• Sonuç bulunamadı

Yukarıda unvanları ve görevleri belirtilen katılımcılarla yapılan görüşmelerde, AK Parti organizasyonunda kadın siyasetçilerin karar alma süreçlerinde karşılaştıkları kolaylıklar ve zorluklar geniş soru yelpazesi ile masaya yatırılmış ve katılımcılar süreçlerle ilgili görüşlerini beyan etmişlerdir. Ancak bu kısımda, görüşmeler sonucunda elde edilen tüm bulgulara seçme yapılmaksızın yer vermekten ziyade, karar alma sürecinin aşamaları ile ilgili olan ve öne çıkan başlıklar çerçevesinde yer verilecektir.

Kadının, aktif siyasette karar alma süreçlerinde var olması sırasında karşılaştığı zorluklarla nasıl baş ettiği; yükselişini kolaylaştıran etkenler, sorun çözme ve başarı anlayışları ile ilgili öne çıkan konular aşağıdadır:

 Çocuklukta aile ile kurulan bağ ve ailenin çocuklarına yaklaşım ve tutumları.

 Eğitim, STK faaliyetleri, çalışma hayatı ve bunlara bağlı tecrübeler.

 Aktif siyaset sürecinde karşılaşılan zorluklar ve kolaylıklar; tecrübelerin aktarımı ve önerilenler.

Yıldırım ve Şimşek’in (2008) belirttikleri üzere nitel araştırmalarda, “araştırmacı bilgi toplama sürecinin doğal bir parçasıdır ve onun incelenen konuyla ilgili düşünceleri büyük önem taşır” demektedirler (s. 238). Nitel araştırmalar, yorumsamacı bir sosyal bilim geleneğinin uzantısı olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle bu kısımda katılımcıların görüşlerine yer verilirken bazı yorumlamalarda bulunulacaktır. Mülakatlarda elde edilen veriler, yukarıda da belirtildiği gibi betimsel analiz tekniğiyle aktarılacaktır. Yıldırım ve Şimşek’e (2008) göre, betimsel analizlerde, “bireylerin görüşleri okuyucuya çarpıcı bir şekilde, doğrudan alıntılarla yer verilir. Elde edilen veriler sistematik bir şekilde betimlenerek yorumlanır ve neden sonuç ilişkileri kurularak bazı sonuçlara ulaşılır. Araştırma verileri arasında kurulacak bağlantılar ve değerlendirmeler, araştırmacının yorumlarının boyutlarını göstermektedir” (s. 224). Araştırmanın verilerini aktarırken, belirli bir konuda benzer ve farklı görüşlere yer verilerek, aynı konuya neden farklı yaklaşımların sergilendiği noktasında değerlendirmeler yapılacaktır. Bununla birlikte verilen cevaplar ile kişinin konumu arasındaki bağlantı değerlendirilecektir. Yukarıda verilen başlıklar, izleyen bölümlerde sırasıyla ele alınacaktır.

3. 4. 1. Görüşmecilerin Aile ve Çocuklukları

Tezin ilk bölümünde, bireylerin siyasal katılma ölçütleri arasında ilgi, önemseme, bilgi ve eylem unsurlarının yer aldığından bahsetmiştik. (Kışlalı, 2000: 221, 223). Çeşitli araştırmalarda ise çocuğun ana ve baba ile kurduğu iletişimin ve buna bağlı olarak geliştirdiği karakterinin aile ile başladığı ve şekil aldığını vurgulamıştık. Alkan (1979) kitabında yapılan bir araştırmada siyasallaşma sürecinde annenin egemen olduğu ailelerde yetiştirilen kız çocuklarında siyasal konulara ve haberlere erkek çocuklarına göre daha fazla ilgi gösterdiklerinin saptandığını yazmıştır (s. 126).

Bu tespitlerden yola çıkarak karar mekanizmalarında var olmayı başarmış kadınların çocukluk yılları ve aileleri ile ilgili sorularla konunun bu boyutları anlaşılmaya çalışılmıştır. Siyasete ilk defa ne ile veya nasıl ilgi duymaya başladıkları, ailelerinde siyasi meselelerin konuşulup konuşulmadığı tartışma ortamlarının oluşup oluşmadığı öğrenilmeye çalışılmıştır.

