• Sonuç bulunamadı

KIRGIZ TÜRKLERĠNĠN SÖZLÜ ANLATILARINDA (DESTAN, MASAL, HALK HĠKÂYESĠ) TOPLUMSAL CĠNSĠYET ROLLERĠ VE KADIN

1.9. Anne Tipi Olarak Kadın

1.9.6. Anne Sütü/Anne Hakkı

Anne çocuğun doğumundan belli bir yaĢa gelene kadar emzirmektedir. Annelik vazifesinin asıl unsuru ise, çocuğa anne sütü içirmektir. Kız Darıyka Destanda Ģunları söyler:

Balaga ene sütü darı deĢip,

Kız balban kelgen sayın emçek emet.

Çocuğa ana sütü ilaçtır, deyip, Kız pehlivan gittiğinde emzirirdi.

(Türker, 2005: 259-260).

Anneliğin ilk görevinin çocuğunu kendi sütüyle besleyip büyütmesidir. Bu Ģekilde yapan analar yücedir. Sütü ise ilaçtır. Buradaki bu ifade Dede Korkut da ―ağ südin toya emzürse ana görklü‖ ifadeleri anımsatmaktadır (Ergin, 2004: 75). Bu sözden de anlaĢılacağı üzere anne ve anne sütü değerlidir. Bununla birlikte anne çocuğundan sütünü hiçbir zaman esirgemez. KocacaĢ Destanı‘nda Ģu Ģekilde geçer:

Düyüm cemiĢ cegizgen, Kimdin uulu degizgen, Ayabay sütüm emizgen.

Türlü meyve yedirdiğim, Kimin oğlu dedirdiğim,

Esirgemeden sütümü emzirdiğim.

(Akmataliyev; KırbaĢev, 2007: 261).

Genel olarak annenin çocuk üzerinde süt/ annelik hakkı bulunmaktadır. Destanlarda da kahramanlar süt/ annelik hakkına saygılıdır. Manas Destanı‘nda Almambet kendisinin Müslüman olmasının ardından ailesininde Müslüman olması için önce babasına gider, sonra annesine gider. Onların ve halkının Müslüman olmaları için ricada bulunur. Babası Müslüman olmak istemeyince annesine gider ve Ģu Ģekilde ricada bulunur:

On eki aylar kötörgön Omurtkañdı sıztattım, Tar kursağıñ keñittim, TaĢ emçegiñ boĢottum!- Sen balañdı taĢtaba!'

On iki ay beni taĢıdın, Omurganı sızlattım, Dar karnını geniĢlettim, TaĢ memeni boĢattım!

Sen oğlunu gel kovma.-!

(Radloff, 1995: 27).

158 Annesi de kocasıyla ayrılmak istemediğini söyler, fakat oğluna kimselerin karıĢmasını da istemez (Radloff, 1995: 27). Almambet annesinin kendisinde süt hakkı bulunduğunu açıkça belirtmiĢtir. Buradaki kahramanın babasını ve annesini Müslüman yapmak istemesi ve anne sütü, ―Oğuz Kağan Destanı‖nda da geçmektedir.15 Fakat Oğuz Kağan Destanı‘nda annesine ileri sürdüğü Ģartları yerine getirirse sütünü emeceğini dile getirir.

Anne sütü çocuğa geçen bir haktır. Ana hakkıdır.16 Çocuk bu hakkı ödeyebilmek için anneye layık bir çocuk olması gerekmektedir. Kırgızların ―Kız Darıyka‖ adlı Destanı‘nda Darıyka‘nın oğlu ġaysılda babasını bulmak için çıktığı yolda tehlikelerle karĢılaĢtığında ana sütünün hakkını vermek konusunda kahramanın düĢünceleri Ģu Ģekilde geçmektedir:

