• Sonuç bulunamadı

Anomali Doğumlar

Šumma İzbu Serisi’nin 6-17. tabletlerinde yeni doğan insan ve hayvanlarda görülen oluşum bozuklukları yorumlanmıştır. Baştan başlayarak ayaklara kadar devam eden şekilde vücudun farklı bölgelerinde görülen oluşum bozukluklarının ele alındığı bu kehanetlerde herhangi bir kusura sahip olarak doğmuş yavrulara “izbu” denilmiştir. CAD’da “kusurlu ya da sakat766” olarak çevrilen bu ifade CDA’da “cenin anomalisi767 şeklinde çevrilmiştir. Šumma İzbu Serisi’ni Akadca’dan İngilizce’ye çeviren Erle Leichty ise “izbu”nun karşılığı olarak anomali768 kelimesini kullanmayı tercih etmiştir. Anomali sözlükte normalden uzaklaşma anlamına gelmekle birlikte modern tıpta “konjenital anomali” yani “doğum anomalisi” doğumda var olan gelişim kusurunu tanımlamak için kullanılmaktadır. Buna göre bir ceninin yapısı, şekli ya da işlevinin normalin dışında olması ve beklenenden veya standart tipten herhangi bir şekilde sapması anomali olarak kabul edilmektedir769.

Doğum anomalileri genetik, çevresel ve büyük oranda da bilinmeyen nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Anomaliler vücudun çeşitli bölgelerinde farklı tesirlerde görülmekle birlikte içlerinde en çarpıcı olanlarından biri yapışık ikizliktir. Nitekim yapışık ikizlik oldukça nadir görülen fakat bir o kadar da ölümcül olan (insanlarda; %40-60 rahim içi, %35 doğumdan kısa bir süre sonra) cenin anomalisidir. Modern tıpta yapışık ikizler vücutlarının birbirine bağlı olan kısımlarının sonuna “pagus” son eki getirilerek, ayrı

764 E. Leichty, age., 1970, s. 192-193. 765 E. Leichty, age., 1970, s. 195. 766 CAD, I, s. 317.

767 CDA, I, s. 137.

768 E. Leichty, age., 1970, s. 84.

769 Figen Aksoy, “Konjenital Anomaliler: Tanımlama, Sınıflama, Terminoloji ve Anomalili Fetusun

olan kısımlarına da “di” ön eki getirilerek adlandırılmaktadırlar. Örneğin göğüslerinin (torako) birleşik olmasına “torakopagus”, karınlarının (omfalo) birleşik olmasına “omfalopagus”, başların (kranio) birleşik olmasına “kraniopagus”; tek gövdede iki ayrı baş olmasına “disefalus”, leğen kemiği ayrı dört bacak ve gövdenin üzerinde tek baş olmasına “dipigos” denilmektedir770.

Benzer şekilde bir sınıflamanın Šumma İzbu Serisi’nde de uygulandığı söylenebilir. Zira serinin altıncı ve sekizinci tabletlerinde geçen kehanetler yapışık ikizlerin vücutlarının birbirine bağlandığı kısımlar göz önüne alınarak sıralanmıştır. Neredeyse tamamı korunmuş olan altıncı tablette yapışık ikizlerin paylaştıkları farklı uzuvlar, sekizinci tablette de modern tıp verilerine göre en sık görülen yapışık ikiz türleri torakopagus (%40-80) ve omfalopagus (%33) yorumlanmıştır771.

