• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

3.5. Araştırmanın Önemi

Tüketicinin sağlık hizmet talebine yönelik olarak yapılan çalışmanın önemi maddeler halinde aşağıda açıklanmaya çalışılmaktadır;

• Sağlık ekonomisi 21. yüzyılın trendlerinden biri haline dönüşürken mikro temelli sağlık ve sağlık hizmetleri talebine yönelik farklı yaklaşımlara sahip olunması gerekmektedir (Nefiodow, 2016: 209). Sağlık ekonomisinde araştırmacılar, ülkeler arasında sağlık hizmeti talebindeki çeşitliliği tek bir değişken olarak açıklamaya çalışırken kişi başına düşen sağlık harcamasını toplam talebi temsil eden bir ölçü olarak kullanır. Ülke ne kadar zenginse, sağlık hizmetlerine olan talep o kadar büyüktür (Dewar, 2010: 27). Dolayısıyla bir taraftan sağlık harcamalarının artması ülke büyüme trend artışını gösterirken diğer taraftan sağlık hizmetlerine yönelik talebi de artıracaktır (Sloan ve Hsieh, 2012: 22). Böylece sağlık hizmetlerine olan talep, insanların kaliteli hizmetlere erişimi artırma beklentileriyle birlikte artmaktadır (WHO, 2019: 16). Artan talebin sebebinin ne olduğunun geleceğe yönelik olarak araştırılmasında tüketicinin sağlık hizmet talebinin ölçülmesinde kullanılan sağlık hizmeti miktarı veya hastaneye gitme sıklığı gibi nicel ölçütlerin (Ringel vd.,2002: 21) yanında sağlık hizmetinin talebini oluşturan insan davranışlarına yönelik bir yapı araştırılmalı (Fuchs, 2000: 141) ve tüketicinin sağlık hizmet talebini ölçebilen yeni bir ölçüm aracı geliştirilmelidir.

102

• Tüketicinin sağlık hizmetleri talebi, sağlık ve sağlık hizmeti ihtiyacını değerlendirmesi ile başlar (Dewar, 2010: 26), sağlık arama davranışına bağlı olarak ortaya çıkar (Muriithi, 2013: 152) ve sağlık hizmetinin kullanılmasına öncülük ederek (Mwabu, 2008: 84) sağlık kullanım davranışının oluşumuna katkı sağlar (Gökkaya ve Erdem, 2017: 154). Sağlık hizmeti talebi kavramı, herhangi bir toplumdaki bireylerin sağlık arama davranışlarıyla yakından ilgilidir. Kişi gerek özel gerekse kamu kaynaklarından ya da öz bakım yoluyla herhangi bir tıbbi bakımı tüketmeden önce, sağlık ve sağlık hizmeti ihtiyacına algılamalı ve sonra sağlık hizmetini talep etmelidir. İhtiyaç ortaya çıktığında, bireyler bir tıp doktorunu ziyaret edip etmemeye ve satın alma gücüne bağlı olarak sağlık hizmeti özellikleri de göz önüne alınarak sağlık hizmetine talebine karar vermelidir. Potansiyel maliyetler, riskler ve faydalar hakkında sınırlı bilgi ve tıbbi olmayan mal ve hizmetlerin tüketiminden vazgeçmenin fırsat maliyeti nedeniyle bu tür kararları verme süreci karmaşık olabilir (Sarma, 2009: 266). Dolayısıyla bu çalışmada sağlık hizmetlerine olan ihtiyaçların ortaya çıkması sonucu kişilerin sağlık hizmeti niteliklerini değerlendirerek satın alma gücü ya da diğer bir ifade ile ödeme isteği ile sağlık hizmeti talebini oluşturan yapı tüketici teorisi çerçevesinde ele alınarak incelenmek istenmiştir. Bu çalışma ile eğer ki kişilerin sağlık hizmet talebinin nasıl ve ne şekilde olacağı ile ilgili bir yapı kurgulanırsa sağlık kullanımı hakkında bilgilere ulaşılması daha da kolaylaşacaktır. Ayrıca sağlık hizmeti sunumunda sağlık hizmeti planlayıcılarına (özel-kamu) kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasında yol gösterici olacaktır (Thomas, 2021: 91). Bunun yanı sıra sağlık piyasasında tüketici odaklı sağlık hizmeti sunumunda tüketici beklentisinin ve tercihlerinin nasıl olabileceği konusunda fikirler vereceği düşünülmektedir (Şantaş, Kurşun ve Kar, 2016: 17).