15Kara-Han veliahd olduğundan babasının yerine geçip padiĢah oldu. Onun çok talihli ve padiĢahlığa layık bir oğlu dünyaya geldi. Üç gün ve üç gece anasının sütünü emmedi. Anası artık onun hayatından ümidini kesmiĢ, kederli ve endiĢeli idi. Bir gece rüyasında oğlunun kendisine bir Ģeyler söylediğini gördü: ―Eğer sütünü emmemi istiyorsan biricik Tanrı‘yı ikrar ve itiraf et; üzerine olan hakkım olduğu gibi farz bil.‖ Kadın üç gece bu hali rüyasında gördü. Bu kavim kâfir dininde olduğu için kadın meseleyi onlara anlatamadı. Kocasından gizli olarak Tanrı’ya iman etti (Togan, 1982: 17).

16 Dede Korkut Destanı‘nın bir yerinde Han Kazan‘ın oğlu Uruz Ģu Ģekilde soylamıĢtır: ―Ağ südini anam maña halal eylesün/ ġavaĢmagıl kayıda döngil baba girü‖ (Ergin, 1997: 170). Ak süt burada anneden çocuğa geçen bir hak olarak da görülmüĢtür. Süt'ün niteliğini belirten ak, kadındaki erdemin bir simgesi sayılmaktadır (Gültepe, 2008: 269). Aynı zaman da süt hakkı evlenmelerde kız tarafına verilen ―kalıñ‖ geleneğinde de karĢımıza çıkmaktadır. ―ġamani ve Müslüman Türklerde evlenmede ana ve babanın rızası Ģarttı. Kızın babasına verilen cihaza "kalıng" denir. Baba terbiye hakkı olarak

"baĢlık", ana süt hakkı olarak "sütlük" ve kardeĢler de "ağırlık" almakta idiler‖ (Gültepe, 2008: 254).

Kalın, bir süt hakkı ve bir hibedir. Göktürk yazıtlarında, "kız" sözünün baĢka bir karĢılığı da "pahalı"

demekti. "Süt hakkı", "kemik hakkı", "ana bezi", "bacı yolu" gibi anlamlara gelen kalın, kızlarının oğlan evinde basılıp, köle haline gelmemeleri içindi (Türkdoğan, 1992: 36). Süt hakkı Türk Kültür yapısında önemli yere sahiptir. Kırgız‘ın süt kavramı ile ilgili deyimlerde anne hakkı, süt hakkına vurgu yapıldığı görülmektedir:

Ak Sütün Aktoo

Enesi ıraazı bolgondoy kızmat ötöö.

“Apake, ak sutundu bir kezderde aktar mezgil da keler.”

Annesi razı olacak sekilde hizmet etmek, saygıda kusur etmemek.

Canım anneciğim, ak sütünün hakkını ödeyecek günde gelir insallah.

Ak sütünden geçmek/hakkını helal etmek

Yavrusuna annelik memnuniyetini bildirmek.

Altın anneciğim, hor görülmüş kızına sütünü helal et (Aalı).

V.: Hakkını helal etmek

Hakkımı helal ettim evladım, -diye ana oğlunun alnından oksadı (“Ala-Too”).

(Nurmatov, 2008: 69).

―Ene Sütün Aktoo.‖ (Ana Sütünün Hakkını Vermek) deyimi ―milleti, vatanı, anası razı olacak Ģekilde iĢ yapmak, ona lâyık iĢ yapmak, canla baĢla hizmet etmek.‖ manasında kullanılır (Nurmatov, 2008:

703).

159 Bul elge körsötöyün ata küçün,

Çuruldap kele bersin baarı bütün.

Emizgen er bolso dep künü-tünü, Apamdın aktar kezim emgen sütün.

Bu halka göstereyim babamdan kalan gücümü,

Art arda gelsin hepsi birden.

Yiğit olsun diye gece gündüz emzirdiği, Anamın sütünün hakkını verme zamanım geldi. (Türker, 2005: 286).

