• Sonuç bulunamadı

Araştırmada, hem nitel hem de nicel araştırma yönteminin kullanıldığı bir durum çalışması (case study) modeli benimsenmiştir.

Araştırma, nitel çalışma içerisinde yer alan durum desenlerinden içe içe geçmiş çoklu durum deseni şeklindedir. Bu desende, ele alınan veya araştırmaya dahil edilen her bir durum, kendi içinde çeşitli alt birimlere ayrılarak çalışılabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 292).

Araştırmanın nitel kısmında, ilköğretim öğrencilerinin FTTÇ ilişkisini algılama düzeylerini ortaya çıkartmak için hikâyeler ve fotoğraflar ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır.

Araştırmanın nicel kısmında ise, ilköğretim öğrencilerinin bilimsel tutumlarının tespit edilmesi için geçerliği ve güvenirliği saptanmış olan “Bilimsel Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Yine nicel veri analizleri ile ilköğretim öğrencilerinin bilimsel tutumları ile FTTÇ ilişkisini algılama düzeyleri arasındaki ilişkiye de bakılmıştır.

Nicel araştırma, yapılan çalışmadan elde edilen verilerin sayısallaştırılarak yorumlanması temeline dayanan bir yöntemdir. Standart ölçme araçları ile toplanan

veriler, sayısallaştırılarak yorumlama amaçlı istatistikî yöntemlerle işlenir. Elde edilen bilgiler tablolarla ifade edilerek yine matematiksel anlamda yorumlanır (Şimşek, 2006: 167).

Nitel araştırmanın çeşitli disiplinlere dayanan güçlü kuramsal temelleri vardır ve bu disiplinlerde ortak olan amaç, insan davranışlarını, içinde bulunduğu ortamda ve çok yönlü olarak anlamaya çalışmaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 35).

Bilim insanları durum çalışmalarını “Nasıl?” ve “Neden?” sorularına cevap aramak için sık sık kullanmaktadırlar (Yin, 1994: 1).

Bazı araştırmacılar mülakatlar, gözlemler ve nitel araştırmayla ilişkili tekniklerle veri toplamaktadırlar (Strauss ve Corbin, 1996: 11). Bazı nitel araştırmalarda fotoğraf, video kamera ile de veri toplanmaktadır (Maykut ve Morehouse, 1994: 46).

Gogolin ve Swartz (1992), “Fen Harici Branşlarda Öğrenim Gören Üniversite Öğrencilerinin Fenne Yönelik Tutumları Konusunda Nicel ve Nitel Bir İnceleme” isimli çalışmalarında, bir üniversitede fen bölümünde öğrenim gören 81 ve diğer bölümlerde öğrenim gören 102 öğrencinin fenne olan tutumlarını araştırmışlardır. Bu çalışmayı yaparken nicel veri toplama aracı olarak “Fenne Yönelik Tutum Ölçeği”ni ve nitel veri toplama aracı olarak da görüşme yöntemini kullanmışlardır.

Massenzio (2001) öğretmenlerin, FTT yaklaşımı ile ders işlemeye yönelik düşüncelerinin tespit edilmesiyle ilgili olarak yaptığı araştırmasında, araştırma problemlerine cevap almak ve verileri yorumlamak için nitel araştırma yöntemini kullanmıştır. Nitel araştırma kapsamında öğretmenlerin görüşleri kısaca yazdırılmış, FTT üniteleriyle ilgili sözlü ifadeleri alınmış ve odak grup görüşmeleri yapılmıştır.

Strauss ve Corbin (1996: 11), nitel araştırmada verilerin ilk önce ham olarak elde edildiğini ve daha sonra organize edildiğini belirtmişlerdir. Strauss ve Corbin’e

göre, nitel araştırma yöntemlerinde hisler, düşünce yöntemleri gibi diğer araştırma teknikleriyle öğrenilemeyen şeyler öğrenilebilmektedir.

Nitel araştırmalarda örneklem büyüklüğünün ne olacağı konusu tartışmalara neden olmaktadır. Maykut ve Morehouse (1994: 62)’a göre yeni veri elde edilemeyinceye kadar uygulama yapılan bireylerin tamamı örneklemi oluşturmaktadır. Douglas (1985) ise derinlemesine bir araştırma yapılacağı için örneklemde 25 kişinin gerekli olduğunu söylemektedir (Maykut ve Morehouse, 1994: 63).

Bogdan ve Biklen (1998), veri toplama sırasında, veri analizine yardımcı olabilecek birkaç adım tavsiye etmektedir. Örneğin, veri toplama sırasında araştırmacıların çalışılacak konu üzerinde odaklanıp, dar bir şekilde çalışmaları gereklidir. Araştırmacı ilgi konusu olan olayı, araştırmaya katılan bireylerin bakış açılarından görmeye başladıkça, konu odağı ortaya çıkmaya başlamaktadır. Böyle bir odaklanma hangi verilerin önemli, hangilerinin önemsiz olduğunun belirlenmesine faydalı olmaktadır. Ayrıca böyle bir odaklanma önceki araştırmalara bağlı olarak veri toplama tekniklerinin düzenlenmesini ve bu şekilde analiz etmek için araştırmacıya daha zengin ve daha özel veriler sağlamaktadır.