Ülkenin ve kralın kaderini etkileyecek çıkarımların yapıldığı bu kehanetlerden altıncı tablette geçen yorumlardan bazıları şöyledir: “Eğer anomaliler çiftse ve onlar (birbirine) yapışıksa düşmanlık, veliaht prens babasına isyan edecek. Eğer anomaliler çiftse ve kalçaları birleşikse ülkenin durumu iyi olmayacak. Eğer anomalinin iki vücudu ve bir kuyruğu varsa kralın ülkesi isyan edecek.” Uğurlu sayılan işaretlerin bir kısmı ise şunlardır: “Eğer anomaliler çiftse fakat onlar yalnız bir başa sahiplerse ülkenin prensi rahat yaşayacak, prens ülkenin düşmanlarını alt edecek, ülkede bağlılık ve uyum olacak. Eğer anomaliler çiftse fakat onlar yalnız bir göğse sahiplerse ülke genişleyecek, başları birlikte büyümüşse ve onların sekiz ayağı ve iki kuyruğu varsa kralın hâkimiyeti kalıcı olacak. Eğer bir anomali diğer anomalinin ortasındaysa kral düşmanlarını bozguna uğratacak ve (onların) sahip olduklarını kendi sarayına getirecek772.” Serinin

sekizinci tabletinden iki örnek ise şöyledir: “Eğer bir anomalinin iki başı varsa (ve) ikincisi onun göğsünün üstündeyse veliaht prens tahta el koyacak. Eğer bir anomalinin iki başı, iki boynu, iki göğsü, (ve) iki kuyruğu varsa kral düşmanlarını yenecek773”.

Gerçek satır uzunluğu bilinmeyen serinin yedinci tabletinden ise günümüze kimi kısımları eksik 170’in üzerinde kehanet ulaşmıştır. Baştan ayağa kadar vücudun çeşitli bölgelerinde görülen anomalilerin yorumlandığı bu kehanetlerin bazılarında birden fazla

770 F. Aksoy, agm., 2001, s. 57.; Füsun Ersoy, Mehmet Ersoy, Mehmet Yalçın, “Konjenital

Malformasyonlara Bir Bakış”, Türkiye Aile Hekimliği Dergisi, C. 3, S. 1-2, 1999, s. 40.; H. Levent Keskin, Işık Üstüner, Serpil Aydoğmuş, Nilüfer Akgün, Emine Çelen, A. Filiz Avşar, “Omfalopaguslu Yapışık İkiz Olgusu”, Türkiye Klinikleri J Gynecol Obst, S. 18/4, 2008, s. 250-251.

771 U. S. Koch, age., 2015, s. 268.; H. Levent Keskin, vd. agm., 2008, s. 251. 772 E. Leichty, age., 1970, s. 84-89.

bölgede görülen oluşum bozuklukları da ele alınmıştır774. Fakat kehanetlerin önemli bir kısmı tabletteki kırıklar nedeniyle tam olarak anlaşılamamaktadır. Metinde ilk olarak anomalinin başına bakılarak yapılan çıkarımlara yer verilmiştir. Serinin diğer tabletlerinde olduğu gibi burada da çeşitli hayvanlar ile bağ kurulmuştur. Birbiri ardına gelen kehanetlerde anomalinin aslan, köpek, tilki, ayı, maymun, at ve domuz gibi hayvanların başına sahip olmasından bahsedilmiştir. Aslan başından bahseden kehanetler metnin iyi korunmuş kısımlarındandır. Öte yandan anomalinin aslan başlı doğması prens ve ülke için uğurlu bir işaret olarak görülmüştür. Ancak anomalinin hem bir aslan başına hem de bir eşeğin yelesine sahip olmasının bu uğuru bozduğuna inanılmıştır: “Eğer bir anomali bir aslan başına ve bir eşek yelesine sahipse veliaht prens babasının tahtını ele geçirecek.”