• Sağlık hizmetleri talebine ilişkin alan yazınından yararlanılarak oluşturulan yapı ilk kez Açımlayıcı Faktör Analizi yardımı ile araştırılması tüketicinin sağlık hizmetlerine yönelik talep yapısının anlaşılmasında ve alan yazınında ağırlıklı olarak kullanılan demografik faktörlerin haricinde de talep ile ilgili farklı değişkenlerin değerlendirilmesi ve bunun yanında özellikle nitel değişkenlerin araştırma kapsamında incelenmesine olanak tanımaktadır.

103

Sağlık hizmetleri talebinin önemine dair yapılan açıklamalara dikkate alındığında sağlık ekonomisine yeni bir boyut kazandırmak bu sayede sağlık hizmet talebinin altında yatan sebeplerin neler olduğu konusunda önceden öngörülebilir bir yapı oluşturmak doğru bir karar olacaktır.

104

4.BÖLÜM

ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Bu bölümde öncelikle araştırmanın modeli, araştırmaya dair değişkenlerin tanımlanması ve araştırmanın probleminden bahsedilmiş olup ardından araştırma örneklemi ve veri toplama yöntemine dair bilgilere değinilerek en son olarak da anket sonucu elde edilen verilerin analizi ve bulgulara yer verilecektir.

4.1.Araştırmanın Modeli

Faktör analizinde de diğer istatistiksel tekniklerde olduğu gibi başlangıç noktası araştırma problemidir (Hair vd., 2019: 127).Araştırılmak istenen problemin altında yatan yapı hakkında bir teori olduğunda veya araştırmacı altta yatan yapıyı anlamak istediğinde, faktör analizi sıklıkla kullanılır. Bu durumda araştırmacı, birçok farklı soruya verilen yanıtların, faktör adı verilen birkaç temel yapı tarafından yönlendirildiğini gözlemler (Tabachnick ve Fidell, 2019: 22). Faktör analizi, temsili değişkenler, faktör puanları veya toplam ölçekler kullanılarak, orijinal değişkenlerin karakterini ve doğasını çok daha az sayıda yeni değişkende birleştiren yeni bir değişken seti oluşturmak için temel sağlar. Araştırmacı hem ilişkilerin ampirik tahmininden hem de sonuçların kavramsal temeline ve yorumlanmasına ilişkin iç görüden yararlanabilir (Hair vd., 2019: 132). Faktör analizi, sosyal bilimcinin büyük karmaşıklık ve çeşitlilikteki davranışsal fenomenleri incelemesini ve bulgularını bilimsel teorilere dönüştürmesini sağlar. Davranışı tanımlamak ve tahmin etmek için kullanılabilecek bir dizi denklem verir ve sosyal gerçekliğin fiziksel modellerinin, bunların altında yatan denklemlerden soyutlanarak incelenebilmesine olanak tanır (Rummel, 1970: 3).

Faktör analizine yönelik iki ana yaklaşım; Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi’ dir (DFA). AFA, çok sayıda gözlemlenen değişkeni veya göstergeyi çeşitli şekillerde bileşenler, varyasyonlar, temelde yatan veya gizil boyutlar veya en yaygın olarak faktörler olarak bilinen daha küçük bir dizi doğrusal bileşik aracılığıyla ifade edilmesi için kullanılan istatistiksel bir araçtır. En basit tabirle AFA, yorumlayıcı akla yatkın analitik genel amaçlı bir boyut küçültme işlemidir (Peterson, 2000: 262). AFA ’nın birincil kullanım amacı; yapı oluşturma ve tanımlamadır. Bunun

