• Sonuç bulunamadı

Araştırmada Kullanılan Yöntem ve Veri Toplama Araçları

TABLO LİSTESİ

9. Geleneksel yollarla yapılmış evliliklerde verilen taahhütler, aileler ve tanıdıklar vasıtasıyla belirlendiği ve sorumluluklar yerine getirildiği için evlendikten sonra

1.2. Araştırmada Kullanılan Yöntem ve Veri Toplama Araçları

Araştırma üç aşamada yürütülmüştür. İlk aşamada nicel çalışma, ikinci aşamada nitel çalışma, üçüncü aşamada ise nitel ve nicel çalışmalar sonucu elde edilen ortak temalarla ilgili bulguların karşılaştırılmasına yönelik metot kullanımı yer almaktadır. Çalışma bu özellikleri dolayısıyla karma yöntem özelliği taşımaktadır.

Karma yöntem araştırmaları genel olarak, araştırmacının bir çalışma veya birbirini izleyen çalışmalar içerisinde nitel ve nicel yöntem, yaklaşım ve kavramları birleştirmesi olarak tanımlanır (Creswell, 2003; Tashakkori ve Teddlie, 1998; Johnson ve Onwuegbuzie, 2004). Karma yöntem özellikle 1990’ların başından itibaren sosyal bilimlerde önemli bir araştırma konusu olmaya ve sıkça kullanılmaya başlanmıştır (Baki, Gökçek, 2012: 2). Araştırmalarda karma yöntemin kullanılmasının farklı amaçlarını vurgulayan görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlerden ilki, karma yöntemin nitel ve nicel araştırmaları birleştirmek görevini yerine getirdiğini yani iki araştırma türü arasında bir köprü oluşturduğunu belirtmektedir (Onwuegbuzie ve Leech, 2004: 770-792). Creswell ise araştırmalarda birden fazla veri toplama yöntemi ve analiz şeklinin kullanılmasının bazı karmaşıklıklara yol açtığını, bu karmaşıklıkların ortadan kaldırılması amacıyla karma yönteme gerek duyulduğunu ifade etmiştir(2003: 209-240).

10

Greene’e göre karma yöntemler, araştırmacının daha anlaşılır bir tasarım yapabilmesine olanak vermesi açısından önemlidir (Greene, 2005: 207-211).

Karma yöntem araştırmacılara seçenekleri açısından çoklu yaklaşımları kullanma olanağı sunar. Bu tür araştırmalarda bir görüşü doğrulamak veya desteklemek amacı yoktur, daha ziyade konu ile ilgili araştırmacının perspektifini geliştirmek amaçlanmaktadır. Johnson ve Onwuegbuzie karma yöntemi kullanmanın kolaylıklarını ve zorluklarını şu şekilde özetlemişlerdir (2004: 21): Karma yöntemle bir yöntemin zayıf yanını diğer yöntem ile kapatmak mümkündür. Daha fazla genelleme yapma imkânı vardır. Geniş çaplı ve karmaşık sorulara cevaplar aramak için daha uygun bir yöntemdir. Nitel ve nicel araştırmaların birlikte kullanımı, teori ve uygulamaya ilişkin daha net bilgiler üretir. Karma yöntemin uygulanması bir takım zorlukları beraberinde getirebilmektedir. İki yöntemin bir arada kullanılması hem zordur hem de takım çalışması gerektirebilir. Her iki yöntemin birleştirilmesi için daha fazla bilgi ve tecrübeye ihtiyaç vardır. Ekonomik açıdan maliyetli ve çok zaman gerektiren bir uygulamadır.

Bu araştırmada karma yöntemin kullanılmasının nedeni, nicel ve nitel araştırma yöntemlerin birbirlerini tamamlayacağı düşüncesidir. Nicel araştırmada yapılandırılmış soruların sunduğu sınırlı ve yüzeysel veriler, daha geniş ve detaylı bir şekilde nitel araştırmada ele alınmış ve nicel araştırmada ihmal edilen konular nitel çalışmada tamamlanmıştır. Detaylı bilgiler araştırılan problemlerin teşhisinde ve çözüm önerilerinin sunulmasında önemli bir işlev görmüştür.