Daha sonra gelen kehanetlerde ise çeneye bakılarak yorum yapılmıştır. Çenenin alt-üst kısımlarının ve sağ-sol taraflarının ayrı ayrı ele alındığı bu kehanetlerde çenenin sallanması, üzerinde bir çukur olması veya birden fazla çene olması gibi durumlardan da bahsedilmiştir. Fakat kehanetlerin birçoğunun sonuç cümleleri eksiktir. Okunabilen kısımlardan anlaşıldığı üzere alt çenedeki oluşum bozuklukları prensin ve ülkenin kaderini etkileyecek olumsuzlukların işareti kabul edilmiştir. Üst çenenin yorumlandığı kısımlar ise okunamamıştır. Buna karşılık sağ ve sol tarafın yorumlandığı kehanetlerden karşıt yönlerin birbirinden farklı manalara işaret ettiği anlaşılmaktadır. Zira çenenin sağ tarafındaki bir bozukluk ülkenin zor zamanlardan geçeceğine özellikle de düşman saldırılarına maruz kalacağına işaret etmektedir, sol tarafta görülen kusurlar ise uğurlu sayılmıştır: “Eğer bir anomalinin sağ çenesi yoksa bir düşman sizin sınırlarınız içindeki ünlü bir şehri alacak saray […]. Eğer bir anomalinin sol tarafında çenesi yoksa düşmanlarınız zor zamanlar geçirecek, […]. Doğum kehanetlerinin genel yapısına bakılarak benzer bir durumun bu kehanetlerin ardından gelen yanakların yorumlandığı iki kehanette de geçerli olduğu söylenebilir. Fakat bu kehanetlerde sağ ve sol yanak ayrı ayrı yorumlanmasına rağmen kehanetlerin sonuç cümleleri eksik olduğu için kesin bir yargıda bulunmak mümkün değildir. Ayrıca tabletin bu kısmındaki kırıklar dişlerle ilgili birkaç kehanetin de tam olarak anlaşılmasını engellemektedir. Buna rağmen okunabilen yerlerden yenidoğanın bir aslanın dişlerine sahip olmasının prensin güçleneceğine, dişin yanlış bir yerden çıkmasının ise kıtlığa işaret ettiği anlaşılmaktadır.

Dişlerle alakalı bu kısa kısmın ardından gelen 20’nin üzerinde kehanette ise boyna bakılarak çıkarımlar yapılmıştır. Bu kehanetlerin de yarıdan fazlası eksiktir. Ancak onların sayıca fazla olmalarından dolayı diğerlerine kıyasla daha fazla örnek günümüze kadar ulaşmıştır. Söz konusu kehanetlerden bazılarının tercümesi ise şöyledir: “Eğer bir anomalinin boynu ve başı iriyse prens güçlü olacak. Eğer bir anomalinin boynu onun diyaframından çıkıyorsa ve onun gözleri gevşekse veliaht prens babasına isyan edecek. Eğer bir anomalinin boynu delinmişse […], veliaht prens babasının tahtını ele geçirecek.” Sonuç cümleleri eksik olan kehanetlerde ise anomalinin iki boyna ya da bir öküzün, eşeğin, atın, domuzun boynuna sahip olması yorumlanmıştır. Bu kehanetlerin devamında da anomalinin yününden, omurgasından ve kambur olmasından bahseden ve yine sonuç cümleleri olmayan kehanetler sırlanmıştır. Ayrıca tabletin bu kısmında yer alan bazı kehanetlerin koşul cümleleri de eksiktir. Bu sebeple isyan, düşman saldırısı, kralın ölümü ya da kralın büyük hayranlık uyandıran bir kimliğe bürünmesi gibi durumların işaretleri bilinmemektedir. Aynı şekilde metnin sonlarında yer alan yüzün ve kafatasının yorumlandığı kehanetler de kırıklar nedeniyle anlaşılmaz bir hâldedir. Bunların arasında kuyruğun yorumlandığı kehanetlerin kısmen anlaşılır olduğu söylenebilir. Kuyruğun olmamasının, iki tane olmasının ve olağandan farklı bir yerde olmasının ya da şeklinin yorumlandığı bu kehanetlerden iyi korunmuş bir örnek şöyledir: “Eğer bir anomalinin kuyruğu omuzlarının arasından kıvrılırsa ülkenin her yerinde yas tutulacak775”.