105

için belirli bir araştırma alanını hesaba katarak verilerin temelini oluşturan yapıyı keşfetmek ve gereken anahtar yapıların belirlenmesine yardımcı olmak amaçlanır. Kavramsal tanımın rolleri ve yapı tanımlamada teorik varsayımların bir tartışması için hangi belirli ölçülen değişkenlerin aynı ortak faktörlerden etkilendiğini inceleyerek, yapıların doğası ile ilgili sonuçlara ulaşabilir. AFA ’nın ikincil amacı; yapıları değerlendirmek için ölçüm araçlarının geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Bir araştırma alanındaki temel yapıların sayısı ve doğası hakkında bilgi sağlayan herhangi bir faktör analizi, aynı zamanda, hangi belirli ölçülen değişkenlerin her bir faktörü etkili bir şekilde yakaladığına ilişkin bilgi verir. Ölçüm aracı olma özelliğiyle bir dizi maddenin boyutluluğunu test etmek ve aynı ölçeğin veya alt ölçeğin bir parçası olarak hangi öğelerin uygun şekilde birbirine ait olduğunu belirlemek için açık bir yöntem sağlar (Fabrigar ve Wegener, 2012: 20-22). Araştırmacı, korelasyonların altında yatan yapı hakkında yapılacak keşif için faktörlerin sayısı ve ilişkileri hakkında herhangi bir öngörü veya somut hipotezin olmaması veya nispeten eksik beklentilerinin olduğu durumlarda, AFA yani sınırsız faktör analizini tercih edecektir. Eğer ki araştırmacı önceki sistematik sonuçlardan veya sağlam teorik öngörülerin varlığından dolayı, faktörlerin sayısını ve ilişkisini ve bunların değişkenler üzerindeki yüklerini öngörebildiği durumlarda ise DFA ’yı tercih eder. AFA keşifsel bir tekniktir, belirli hipotezleri test etmek için kullanılmamalıdır. DFA ise yapıların nedensel olarak nasıl ilişkili olabileceğine dair hipotezleri doğrulamak veya rakip modelleri test etmek amacıyla kullanılır (Brown, 2006: 301). Önemli olan, AFA ile temsili bir örneklem için makul bir model elde etmek ve ardından DFA ile örneklemin bulunan çıkarımsal istatistiklerine geçmektir. AFA, yolculukta yalnızca bir ilk durak noktasıdır teoriye dayalı, kavramsal olarak anlaşılabilir çözümler yaratma hedefinin geçerli olması için AFA ’nın sonuçlarını DFA bağlamında farklı verilerle doğrulayana kadar yolculuk bitmeyecektir (Osborne ve Banjanovic, 2016: 36). Keşifsel analizler araştırmacının hipotezlerinin daha tam olarak geliştirilmesine yardımcı olduktan sonra araştırma programında daha sonra onaylayıcı bir yaklaşımın benimsenmesi gerekir. Bu açıdan bir yaklaşımda AFA sonuçları elde edildikten sonra aynı örneklem üzerinde DFA test edilerek modelin geçerliliği test edilebilir (Brown, 2006: 301; Fabrigar ve Wegener, 2012: 29). Bu araştırmada tüketicilerin sağlık hizmet talebine yönelik bir yapı araştırılmak istenmiş olup AFA ile bu yapıya bağlı olarak bir ölçek geliştirme

106

çalışması amaçlanmış ve DAF ile modelin geçerliliği test edilmiştir. Tüketici teorisinden hareketle tüketicinin sağlık hizmetine yönelik talep etme şeklinin tahmin edilebilmesi için düşünülen yapı; (1) sağlık hizmeti ihtiyacı, (2) sağlık hizmeti niteliği ve (3) sağlık hizmeti ödeme isteği olarak tasarlanmış olup araştırmanın modeli aşağıda Şekil 4.1 yardımı ile gösterilmektedir.

Şekil 4.1. Tüketicinin Sağlık Hizmet Talebine İlişkin Araştırma Modeli

Tüketicinin sağlık hizmet talebini açıkladığı düşünülen yapı tasarımındaki değişkenlerin içerikleri şu şekilde tanımlanabilir:

(1) Sağlık hizmeti ihtiyacı; tüketicinin sağlık statüsü, sağlık hizmeti türü, tedarikçinin rolü, zaman, kırsal ve kentsel yaşanılan yer, beklentiler, zevk ve tercihler gibi sağlık hizmeti talebi belirleyicileri göz önüne alınarak ilgili alan yazına göre şekillenmiştir. Ayrıca Bradshaw’ın (1972) ihtiyaçlara dair yapmış olduğu tanımlama; normatif ihtiyaç (değerlendirilen ihtiyaç), hissedilen ihtiyaç (algılanan ihtiyaç) ve karşılaştırmalı ihtiyaç dikkate alınarak sağlık hizmeti ihtiyacı yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır.

(2) Sağlık Hizmeti Niteliği; tüketicinin sağlık statüsü, sağlık hizmeti türü, tedarikçinin rolü, zaman, beklentiler, zevk ve tercihler gibi sağlık hizmeti daha çok tüketicinin hastane tercihlerinde etkili olabilecek hastanenin fiziki ve sosyal ortamı, doktorun davranışı ya da kişinin hastalığın şiddeti gibi etkenlerde öncelikli belirleyici rol alan unsurları dikkate alan sağlık hizmet talebi belirleyicileri ekseninde alan

107

yazınına göre şekillenmiş ve sağlık hizmetleri niteliği yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır.

(3) Sağlık hizmeti ödeme isteği; sağlık hizmetinin fiyatı, tüketicinin geliri ve sigortası gibi sağlık hizmet talebi belirleyicileri dikkate alınarak hem tüketicinin satın alma gücü gözlemlenmek istenmiş hem de kişilerin ödeme isteği kavramı ile tüketicinin sağlık hizmetine verdiği değer, sağlamak istediği fayda ölçüsünde ödemek istediği fiyatla anlaşılmaya çalışılmış olup, sağlık hizmetleri ödeme isteği yapısı oluşturulmuştur.