• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

3.1. Araştırma Modeli

Bu araştırma Diyarbakır il merkezindeki beş farklı lisede yürütülen 9. sınıf İngilizce dersini iletişimsel dil öğretimi bakımından incelemeyi amaçlayan betimsel bir araştırmadır. Ayrıca bu çalışma iç içe geçmiş çoklu durum çalışması deseninin kullanıldığı nitel bir araştırmadır. Yıldırım ve Şimşek (2011: 29-30) 20. yüzyılda özellikle sosyal bilimler alanında paradigmatik bir dönüşüm yaşandığını vurgulamaktadır. Pozitivizm ötesi ya da yorumlamacı anlayışın “bilginin örgütlenmesi ve sunulmasında tek, en doğru bir biçim yoktur” düşüncesinden hareketle sosyal bilimciler nitel çalışmalara daha çok yönelmiş ve bu süreçte “nesnellikten” çok “bakış açısını” ön plana çıkarmışlardır.

Glesne’ye (2015: 11) göre araştırmanın amacı sosyal dünyanın aktörleri olan insanların o dünyaya ilişkin algılarını yorumlamaksa, araştırma yöntemi gözlem yapmayı, sorular sormayı ve o sosyal bağlamdaki insanlar ile algıları hakkında konuşarak etkileşimde bulunmayı içerir. Bu yöntemler ise nitel olarak adlandırılır. Nitel araştırmanın farklı meslek ve disiplinler ile olan ilişkisi nedeni ile kısa ve özlü bir tanımının yapılması zordur (Yin, 2011: 7). Saldana (2011: 3) nitel araştırmanın doğal ve sosyal yaşamın çalışılmasına yönelik oldukça çeşitli yöntem ve yaklaşımlar için kullanılan şemsiye bir terim olduğunu belirtmektedir. Denzin & Lincoln (2005: 3) nitel araştırmayı şöyle tanımlamaktadır:

“Nitel araştırma gözlemciyi dünyanın içerisinde konumlandıran yerleşik bir aktivitedir. Nitel araştırma dünyayı; alan notları, görüşmeler, mülakatlar, fotoğraflar, kayıtlar ve araştırmacının kendine yönelik kayıtlarından oluşan temsiller serisine dönüştürür ve bu insanların yükledikleri manalar açısından anlamlandırma veya yorumlama çabası ile nitel araştırmacıların fenomeni kendi doğal ortamlarında çalışmaları anlamına gelir.”

Yin (2011: 7,8) nitel araştırmayı beş özelliğinden yola çıkarak tanımlamaya çalışmıştır. Buna göre nitel araştırma; a) gerçek yaşam koşullarında bireylerin hayatının anlamının çalışılması, b) bireylerin bakış açıları ve görüşlerinin temsil edilmesi, c) bireylerin yaşadıkları bağlamsal durumların ele alınması, d) bireylerin sosyal davranışlarını anlamaya yardımcı olabilecek var olan veya ortaya çıkan kavramlara yönelik sezgilere katkıda bulunmak, e) tek bir kaynak yerine, birden çok kanıt kaynağı kullanmaya çabalamak olarak tanımlanabilir.

Merriam (2015: 14) nitel araştırmayı; odak noktasına süreç, mana ve anlamayı alan, veri toplama ve veri analizinde araştırmacının birincil veri kaynağı olduğu, zengin biçimde betimlenmiş bir ürünün ortaya koyulmaya çalışıldığı, tümevarımsal bir süreci temel alan araştırma yaklaşımı olarak tanımlamaktadır. Creswell (2007: 52)’e göre ise nitel araştırma; bireyler veya grupların sosyal veya insani bir probleme atfettikleri anlamları keşfetmenin bir aracıdır. Bu bakımdan nitel araştırma çeşitli sosyal çevreleri ve buralarda yaşayan bireylerin kendilerini ve çevrelerini semboller, ritüeller, sosyal yapılar, sosyal roller aracılığıyla nasıl anlamlandırdıklarını inceleyerek sorulara doğru cevaplar bulmaya çalışır (Berg, 2001: 6). Willis (1942: 216)’e göre nitel araştırma çoklu bakış açılarının var olduğunu umarak onları keşfetmeye çalışır. Amaç doğru olanın bulunmasından öte, bir durumun veya bağlamın anlaşılması olduğundan araştırma için genellikle doğal bağlamlar tercih edilir.