Serinin dokuzuncu tabletinde yer alan 75 kehanet ise deride ve boynuzlarda gözlemlenen kusurların yorumlanmasıyla elde edilmiştir. Metnin başında derideki sorunların yorumlandığı az sayıdaki kehanetin bir kısmının sonuç cümleleri eksiktir. İyi korunmuş olanlardan bazılarının tercümeleri ise şöyledir: “Eğer bir anomalinin yumrusu varsa veliaht prens babasına isyan edecek. Eğer anomalinin siğili varsa ülke güçsüzleşecek. Eğer anomalinin köle işareti776 varsa ülke tutsak olacak777.”

Tabletin dörtte üçlük kısmını oluşturan boynuzlarla alakalı kehanetlerde ise boynuzun yerindeki, sayısındaki ve biçimindeki sıra dışılıklar dikkate alınmıştır. Örneğin boynuzların alında çıkması zorba bir kralın, sırtta çıkması prensin ölümünün,

775 E. Leichty, age., 1970, s. 91-100.

776 Metinde geçen “abbuttu(m)” terimi kölelerin tıraş edilmiş başlarına uygulanan bir tür dövme veya

işaret anlamındadır. Bkz. Raymond Westbrook “Slave and Master in Ancient Near Eastern Law” Chicago-Kent Law Review, Vol. 70, 1995, s. 1667.

boynuzlardan birinin alında birinin sırtta çıkması da mutsuzluğun işareti olarak görülmüştür. Anomalinin yanağının boynuzlarla dolu olması ise “Eğer bir anomalinin yanağı boynuzlarla çevrelenmişse kralın silahları faal olacak” şeklinde değerlendirilmiştir. Ayrıca sağ veya sol taraftaki boynuzların yerlerinin veya biçimlerinin birbirinden farklı olmasına da ayrı anlamlar verilmiştir. Zira sağ boynuzda yarık olmasının prensin düşmanlarına karşı kazanacağı zaferin işareti olduğuna inanılmıştır. Sol boynuzda bir yarık olması ise tam tersi anlam taşımıştır: “Eğer bir anomalinin sol boynuzu yarılmışsa krala karşı bir saldırı olacak; hükümdar olmayan biri tahtı ele geçirecek778.”

Serinin 10. tabletinde yer alan kehanetlerin ise büyük birçoğunda gözlerdeki oluşum bozuklukları yorumlanmıştır. Ayrıca metnin sonlarında kırıklardan dolayı okunamayan konusu tüyler olan bir grup kehanet daha bulunmaktadır779.

Gözlerle alakalı kehanetlerin bir kısmında gözlerin sayısına ve yerine bakılarak yorum yapılmıştır. Bu hususta gözlerin olmaması büyük bir uğursuzluk sayılmıştır. Böyle doğmuş anomalinin birçok olumsuzluğun işareti olduğu ifade edilmiştir: “Eğer bir anomalimin gözleri yoksa prensin günleri sona erecek, prens sarayında hapsolacak, ülkede kıtlık ve zor zamanlar baş gösterecek, kargaşa olacak, kral uzlaşmayacak, ülkede felaketler yaşanacak, göklerdeki yağmur ve “nagbu’daki780” sel gecikecek, kral

yaşlanmayacak.” Tek gözün olduğu durumlarda ise hangi taraftaki gözün eksik olduğuna bakılmıştır. Sol gözün olmaması uğurlu sağ gözün olmaması uğursuz sayılmıştır. Fazladan göz olması durumunda da gözlerin sayısına ve konumuna göre yorum yapılmıştır. Bu noktada iki gözün yerinde olması ama fazladan gözün ya da gözlerin başın üstünde, alında, çenenin sağında veya solunda olması ayrı birer işaret olarak değerlendirilmiştir. Örneğin dört göz prensin dünyanın hâkimi olacağına işaret ederken bu gözlerden ikisinin önde ikisinin arkada olması zalim bir kralın habercisidir.

