• Sonuç bulunamadı

Bilindiği gibi yapılan bilimsel bir araştırmanın başarı elde etmesi çoğunlukla araştırmanın amacına uygun olarak kullanılan bir yöntem ile yakından alakalıdır. Çünkü yanlış bir yöntem seçimi elde edilen bilgilerin doğruluğunda ya da yeterli oluşu konusunda akıllarda soru işaretleri bırakabilmektedir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki doğru bir yöntem ile elde edilen bilgilerin her zaman doğruluğundan söz edilemeyebilir. Çünkü kullanılan yöntem ve veri toplama tekniklerinde de kimi zaman sınırlılıklar ile karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle de bazı araştırmalarda birden fazla araştırma yöntemini kullanmak bazen olumsuz olabileceği gibi bazen de daha sağlam bilgilerin elde edilmesinde kaynaklık edebilmektedir.

Nitel araştırma yöntemi kullanılarak elde edilen veriler genellikle istatistiki olarak sayısal veriler içerdiğinden açıklayıcı olmaktan ziyade betimleyici bir niteliktedir(Yıldırım ve Şimşek, 2005:40-41) Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nitel araştırma yöntemi; “görüşme, gözlem ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlenmesini” içermektedir.

Bilim adamı konusunu seçtikten ve varsayımının geçerliliğini tartışabileceği konular üzerinde belirledikten sonra, uygulama alanına geçmelidir. Bunun için araştırmasını konusuna uygun yöntemi ve teknikleri seçmesi gerekir. Bu önemli bir aşamadır. Seçilen yöntem hem varsayımın gerçekleşmesini hem de konunun dinamikliğini tarafsız ve tüm nitelikleri ile aydınlatması açısından önemlidir (Türkdoğan, 2003: 305).

Dedikodu konusu daha önce genel olarak kuramsal açıdan ele alınmış ancak bunun normal sosyal ilişkilerdeki etkinliği üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu konu sosyal bir gerçeklik olmasına rağmen yeterince ele alınmıştır. Bu nedenle de bu çalışma önemli bir takım bilgiler içermesi dolayısıyla ilgili literatüre önemli bir katkı olarak değerlendirilebilir.

Araştırmada görüşme soruları hazırlanmadan önce araştırmanın iç geçerliğini (inandırıcılığını) artırmak için araştırma konusu ile ilgili uluslararası ve ulusal alanda öncelikle derinlemesine bir literatür taraması yapılarak, kavramsal çerçeve oluşturulmuştur. Daha sonra dedikodunun sosyal hayattaki önemini, bunun kadın kimliğindeki önemini ve diğer pek çok faktör ile ilgisini ortaya koymak maksadıyla sosyal bilimlerin son zamanlarda giderek önemli bir konuma oturtmaya başladığı “derinlemesine mülakat” tekniği kullanılmıştır. Bunu yanında gözlem tekniğinden de faydalanılmıştır. Bu çalışma bir nitel araştırmadır. Nitel araştırmalar kişilerin doğrudan kendi anlatımlarını içermektedir.

Bu yöntemin tercih edilmesinin en önemli nedeni “araştırılan konuyu bireyin bakış açısından görebilmeyi ve bu bakış açılarını oluşturan sosyal yapı ve süreçleri ortaya koymaya olanak sağlamasıdır” (Yıldırım ve Şimşek, 2005:40-41). Sosyolojide ve diğer bilim dallarında nitel araştırmalar tıpkı nicel araştırmalar kadar eski bir geçmişe sahiptir. Nitel araştırmalar kişilerin doğrudan kendi anlatımlarını içermektedir. Nitel araştırmanın temelinde yer alan anlam olduğu için bu araştırma yöntemi “insanların ve kültürlerin ayrıntılı, derinlemesine bir tanımı yapmak insanların gerçekliğe yükledikleri anlamı, olayları, süreçleri, kavrayış ve anlayışlarını ortaya koymak için” (Kümbetoğlu, 2005:47) eylemlerin anlamına odaklanmaktadır.

Her ne kadar tüm yönelimleri, yöntemleri, süreçleri ve özellikleri kapsayan bir tanım yapmak güç ise de, nitel araştırmayı, gözlem ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlamak mümkündür. Başka bir deyişle nitel araştırma, kuram oluşturmayı temel alan bir anlayışla sosyal olguları bağlı bulundukları çevre içerisinde araştırmayı ve anlamayı ön plana alan bir yaklaşımdır. Bu tanımda “kuram oluşturma” toplanan verilerden yola çıkarak daha önceden bilinmeyen bir takım sonuçları birbiri ile ilişkisi içinde açıklayan bir modelleme çalışması anlamına gelmektedir ( Glaser, 1978; Yıldırım ve Şimşek, 2000:19). Bu da araştırmacının esnek olmasını, toplanan verilere göre

araştırma sürecini yeniden biçimlendirmesini ve gerek araştırma deseninin oluşmasında gerekse toplanan verilerin analizinde tümevarıma dayalı bir yaklaşım izlemesini gerektirir (Yıldırım ve Şimşek, 2000:19).

2.3.1. Araştırma Evreni ve Örneklemi

Bilimsel araştırmalarda baktığımız zaman evren, araştırma sonuçlarının genellemek istendiği elemanlar bütününü tanımlamak için kullanılmaktadır. Böylece bilimin genellenebilir özelliği sergilenmekte ve bu da yapılan araştırmanın mahiyetini arttırmaktadır. Genel olarak sosyal bilimlerde araştırma evreni ile ilgili konuları incelediğimizde bu kitaplarda evrenin ikiye ayrıldığını görürüz. Bunlardan birincisi; genel evren, ikincisi ise; çalışma evrenidir. Genel evren daha soyut bir kavram olarak ele alınırken çalışma evreni ise, daha somuttur ve ulaşılabilir bir yapı sergilemektedir.