Türk Dünyasında ―sütkardeĢ‖ olma durumu oldukça yaygındır. Kırgız destanlarında kahramanların aynı anneden süt içip ―sütkardeĢi‖ olmaları sütün sanal akrabalık iliĢkisinin kurulmasında önemli bir inanç unsuru olduğu dikkati çekmektedir. Manas Almembet‘i alıp evine gelince annesi Çıyırdı sevincinde ak memesinden süt gelir.

Manasta tüĢö kaldı deyt,

Çakınımdan katıp kalgan ak emçek Aa süttör bayda boldu deyt,

Dirkirep agıp turdu deyt,

Andan Almanbet baatır ayttı deyt:

―Enekeñdin ak emçek

Seni menen bir tuuğan adam boluyun!‖

Bir emçegin Almanbet emdi deyt, Bir emçegin Manas emdi deyt, Emi üyünö bardı deyt,

Cırgap kulap cattı deyt, Manas menen Almanbet

Eköö bir tuuğan adam boldu deyt!

Manas da attan inmiĢti.

Çakanımın katılıp kalan ak memesinden Annesinden süt gelmiĢti,

ġıpır Ģıpır akıyordu.

Almambet hemen dedi ki:

Annenin ak memesinden Süt akıyor Manas Han!

Bir memesinden sen gir em, Bir memesinden ben emeyim!

Belimi sıkı bağlayayım!

Türk kültürünün birçok Ģubesinde rastlanılan ―sütkardeĢliği‖ müessesesi destanlarda da görülmektedir. Almambet‘in ―Belimi sıkı bağlayayım/ Cakıp-bay‘dan doğayım!‖

sözü halk bilgisi türlerinde sıklıkla geçen ―ölüp-yeniden dirilme‖ motifine güzel bir örnektir. Aynı zaman da ―yeniden doğuĢu‖ simgelemektedir. Almambet‘in aynı

160 anneden süt emip ―sütkardeĢi‖ olması baĢka ailede simgesel olarak yeniden doğması anlamına gelmektedir. Almambet yeniden doğuĢla birlikte burada bir geçiĢ aĢaması yaĢamaktadır. Aynı zaman da Almambet‘in üzerine, Çıyırdı‘nın sütünü içerek annelik hakkı oluĢmaktadır. Diğer yandan Manas‘a baĢka bir erkek çocuk veremediği için yakınmasınan Çıyırdı, böylelikle Almambet‘e sütünü emdirmek yoluyla annelik vazifesini yerine getirerek, ona bir erkek kardeĢ kazandırmıĢ olmaktadır.

Diğer yandan Manas‘ın oğlu Semetey, Acıbay ve Almambet‘in yeni doğan çocukları, Kanıkey‘in memesinden süt içerek sütkardeĢi olmuĢlardır. ―Kanıkey'i getirtti,/

Memelerini emdirdi:/ Yeni doğan bu iki çocuk/ SütkardeĢim olsun diye,/ Halka büyük bir aĢ verdi.‖ (Radloff, 1995: 229).

SütkardeĢler birbirlerine zarar vermenin aksine birbirlerine yardım ederler. ―Abılay Yetim‖ (Abılay Cetim) adlı bir baĢka Kırgız masalında dev ile Abılay Yetim sütkardeĢ olmalarının ardından dev Abılay‘a zarar vermez. Masalda vezir Han‘a

―Han‘ım, batı tarafta Küldürkan adlı biri varmıĢ, onun Aysulu ve Künsulu adlı iki tane kızı varmıĢ, Aysulu size yakıĢır hanım…‖ Ģeklinde Aysulu‘yu almasını ısrar eder. Han çok ısrar üzerine kabul ederek, Han‘ın her verdiği görevi yerine getiren Abılay Yetim‘i çağırır. Abılay Yetim Küldürkan‘ın Ģehrine doğru yola çıkmak için hazırlık yapmaya baĢlar. Abılay‘ın çaresiz annesi artık bu bitmeyenisteklerden yorulur. Bu sefer de bal ile darıyı karıĢtırıp azık yapar ve oğlununeline vererek:―Eğer birisi bunu seninle beraber yerse senin iĢin de kolaylaĢır‖ Ģeklinde öğüt verir.

