• Sonuç bulunamadı

4.4. AraĢtırmanın Ġkinci Alt Problemine ĠliĢkin Bulgular ve Yorum

5.1.3. AraĢtırmanın Birinci Alt Problemine ĠliĢkin Sonuçlar

AraĢtırmanın birinci alt probleminde; keĢfetme (buluĢ) yoluyla öğretim stratejisine göre bellek destekleyici strateji kullanımının öğrencinin baĢarısında daha etkili olduğu ve öğrencinin görsel – iĢitsel olarak öğrenmiĢ olduğu bilgileri kısa sürede unutmayacağı düĢüncesi ileri sürülmektedir. Elde edilen sonuçlar Ģu Ģekildedir:

Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin toplam “Ülkemizde Görülen BaĢlıca Bitki Toplulukları” ve “Erozyon” konuları baĢarı puanlarının ölçüm ayrımı (ön test – son test – kalıcılık) yapılmadığında benzer olduğu bulunmuĢtur. Yani her iki grubunda deney öncesi ve sonrası Ģeklinde bir ayırıma gitmeden toplam “Ülkemizde Görülen BaĢlıca Bitki Toplulukları” ve “Erozyon” konuları baĢarı puanları arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Ancak deney ve kontrol grubu olarak grup ayrımı yapılmadan ölçüm ayrımına (ön test – son test – kalıcılık) gidilerek ortalama baĢarı puanları incelendiğinde ise ölçümler arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmaktadır ki bu sonuç araĢtırmacıyı uygulanan öğretim stratejisine bağlı olarak bir değiĢimin sağlandığı yorumuna ulaĢtırmaktadır.

AraĢtırmada ölçüm ve grup ayrımı yapıldığında ise öğrencilerin “Ülkemizde Görülen BaĢlıca Bitki Toplulukları” ve “Erozyon” konuları testine ait baĢarı puanlarının deney öncesinden deney sonrasına anlamlı bir farklılık gösterdiği sonucuna ulaĢılmıĢtır. Elde edilen bu sonuç, bellek destekleyici strateji kullanımının ve keĢfetme (buluĢ) yoluyla öğretim stratejisinin uygulanmasında öğrencilerin “Ülkemizde Görülen BaĢlıca Bitki Toplulukları” ve “Erozyon” konularına ait baĢarı puanlarını artırmada birbirinden farklı etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Yani,

araĢtırma sonucunda deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin baĢarı puanları yapılan denemelerle farklılık meydana getirmiĢtir. Bu farklılık, daha etkin bir öğretimin ön planda olduğu bellek destekleyici strateji yönünde olmuĢtur. Bellek destekleyicilerin kullanımı, keĢfetme (buluĢ) yoluyla öğretim stratejisine göre “Ülkemizde Görülen BaĢlıca Bitki Toplulukları” ve “Erozyon” konuları baĢarı puanlarının artırılmasında deney öncesine göre deney sonrasında daha fazla bir artıĢ sergilemiĢtir. Bu da uygulanan stratejinin etkili olduğuna bir göstergedir.

Ortaöğretim 10. sınıf coğrafya dersi sözel bilgilerin öğretilmesinde olguların yer aldığı, bilinen ezgili türkülerden yararlanmanın olumlu etkisi görülmektedir. Bilgi düzeyinin özelliği, bilginin hatırlanmasıdır. Türkünün söylenmesi ve hatırlanması kolay olduğundan sözel bilgileri öğrenme, keĢfetme (buluĢ) yoluyla öğretim yapılan gruba göre daha çabuk gerçekleĢmiĢtir.

Olguların bestelenmiĢ türkülerle eğitim ortamında verilmesi, bilginin hatırlanmasını kolaylaĢtırmıĢtır.

