• Sonuç bulunamadı

1.4.2.2 1961 Anayasası’nın 11 Maddesinin Genel Bir Sınırlama Hükmü Getirmediğini Savunan Görüş

Öğretide Soysal ve Tanör ise Anayasanın 11. maddesinin genel bir sınırlama hükmü getirmediğini savunmaktadır.

Soysal’a göre, 11. maddenin genel bir sınırlama hükmü olabilmesi için sözkonusu maddenin, “ Temel hak ve hürriyetler, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak

kanunla sınırlanabilir.” şeklinde değiştirilmesi gerekmektedir. Kendileriyle ilgili

maddede, herhangi bir “kanunla sınırlama” sözünün edilmediği, düşünce özgürlüğü ile bilim ve sanat özgürlüğü, kanunla da olsa hiçbir sınırlama kabul etmemektedir. Temel bir hak ve özgürlüğün sınırlanmasına Anayasa izin vermişse, bu sınırlamanın Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olması ve kanunla yapılması gerekir. Bir hak ve özgürlüğün sınırlanabilmesi için, o hakla ilgili Anayasa maddesinde sınırlamadan sözedilmiş olması ve eğer o madde, bu sınırlayışın amaçlarını da belirtmişse, kanunla yapılacak sınırlamanın, bu amaçlardan başka amaçlara dayanmaması gerekir. Haklar ve özgürlüklerle ilgili maddelerin çok büyük bir çoğunluğunda ayrıca ve teker teker “kanunla sınırlanabilir” deyiminin geçmesi, bu yorumu doğrulamaktadır (akt. Vuraldoğan, 2005:12).

Tanör’e göre ise, 11. madde, genel bir sınırlama hükmü getirmemekte, özgürlüklerin korunması için genel düzenleme ilkelerini koymaktadır. Bu özellik, Anayasa’nın özel maddelerinde sınırlanabilecekleri ve sınırlama sebepleri gösterilmeyen hak ve özgürlüklerin içerikleri bakımından sınırsız olduklarını ileri sürebilme olanağı vermiştir. Bu durum özellikle, bilim ve sanat özgürlüğü ile düşünce ve ifade özgürlüklerinin içerik bakımından mutlak sınırsızlıkları anlamına gelmektedir. Demokratik bir sistemde, hürriyet kural, sınırlama istisna olduğuna göre, istisna olan sınırlamaların ancak düzenlendikleri madde açısından geçerli olduklarını kabul etmek gerekmektedir (Tanör, 1986:27) .

1.4.2.3. Kademeli Sınırlama Anlayışı

Bu görüşün savunucusu Fazıl Sağlam olmuştur. Sağlam’a göre; “ 11. madde ile

ilgili sorun, bu maddede yer alan 1. fıkranın genel bir sınırlama kuralı olup olmadığı olmakla beraber, aslında tartışılan 11. maddenin diğer sınırlama hükümleri ile birlikte uygulanıp uygulanamayacağıdır. Bir hükmün genel olması, kapsamına giren her kuralla bir arada uygulanmasını gerektirmez. Özel-genel norm ilişkisinin olduğu durumlarda özel normun uygulanması gerekir. 11. maddenin diğer sınırlama hükümleri ile bir arada uygulanıp uygulanmayacağı sorunu özel-genel norm ilişkisi açısından ele alınmakla aşılabilir.11/1. madde, Anayasa’nın diğer sınırlama hükümleri karşısında, bir genel sınırlama hükmü niteliğindedir. Diğer sınırlama hükümlerindeki nitelikli yasa kayıtları, 11/1. madde karşısında özel norm niteliğindedir ve onun yerini alır. Basit yasa kaydıyla sınırlamaya olanak verilen haklar için, 11/1. maddedeki tüm sınırlamalar geçerlidir. Aynı şekilde olağanüstü haller ve sıkıyönetim dönemlerinde, 11. maddedeki sınırlama nedenleri tüm temel haklara uygulanabilir.” (Sağlam,1982:185-186)

1.4.2.4. Anayasa Mahkemesi’nin Görüşü

Uygulamada Anayasa Mahkemesi, genellikle 11. maddenin 2. fıkrasına bir genel

sınırlama sebebi anlamını vermiş olmakla beraber, bazı kararlarında da belli hakların ancak ilgili maddedeki sebeplerle sınırlanabileceğini kabul etmiştir. Konunun pratik önemi daha çok, düşünce özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü ve hak arama özgürlüğü gibi Anayasa’nın ilgili maddelerinde hiçbir özel sınırlama sebebinden sözedilmemiş bulunan özgürlüklerden kaynaklanmıştır (Özbudun,1993:76) .