Gerçektende annesinin dediği gibi karĢına biri çıkar. Bu kiĢi de devdir. Abılay mecburen yiyeceklerini deve vermek zorunda kalır. Dev, azığı yemiĢ, yutmuĢ, sonra da: ―Bu azığın içinde ne vardı?‖ diye sorar.―Bal ile darı vardı, bir de içinde annemin emeğinin sütü vardı,‖ diye cevapverir Abılay Yetim.―ġimdi ben seninle sütkardeĢ mi oldum?‖ diye ĢaĢırır dev. ―O zaman benartık sana istediğin zaman yardım ederim. Al bu tüyü, baĢın sıkıĢınca bunu yakarsanben anında gelirim,‖ diyerek kaybolur (Özen, 2008: 279-280).

Destanlarda anne sütüyle ilgili bir baĢka unsur ise kahramanın annesiyle karĢılaĢmasının ardından annesinin memesinden süt akmasıdır. Manas Destanı‘nın da Manas‘ın gelmesiyle annesinin memesinden süt gelmiĢtir. Ölüp tekrar dirilmesinin ardından kimseyi hatırlamaz. Daha sonra annesini hatırladığı zaman annesi Manas‘ın karĢına gelir. Bunun üzerine annesinin kaskatı olan memesi yumuĢayarak süt dolar ve Manas bu sütü emer (Radloff, 1998: 108). Burada anne ile oğul arasında duygusal

161 bir bağ oluĢturmakla birlikte anne ve anne sütü Türk toplum hayatında değerli olarak kabul edilmektedir.

Er TöĢtük Destanı‘nda da Er TöĢtük yerin altından çıkıp, yurduna döndüğünde annesi oğlunun öldüğünü düĢünür. Er TöĢtük annesinin yanına gittiğinde, annesi oğlunu tanıyamaz. Er TöĢtük oğlun benim dediyse de annesi oğlunun öldüğünü söyler. Bunun üzerine Er TöĢtük Ģunları dile getirir:

Cok enekeñ men elem Enekeñin emçegin saa Balañ bolsom eneke Emceğiñ iyip ketet Emçegin karadı kempir Ġyip ketti saap berdi TöĢtük oozun caba berdi Enesi TöĢtüktü basa kaldı.

Yok anacığım ben idim, Memeni sağ ana,

Senin oğlun isem anacığım, Memelerinden süt akar.‖

Kocakarı memelerine baktı, Süt aktı, sağdı,

TöĢtük ağızını dayadı, Anası onu bağrına bastı.

(Ġliç, 2012: 94-95).

Er TöĢtük‘ün annesi onu görünce memelerinden süt akması ve kahramanın memeden çıkan sütü emmesi ile Manas Destanı‘nda, Manas annesinin karĢısına geldiğinde annesinin memesinden süt gelmesi ve memesinden çıkan sütü emmesi olayına benzemektedir. Er TöĢtük Destanı‘nda da anne ile oğul arasında yaĢanan duygusal bağın bir göstergesi olmasının yanında, anne sütünün kutsal değerini da yansıtmaktadır. Çünkü kahraman ölüp tekrar dirildiğinde kahramana tekrar hayat veren kutsal anne sütüdür. Ölüp-dirilme motifinin en iyi örneğini, Manas Destanı‘nın Törö Cuma varyantı vermektedir. Bu varyantta Ģu Ģekilde geçmektedir: ―BeĢ altı ay sonra Manas kendi beĢiğini tekmeleyerek kırar, halk arasına karıĢır. ġıgay'ın yurdunun Kalmuklar tarafından iĢgal edildiğini duyan Manas, Kalmuklarla savaĢmak üzere yola çıkar. SavaĢta çeĢitli yerlerinden yaralanan ve bunu kimseye söyleyemeyen Manas, Akmazar'a geldiğinde ölür. Manasın öldüğünü duyan annesi Bagdasulu mezarlığa gelir, mezarın baĢında ağlamaya baĢladığı sırada memesi mezara doğru onu çekmeye baĢlar. Bagdasulu bu durumu görünce ĢaĢırır ve memesini Manas'ın ağzına verir. Manas annesini emdikten sonra tekrar dirilir, Kalmuklarla tekrar savaĢa tutuĢur. Kalmuk yurdunu talan eden Manas, Karlıgaç adlı güzel kızı da ganimet olarak kendine alır.‖ Manas'ın burada annesi Bagdasulu'nun