Bu çalışmada, karma yöntemde araştırma tasarımı yapılırken eş zamanlı dönüşümsel tasarıma başvurulmuştur. Bu tasarım şekli Creswell’in (2003) kitabında yer alan altı temel tasarımdan biridir. Bu bağlamda, nitel ve nicel veriler aynı zamanda toplanarak her bir çalışmanın analizi ayrı ayrı yapılmış ve veriler yorumlandıktan sonra ortak temalarla ilgili bilgiler birleştirilmiştir. İki araştırmada ortak konularla ilgili benzer ve farklı sonuçlar karşılaştırılmıştır. Eş zamanlı dönüşümsel tasarım geniş çaplı veya alternatif bakış açısı sunması ve araştırılan olguları daha iyi anlama imkânı sağlaması açısından faydalıdır (Baki ve Gökçek, 2012: 10).

Araştırmanın ilk aşamasını nicel çalışma oluşturmaktadır. Nicel çalışmaya başvurma sebepleri arasında, araştırmada yer alan katılımcılarla ilgili sayısal verilere ulaşmak, bu

11

verilerden hareketle hipotezlerin doğruluğunu sınamak ve doğrulanan tez ile genel tümevarımsal ifadelere ulaşmak yer alır.

Nesnel ve genellenebilir bilgilere ulaşmak amacıyla pozitivist paradigma kapsamında yapılan çalışmalar, nicel araştırmalar olarak tanımlanır (Kuş, 2009: 105). Araştırmacılar nicel çalışmaları genellikle sayısal verileri gerektiren, yeni anlam ve bilgilere ulaştıracak araştırma soruları için seçerler. Mevcut teoriler üzerine inşa olan her nicel araştırma, içerdiği deney ve ölçümlerle özgül bir konuma sahiptir. Nicel araştırmalarda bağımlı ve bağımsız değişkenler nesnelleştirilerek deney ve gözlem için uygun hale getirilir. Bu şekilde doğru ölçümler ve dikkatli sayısallaştırmalar yoluyla gerçeğin tanımlanabileceği ve anlaşılabileceği varsayılır (Erdoğan, 2003: 27).

Bu çalışmanın başlangıç aşamasında ana hipotez oluşturulmuş ve ana hipotezin doğruluğunu sınamaya ve desteklemeye yardımcı olacak 10 alt hipoteze yer verilmiştir. Araştırma konusu ile ilgili verilere ulaşmak için, araştırmacı tarafından “Ailede Mutluluk Ölçeği” hazırlanmıştır. Ailede Mutluluk Ölçeği üç ayrı kategoride sınıflandırılmış toplam 62 sorudan oluşmaktadır. İlk bölümde katılımcıların demografik verilerini toplamaya yönelik sorular sorulmuş, çalışmaya katılanların cinsiyeti, yaşı, doğum yeri, eğitim durumu, mesleği, aylık geliri, çocuk sayısı, hane halkı sayısı, mezhep tercihi gibi bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde evlilik öncesi eşler arası ilişkilere yönelik sorular sorulmuştur. Bu soruların bazıları, eşlerin evlilik öncesi birbirlerini tanıma durumu, aralarında özel bir bağın var olup olmaması durumu, evliliklerine kimin karar verdiği, evlilikte karşı tarafta aranılan özellikler, eşlerin daha önce evlilik yapmış olma durumu, eşlerin birbirlerinden ve evlilikten beklenti durumlarını tespite yönelik sorular yer almıştır. Üçüncü bölümde ise eşlerin mutluluk algısı ve mutluluk beklentisi ile ilgili sorular sorulmuştur. Ölçek maddelerine verilen cevapların bazıları yapılandırılmış, bazıları yarı yapılandırılmış ve bir kısmı açık uçlu seçeneklerden oluşmaktadır.

Kendilerine ulaşılan 100 çiftin (kendilerine ve eşlerine)evlerine ve işyerlerine gitmek suretiyle katılımcılara araştırma ile ilgili bilgi verilmiş ve araştırmanın önemi anlatılmıştır. Gönüllülük ilkesine dayalı olarak soruları objektif ve içten cevaplamaları istenmiştir. Daha sonra katılımcılara tek tek ve yüz yüze bu anketler uygulanmıştır.

12

Nitel araştırma bu çalışmanın ikinci aşamasını oluşturur. Bu araştırmada nitel çalışmaya yer verilmesinin nedeni, istatistiksel çalışmanın, katılımcıların konuyla ilgili öznel görüşlerini ortaya koyma görevini tamamen yerine getiremeyeceği kaygısıdır. Nitel çalışma nicel bulguları daha derinlemesine araştırmak ve nicel çalışmalarda ortaya çıkan görüşlerin temel sebeplerine ulaşabilmek için gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma ile denekler, konu ile ilgili olarak kendi özgün düşüncelerini belirtme şansı yakalamışlardır. Yıldırım ve Şimşek nitel araştırmayı, “gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma” şeklinde tanımlamıştır (2008: 39). Nitel araştırmada esas unsur araştırılan konunun yorumlayıcı bir yaklaşımla ele alınmasıdır (Altunışık ve Diğerleri, 2010: 302).