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 20. maddesinde, hiçbir sınırlama sebebi gösterilmeyen “düşünce özgürlüğünün” sınırlanmasına ilişkin vermiş olduğu bir kararında (E.1963/16, K.1963/83, KT. 08.04.1963, AYMKD S.1, sf. 199-200) üstü kapalı olarak; Türk Ceza Kanunu’nun 141. ve 142. maddelerinin Anayasa’ya uygunluğunu denetlerken vermiş olduğu bir kararında da (E.1963/173,K.1965/40,

KT. 29.04.1964, AYMKD S.4, Sf. 325) açık olarak 11. maddenin 2. fıkrasının, bütün hak ve özgürlükler için geçerli genel sınırlama sebeplerini içerdiğine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi bundan sonra verdiği kararların çoğunda Anayasa’nın 11/2. maddesinin, tüm temel hak ve hürriyetler için genel sınırlama sebepleri içerdiğine karar vermiştir (Yüzbaşıoğlu,1993:211)

Buna karşılık, Anayasa Mahkemesi’nin bu dönemde, her temel hakkın, yalnızca kendi maddesinde kanunkoyucuya verilen yetki ölçüsünde sınırlanabileceğine, temel hak maddesinde böyle bir yetki yer almamışsa, o temel hakkın kanunkoyucu tarafından sınırlanamayacağına, dolayısıyla, Anayasa’nın 11/2. hükmünün, tüm temel hak ve özgürlükler için geçerli genel sınırlama sebebi içermediğine ilişkin kararları da mevcuttur (Sağlam, 1982: 71). Süreklilik göstermemekle beraber Anayasa Mahkemesi’nin, kanunkoyucunun düzenlendikleri maddede haklarında hiçbir sınırlama nedenine yer verilmeyen temel hak ve özgürlüklerin, 11. maddeye dayanılarak sınırlamayacağı yolunda verildiği kararlara örnek olarak Mahkeme’nin 03.11.1964 tarihli, 1963/152 E., 1964/66 K. sayılı kararı örnek verilebilir. 1961 Anayasası’nın “Bilim ve Sanat Hürriyeti” kenar başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra; 2. fıkrasında “Eğitim ve öğretim, Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir.” denilmektedir. Bu maddede eğitim ve öğretim hürriyetinin herhangi bir düşünce ve nedenle sınırlanabileceğine dair diğer temel hak ve hürriyetlerde olduğu gibi kanun koyucuya yetki veren bir hüküm yer almamaktadır. Anayasa’nın 50. maddesi, 21. maddedeki eğitim ve öğretimin genel olarak serbest olduğu yolundaki ana kuralın istisnasını teşkil etmektedir. Anayasa’nın 50. maddesine ilköğrenimin kız ve erkek tüm vatandaşlar için mecburi olduğu ve Devlet okullarında parasız olarak yapılabileceği belirtilmektedir (Vuraldoğan, 2005:15-16). Bu durumda, eğitim ve öğrenim zorunluluğu, ancak ilköğretim için sözkonusu olduğuna göre, bunun dışındaki eğitim ve öğrenimi kişilerin serbestçe yapabileceği esasını sınırlayıcı bir hükmün kanunlarda yer alması Anayasa’ya aykırı düşecektir (E.1963/152, K. 1964/66, KT. 03.11.1964, AYMKD, S. 2, sf. 204) .

Uygulamada, 1971 değişiklikleri öncesi, Anayasa’nın 11. maddesinin 2. fıkrasını çoğunlukla, tüm hak ve özgürlükler için geçerli genel bir sınırlama maddesi kabul eden Anayasa Mahkemesi, değişiklik sonrasında vermiş olduğu kararlarında da (E.1972/1, K.1972/20, KT. 27.04.1972, AYMKD. S.10, sf.335 ve E.1976/27, K1976/51, KT.22.11.1976, AYMKD. S.14, sf.360 ) 11. maddenin 1. fıkrasını, tüm hak ve özgürlükler için geçerli genel sınırlama maddesi olarak nitelendirmiştir (Yüzbaşıoğlu,1993:212).

1.4.3. 1971 Değişiklikleri Sonrasında 1961 Anayasası’nda Temel Hak