bilgi ve belgelerin arabuluculukta ortaya konulmaları, yargılamada ileri sürülmelerine engel değildir. Gizlilik ilkesi konusunda detaylı bilgi için bk. Modül 3.

5.1.6

Dava Yükünün Azaltılması

Uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesi, yargının iş yükünü de doğal olarak azal- tacaktır. Yargının iş yükünün azalması, hâkimlerin mevcut dosyalara daha fazla yoğunla- şabilmelerini sağlayacaktır. Birçok ülkede uyuşmazlıkların tahkim, arabuluculuk ve alter- natif yollarla çözülmesi, bu nedenle teşvik edilmektedir.

5.2 Arabuluculukta Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar

Arabuluculuk sürecinde ortaya çıkabilecek ve dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

● Arabuluculuğa başvurmak için her iki tarafın da rızası aranmaktadır. Arabuluculuk sü- recinde taraflardan biri veya her ikisi de işbirliği yapmaktan kaçınabilir. Bu durumda arabulucu, yöntemi uygulamaya devam için çaba gösterir; sürecin olumsuz bitmesi durumunda bunun taraflara yansımasının nasıl olacağı hususunun taraflarca anlaşıl- masına yardımcı olur. Ancak taraf yaklaşımı değişmez ise süreci sonlandırmak gere- kir.

● Taraflardan biri veya tüm taraflar taviz vermekten veya sulh olmaktan kaçınabilir. Bu yolla süreci sabote edebilirler.

● Arabuluculuk sürecinin anlaşma ile bitmesi için tarafların bu konuda rızasına ihtiyaç vardır. Bir tarafın rızasının olmaması anlaşmanın yapılamaması anlamına gelir.

● Deneyimsiz bir arabulucunun arabuluculuk yapması veya sürece deneyimsiz avukat- ların katılması sürecin olumlu olarak bitmesini engelleyebilir. Böyle bir durum, tarafla- rın arabuluculuk yoluna olan güveni de sarsabilir.

● Benzer şekilde, arabulucu hizmet sağlayıcılarının kalitesini kontrol standardı olmadığı için iyi hizmet sağlayıcılarının tespit edilip seçilmesinde zorluklar olabilir.

● Tarafların benzer uyuşmazlıklar için emsal teşkil eden bir karar istediği durumlarda arabuluculuk yoluna başvurmak uygun olmayabilir. Zira arabuluculukta varılan anlaş- ma aynı tip uyuşmazlıklar için emsal teşkil etmeyecektir.