Yıldırım ve Şimşek (2011: 39) nitel araştırmayı gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlamaktadır. Nitel araştırma; nispeten yapılandırılmamış verileri kullanan, araştırma sürecinde öznelliğin temel rolünü vurgulayan, doğal olarak ortaya çıkan az sayıdaki vakaları ayrıntılı olarak inceleyen, istatistiksel yöntemlerden ziyade sözel analiz yöntemleri kullanan, esnek ve veri odaklı bir araştırma tasarımı benimseme eğilimi gösteren bir sosyal araştırma biçimidir (Hammersley, 2013: 12). Creswell’e göre (2007: 40,41) bir problem veya konu keşfedilmek istendiğinde, konuya yönelik bütüncül ve detaylı bir anlayışa ihtiyaç duyulduğunda, bir sorun veya konuya yönelik olarak çalışmadaki katılımcıların düşüncelerini şekillendiren bağlam ve ortamların anlaşılması istendiğinde, mevcut teoriler incelenen problemin karmaşıklığını yansıtmada yetersiz kaldığında nitel araştırma kullanılır.

Bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden iç içe geçmiş çoklu durum çalışması deseni kullanılmıştır. Durum çalışması, sosyal bilimlerde psikoloji, sosyoloji ve özellikle eğitim bilimleri alanında kullanılmaktadır. Özellikle dil öğrenimi, anadil ve ikinci dil edinimi ve öğretmen eğitimi araştırmalarında durum çalışmalarına dayalı araştırmalar sık sık görülmektedir (Paker, 2015: 119). Yin (2003: 13,14)’e göre durum çalışması “güncel bir olguyu özellikle bağlam ve olgu arasındaki sınırlar açıkça berligin olmadığında o olguyu kendi gerçek yaşam koşullarında inceleyen ampirik bir araştırmadır. Çoklu veri kaynaklarının kullanıldığı durum çalışması, verilerin toplanması ve analizine rehberlik etmek üzere daha önce geliştirilen teorik önermelerden yararlanmaktadır. Creswell (2007: 73) durum çalışması araştırmasını, araştırmacının bir zaman diliminde sınırlı bir sistem (durum) veya çoklu sınırlandırılmış sistemleri (durumlar), çoklu veri kaynaklarını (gözlem, görüşme, görsel-işitsel materyaller, dökümanlar ve raporlar) kullanarak derinlemesine ve detaylı veri toplama yoluyla keşfettiği, durum betimlemesi ve durum temelli temaları ortaya koyduğu nitel araştırma yaklaşımı olarak tanımlamaktadır.

Glesne (2015: 30) nitel araştırmada durum çalışmasının bir olayın yoğun biçimde çalışılması ile ilgili olduğunu belirtmektedir. Durum çalışması, katılımcı gözlemler, derinlemesine görüşmeler ile doküman toplama yoluyla elde edilen ve analiz edilen verilerin derinlemesine ve boylamsal olarak incelenmesini içerir. Benzer bir biçimde Merriam (2015: 40,41) durum çalışmasını sınırlı bir sistemin derinlemesine betimlenmesi ve analizi olarak tanımlamaktadır. Ona göre durum çalışmasının en tanımlayıcı özelliği çalışma nesnesinin sınırlandırılmasıdır. Eğer araştırılmak istenilen olgu özünde sınırlı değilse bir durum değildir. Bu noktada çalışılan durum bir olgunun örnek durumu olan birey, program, grup, kurum, toplum veya belirli bir politika olabilir. Patton’a (2014: 447) göre durum çalışması yaklaşımı analiz sürecini temsil eder ve verilerin toplanması, düzenlenmesi ve analiz edilmesiyle ilgili özel bir yöntem oluşturur. Analiz süreci bir ürün meydana getirir. Böylece durum çalışması terimi ya analiz sürecine ya da analizin ortaya çıkarttığı ürüne veya her ikisine de işaret edebilir.

Sturnman’a (1994) göre durum çalışması bir bireyin, grubun veya fenomenin incelenmesi için kullanılan genel bir terimdir. Araştırmada kullanılan teknikler çeşitlendirilip hem nitel hem de nicel yaklaşımları içerebilse de durum çalışmasının ayırt edici özelliği insan sistemlerinin karakteristik bir tamlık veya bütünlük geliştirdiğinden hareketle bu sistemlerin, birtakım özelliklerin gevşek bir koleksiyonu gibi görülecek kadar basit olmadığı inancıdır (Akt. Bassey, 1999: 26).