Olguların Ģarkılarla öğretimine ait araĢtırma bulunmamasına rağmen iĢitsel bellek destekleyici kullanılan grubun bilgi düzeyi eriĢisinin anlamlı oluĢunun nedeni; Ģarkılarda sözel bilginin anlamlı bütünler halinde verilmesidir. Gestalt kuramcılarına göre; bütün parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalarına ayrıĢtırarak değil, bütünlük içinde algılar. Bütün, parçalar arası dinamik ve organik iliĢkilerden oluĢmuĢ bir biçim, bir Ģekil ve aynı zamanda da, parçaların toplamından bağımsız bir olgudur (HĠLL,1990). Ayrıca anlamlı bütünü oluĢturan bilginin verilmesinin hemen ardından sağlanan iĢitsel bellek destekleyici ile yeni bilgiyle iĢitsel bellek destekleyici ipucu arasındaki iliĢki türkülerle güçlü bir Ģekilde kurulmuĢ olabilir.

Müzik Eğitimi Ulusal Komisyonu Raporu (1991) Chicago okullarında genelde akılda tutma oranının %50, çok yönlü müzik programı uygulayan Hicpanic Okulunda ise akılda tutuma oranının %95 olduğunu belirtmektedir. Bu bulgu iĢitsel bellek destekleyici kullanılan grubun baĢarı puanlarının, diğer gruptan anlamlı derecede yüksek bulunduğunu destekler niteliktedir.

Binlerce yıldır, bilgi, kuĢaktan kuĢağa Ģarkı, türkü veya destan yoluyla aktarılmaktadır. Nitekim, 21. yüzyıla gelindiğinde reklam ajanslarının bir çoğunun

müziksel melodilerin insanların çeĢitli ürünleri tanıması ve hatırlaması üzerindeki rolünü keĢfettiği görülmektedir (Saban, 2003: 120).

Ritmler, melodiler, Ģarkılarla öğretim stratejisi, basit olarak sözel yollarla öğretilen bazı konuların müziksel bir formata dönüĢtürülerek öğretilmesini içerir. Bu stratejinin en temel düzeyinde, öğretmen, sözcükleri belli bir ritimle heceler ve çarpım tablosunu da toplumda popüler bir Ģarkı ile eĢleĢtirerek öğretir. Öğretmen, ayrıca, sunusu sırasında vurgulamak istediği bir noktayı veya bir hikâyenin ana fikrini belirleyerek onu ritmik bir yolla öğretebilir. Öğrencileri, öğrenmekte oldukları konuları özetlemek, sentezlemek veya pratik etmek için ritm, melodi veya Ģarkı üretmeye özendirmek demek, bir anlamda öğrenmenin daha ileri düzeylerde gerçekleĢmesini sağlamak demektir.

Öğretmen, öğretim sürecinde faydalanabileceği kaynakları ve materyalleri, programdaki konuları örneklendiren ve zenginleĢtiren çeĢitli müziksel koleksiyonlarla (örneğin, ses kasetleri ve CD‟lerle) destekleyebilir.

Müziksel ritmik etkinlikler öğrenme sürecini iyileĢtirmede aĢağıdaki amaçlar için kullanılabilir.

Sınıfta olumlu bir duygusal ortamı pekiĢtirmek. Ġlgi uyandırmak ve derse karĢı istekli hale getirmek. Dikkat ve konsantrasyonu sağlamak.

Öğrencileri rahatlatmak ve stresi azaltmak. Hatırlamayı kolaylaĢtırmak.

Bir hedef davranıĢın gerçekleĢmesi amacıyla iĢleniĢi zenginleĢtirmek. Tüm derslerde yaratıcılığı teĢvik etmek

Müziğe karĢı doğal yetenekleri olmasa bile bütün öğrenciler her derste müziksel ritmik etkinliklerden faydalanabilirler. AraĢtırmalar, müzik eğitiminin genel akademik baĢarıyı artırdığını göstermektedir. Aynı zamanda, müzik eğitiminin gerektirdiği dinleme becerileri diğer derslerde yoğunlaĢma ve dikkat toplamaya yardımcı olmaktadır. Müziğin hiperaktif çocuklarda da oldukça olumlu etkilere neden olduğu bilinmektedir (Selçuk ve diğ., 2003: 58-59).