Nitel araştırmalar toplumun sosyal yönüyle ilgilenirler. Bu tür araştırmalar çoğunlukla insanların neden belirli davranış kalıpları sergilediklerini, insanlardaki algıların ve eylemlerin neye göre şekillendiğini, insanların çevreleriyle olan etkileşimlerini, sosyokültürel yapıların nasıl oluştuğunu, toplumdaki sosyal grupların kendi içlerinde ve diğer sosyal gruplarla aralarındaki ilişkilerin ne şekilde geliştiğini anlamaya ve ortaya koymaya çalışırlar.

Nitel araştırmalarda birey ve çevre etkileşimi önemlidir. Bu nedenle insan doğasına uygundur. Nitel araştırmada sonuçlar sübjektiftir ve açık seçik değildir. Araştırmaya katılan birey sayısı az ama raporlar uzundur. Analitik genelleme benimsenir. Yani genellemeler evrene değil kurama yöneliktir. Kuram oluşturma süreci verilerden hareketle konuyu açıklama, yorumlama ve anlam kazandırma şeklinde işler. Tümevarımcı analiz hâkimdir. Veriler sayılara indirgenmez. Esneklik, açık görüşlülük, doğal ortama duyarlılık, katılımcılık, bütünsellik, öznellik ve tümevarımcı analiz nitel yöntemlerin başlıca özellikleridir (M. Ilgar ve S. Ilgar, 2013: 199-200).

Nitel araştırma süreci birkaç aşamada gerçekleşir. Bu aşamalar: • Problemin belirlenmesi

• Kavramsal ve kuramsal çerçevenin oluşturulması • Araştırma sorularının ve örneklemin belirlenmesi

13

• Veri toplama yönteminin (görüşme, gözlem, dokümanların incelenmesi, odak grup görüşmesi) seçilmesi

• Verilerin analiz edilmesi

• Bulguların betimlenmesi ve yorumlanması

• Sonuçların sınırlandırılarak analitik genellemelere ulaşılması ve sonuçlara ulaşılması şeklindedir(M. Ilgar ve S. Ilgar, 2013: 200).

Bir araştırmada kullanılacak desen o araştırmada izlenecek yaklaşımın seçiminde ve stratejisinde önemli bir rol oynar. Nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan başlıca desenler etnografi (kültür analizi), fenomenoloji (olgu bilimi), durum incelemesi (örnek vaka), eylem araştırması ve gömülü (temellendirici) teoridir.

Bu çalışmaya başlarken herhangi bir teoriden hareket edilmemiş veya herhangi bir teorinin ispatına gidilmemiş, kuram doğrulamak yerine kuram geliştirmeye çalışılmıştır. Diğer bir deyişle “temellendirilmiş (gömülü) teori” kullanılmıştır.

Temellendirilmiş teori ile ilgili ilk çalışmalar Glaser ve Straus tarafından, 1967 yılında “The Discovery of Grounded Theory” adlı kitabı yayınlanmasıyla başlar. Strauss ve Corbin kitabın belli başlı amaçlarını temellendirme ilkesini açıklamak, temellendirilmiş kuramların özellikleri ve mantığını göstermek ve nitel araştırmayı meşrulaştırmak şeklinde açıklarlar (1994: 275). Glaser ve Straus, Amerikan sosyolojisinde yaygın olan, kuramları doğrulamaya yönelik araştırmalara bir tepki olarak, gömülü teori kuramını gündeme getirmişlerdir (Punch, 2011: 157).

Gömülü teorinin savunucularına göre, mevcut teorilerin test edilebilir hipotezlere indirgenmesi yeni teorilerinin oluşumuna ket vurmakta ve verilerin anlamlandırılmasını kısıtlamaktadır. Bu nedenle veriler öncül bir teoriden bağımsız olarak sistemli bir şekilde sentezlenmeli, analiz edilmeli ve kavramsallaştırılmalıdır (Tanyaş, 2014: 29-30). Gömülü teoriyi savunanların kökenleri sembolik etkileşimciliğe dayanır. Pozitivist unsurların yanında yoruma dayalı geleneği de temsil eder (Charmaz, 2003: 81-110; Heath ve Cowley, 2004: 141-150).

Nitel araştırmada yer alan bulgular analiz edildikten sonra yeni kavram ve kuramlara ulaşılmaya çalışılmıştır.