162 sütü ile diriltilmesi gibi motiflere Dedem Korkut'taki Dirse Han Oğlu Boğaç Han Boyu'nda da rastlanmaktadır (ÇeribaĢ, 2012: 204).

Ölüp-dirilme motifinde diriltici sihirli nesnelerden biri de süttür. Daha öncede belirttildiği gibi süt hayat veren unsurdur ve yeniden doğumun simgesidir. Manas Destanı‘nın bir varyantında ölmüĢ olan Manas‘ı annesinin sütü diriltmiĢti. Fuzuli Bayat, Ģamanların Mitolojik Ana‘nın sütünü emerek yeni bir görev kazandığını, yani bir statüden bir diğer bir statüye geçiĢi sağladığını belirtir (Bayat, 2006: 140-141).

Bu da Ģamanın manevi olarak ölüp tekrar dirildiğini gösterir. Tıpkı Ģaman gibi Manas da ölüp tekrar dirildiğinde yeni bir kiĢilik kazanmıĢtır.

Süt Yakut mitolojisinde çocuğa ruh verir. Çocuk ruhunun kuĢ Ģeklinde olduğu inancı Yakut mitolojik metinlerinden anlaĢılmaktadır. Aynı Ģekilde Ayıısıt'ın da can verdiği Yakut mitolojik görüĢlerinde ağırlık kazanmaktadır. Bir bilgiye göre bir kadın doğum yaptığında Ayıısıt tarla, çiçek ve yemiĢ ruhlarını yanına alarak kadının yanına gider. Bu ruhlar üç gün, üç gece loğusanın yanında kalarak ona hizmet ederler.

Ayıısıt, cennet olarak bilinen Süt Ak Göl' den getirdiği damlayı yeni doğmuĢ çocuğun ağzına damlatır ve bu damla çocuğa ruh verir. Çocuk, süt damlası ile kutlandıktan sonra Ayıısıt, ruhları alıp gider (Bayat, 2007: 61, 68). Kırgızların ―Ġki KardeĢ Masalı‖ (Eki Bir Tuugan)nda da çocuk ölür ve çocuğa can verip dirilten süttür. Masalda ejderha her gün bir koyun ile kız getirmeleri suretiyle zarar vermeyeceğini belirtir. YaĢlı karı koca kızları ejderhaya gidecek diye ağlarken çocuk onları bu durumdan kurtarmak ister ve ejderhanın yanına gider. Ejderha öldürür, fakat kendisi de yaralanır. Bunun üzerine hanın iki yiğidi ejderhaya verilecek koyunu getirseler ki, ejderha ölmüĢtür ve yanında da bir çocuk yatmaktadır. Yemek getiren iki yiğit, çocuğu öldürmeye kastedip yarı canlı iken gölün kenarına gömüp,

"ejderhayı biz öldürdük" diyerek hana varırlar. Daha sonra yaĢlı karı koca çocuğu görür, gömüldüğü yerden çıkarıp, ateĢin yanına getirip ağzına süt damlatıp diriltirler (Özen, 2008: 397).