Ayrıca anomalinin normal sayıda göze sahip olması ve bunların bir başka organın üzerinde ya da her ikisinin de aynı tarafta olması gibi durumlardan da bahsedilmiştir. Bu kehanetlerde gözlerin kalçanın üzerinde olması tahtın bir başkası

778 E. Leichty, age., 1970, s. 116-120.

779 U. S. Koch, age., 2015, s. 269.; E. Leichty, age., 1970, s. 128-129.

780 Metin Sumerce “İDİM” ideogramıyla gösterilen Akadca “nagbu” ifadesinin yeraltı suyu (Atra-Hasis

Miti’ne göre bu suyun akışı Tanrı Enki’nin elindedir) ve derinlik anlamları bulunmaktadır. Bkz. S. N. Kramer, age., 2000, s. 304.; Takayoshi Oshima, “Marduk, the Canal Digger” Journal of the Ancient Near Eastern Society, Vol. 30, 2006, s. 82.

tarafından ele geçirileceğinin, iki gözün de sağ tarafta olması kralın kötü bir yönetim sergileyeceğinin işareti olarak kabul edilmiştir. Gözlerin kulakların ortasında olmasının ise prensin uzun bir ömür yaşayacağı anlamına gelen iyi bir işaret olduğuna inanılmıştır.

Bunların dışında gözlerin birbirine olan konumu ve birbirinden farklı büyüklüklerde olmaları dikkate alınmıştır. Gözlerin büyüklüğünden bahseden kehanetlerin sonuç cümlelerinde eksiklikler vardır. Ancak diğer husustaki kehanetler okunabilmiştir. Bunlardan bazılarının tercümeleri şöyledir: “Eğer bir anomalinin sağ gözü sol gözünden daha aşağıdaysa ülkenin (alanı) azalan[…]. Eğer bir anomalinin sol gözü sağ gözünden aşağıdaysa düşman ülkenin veliaht prensi babasının tahtını ele geçirecek.”

Serinin 10. tabletinde ayrıca gözlerin kanlı, büzülmüş, kıvrılmış, lekeli, zar kaplı ya da kapalı olmasından bahseden kehanetler de bulunmaktadır. Söz konusu işaretlerin geçtiği eksiksiz olan kehanetlerin bir kısmının tercümeleri şöyledir: “Eğer bir anomalinin gözleri benekliyse bir düşman prense saldıracak, prens zor zamanlar geçirecek, ülkede kıtlık baş gösterecek, ülke yok olacak. Eğer bir anomalinin gözleri zar kaplıysa bir düşman ülkenin servetini alacak. Eğer bir anomalinin gözleri kapalıysa benim ülkemde ve düşmanın ülkesinde kıtlık olacak.”

Oldukça iyi korunmuş olan 11. tabletin konusu ise kulaktaki oluşum bozukluklarıdır781. Burada yer alan kehanetler de gözlerle ilgili olanlara benzer durumların yorumlanmasıyla türetilmiştir. Zira kulakların eksik/fazla ya da farklı bir yerde olması, biçimi ve büyüklüğü gibi konular yorumlanmıştır. Söz konusu kehanetlerden bazıları şöyledir: “Eğer bir anomalinin sağ kulağı delikse bir düşman(ın) sınırındaki şehir düşmana teslim olacak. Eğer bir anomalinin sol kulağı yanağına yakınsa düşman ülkesinde bir geri zekalı doğacak. Eğer bir anomalinin biri sağda, ikisi solda üç kulağı varsa kızgın tanrılar ülkeye geri dönecek. Eğer bir anomalinin kulakları burnuna ulaşırsa prens ona ait olmayan bir ülkeyi fethedecek.”

Öte yandan kulaklarla ilgili kehanetlerin ayırt edici bir özelliği de bulunmaktadır. Bu bölümde şimdiye kadar bahsedilen kehanetler ülkenin, prensin ve kralın kaderini etkileyecek olayların habercisiydiler. Ama buradaki kehanetlerin bazılarında kişisel talihe yönelik çıkarımlarda bulunulmuştur. Örneğin sağ kulağın büzülmüş olması anomalinin doğduğu evin genişleyeceğinin, sol kulağın büzülmüş

olması o evin dağılacağının işareti olduğuna inanılmıştır782.

