• Sonuç bulunamadı

3. GÜNEY BATI AFRİKA(NAMİBYA) DAVASI’NDA SELF-DETERMİNASYON HAKKI (1971)

3.1. ÜLKELERİN YAZILI BİLDİRİMLERİ

3.1.4. Apartheid (Irksal Ayrıma Dayalı Devlet Politikası)

ABD Hükümeti ise, söz konusu soruyla ilgili görüşünü bildirirken Güney Afrika Hükümeti’nin Namibya’da gerçekleştirmiş olduğu kimi eylem ve uygulamalarının, self-determinasyon hakkını ihlâl etmesine vurgu yapmıştır. Bu uygulamalardan en önemlisi ise şüphesiz Güney Afrika Hükümeti’nin kendi topraklarında olduğu kadar Namibya topraklarında da sürdürmüş olduğu apartheid (ırksal ayrımcılık) uygulamasıdır. Temel anlamda apartheid uygulaması, beyaz ve siyahi halkın sistematik bir biçimde ve devlet kontrolünde toplumun ve devletin

191 BM Genel Kurulu, 1805 (XVII) Sayılı BM Genel Kurul Kararı, s. 39,

https://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=A/RES/1805(XVII) [Erişim: 10.11.2018].

192 Güney Afrika Devletler Topluluğu’nun Yazılı Bildirisi, Uluslararası Adalet Divanı; Savunma

Metinleri, Sözlü Tartışmalar, Belgeler…, s.730, md.13.

193 Güney Batı Afrika nüfusunun 1960 yılında yapilân en son resmi tahminde (1951'den beri nüfus

sayımı yapılmamıştır), nüfus toplamı 554.000 iken 464.000'i Afrikalı, 69.000'i Avrupalı ve 21.000'i Renklidir. International Commission of Jurists, Apartheid in South Africa and South West Africa (1967), ss. 19-18.)

53

nerdeyse bütün etki alanında ayrı tutulması ve farklı muamele görmesine denilmektedir. Apartheid‘in temel dayanağı, bütün Güney Afrika'daki beyaz azınlığın bölgedeki kontrolünü güçlendirmek ve çoğunluğun KGBH’nı engellemektir. Ancak bu durum, Güney Afrika'nın manda yönetimi bağlamında üstlendiği "azami özen" ve bölge halkının manevi bütünlüğü (moral well-being) ve sosyal gelişimi vb.

yükümlülüklerine zıt bir durum meydana getirmektedir.195

1960'da Güney Batı Afrika nüfusunun (1951'den beri nüfus sayımı yapılmamış) en son resmi tahmini toplamı 554.000 iken, bunların 464.000'i Afrikalı, 69.000'i Avrupalı ve 21.000'i Renklidir. Bölgenin iki ayrı bölgeye ayrılması eski Alman idaresinden miras kalan bir düzenlemedir. Güney tarafında kalan ve ülkenin neredeyse üçte ikisini oluşturan, Polis Bölgesi olarak adlandırılan bölge, yer yer bu bölgede çalışan Afrikalıları da barındıran küçük ve kapalı rezervleri de içeren, Avrupalı yerleşim alanıdır. Bu bölgeler tamamen ayrıktır ve Avrupalılar ile Afrikalıların yerleşim alanları 457,2 m genişliğindeki tampon bölgelerle ayrılmıştır. Nüfusun geri kalanı, çoğunluk Afrikalılar, ise toplam alanın kalan üçte birini içeren kuzeydeki kabile alanlarında yaşamaktadır.196

ABD Hükümeti’nin bildiriminde yer yer söz ettiği bu çalışma ayrıca tüm bölge için temel politikanın özel beyaz kontrolünde olduğunu göstermektedir.

1951'den beri Güney Batı Afrika, Pretoria'daki Parlamentoda on Güney Afrika vatandaşı tarafından temsil edildi, bunlardan altısı Halk Meclisi'nde ve dördü Senato'da koltuk sahibiydi. Bölge Yasama Meclisi, tamamı Güney Afrika'da yaşayan Güney Afrika vatandaşı on sekiz Avrupalıdan oluşuyordu. Güney Afrika Hükümeti, Güney Batı Afrika'nın aşağıdaki iç meseleleri üzerinde tam bir idari ve yasama kontrolü uyguluyordu: Afrika işleri, gümrük ve tüketim, demiryolları ve limanlar, polis gücü, dış işler, göç, kamu hizmeti, sağlık, tarım, topraklar, madencilik, ticaret ve sanayi.197

Apartheid‘in uygulanmasında, Namibya halkı, sistematik olarak Güney Afrika'nın yükümlülüklerini ihlâl eden, yargı temelinde yasal ayrımcılığa maruz ve temel hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılmıştır. Güney Afrika yönetimi altında,

195 Manevi refah düzeyi, temel anlamda, halkı oluşturan bireylerin içinde bulunduğu ortamda sosyolojik

ve psikolojik durumlarının ne kadar iyi olup olmadığını ifade eder. Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’nin Yazılı Bildirisi, Uluslararası Adalet Divanı; Savunma Metinleri, Sözlü Tartışmalar,

Belgeler..., s.865, https://www.icj-cij.org/files/case-related/53/9371.pdf [Erişim: 10.11.2018].

196 a.y. Ayrıca bkz International Commission of Jurists, Apartheid…, ss. 18-19. 197 a.g.e.. s.866.