Bütün bunların yanında Türk destanlarında yer alan bazı hayvanların kahramanlara süt emzirdiği ve onlara sütannelik yaptığı görülmektedir. Bu hayvanlar Türk mitolojisinde yer alan önemli hayvanlardır. Özellikle hayvan / ata olarak nitelendirebileceğimiz, diĢi kurt, keçi, geyik, at ve bazı durumlarda deve, aslan, kaplan gibi hayvanlar karĢımıza çıkmaktadır. Bu hayvanlardan diĢi kurt, geyik, keçi

163 gibi hayvanlar aynı zamanda bir baĢlangıç ve sonla da iliĢkilendirilebilir.17 Kırgız Türk destanlarında ise ―geyik‖ sütannelik görevini yerine getirmiĢtir. Destanda geçen geyik anneyi simgelemektedir. Destan kahramanlarının bazıları geyik sütüyle beslendiği görülmektedir. Ayrıca geyik Türk mitolojisinde kutsal bir hayvandır ve bereketin de sembolüdür. Geyik en eski ana totemlerden biri olarak kabul edilir.

Bunun yanında Ģaman geyiğe binerek göğe yükselmektedir. DiĢi ruhların teccesüm ettiği hayvanlardan birinin geyik olduğu belirtilir. Munduk ve Zarlık Hikâyesi‘nde Kocakarı Mastan Çarçarkan‘ın yeni doğmuĢ çocuklarını nehre atar. Bunun üzerine,

―Kayıptan sunup kol kelip,/ Baldardı alıp ketiptir./ ġükürlük toogo cetiptir,/ Kan balası degizip,/ Kiyikter geemizip,/ Kayberen kırk çilten,/ Cardamdıgın körsötüp‖, (Kayıp'tan el uzanarak,/ Çocukları götürür./ Şükürlük dağına ulaştırır./ Han çocuğu dedirtip,/ Geyiklere emzirtip,/ Kayberen, kırklar/ Yardım eder.) (Akmataliyev vd., 2007: 207). Geyik çocukları emzirerek annelik iĢlevini yerine getirmiĢtir. Destanın bir yerinde de Ģöyle geçmektedir: ―ġükürlüktö gayberen/ Ene kıldı, kiyikti./ Ayabayt kiyik küçünü,/ Baldarga berdi sütünü.‖, (Şükürlük dağında Kayberen/ Anne yaptı geyiği/ Esirgemez geyik gücünü,/ Çocuklara verdi sütünü.) (Akmataliyev vd., 2007:

213).

Munduk ve Zarlık Hikâyesi‘ndeki gibi ―CılamıĢ Han‖ adlı masal da CılamıĢ adlı Han‘ın kırk kadından da çocuğu olmaz. Bunun üzerine Bolot Bey adlı ihtiyar bir adamın kızı rüyasında kendisinin yarısına kadar altın diğer yarısı gümüĢ ikiz çocuğu olacağını görür. Kız babasına kendisinin ikiz çocuk doğuracağını Han‘a söylemesini ister. Han bunu duyunca baĢlık parasını verip kızla evlenir, kız gerçekten de ikiz çocuğa hamile kalır. Bunu duyan diğer eĢler çocukları Mastan Kempire kaçırtıp denize attırır. Denizden çocukları Kayberen alıp, geyik sütüyle büyütür (Yılmaz, 1994: 213). Yine burada anneyi simgeleyen geyiğin sütüyle çocuklar beslenmiĢtir.

Geyik (Kayberen, Maral), kayıp kahramanın, manevi gücü, ruh âleminden gelen koruyucusudur. Örneğin; "Semetey" Destanı‘nda, koruyucu geyik motifi Ģöyle izah edilmektedir:

17Dede Korkut Boylarında Basat'ı arslan emzirip büyütür. Oysa Köroğlu'nun Doğu versiyonunda kahramanı arslan (yalnız bir varyantta aslan emzirir), kurt, kaplan değil keçi, deve veya kısrak emzirir.