Durum çalışmaları tekli ya da çoklu durum çalışmaları şeklindedir (Yin, 1994). Çoklu durum çalışması yaygın olarak bütüncül durum çalışması, iç içe geçmiş durum, bütüncül çoklu durum, çoklu durum ya da karşılaştırmalı durum çalışması gibi isimlerle bilinmektedir. Çoklu durum çalışması, araştırmacıların çalışmada bir durumdan fazlasını inceledikleri zaman kullanılabilir. Bu tip çalışmada, veri toplama ve analiz etme birçok durumu içerir ve durum alt ünite ve alt durumlara ayrılabilir. Örneğin; Lightfoot, başarılı bir lisede çalışmak yerine altı farklı başarılı liseyi çalışmıştır. Bu da altı durum demektir. Daha sonra okullar arasında hangisinin daha iyi olduğunu anlamaya çalışmıştır. Çoklu durum çalışması gerçekten elde edilen bulguların dış geçerliliğinin ve genellenebilirliliğini artıran yaygın bir yöntemdir (Merriam, 1998: 40).

Ollilainen (1999), cinsiyet değişkeninin iş yerlerinde ne gibi farklılıklar yarattığını tespit etmek için çoklu durum çalışmasını kullanmıştır. Çoklu durum çalışması içerisinde derin görüşmeler ve katılımcı gözlemler yapmıştır.

Petegam, Blieck ve Pauw (2007) çalışmalarını, Belçika’daki iki üniversitede öğrenim gören öğretmen adaylarıyla yapmışlardır. Üniversitelerden biri kültürlerarası eğitim geçişinde uzun bir geçmişe sahip olmasına karşılık diğer üniversite değildir. Çalışma, hem nitel hem de nicel verilerin kullanıldığı ve bu şekilde geçerlik ve güvenirliği desteklenen çoklu durum çalışması şeklindedir.

Hooks, havacılık sanayisi ve mikro elektronik sanayini çoklu durum çalışması ile incelemiştir. Hükümet bu sanayilerden birini diğerine göre daha çok desteklemektedir. Hooks’un araştırma sonucundaki tespitleri, hükümetin savunma birimlerinin, bu sanayileri finansal ve başka yönlerden nasıl desteklediğini göstermektedir (Yin, 1994: 47).

Maxwell (1996), insan ya da özel durumların sayılarla ifade edilmesi yerine kelimelerle ifade edilmesinin ve tümevarımcı olmanın nitel araştırmayı güçlendirdiğini ve bu sebepten bir araştırmada nitel yöntemlerin nicel yöntemlere göre daha güçlü olduğunu belirtmektedir (Macaroğlu, 1999: 27).

Nitel araştırmalarda güvenirlik kriteri, verileri zaman içindeki değişmezliğini anlatmaktır. Geleneksel bilim anlayışı, önceki araştırmayla aynı ya da benzer yöntem izlendiğinde, aynı sonuçlara ulaşılması gerektiğini savunur. Oysa naturalist/fenomenolojist yaklaşımda, koşulların devingen özelliği göz önünde bulundurulduğunda, araştırmanın tekrarlanması halinde aynı sonuçlara ulaşmak imkânsızdır. Bu noktada, nitel yöntemde güvenirlik kavramıyla anlatılmak istenen, aynı yöntem ve sürecin izlenebilirliğidir (Halldórsson ve Aastrup, 2003’ten aktaran: Akgül, 2005: 47).

Nicel ve nitel yöntemlerin bir araya getirilmesinin yöntembilimsel gerekçesini Bryman göstermektedir. En genelde bu birleştirmenin nedenleri, iki

yaklaşımın güçlü yanlarından faydalanmak ve zayıf yönlerini telafi etmektir. Aynı zamanda, yaklaşımları birleştirmenin özel nedenleri, araştırmanın pratik koşulları ve bağlamı ışığında belirli durumlar açısından değerlendirilmelidir. Bu durumlar yöntemin güçlü yanlarını bütünleştirerek kullanma tercihiyle araştırmayı güçlendirmektedir (Punch, 2005: 231).

Nitel araştırmalar, pozitivist yaklaşımı benimseyenler ya da bilim dünyası dışından olanlarca, bilimsel olmadığı, geçerlik ve güvenirlik kriterlerini taşımadığı gerekçesiyle eleştirilmektedir. Oysa nitel araştırmalar sosyal fenomenlere derinlemesine bakış ve kavrayış sağlama üstünlüğüyle, nicel araştırmanın hiç inemediği ya da yetersiz kaldığı sosyal bilimler alanlarında zengin ve yeterli bilgiyi sağlayabilmektedir. Geçerliği ve güvenirliği olmadığı suçlamalarıyla nitel çalışmaları yok saymak ya da sonuçlarına değer vermemek, bilim dünyası için kayıp olarak nitelendirilmelidir (Akgül, 2005: 49).

Vygotsky (1985: 141) yazılı konuşmanın, sözlü konuşmadan yapı ve işlev olarak farklı olduğunu belirterek yazılı konuşmanın en alt düzeylerinde bile yüksek bir soyutlama düzeyinin gerekli olduğunu belirtmiştir. Çocuk kendiliğinden ve bilinçsiz etkinliklerde beceri göstermesine karşın, soyut ve amaçlı etkinliklerde henüz beceri kazanamamıştır. Bu sebepten somut işlemler döneminde bulunan 4 ve 5. sınıf öğrencileriyle nitel araştırmada veri toplama yöntemlerinden biri olan yarı yapılandırılmış mülakat kullanılmıştır. Howe (1985) mülakatların eklendiği nitel verilerin, nicel verilerin geçerliliğini artırmaya yardımcı olduğunu belirtmektedir (Aikenhead, 1988: 609).

Araştırmada, ilköğretim öğrencilerinin FTTÇ ilişkisini algılama düzeylerini, öğrencilerle yapılan mülakatlar sonucunda, verileri çözümlenmek, kategoriler oluşturmak, kodlamalar yapmak kısacası derinlemesine bir analiz yapmak gerekliydi. Bu da ancak nitel araştırma yönteminin kullanılmasıyla gerçekleşebilirdi.

Bu sebeplerden araştırma, nitel ve nicel yöntemlerin kullanıldığı bir çoklu durum çalışması olmuştur.