• Sonuç bulunamadı

4. Kant ve Sonrası

1.3. MEAD’İN ZAMAN TEORİSİ

2.1.1. Dilin Kökeni

2.1.1.3. Anlamlı Olmayan İşaretler/Anlamlı Olmayan Jestler

Mead’e göre tikellerin toplamını aşan bir tikeller toplamı olarak toplumu temin etmenin asgari gerekliliği, o toplumu oluşturan her bir bireyin, ötekilerin ilk hareketlerini bir işaret olarak algılayan ve kullanan biyolojik varlıklardan oluşmasıdır.357 Bu gerekliliğin temelinde toplumun varoluşsallığının anlamın oluşmasına, bu anlamın bireyi aşmasına ya da genelleşmesine dayalı olduğu düşüncesi vardır. İletişim, toplumun temelidir ve sosyal eylem olan bu işaretlerden her biri bir tür

356 D. L. Miller, George Herbert Mead: Self Language and the World, s. 70-71.

357 G. H. Mead, Mind, Self and Society, s. xx.

iletişimdir. İşaretler aynı zamanda semboldür. Çünkü bir bireyin oluşturduğu bir işaret, diğer bireyde ya da bireylerde, bu işaretin sebep olduğu yeni bir eyleme neden olur.

Organizmanın bir başka organizmada tepkinin oluşması amacıyla oluşturduğu işaret, işaretin kendisine yönelik oluşturulduğu organizmanın bu işarete uygun bir eylemde (tepkide) bulunmasına neden olur. Örneğin, gergin ve tartışmalı bir konuşma esnasında bir bireyin ellerini yumruk haline getirmesi, yüz ifadelerinde meydana gelen değişiklik ya da bedendeki hareketler, ikinci bireyin zihninde bu işaretlerin olası bir saldırı olacağı anlamını taşır. İkinci birey sıkılmış yumruk işaretine oradan kaçarak, yumruğunu sıkarak ya da kendisini koruyabileceğini gösteren herhangi bir başka işaretle karşılık verir. Çünkü böyle bir durumda yumruk, bir darbenin işaretidir. Mead’in mesafe deneyimi ile temas deneyimi arasındaki ilişkiyle doğru orantılı olarak organizma bu durumda, eylemin şimdinin içerisinde gerçekleşen aşamasını, bir bütün olarak aynı eylemin gelecekteki olası sonucuna, yani eylemin tamamlanma aşamasına göre yorumlar, değerlendirir ve anlamlanırır. Böylece eylemin bir ara aşaması olan ve şimdinin içerisinde gerçekleşen “yumruğun sıkılması”, gelecekte gerçekleşmesi muhtemel olan ve gergin konuşma sürecini oluşturan eylemin tamamlanma aşamasını teşkil eden “darbe” anlamını taşır. Böylece Mead’in da belirttiği gibi bir mesafe deneyimi, bu deneyimin götüreceği temas deneyimine göre anlam kazanır. Bu anlamda işaret bir başka özneye aktarılmış olur. Özne bir tür kas hareketi oluşturur. Bu kas hareketi bir karşı tepkidir.358

İşaretler ilk önce organizmada oluşmaya başlar. Yani işareti meydana getiren, üreten ya da açığa çıkmasını sağlayan merkez, bireydir. Ancak bu oluşumun nedeni ve nihai sonucu bireyle sınırlı kalmayıp subjektif alanın ötesinde bir yerlere işaret eder ve tamamen sosyal ve objektif niteliklidir.

358 W. James, The Principles of Psychology, Vol I, Dover Publications Inc., New York, 1918, s. 86.

İnsan altı canlı formlar ya da benlikten söz edemeyeceğimiz insani organizmalar tarafından sürdürülen sosyal davranış, sosyal eyleme katılan bireyler için aynı anlama sahip olmayan jestler içerir. Bu işaretler bu nedenle evrensel ya da ortak (shared) anlamları harekete geçirmezler. Kurt örneğinde avına saldırma eylemi ilk kurt için, ikinci kurtta ifade ettiği anlamı ifade etmez. Birinci kurdun ava saldırma eylemi, ikinci kurt için ava saldırma ve onu öldürerek yeme eylemine dahil olmaktır. Ancak birinci kurdun ikincisinde bu anlamı oluşturmak istediğine, onu da avı öldürüp yeme eylemine dahil etme amacı söz konusu değildir. Bu yüzden birinci kurt, işareti oluşturduğunda, bu işaretin ikinci kurtta sahip olduğu anlamı deneyimlemez.359 Dilin kökenine “duyguların dışa vurumu” olarak işaretleri koyan Darwin açısından bir köpeğin hırlaması, yılanın tıslaması, aslanın kükremesi veya köpeğin sahibinin eve dönüşünde keyifle zıplaması, işaretler olarak ifade edilir. Bütün bu örneklerde “duygularını dışa vuran” canlının bir başka canlıya ne hissettiğini göstermeyi amaçladığı, kendisini gözlemcinin yerine koyduğu varsayılır. Ancak bu örneklerde duyguların dışa vurumu her ne kadar ötekinin tepkisini harekete geçirmek gibi belirli bir işleve sahip olsa da Miller’a göre, bu işaretlerin, işaretin kendisine yöneldiği bireyde oluşturduğu anlamın aynısını işareti oluşturanda da ortaya çıkarma işlevine sahip olduğu şeklindeki Darwinci varsayımı doğrulayacak hiçbir veriye sahip değiliz.360 Diğer bir ifadeyle insan altı formlarda işareti oluşturan ile işaretin kendisine yöneldiği bireylerde bu işaret ortak anlam taşımadığı için, işaret anlamsız düzeyde kalır. İşareti oluşturan organizma, bu işareti diğer organizmada bir tepki veya eylemi meydana getirmek amacıyla oluşturmaz. O sadece anlamı o bireyle sınırlı bir eylem gerçekleştirmiş olur. Bu durumda işaret, sosyal karakterini korur, ancak anlamsız işaret olarak kalır. İşaretin anlamı sadece işareti oluşturanla sınırlı kalır. O işaretin oluşturucusu işaretin anlamını ötekinde de oluşturma amacına sahip değildir.

359 D. L. Miller, George Herbert Mead Self, Language and the World, s. 71.

360 D. L. Miller, George Herber Mead Self, Language and the World, s. 71-72.

Sadece ve ancak bireylerin bilinç deneyimlerine sahip olabileceği düşüncesinde Mead ile Wundt’un görüşlerinin benzer olduğu görülür. Ancak Kurt Danzinger’in de belirttiği gibi Alman idealist okulun bir takipçisi olarak Wundt’un açıklayamadığı husus, bilinç sahibi bireylerin birbirleriyle nasıl etkileşime geçtiği, anlamlı bir toplumun nasıl oluştuğudur. O, bu sorunları ortak deneyimlerin nasıl oluştuğunu açıklamaksızın onları – ortak deneyimleri - geistik bir çevreye dahil etmek suretiyle çözmeye çalışmıştır. Bununla birlikte Wundt’un söz konusu geistik bir halk ruhu olan bu kuşatıcı ve belirleyici yapının metafiziğine dair tatminkar bir açıklamadan yoksun kaldığı ifade edilebilir. Wundt’un sadece kuşatıcı bir çevre belirlemesi, bu çevre içerisindeki bireylerden her birini spiritüel bütünün parçaları olarak ele alması, bireyler arasındaki etkileşimi açıklamada yeterli olamamıştır.361