Keçi, Türk mitolojisinde tufanın baĢlamasını haber veren mitolojik varlık olarak Altay yaratılıĢ mitlerinde karĢımıza çıkar. Keçinin sonla -ki, tufan en azından bir uygarlığın, hatta tahrip olunmuĢ dünyanın sonudur- iliĢkisi mezar kodunun da öteki âlem bağlamında bir son olduğu semantiğini doğurur. O halde, keçi öteki âlemden gelen kahramanın sütanası olması bakımından mitolojik düĢüncenin içinde değerlendirilmelidir (Bayat, 2009: 57).

164 Babasının oğlunun

Koruyucu piriymiĢ,

O zaman iki ayrı beyaz geyik, KoĢturup ulaĢtıkları vakit, BeĢikteti erenini,

Semetey 'i görünce.

Memelerini emzirip o geyik, BaĢını da çevirmiĢ,

Bu çocuğun üzerine.

Gelerek memelerini emzirmiĢ.

K. Salibayev'in varyantında da, "Memesini salıp ağzına,/ Emziriverdi çocukları "

Ģeklinde geçmektedir. Her iki eserde de çocukların hayatlarım Bugu-Ene (Geyik Ana) kurtarmaktadır: "Acı, büyük ana, bırakıver. Kendi çocuklarım gibi esirgeyeyim.

Yetimlere anne olayım... Memelerim süt dolu, ağrıtıyor. Çocuk diye sızlıyor ak sütüm. Çocuk için akıyor ak sütüm... "Cengiz Aytmatov‘un Ak Keme Hikâyesi‘nden alınan bu kısımda, Bugu Ene tipi günümüzdeki gerçek hayatla yoğrularak aktarılmaya çalıĢılmıĢtır (Akmataliyev, 2001: 128-129).

Er TöĢtük Destanı‘nda anne sütü ―ak devenin sütü‖ olarak da yer almaktadır.

Destanda Çoyun Kulak, Ak Çenem‘i zorla kaçırıp sahip olur ve hamile bırakır.

Bunun üzerine Er TöĢtük Çoyun Kulak‘ı öldürerek, eĢi Ak Çenem‘i onun elinden kurtarır. Kurtardıktan sonra Ak Çenem‘i ―ak devenin sütü‖ ile yıkar:

Közdü açıp cumguça Altın kümüĢ alıp keldi Canım ber dep suradı Anı körüp Er TöĢtük Me dep baĢın üzüp aldı

Çoyun Kulak ölüp kaldı Ak Çenemdüü Er TöĢtük

Ak töönün sütü menen kirintip aldı Kaytadan nike kıydı

Göz açıp kapayıncaya kadar, Altınla gümüĢ getirdi,

―Canım ver!‖ diye yalvardı, Er TöĢtük bunu görünce,

―Al iĢte!‖ diyerek (kuĢun) baĢını kopardı, Çoyun Kulak ölüverdi,

Er TöĢtük Ak Çenem‘i Ak devenin sütüne daldırdı, Tekrar nikâh kıydı.

(Ġliç, 2012: 78).

Destanda, Er TöĢtük‘ün Ak Çenem‘i kurtardıktan sonra ―ak devenin sütü‖ ile yıkaması, ak rengin verdiği ruhsal ve bedensel temizliği, arınmayı sağlamıĢtır. Çünkü

165 yıkanmadan önce Ak Çenem namus açısından kirli sayılıyordu. Süt ile yıkanmasının ardından ana sütü sayesinde yeniden doğum ve arınma gerçekleĢmiĢ oldu.

Destanlarda anne sütü ―ak‖ renkte olması ile de önemli bir yere sahiptir.18 Destanlarda anne sütünün ―ak‖ olarak ifade edilmesi helal olduğu anlamına gelmektedir. KocacaĢ Destanı‘nda Ģu Ģekilde geçer:

Anık sırın uktum dep, Ak sütün bergen enemin.