Šumma İzbu Serisi’nin 12. tabletinde yer alan 120’nin üzerinde kehanette ise burun, ağız ve dildeki oluşum bozuklukları yorumlanmıştır. Fakat bu kehanetlerin birçoğunda eksikler bulunmaktadır. İyi korunmuş olanların çoğunluğu ise dil ile az bir kısmı da burunla ilgilidir. Fakat burnun yorumlandığı kehanetlerin de sonuç cümleleri eksiktir. Buna karşılık koşul cümlelerinin tamamına yakını okunabildiği için burnun biçimi, yeri ve noksan olması gibi durumların birer işaret olarak değerlendirildiği görülmektedir. Ayrıca iyi korunmuş örneklerden sağ ve sol tarafa ayrı anlamlar verildiği de anlaşılmaktadır. Bu hususta biri iyi diğeri kötü anlam taşıyan iki kehanetin tercümesi ise şöyledir: “Eğer bir anomalinin burnu sol yanağındaysa ülkenin bir düşmanının (toprakları) azalacak. Eğer bir anomalinin burnu sağ yanağındaysa prensin memleketin (toprakları) azalacak.” Kehanetlerin bazılarında da hayvanlarla benzeşim kurulmuştur: “Eğer bir anomali köpeğin burnuna sahipse hakkı olmayan bir kişi tahtı ele geçirecek, kral ölecek, isyan. Eğer bir anomali bir yılanın burnuna sahipse prensin rakibi olmayacak” Ağız ile ilgili az sayıdaki kehanetin ise hem koşul hem de sonuç cümlelerinde eksikler bulunmaktadır. Ancak “Eğer bir anomalinin iki/üç/dört ağzı varsa […].” ifadelerinden her bir sayının farklı bir durumu işaret ettiği söylenebilir.

Dil ile alakalı kısımlarda da yer yer kırıklar olmasına rağmen bir grup kehanet eksiksiz biçimde günümüze ulaşmıştır. Bu kehanetlerde prensin halkın, saray mensuplarının ve de ordunun üzerindeki hükmünü kaybedeceği hakkında bilgilendirme yapılmıştır. Öncelikle halkın prense olan bağlılığını kaybedeceği: “Eğer bir anomalinin dili uzun ve burnunu örtüyorsa prensin memleketi ona itaatkâr olmayacak.” şeklinde ifade edilmiştir. Devamında dilin buruna, damağa ya da boğaza bağlı olması prense karşı bir ayaklanma olacağının işareti olarak gösterilmiştir. Böyle bir isyanı saray mensuplarından birinin başlatması ise dilin uzun ve burnun altında olmasıyla ilişkilendirilmiştir. Prensin elindeki en önemli güçlerden biri olan ordusunun kontrolünü kaybedeceği de şöyle dile getirilmiştir: “Eğer bir anomalinin dili uzun ve üst dudağına(?) bağlıysa prensin ordusu onu sarayında hapsedecek.” En sonunda da dilin boğazın üstünde olması sarayın ele geçirileceğinin belirtisi olduğu not edilmiştir783.

