• Sonuç bulunamadı

ABD Sigorta

2.3.8. Ankara Özelinde Türkiye’de Tıbbi Turizmin Gelişmesi İçin Yapılması Gerekenler

Yukarıdaki bölümlerde yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Türkiye dünya tıbbi turizm pastasından son yıllarda oldukça ciddi bir pay almaktadır. Ayrıca tıbbi turizm nedeni ile ülkeye gelen hasta sayısı gün geçtikçe artış göstermektedir. Fakat bu durum ülkedeki tıbbi turizm potansiyelinin tam anlamıyla akılcı bir şekilde

kullanıldığı anlamına gelmemektedir. Ülkeye gelen tıbbi turist sayısının artırılması için belli bazı tedbirler alınmalı, tıbbi turizmle ilgilenen hastanelerin sayısı ve kalitesi artırılmalıdır. Ayrıca bu konuda Sağlık Bakanlığı ile özel sektör kuruluşları arasında işbirliği sağlanmalıdır.

Çalışmanın önceki bölümlerinde detaylı olarak incelenen akreditasyon kavramı tıbbi turizmde ülkeye gelen hasta sayısını artırabilmek için en önemli gerekliliktir. Bu sayede hastanelerin kalitesi belli standartları sağlamaktadır. Bu da yurtdışından ülkeye gelecek hastaların kalite, bakım, ulaşım vb. alanlarda gönül rahatlığı ile seyahat etmelerini, ülkeye ve hastanelere güvenmelerini temin etmektedir.

Ayrıca hastanelerde tıbbi turizm kapsamında gelen hastalar için bir birim oluşturulması da önemli bir gerekliliktir. Bu birim hastaların, yurtdışından ülkeye gelmesi, hastaneye transferi, hastanın ve yakınlarının hastaneye yerleşmesi, hasta tedavisi, bakımı, hastanın taburcu işlemleri ve ülkesine geri dönüşü de dahil olmak üzere bütün konularda hastaya yardımcı olmalıdır. Bunun için hastanelerde yabancı dil bilen personel ve çevirmenlere ihtiyaç bulunmaktadır.

Tıbbi turizm'de söz sahibi olmanın bir başka olmazsa olmazı da bilinirliktir. Uluslararası boyutta sağlık hizmeti sunmayı planlayan hastanelerin yurt dışında tanınmalarını ve bilinmelerini sağlayacak programlar geliştirmeleri gerekmektedir. Öncelikle gelişmiş ülkelerin Türkiye'deki pek çok hastane ve tıp merkezinde verilen sağlık hizmeti düzeyinin Avrupa'nın pek çok ülkesinden daha ileride olduğunu görmelerini sağlamak gerekmektedir. Büyük hasta gruplarının beklendiği ülkelerde temsilcilikler açmak oradaki belli başlı birinci basamak sağlık kuruluşları ile işbirliği anlaşmaları yapmak işin bir diğer yönüdür (Kiremit, 2008: 60).

Gelecek olan hastaların Türkiye'de kalışları süresince yapacakları her türlü konaklama ve aktivitenin iyi bir şekilde planlanması gerekmektedir. Havaalanında karşılamadan hastaneye giriş, yatış, çıkış, geleneksel yemek alışkanlıklarına uygun yemek hizmetine kadar memnuniyetin en üst seviyelere çıkarılması gerekmektedir (Kiremit, 2008: 61).

Türkiye’de sağlık kurumlarına yönelik tıbbi turizmin gelişmesi için yapılması gereken plan ve alt yapı çalışmalarını şöyle sıralamak mümkündür (Kiremit, 2008: 61- 63):

• Hem Sağlık Bakanlığı’nın, hem de Turizm Bakanlığı’nın politikaları içerisinde tıbbi turizme öncelik verilmelidir.

• Hem Sağlık hem de Turizm Bakanlığı’nda tıbbi turizm ile ilgili birim oluşturulmalıdır.

• Hedef hasta grupları ve hedef ülkeler tespit edilmeli, Turizm Bakanlığı, hedef olarak seçilen ülkelerde tıbbi turizm ile ilgili şube kurmalı ve çalışmalarına başlamalıdır.

• Yurt dışından Türkiye’ye hasta getirecek olan sigorta şirketleri ile koordinasyon sağlanmalı, sigorta şirketleri için tanıtım ve bilgilendirme toplantıları düzenlenmelidir.

• Tıbbi turizm yapacak olan hastaneler belirlenmeli ve sertifikalanmalıdır. Sertifikasını alan hastanelerin hizmet içi eğitimleri ve denetimleri yapılmalıdır. • Yurt dışı hasta bekleme merkezleri ile irtibat kurulmalıdır. Yurt dışına hizmet

sunabilecek hastane isimleri bildirilmelidir.

• Tıbbi turizm konusunda üniversite hastaneleri daha aktif çalışma yapmalıdır. • Hizmet sunumunda hasta hakları ve etik ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır. • Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, yerel yönetimler, tur

operatörleri, havaalanı şirketleri gibi farklı sektörler arası işbirliği sağlanmalıdır. • Rekabet gücünün sağlanması için vergi oranları makul bir oranda

düşürülmelidir.

• Hastanelerin akredite olması sağlanmalıdır.

• Yurt dışı devlet sigortalıları ile ilgili mevzuat değişikliği yapılmalıdır.

