• Sonuç bulunamadı

ARABULUCULUĞA ELVERİŞLİ ALANLAR

Modülün Amacı

3 ARABULUCULUĞA ELVERİŞLİ ALANLAR

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildikleri her özel hukuk uyuşmazlığı için ara- buluculuğa gidilebilir (madde 1/2). Bunu, tarafların sulh olabildikleri özel hukuk uyuş- mazlıkları arabuluculuğa elverişlidir, şeklinde de ifade edebiliriz. Arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar, yabancılık unsuru da taşıyabilir. Kanun’a tabi bir arabuluculuk uygulaması için, yine Kanun’da yazan özelliklere sahip bir uyuşmazlığın konu edilmesi gerekir. Ancak bunun yanında tarafların amacının uyuşmazlığı çözmek olması, sürecin başarısı açısın- dan önemlidir. Tarafların müzakere yeteneğine sahip olmaması veya aralarında iletişim kurabilmeleri için yardım gerekmesi hâlinde, yine arabuluculuk yöntemi değerlendirilme- lidir. Bununla beraber arabuluculuk doğru zamanda uygulanırsa başarılı olan bir yakla- şımdır. Örneğin, yeni gerçekleşmiş bir çatışma durumunun hemen ardından gelen taraf- lar için arabuluculuk muhtemelen uygun olmayabilir. Bu nedenle zamanlama önemlidir. Arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar, özel hukukun neredeyse tamamında görülmekte- dir. Bunlar içinde en önemlileri şöyledir:

Ticari Uyuşmazlıklar: Çek ve bonodan, rekabet yasağından, fikrî mülkiyetten, komisyon sözleşmesinden, yayım sözleşmesinden, rehin karşılığı ödünçten kaynaklanan ve ban- ka ve finans kurumları ile yaşanan uyuşmazlıklar ticaridir; arabuluculuğa elverişlidir. Bu uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması, ekonomik olduğu gibi ticari ilişkilerin ko- runmasını ve gizliliği sağlar.

İşçi-İşveren Uyuşmazlıkları: İş ve çalışma ilişkisinden veya iş akdinin feshinden kaynak- lanan işe iade istemleri, ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı ile ihbar ve kıdem tazminatı alacakları, arabulu- culuk uygulaması açısından elverişlidir. Bu sayede ve mümkün olan hâllerde, iş ilişkisi korunabilir veya kısa sürede az maliyetle bir çözüme ulaşılabilir.

Tüketici Uyuşmazlıkları: Kredi kartı, tüketici kredileri, bankacılık sözleşmeleri, ayıplı mal ve ayıplı hizmet, peşin ve taksitle satım, sigorta, ulaşım, kargo sözleşmeleri, abonelik, özel eğitim ve özel kurs, devre tatil, devre mülk, paket tur ve özel hastane işlemlerinden doğan pek çok uyuşmazlık tüketici uyuşmazlıkları içine girer ve arabuluculuğa elverişlidir. Bu alanlarda varılacak dostane çözümler, arabuluculuğun diğer faydaları yanında, mal veya hizmet sağlayıcısının ticari itibarının korunmasına yardımcı olur.

Kira Uyuşmazlıkları: Kira bedelinin ödenmemesi, kira bedelini tespit ve tahliye, en sık karşılaşılan kira uyuşmazlıklarıdır. Bu uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması, dava açılmasına, icra takibi yapılmasına, eşya haczine ve kiracının cebrî icra ile tahliyesi- ne gerek bırakmadan uyuşmazlığın çözülmesine fırsat tanıyabilir.

Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıkları: El birliği ile sahip olunan mallardaki ortaklığın gi- derilmesi, tarafların çok sayıda olması veya iletişim eksikliği nedeniyle genellikle anlaş- ma sağlanamadığından, sıklıkla karşılaşılan ve dava yoluna başvurulan uyuşmazlıklardır. Bu davalarda, dava sonunda ortaklığa konu mallar icra yoluyla açık artırmada satılarak bedeli ortaklar arasında paylaştırılır. Dava ve satış masrafları, satış bedelinin önemli bir tutarının harcanmasına neden olur. Özellikle miras ortaklığında, aile bireylerinin aile ya- digârı olarak gördüğü malların satılması, maddi kayıplar yanında manevi kayıplara da neden olabilir. Arabuluculuk yöntemi, bu uyuşmazlıkların tarafların isteklerine uygun bir şekilde çözümünde katkı sağlar.

Aile Uyuşmazlıkları: Nişanın bozulması sonucunda hediyelerin iadesi ve maddi tazmi- nat istemleri, evliliğin devamı boyunca malların yönetimi, evliliğin devamı boyunca mallar üzerinde tasarruf, evliliğin sona ermesi hâlinde mal paylaşımı, evliliğin sona ermesi hâ- linde tazminat ve nafaka, aile hukukuna ait arabuluculuğa elverişli alanlar arasında yer alır. Aile uyuşmazlıkları, birbirine bağlı ve süreklilik arz eden ilişkiler içinde bulunacak kişilerin taraf olduğu uyuşmazlıklardır. Bu tip uyuşmazlıklar, üzüntü verici ve sıkıntıları ar- tırıcı şartlarda ortaya çıkar. Bu uyuşmazlıklar sonucunda ayrılık ve boşanma, çocukların velayeti konuları gibi ailenin bütün üyelerini etkiler (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Aile Arabuluculuğu Hakkındaki R (98) 1 Sayılı Tavsiye Kararı madde 5). Boşanmanın ken- disi ve velayet arabuluculuğa elverişli değildir. Elbette taraflar velayet konusunda hemfi- kir oldukları hususları hâkime iletebilirler. Bu durumda hâkim boşanma kararı ile birlikte çocuğun çıkarlarını da düşünüp velayet konusunda bir karar verecektir. Eğer çatışma çocuğu etkileyen bir boyuttaysa çocuğun yüksek yararına öncelik verilir3.

Hukuk uyuşmazlıklarının her biri açısından arabuluculuk, değişik özellikler gösterebilse de arabuluculuğa ilişkin değerler ve hedefler ortaktır. Bununla birlikte, özellikle hukuki arabuluculuk, ticari arabuluculuk ve aile arabuluculuğu düşünüldüğünde, arabulucunun rolü ve yöntemin işlevi bakımından ciddi farkların bulunduğu gözlenir. Özellikle “aile ara- buluculuğu” eğitim ve kuralları itibariyle ayrıca incelenmeye muhtaçtır4. Aile uyuşmazlık-

larının doğası ve içeriği farklıdır. Ticari ve hukuki arabuluculuklarda uyuşmazlık konusu ve taraflar özellikle borçlar hukuku ve ticaret hukuku hükümlerine göre şekillenirken, aile

3 Avrupa Konseyi’nin 1639 sayılı Aile Arabuluculuğu ve Cinsiyetler Arasında Eşitlik konusundaki Tavsiye Kararı (madde 6).

arabuluculuğu aile hukuku alanında doğan uyuşmazlıklarda ve bu kapsamda yer alan kişiler arasında gerçekleşir.

Arabulucu, taraflardan birinin süreci veya sürecin sonunda varılan anlaşmanın sonuçla- rını anlamadığı düşüncesinde ise öncelikle sürecin ve anlaşmanın sonuçlarının anlaşıl- ması için tarafsızlığını zedelemeden açıklamalar yapabilir. Ayrıca gerekli görürse, o tarafa hukuki yardım almasını tavsiye edebilir.

4 ARABULUCULUĞA BAŞVURULMASI TAVSİYE EDİLEN HÂLLER