Durum çalışmalarında genellikle birden fazla veri toplama yöntemi kullanılarak zengin ve biribirini teyit edebilecek veri çeşitliliğine ulaşılmaya çalışılır. Bu durum, anlaşılması ve ortaya konulması istenen olgunun tek bir bakış açısı yerine birden çok bakış açısı yoluyla keşfedilmesini ve çok boyutlu biçimde ortaya konulmasını sağlar (Baxter ve Jack, 2008: 544). Durum çalışması durumun çalışıldığı ortamda yer alan farklı kanıt türlerine erişerek araştırma sorularına muhtemel en iyi cevabı bulmaya çalışır. Tek bir kanıt türü veya kaynağı tek başına yeterli görülmez. Ayrıca durum çalışmaları sadece nitel yöntemlerle sınırlı kalmaz, her türlü kanıt durum çalışmalarında araştırmacının veri toplama sürecine dahil edilebilir ancak nitel yöntemler birincildir. Bu anlamda çoklu veri kaynaklarının kullanımı durum çalışmasının temel bir özelliğidir (Gillham, 2000: 9,10). Üzerinde çalışılan durumlar birbirinden farklı olduğu için durum çalışmalarında genelleme kaygısı yoktur. Bununla birlikte bir duruma ilişkin elde edilen sonuçların benzer durumların anlaşılmasına yönelik örnekler ve deneyimler oluşturması beklenir (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 77). Durum çalışması araştırmasının temel ilkeleri arasında sınırlılık veya tekillik, derinlemesine çalışma, çoklu bakış açıları (üçleme), özgünlük, bağlamsallık ve yorumlama sayılabilir (Duff, 2008: 23).

Belirli sosyo-politik bağlamlarda uygulanmakta olan sosyal/eğitimsel programlar veya politikaların kalitesi veya karmaşıklığına ilişkin derinlemesine bir görüntü sergilemeyi amaçlayan durum çalışmaları, yönteme bağımlı olmadığı gibi kaynak ve zaman ile de sınırlı değildir. Durum çalışmaları değişim sürecini ve olayların nasıl ve niçin gerçekleştiğini keşfetmeye yönelik olarak birkaç gün, birkaç hafta, birkaç ay veya birkaç yılda gerçekleştirilebilir (Leavy 2014: 458). Yin (2009: 4) psikoloji, sosyoloji, siyasi bilimler, antropoloji, sosyal hizmetler, işletme, eğitim, hemşirelik ve toplum planlamalarında oldukça yaygın kulanılan durum çalışmasına yönelik göze çarpan ihtiyacın kompleks sosyal olguları anlama arzusundan kaynaklandığını belirtmektedir.

Durum çalışmalarının göz önünde bulundurulması gereken güçlü ve zayıf yönleri vardır. Durum çalışmalarının güçlü ve zayıf yönleri şunlardır (Nisbet ve Watt, 1984; Akt: Cohen, Manion ve Morrison, 2007: 256):

 Genellikle günlük dilde yazıldığından sonuçlar akademik olmayan çevreler dahil olmak üzere oldukça geniş bir kitle tarafından kolaylıkla anlaşılabilir.  Daha geniş ölçekli verilerin kullanılması durumunda kaybolabilecek ve bir

durumu anlamada kritik role sahip olan eşsiz nitelikleri yakalama potansiyeline sahiptir.

 Gerçekliği güçlüdür.

 Diğer benzer durum ve ortamlar için öngörü sağlar.

 Araştırmacı takımına ihtiyaç duyulmadan tek bir araştırmacı tarafından yapılabilir.

 Kontrol edilemeyen değişkenler veya beklenmeyen olaylara karşı esnektir.  Otantik bir bağlamda zengin ve detaylı veri toplamaya olanak sağlar

elverişlidir.

 Çapraz kontrolü kolay olmadığından, seçici, yanlı veya öznel olabilir.  Esnekliğe yönelik çabalara rağmen gözlemci yanlılığına ilişkin problemlere

açıktır.