• Buna ek olarak gelen devlet sigortalılarının üniversite ve özel hastanelerden faydalanmaları ile ilgili mevzuat çalışması tamamlanmalıdır.

• Yurt dışından gelecek hastaların ve alacakları hizmetlerin organizasyonu için danışmanlık şirketleri oluşturulmalı, aynı zamanda asistan şirketler bu konuda aktif hale getirilmelidir.

• Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşları tıbbi turizm hareketinin başlangıcını oluşturmalı, tedavilerinin ülkemizde sağlanması ilk hedef olmalıdır.

• Tedavi amaçlı gelen hastalara sunulacak paket programlarda çeşitlilik sağlanmalıdır. Paket programların içine, alınacak sağlık hizmetlerinin yanına, ulaşım, deniz turu, kaplıca tedavisi, kayak, doğa yürüyüşleri, tarihi gezintiler, kültürel etkinlikler de eklenmelidir.

• Tıbbi turizmde marka ülke imajının yerleştirilmesi için devlet desteği ile tanıtımlar yapılmalıdır.

Sağlık turizmi organizasyonun nasıl olması gerektiğini de aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-43596/saglik-turizmi-orga nizasyonu-nasil-olmalidir.html):

• Organizasyon hastanın evden çıkışından tekrar evine dönüşüne kadar geçen tüm süreçleri kapsamalı,

• Sigorta şirketleri ile koordinasyon sağlanmalı,

• Sağlık turizmi yapan kurum ve kuruluşlar belirlenmeli ve sertifikalandırılmalı, • Paket programlar oluşturulmalı ve sağlık ve turizm iç içeliği sağlanmalı, • Sağlık turizmi ile ilgili tanıtım programları ve kampanyalar düzenlenmeli,

• Organizasyon ve danışman şirketleri kurulmalı ve yardımcı firmalar bu yapılanma içinde yer almalıdır.

Sağlık turizminde belli bir noktaya ulaşabilmek için yapılması gerekenlerde aşağıdaki gibi sıralanabilir (http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-43589/yapilmasi-gerek enler.html):

• Başta resmi ve özel sektör sağlık kuruluşları ve turizm şirketlerinin Avrupa ülkelerindeki sosyal güvenlik şirketleri ile daha yakın işbirliği yapmaları,

• Sağlık hizmeti veren tesislerin kalitesinin artırılması, • Türkiye'nin sağlık sektörünün tanıtımının yapılması,

• Sağlık hizmetlerine ilaveten paket halinde ülkemizin diğer turizm olanaklarının sunulması gerekmektedir.

Bütün bu anlatılanların yanında ülkemizdeki sağlık turizmini ve tıbbi turizmi geliştirmek için belli yasal düzenlemelere de ihtiyaç vardır. Yapılması gereken yasal düzenlemeler kısaca aşağıdaki gibi sıralanabilir (TÜSİAD, 2009: 17-18-19):

• 2634 sayı ve 16.03.1982 tarihli Turizm Teşvik Kanunu'nun “Amaç, Kapsam ve Tanımlar” başlıklı birinci bölümünün 3. maddesinde “Sağlık Turizmi” ana başlığı altında “Tıp Turizmi” ve “Termal Turizm” ayrı ayrı tanımlanarak tıp turizmi kavramının “Turizm Teşvik Kanunu”na girmesi sağlanmalıdır.

• Tıp turizminde öne çıkmak istenen ülkelerde, ilgili kamu birimleri uluslararası turizm fuarlarında sağlık turizmi (Health Tourism) standı açarak bu yöndeki faaliyetleri desteklemelidir.

• Tıp turizmine destek veren sağlık kuruluşların tanıtım çalışmalarına doğrudan Başbakanlık tarafından maddi destek sağlanmalıdır.

• Kamunun Avrupa Birliği ile fiyat anlaşmalarını ve prosedürlerini gözden geçirmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bacağında gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

• Özellikle AB ülkelerindeki kamu sağlık kurumlarıyla etkin bir hizmet birliği oluşturularak, bir sözleşme çerçevesinde Birliğin bu yöndeki standartlarına uyum sağlanmalıdır. SGK, ülkeler arası kamu sigorta kurumları arasında tedavi amaçlı işbirliği sözleşmelerine özel sektörü de dahil ederek Türkiye'nin bu yöndeki kapasitesinden azami oranda faydalanacak düzenlemeler yapmalıdır. • Sağlık amacıyla ülkemize gelen turist akışının yakından takip edilebilmesi

amacıyla ilgili otoritelerle yabancıların ülkemize giriş sebeplerinin detaylandırılmasına yönelik çalışma yapılması gerekmektedir.

Sonuç olarak tıbbi turizmden beklenti ülke olarak sağlık sektöründe ileri teknoloji ve nitelikli insan gücüyle kaliteli hizmet sunmak, hizmet-fiyat dengesini optimum tutarak tıp turizmi açısından Türkiye'yi küresel bir çekim merkezine dönüştürerek gerek Türk vatandaşlarının gerekse yabancı hastaların yaşam kalitesini yükseltmek olmalıdır. Bu sayede kamu ve özel sektörün ortak hareket etmesiyle 2020 yılında 1.000.000 yabancı hastaya tedavi hizmeti sunulması ve 8 milyar $ gelir elde edilmesi mümkündür (TÜSİAD, 2009: 16).

Benzer Belgeler