Meyli karı, meyli caĢ, PeĢenemden körömün.

Asıl sırrını duydum deyip, Ak sütünü veren annemin.

Ġster yaĢlı, ister genç, Kaderimdekini görürüm.

(Akmataliyev; KırbaĢev, 2007: 257).

Anne sütünün iyileĢtirici özelliği vardır. Zira Dede Korkut Kitabı‘nda Boğaç Han babası tarafından vurulduğunda dağ çiçeği ve ana sütüyle yarasını iyileĢtirmektedir.19 Kırgızların ―Akçükö Ġle Kuuçükö‖ (Akçükö Menen Kuuçükö) masalında anne sütünün hastalığı iyileĢtirdiği görülmektedir. Fakat burada olağanüstü hayvan ile insan arası bir varlık olan ġeymeren adlı ejdarhanın hastalığını kadın sütüyle iyileĢtirilmiĢtir. ―Men acıdaarlardın padıĢası ġaymeren degen bolom. Özüm köptön beri ooruymun. Menin oorumdu adam balasığana ayıktıra alat eken. Sen meni ayıktırsañ, senden men cardamımdı ayabaymın. Eki colu cañı törögön ayaldın emçek sütünön eki kaĢık içsem, kulandan soo bolup ayıkkanı turam. Al süttü özüñ taap kelbeseñ, baĢka eç kim tabalbayt… Ataa, aylanayın balam ay, degele, ıras bolot, cür, - dep kempir balanı eerçitip alıp üygö kiret. Kirse, kelin çıday albay catkan kezi eken. Al kolun kelindin betine tiygizdi ele kelin bir az es alıp, tınçıp catıp kaldı. Kuu çükö kelindin süt ağıp catkan emçeginen özünün alıp kelgen iydiĢine koyup aldı da, kayra koynuna salıp koydu.‖ (-Ben ejderhaların padişahı Şaymeren‟im. Ben uzun süredir hastayım. Benim hastalığımı sadece insanoğlu iyileştirebilirmiş. Sen beni iyileştirirsen, ben de sana yardım ederim. Yeni doğum yapan kadının sütünden iki

18Türk dünyasında anne sütü genellikle ―ak‖ renkle anılmaktadır. Ak renk, genel olarak saflığı, temizliği, kutsallığı sembolize etmektedir. Dede Korkut‘ta geçen Berü gelgil ak südin emdügüm kadunum ana/ Ağ pürçeklü ‗izzetlü canum ana‖ ifadeler bu açıdan önemlidir (Ergin, 1997: 89).

19Oğlan yine aydur: Ana ağlamagıl, mana bu yaradan ölüm yokdur korhmağıl, boz atlu Hızır mana geldi, üç kerreyaramı Ģığadı, bu yaradan sana ölüm yolucdur tağ çiçegi anan südi sana merhemdür didi. Böyle digeç kırk ince kız yayıldılar, tağ çiçegi divĢürdiler. Oğlanuñ anası emçegin bir Ģıkdı südi gelmedi, iki sıkdı südi gelmedi, üçincide kendüye zarb eyledi, katı toldı, sıkdı süd-ile kan karıĢık

19Oğlan yine aydur: Ana ağlamagıl, mana bu yaradan ölüm yokdur korhmağıl, boz atlu Hızır mana geldi, üç kerreyaramı Ģığadı, bu yaradan sana ölüm yolucdur tağ çiçegi anan südi sana merhemdür didi. Böyle digeç kırk ince kız yayıldılar, tağ çiçegi divĢürdiler. Oğlanuñ anası emçegin bir Ģıkdı südi gelmedi, iki sıkdı südi gelmedi, üçincide kendüye zarb eyledi, katı toldı, sıkdı süd-ile kan karıĢık