Durum çalışmalarının ne zaman diğer araştırma desenelerinin yerine kullanılacağını belirlemek için araştırmacının neyi bilmek istediğine bakılmalıdır. Araştırmacının “eş zamanlı olaylar” üzerindeki kontrolünün sınırlı olduğu ya da değişkenlerin durumun içine iyice gömüldüğü ve belirlenemediği durumlarda durum çalışmasının en iyi seçim gibi göründüğü belirtilmektedir (Merriam, 2015: 45). Yin (2009: 13) araştırmanın odağı “nasıl” ve “niçin” sorularına cevap vermek olduğunda, araştırmaya katılanların davranışları manipüle edilemediğinde, çalışılan olgu ile ilişkili olduğu inanılan bağlamsal durumlar kapsanmak istendiğinde, fenomen ile bağlam arasındaki sınırlar tam açık olmadığında durum çalışmasının düşünülmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Durum çalışması çeşitli araştırmacılar tarafından kullanıldığı alanlara ve çalışmanın özelliğine göre sınıflandırılmışlardır. Stenhouse (1985) durum çalışmasını etnografik, değerlendirmeye yönelik, eğitimsel ve eylem araştırması olarak dört genel türde ele almıştır (Stenhouse, 1985; Akt: Bassey, 1999: 28). Stake (2005) araştırmacının ilgisine dayalı olarak durum çalışmasını içsel, araçsal ve bütünleşik durum çalışmaları olarak sınıflandırmaktadır. İçsel durum çalışması araştırmacı, belli bir konuyla özel olarak ilgiliyse gerçekleşir. Araçsal durum çalışması ise bir konu hakkında fikir sağlamak ya da bir genellemeyi yeniden ele almak için yapılır. Bu tür durum çalışmalarında vakanın kendisi ikincildir, başka bir şeyi anlamayı kolaylaştırır. Bütünleşik durum çalışmasında ise birden fazla vaka “bir olguyu, evreni ya da genel vakayı araştırmak için incelenir (Akt. Merriam, 2015: 48). Durum çalışmaları özelliklerine göre keşfedici, açıklayıcı ve betimleyici durum çalışmaları olarak sınıflandırılmıştır Yin (2003: 3-10). Keşfedici durum çalışmaları henüz araştırma soruları tanımlanmadan saha araştırmasına başlandığı, daha büyük sosyal araştırmalara giriş mahiyetindeki çalışmalardır. Açıklayıcı durum çalışmaları özellikle karmaşık toplum ve

örgütler üzerindeki çoklu etkilerin ele alındığı nedensel araştırmalarda oldukça kullanışlı olan çalışmalardır. Betimleyici durum çalışmaları ise araştırma soruları öncesinde uygulanabilir kuramsal bir yönelimin oluştuğu ve tanımlandığı, araştırmacının çalışma boyunca izleyeceği genel çerçeveyi belirleyen açıklayıcı bir teorinin sunulduğu ve analiz biriminin tam olarak ne olacağının önceden belirlendiği çalışmalardır (Berg, 2001: 230).

Genel olarak durum çalışmalarında dört tür desenden söz edilebilir: (1) bütüncül tek durum deseni, (2) iç içe geçmiş tek durum deseni, (3) bütüncül çoklu durum deseni, (4) iç içe geçmiş çoklu durum deseni (Yin 2003: 41-46; Yıldırım ve Şimşek, 2011: 290-292; Paker, 2015: 123).

Bütüncül Tek Durum Deseni: Çalışılacak tek bir analiz birimi veya durum vardır. Bütüncül tek durum çalışması bir kuram test edilmek veya aykırı durumlar ortaya çıkarılmak istendiğinde, daha önce hiç çalışılmamış veya bilimsel olarak erişilememiş olguları ortaya koymada kullanılabilir.

İç İçe Geçmiş Tek Durum Deseni: Tek bir durum içerisinde birden fazla analiz birimi içerebilir. Tek bir durumda alt birim veya birimlere de dikkat edilerek çalışma gerçekleştirilir. Örneğin durum çalışması hastahane gibi tek bir örgüt hakkında olduğunda analiz birimi klinik servisler, personel gibi alt birimleri analize dahil edebilir.

Bütüncül Çoklu Durum Deseni: Bu durumda birden fazla kendi başına bütüncül olarak algılanabilecek durum vardır ve her bir durum kendi başına bütüncül olarak ele alınır sonra birbiriyle karşılaştırılır. Ancak araştırmacı her bir durum için aynı araçlarla veri toplamalı ve biribiriyle karşılaştırılabilir veriler elde etmelidir.

İç İçe Geçmiş Çoklu Durum Deseni: Bu durum çalışması deseninde birden fazla durum vardır. Her bir durum kendi içinde alt birimlere ayrılarak çalışılmalı ve olabildiğince standart veri toplama yöntemleri kullanılarak veriler toplanmalı ve elde edilen verilere göre örüntüler ortaya çıkarılmalıdır.

Bu çalışmada, beş farklı lisedeki 9. Sınıf düzeyinde İngilizce öğretiminin iletişimsel dil öğretimi bakımından nasıl olduğu, kendi bağlamı içerisinde anlamak amaçlandığından nitel araştırma desenlerinden iç içe geçmiş çoklu durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmaya dâhil edilen beş farklı lise türü kendi içinde öğretmen ve öğrenci olmak üzere alt birimlere ayrılarak ele alınmıştır. Standart veri toplama teknikleri kullanılarak veriler toplanmış, elde edilen verilere göre örüntüler ortaya çıkarılmıştır.