Diğer taraftan olguların yer aldığı, sözel bilgiyi somut olarak canlandıran resimler, soyut olan söze göre daha anlamlı olarak belleğe yerleĢmektedir. Beyin

anlaĢılır bilgileri alma eğilimindedir. Jenkins ve Pany‟nin aktarmasına göre Schallert (1981) metinde verilen bilgilerin bir tekrarı olma niteliğinden fazlasına sahip olan resimlemelerin kavrama üzerinde belirli bir etkisi olduğunu bulmuĢtur. Schallert‟in resimlerin iĢlevlerini araĢtırması, görsel bellek destekleyici kullanılan grubun baĢarı puanlarının, keĢfetme (buluĢ) yoluyla öğretim yapılan gruba göre anlamlı derecede yüksek olduğunu destekler niteliktedir.

Coğrafya; çok zengin, çeĢitli teknik ve donanımlı laboratuar ile harita odalarına ihtiyaç duyan uygulamalı bir bilimdir (Ünlü, 2001: 32). Bu nedenle öğretimin teorik kısmında anlatılan ya da tarif edilen konu hem görsel malzeme ile sınıfa taĢınmalı hem de yerine gidilerek görülmeli ve incelenmelidir (Efe, 1997:140).

Coğrafya derslerinde anlatılan bir çok konu, olay ya da bölgeyi görme imkânı yoktur. Dolayısıyla bunları öğretmek ve öğrenmek de güç olmaktadır. Bu nedenle coğrafya derslerinde konu ya da bölgeyle ilgili bilgileri görsel olarak ders ortamına getirmek oldukça önemlidir. Bu yapılmadığı takdirde dersin ezbere dayalı ve sıkıcı bir hal alması söz konusudur (ġahin, 2001: 64).

Sınavları yüksek puanlarla kazanan öğrenciler, bilgileri belleklerine görsel kodlayanlar olduğuna göre, öğretmenlerin görsel kodlama stratejilerine önem vermesi gerekir. Beyin hayal edilen zihinsel imgelere anında karĢılık verir. Dünya çapında birçok sporcu ve artist, fiziksel antrenmanlarını arttırmak için hayallerinde tekrar tekrar atlarlar ya da rolünü oynarlar. Bu tür çok sayıda sınıf içi görsel stratejiler bulunmaktadır. Görsel imgeler problem çözmede genellikle anahtar olarak kullanılırlar. Bunun baĢlıca örnekleri arasında, kimyager Kekule tarafından keĢfedilen Benzen Yüzüğü, Watson ve Crick tarafından keĢfedilen DNA molekülünün yapısı sayılabilir. “Bir resim bin kelimeden daha değerlidir” sözü öğretimin etkili kılınması için de geçerlidir (Selçuk ve diğ., 2003: 54).

Günlük yaĢamda öğrendiklerimizin; % 83‟ü görme, % 11‟i iĢitme, % 1‟i dokunma, % 1‟i tat alma, % 4‟ü koklama suretiyle öğrenilmektedir (Cobun, 1968).

DeğiĢik duyu organları yolu ile öğrenilenlerin anımsanma düzeyleri farklıdır. Genel olarak okuduklarımızın % 10‟nunu, iĢittiklerimizin % 20‟sini, gördüklerimizin % 30‟nu, hem görüp hem de iĢittiklerimizin % 50‟sini, söylediklerimizin % 70‟ini, hem söyleyip hem de yaptıklarımızın % 90‟nını hatırlamaktayız (Kinder, 1973).

Bellek destekleyiciler ses – görüntü ve müzik eĢliğinde, öğrenciyi derse çabuk motive etmekte, eğitim ve öğretimi zevkli ve ilgi çekici duruma getirmekte, soyutu somutlaĢtırarak daha kolay öğrenilmesini sağlamakta, baĢarısız öğrencilere cesaret, Ģevk ve heyecan vererek özgüvenlerini geliĢtirmekte, dolayısıyla eğitim ve öğretimde verimi yükselterek daha etkin bir öğretim sağlamaktadır.

Görsel ve iĢitsel bellek destekleyicilerin kullanılmasıyla yapılan bir öğretimle, öğrencilerin derse olan ilgisi artmıĢ, böylelikle istenen davranıĢlar artırılabilmiĢtir. Bellek destekleyiciler etkiledikleri duyu organları yoluyla öğrencilerde gerçeğe yakın somut yaĢantılar kazandırmıĢlardır.

Benzer Belgeler