İstanbul milletvekili Halide İncekara, diğerlerinden farklı bir ilgi düzeyinden bahsetmiş ve hayatın her alanında yanlış giden, olumsuzluklara sebep olan durumlara itiraz ederek veya düzeltme yaparak ilgi düzeyinden söz ederken şu ifadeleri kullanmıştır.

Siyasete ilgi duymadım. Ben ilgi duymadım. Siyaset bana ilgi duydu. Yani net bir ifadeyle ben siyaset yapmak için hiçbir eylemde, müracaatta bulunmadım. Ama ortaokul, lise yıllarımda hayata müdahale etmeye başladım. Sınıfımda şikâyet ettiğim, okulumda şikâyet ettiğim, etrafımda kendi bedenime, kafama uymayan şeylere uymak zorunda olmadığımı söyleyerek itirazlarım başladı. İtirazlarım daha sonra şeye dönüştü etrafta onay ya da onaylamamaya dönüştü. Taraftarlarımın sayısını arttırmaya dönüştü. Ben yani lisede ciddi bir şekilde hayata müdahale edecek davranışlar yapmaya başladım. Lise sondan itibaren yani Türkiye’nin bence kadın sivil toplumuna yön veren hareketlerden birisi olan Gülisen Hanımlar ile çalıştım. Ve orada başlayan sivil toplum hareket hayatım, bu arada ufacık bir kitabım var bu gönüllü çalışmalarımı aktardığım, oradan da Türkiye’nin sorunlarına müdahil olmaya başladım.

Burada önemli bir diğer nokta da görüşmecinin, erkek egemen toplumun tercih ettiği kadın tipi olan “boyun eğen, itaatkâr olan” kadın tiplemesine hiç

uymayan ve hatta tepki düzeyinde sorgulayan ve itiraz eden bir kadın resmi çizmesidir. Akay (1994) kitabında bu durumu şu sözleri ile ifade eder. “Yaratıcı kadın karşısında, denetleyici erkek olarak, iktidarlı kalabilmek; bunun için de kadına, ikinci sınıf insana dönüştüren bir rol vermektedir…” (s. 13). Bu ifadeler, kadının her an ve her zamanda kontrol edilebilir duruma getirmek, buda toplumda eşitsiz paylaşımla eğitim, sağlık, kamusal alanda erkeklerle eşit düzeyde yer almasını engelleyerek, kadını pasifize edecek tüm unsurların işletilmesi ile mümkün olacağını anlatmaktadır. Bunlar gerçekleştiğinde kadın itiraz edemeyecek veya hakkını arayamayacaktır.

Asuman Erdoğan, yüksek öğretim döneminde apolitik olduğunu ama başörtüsü yasağı üniversitelerde uygulanmaya başladığında kendisi başörtülü olmadığı halde yaşanan haksızlıkların ve hukuksuzlukların siyasete ilgi duymasına neden olduğunu belirtmiştir.

Merita Yıldız ise, diğerlerine göre oldukça farklı bir nedene işaret ederek “totaliter yönetim (komünist yönetim) şekli”nden bahsetmiştir. Görüşmecilerin yaşlarına bakıldığında genellikle 28 Şubatın veya yoğun öğrenci olaylarının üniversite yıllarına denk geldiği görülmektedir. Böyle bir dönemde geleceklerini inşa eden gençlerin bu durumdan etkilenip, bir şeyler yapmak isteğinin artması durumunun bir tepkisellik ve sorumluluk bilinci içinde gelişmiş olması muhtemel gözükmektedir. Bu mülakatların geneline bakınca verilen cevaplarda açık veya örtük olarak görülebilmektedir. Tablo18, incelendiğinde “ülke yönetim şartları” bölümünü 11 görüşmeci, ilgi düzeylerini ortaya çıkaran durum olarak görmüş ve ilgilerinin oluşmasına etken olarak göstermişlerdir.

Tablo 18: Görüşmecilerin Siyasete İlk Ne Zaman, Nasıl ve Ne İle İlgi Duydukları