782 E. Leichty, age., 1970, s. 131-142. 783 E. Leichty, age., 1970, s. 143-151.

13. tablet ise kırıklar nedeniyle anlaşılmaz bir hâldedir. 14. tablette geçen 80’nin üzerindeki kehanette ise bacak, bel, kalça ve omuz ele alınmıştır. Bu tablette de yer yer kırıklar olmasına karşın birçok kehanet korunmuştur. Metnin başında bacağın baldır kısmı yorumlanmış daha sonra bel ve omuz ile ilgili kehanetlere yer verilmiştir. Ardından birkaç kehanette kalçadan bahsedilmiş ve metnin ikinci yarısından itibaren yeniden bacaklar ele alınmıştır. Görüldüğü üzere tablette geçen kehanetlerin yarıdan fazlası bacaklarla alakalıdır. Başta yer alan bir kehanette anomalinin hiç baldırının olmaması ve sol baldırının eksik olması kraliçenin ölümüyle ilişkilendirilmiştir. Ayrıca bu işaretlere doğumun olduğu evi ilgilendiren bir olumlu bir de olumsuz anlam verilmiştir. Buna göre anomalinin baldırlarının ikisinin birden olmaması o evin perişan olacağının sol baldırının olmaması ise o evin gelişeceğinin işareti olarak görülmüştür. Bir sonraki satırda geçen “Eğer bir anomalinin sağ […] yoksa veliaht prens ölecek” ifadesinin kehanetlerin genel yapısına bakılarak “sağ baldırın eksik olmasıyla” ilişkili olduğu ve olumsuz anlam taşıdığı söylenebilir. Nitekim metnin son kısmında sağ ve sol bacakla ilgili başka işaretlere zıt anlamlar yüklenmiştir. Ama aynı durumun ön ve arka için geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir. Örneğin bacağın dışa doğru kıvrımlı olması sağ ve sol tarafta birbirine karşıt anlamlar taşımaktadır. Ön veya arka bacakların dışa doğru kıvrımlı olması ise herhangi bir ayrım gözetilmeden olumsuzluğun habercisidir. Şöyle ki arka bacağın dışa kıvrık olması kişinin sahip olduklarını kaybedeceğinin, ön bacağın dışa kıvrık olması da doğumun olduğu evin dağılacağının ve varislerin olmayacağının işareti olarak görülmüştür784. Mezopotamya miras hukukunda aile reisinin ölümünün ardından mirasın yaşayan aile fertleri arasında nasıl paylaşılacağı kanunlar çerçevesinde belirlenmiştir785. Ancak hiçbir varisi kalmayacağı belirtilen bu ailenin mal varlığının ne olacağı ile alakalı hüküm ise söz konusu kehanetin son kısmında “onun mirasını saray devralacak” yani hazineye devredilecek şeklinde belirtilmiştir.

Sağ ve sol arasındaki karşıtlığa bel ile alakalı kehanetlerde de rastlanılmaktadır. Bu kehanetlerin tercümeleri şöyledir: “Eğer anomalinin belinin sağ kısmı yoksa ordunuz tutsak edilecek, prensin memleketi çoraklaşacak. Eğer bir anomalinin belinin sol kısmı yoksa düşmanın ordusu tutsak olacak, düşmanın ülkesi çoraklaşacak.” Keza

784 E. Leichty, age., 1970, s. 152-157.

785 Yusuf Kılıç, Eskiçağ Aile Hukuku, Asur Babil ve Hitit Devletlerinin Yıkılışına Kadar, Konya 2014, s.

sağ kalçadaki bir oluşum bozukluğu da günümüze kadar ulaşan eksiksiz tek kehanette ülkenin zararına düşmanın yararına olacak bazı durumların habercisi olarak ifade edilmiştir.

Omuzların yorumlandığı kehanetler de aynı mantık çerçevesinde oluşturulmuştur. Nitekim sağ omuzun olmaması prensin ölümü, kralın saltanatının sonu, halkın isyan etmesi, düşman işgali gibi durumların habercisi olarak, sol omuzun olmaması ise düşman birliklerinin güç kaybedeceğinin, sahip olduğu toprakların fethedileceğinin ve nihayetinde düşmanın yok olacağının müjdecisi olarak değerlendirilmiştir. Benzer yorumlar omuzlarla ilgili diğer işaretler için de yapılmıştır. Bu kehanetlerin bazılarının tercümeleri şöyledir: “Eğer bir anomalinin sağ omuzu yüksekse düşman senin ülkenin gücünü alıp gidecek, bir saray görevlisi ölecek, ülkende bir aptal786 doğacak. Eğer bir anomalinin sol omuzu yüksekse prens düşman ülkenin

gücünü alacak, düşman ülkede bir aptal doğacak. Eğer bir anomalinin sağ omuzu toynağındaysa prensin hizmetçileri ve hadımları onu düşmana verecek. Eğer bir