54

Namibyalıların bazı temel hakları ve özgürlükleri, ırk temelinde uygulanan yasal kısıtlamalarla sınırlandırılmıştır. Şu altı başlık ise bu sınırlamaların genel çerçevesini oluşturmaktadır: Seyahat özgürlüğü, ikamet ve mülkiyet edinme özgürlüğü, iş

özgürlüğü, hükümette yer alma hakkı, aile yaşamı hakkı, eğitim hakkı.198

Manda altındaki halkları kendi şartlarına göre modern dünyanın yorucu koşullarında ayakta duracak şekilde hazırlamak için alınan tedbirler, dinamik bir standart oluşturur. Birleşmiş Milletler’in “eşit haklar ve self-determinasyon hakkına saygıya dayalı milletler arasında dostane ilişkiler” geliştirmeye ve “uluslararası işbirliğine” ulaşmak için insan haklarına ve ırkçılık konusunda hiçbir ayrım yapılmaksızın temel özgürlüklere saygıyı teşvik etmek ve desteklemek konusundaki kararlığına zıt olarak, Güney Afrika (BM üyesi olmasına rağmen), Namibya halkının self-determinasyon hakkını ve vesayeti altındaki insanların insan haklarını inkâr eden bir sürece girmiştir. Güney Afrika, kendi sözleriyle şu sistemi kurmuştur:

Statü, haklar, yükümlülükler ve ayrıcalıkların paylaştırılmasında gerekli tüm ölçütler, bireysel kalite, potansiyel veya liyakatten ziyade bir grubun üyeliği temelinde olacaktır.199

Bu bağlamda, 20 Mart 1969'da yaptığı açıklamada, Macaristan Halk Cumhuriyeti Temsilcisi (daha sonraki dönemde Güvenlik Konseyi Başkanlığı da yapacak olan) Karoly Csatorday şunları söylemiştir:

… En üzücü şey Namibya halkının içinde bulunduğu durumdur. . . Onlar sadece en temel insan hakları olan self-determinasyon hakkı için, sadece doğrudan ezenlere karşı değil, aynı zamanda efendileriyle müttefik olan güçlü tekellerin gücüne karşı da mücadele etmek zorundadırlar...200

Macar Halk Cumhuriyeti Hükümeti, uzun zamandır Güvenlik Konseyi'nin, BM ve dünya vicdanına karşı koymaya devam eden Güney Afrika'ya karşı etkili önlemler alması gerektiğine inandığını ve insanlık dışı apartheid politikaları tarafından tehdit

edilen Namibya halkına desteğini sunmakla yükümlü olduğunu ifade etmiştir.201

198 International Commission of Jurists, Apartheid…, s. 14.

199 a.g.e., s. 19. Ayrıca bkz. Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’nin Yazılı Bildirisi, , Uluslararası

Adalet Divanı; Savunma Metinleri, Sözlü Tartışmalar, Belgeler…, 1971, s.871.

200 Macaristan Hükümeti’nin Yazılı Bildirisi, Uluslararası Adalet Divanı; Savunma Metinleri, Sözlü

Tartışmalar, Belgeler…, s.350, https://www.icj-cij.org/files/case-related/53/9369.pdf [Erişim:

10.11.2019].

55 3.1.5. Değerlendirme

BM üyesi devletler, kendilerine iletilen "Güney Afrika'nın 276(1970) Sayılı Güvenlik Konseyi Kararı’na Rağmen Namibya'da (Güney Batı Afrika) Devam Eden

Varlığının Devletler İçin Sonuçları nelerdir?"202 sorusu üzerine yukarıdaki noktalara

değinerek cevaplarını Mahkeme’ ye iletmişlerdir. Daha önce de değinildiği üzere bu bildirimlerin içeriği genel olarak belli noktalar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunlardan ilki Güney Afrika’nın görev tanımı ve bu görevin devam edip etmediğine yönelik sorulardır. Mahkeme’ye bildirimde bulunan devletler, söz konusu görev süresinin sona erdirilmesini içeren Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi kararlarına atıfta bulunarak ve onları teyit ederek, Güney Afrika’nın manda sisteminin ortadan kalkması ve BM çatısı altında Vesayet Sistemi’nin oluşturulmasıyla birlikte görevinin sona erdiğini ifade etmişlerdir. Somut olayın konusunu oluşturan bölgenin, uluslararası statüye sahip olduğu ve bölge halkının durumunun, BM ve üye ülkelerin uluslararası sorumluluğunun bir parçasını oluşturduğu görüşü ise, bu bildirimlerde bahsi geçen bir diğer konudur. Ayrıca devletlerin, bölgede yönetimini yasa dışı olarak sürdüren Güney Afrika’ya karşı yasal bir sorumlulukları olmadığı ancak yine de ikili ilişkilerini sürdürürken Namibya halkını da göz önünde bulundurmaları gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışmayla ilgili daha fazla önem arz eden üçüncü ve dördüncü konu ise self-determinasyon ile ilgili söylemler ve self-determinasyonun gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel olan apartheid politikasının sürdürülmesidir. Yukarıda anlatıldığı ve vurgulandığı üzere, devletler, Güney Afrika’nın bölgede izlemiş olduğu bu politikanın bir sonucu olarak bölgenin asıl sahibi olan Namibya halkının KGBH’na büyük bir engel oluşturduğu görüşünü paylaşmaktadırlar. Güney Afrika ise Namibya halkının KGBH’na saygı duyduğunu; ancak gerekli koşullar oluştuğunda bunun gerçekleşmesini teşvik edeceğini ifade etmiş ve ayrımcı politikalar izlediğine dair görüşleri ve iddiaları kabul etmemiştir.

202 Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Adalet Divanı; Savunma Metinleri, Sözlü Tartışmalar,

56