Nitel araştırmalarda veri kaynağı direkt olarak gerçek kişilerin verdiği bilgiler olduğundan çok sayıda kişinin örneklem grubuna dahil edilmesi araştırmanın sıhhati açısından pek uygun değildir. Araştırılan konunun mahiyetine göre bazı durumlarda tek bir kişi bile bir araştırmanın örneklemini teşkil edebilir. Arıca gerek alan araştırmasına ayrılan kaynakların sınırlılığı ve gerekse de veri toplamada kullanılan yöntem ve tekniklerden kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı da çok sayıda bireyin araştırma sürecine dahil edilmesi mümkün olmamaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005:87). Araştırmaya katılanlardan elde edilecek verilerin miktarı arttıkça örnekleme dahil edilmesi gereken kişi sayısı azalmaktadır. Bu açıdan bir araştırmada örneklem olarak seçilecek kişi/kişilerin önceden iyi bir araştırma ile belirlenmesi de kimi zaman araştırmanın önemi ve doğruluğunu sağlamada büyük bir önem arz edebilmektedir.

Dedikodunun ne olduğunun, nedenlerinin neler olduğunun, kadın kimliği bağlamında öneminin ve dedikodunun sosyal, ekonomik, sınıfsal, medyatik, ahlaki, dini, suçsal, ailesel ve bireysel boyutunu belirlemek amacı ile gerçekleştirilen bu çalışmanın evrenini genel olarak Elazığ ilinde yaşayan bayanlar oluştururken, örneklemi de 15’i çalışan 15’i de ev hanımı olmak üzere toplam 30 kadından oluşmaktadır. Burada çalışan ve çalışmayan bayan ayrımına gidilmesini sebebi dedikodunun hem çalışan hem de çalışmayan bayanın bir eylemi olup-olmadığını ortaya koymak ve çalışıp- çalışmama durumunun dedikodu yapma eyleminde ne tür farklılıklar doğurabileceğini (aynı zamanda bu kişilerin ekonomik özellikleri de göz önünde bulundurarak) ortaya koymaktır. Bilindiği gibi önemli bir sosyal eylem olan dedikoduya yol açabilecek pek

çok faktör bulunabilmektedir. Bütün bunların sonucunda da toplumumuzda bir “Dedikodu Kültürü” nün oluşup oluşmadığını ortaya koymak çalışmanın diğer bir amacıdır. İşte bu amaçlar güdülerek başlatılan bu çalışmanın evreni ve örneklemi de bütün bu amaçlar göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur.

Ev hanımları içerisinde az da olsa bir kısmı ev hanımlığının yanında geçici bir takım işler ile uğraşmış bulunmaktadır. Çalışan bayanların meslekleri ise; doktor, öğretmen, mühendis, memur, avukat, hemşire, kuaför, eczacı, güzellik ve bakım uzmanı… Şeklinde olmaktadır. Bu şekilde 15’i çalışan bayan 15’i ev hanımı olmak üzere toplam 30 kişi örneklem birimine dahil edilmiştir. Bu kişiler daha önceden dedikoduya meyilli oldukları ya da dedikoduya karşı çıkan kişiler oldukları çevrelerindeki kişilerce belirtilen kişilerdir. Ve bu kişiler Elazığ’ın çeşitli mahallelerinde ikamet eden ve sosyo-ekonomik açıdan farklı kişiler olmaktadır. Her bir görüşmeci ile tek ve ayrı ayrı görüşülmüştür.

2.3.2.Veri Toplama Teknikleri ve Uygulama

Bu araştırmada veri toplama tekniği olarak derinlemesine mülakat ve gözlem teknikleri kullanılmıştır. Öncelikle araştırmada amaca uygun sorulardan oluşan bir mülakat formu hazırlanmıştır. Bu soru formu araştırmadaki konular ile ilgili olarak 13 tane asıl ve 27 tane de sonda soru olmak üzere toplam 40 sorudan oluşmaktadır. Bu sorular açık uçlu olmak ile birlikte görüşülen kişilere bağlı olarak kimisine daha az kimisine ise daha fazla soru sorulmuştur. Çünkü nitel araştırmalarda kişilerin hangi sorulara kesin cevap verebileceğini belirlemek pek mümkün olamamaktadır. Bazı sorulara bazen birden fazla cevap verildiği için bu sorulara cevap olabilecek cevaplar seçilerek araştırmaya devam edilmiştir.

Bu görüşmeler de yapılandırılmış mülakat çerçevesinde ilgili konu etrafında, yaklaşık olarak 1 saat süren( kişiye bağlı olarak kimi zaman daha az kimi zaman ise daha fazla) uzun soluklu konuşmalardan oluşmuştur. Yine bu görüşmeler görüşülen kişinin çalışma alanı veya isteğine göre talep edilen mekanlarda ve saatlerde yapılmıştır. Görüşmelerden bazıları ses kayıt cihazı kullanılarak kimisinin ise rahatsız olması nedeniyle not tutularak devam edilmiştir. Bu şekilde gerçekleştirilen çalışma teker teker 30 kişi ile görüşülerek araştırmanın amacına uygun olarak tamamlanmıştır.

2.3.3. Verilerin Analizi

Bu şekilde gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler daha sonra ayrıntılı bir şekilde açıklanmaya çalışılmış ve böylece uygun bir içerik analizi yapılmıştır. Verilen cevapların birbiri ile ilgisi ve bunların birbiri ile benzeşen, farklılaşan ve çelişen yönleri belirlenerek bütün bunların sosyolojik analizi yapılmaya çalışılmıştır.