• Sonuç bulunamadı

Amerika Birleşik Devletleri’nde Tarım Sigortası Uygulamaları

Belgede ANKARA ÜNİVERSİTESİ (sayfa 37-42)

4. DÜNYADA TARIM SİGORTASI UYGULAMALARI

4.2 Amerika Birleşik Devletleri’nde Tarım Sigortası Uygulamaları

27

su ürünleri elde edilen gelir dahil tüm tarım ürünlerinin brüt geliri güvence altına alabilmektedir (Kang 2007).

28

Sigorta işlemleri ve pazarlaması, üreticilere risk yönetimi konusunda çözümler sunan uzmanlaşmış 18 özel sigorta şirketleri tarafından yürütülmektedir. Devlet destekli ürün sigortasının üreticilere sunulmasına, pazarlama, risk yönetimi ve hasar tespitleri konularında özel, titiz kalite kriterlerini uygulayan sigorta şirketleri yetkilidirler. FCIC tarafından belirlenen fiyatlar ve şartlar bu programa katılan tüm uzman sigorta şirketleri tarafından uygulanmaktadır. Böylece, sigortacılar sadece hizmet ve danışmanlık alanlarında rekabet edebilmektedirler. Sistem, üretici ve sigorta şirketi arasında yapılan ve taraflara ürün yılı sonunda iptal etme veya sona erdirme hakkı veren, iptali yapılmadıysa otomatik olarak yenilenen sözleşmeler üzerinden işlemektedir. Sözleşme, bölgeler arası farklılık gösteren ürün yelpazesi içerisinde üreticinin uygun şartlara sahip arazisinin tümünü sigortalamaktadır. Ürün sigorta sözleşmeleri FCIC tarafından geliştirilmekte ve federal kanunlar ile yayınlanmaktadır. Sigorta poliçeleri ayrıca ticari, özel sektör sigorta sağlayıcıları tarafından da geliştirilebilmektedir. FCIC’ın onaylaması durumunda, özel sektör tarafından oluşturulan poliçeler FCIC tarafından kabul edilen poliçelerin yerine geçmekte veya kabul edilen poliçelere ilave edilmektedir. Ancak söz konusu poliçeler, yönetmelikler gibi yayınlanmamakta, yayınlanan federal kanunlar içerisindeki mevcut maddelerin bildirimleri olarak yayınlanmaktadır (Shields 2013, www.rma.usda.gov 2015).

FCIC’ın görevi üreticileri ürün sigortası yaptırmaları için lisanslı özel acentalar ve komisyoncular vasıtasıyla teşvik etmektir. Kurum ayrıca kendisi tarafından onaylanan program çerçevesinde tarımsal ürünleri sigortalayan ticari firmaları yeniden sigortalamaktadır. FCIC tarafından tekrar sigorta edilen özel şirketler, 1998 yılından itibaren Federal Ürün Sigorta Kanunu altında çoklu risk sigortası hizmeti vermeye yetkilendirilmişlerdir. Risk yönetimi 100’den fazla ürünü kapsamaktadır. Poliçeler genellikle genel ürün sigorta hükümleri, spesifik ürün hükümleri, poliçe onayları ve özel hükümleri içermektedir. Poliçeler birçok ürün için mevcut olmakla beraber, bazı poliçeler pilot bölgelerde test edilmekte ve ulusal çapta uygulanmamaktadır. Eğer mevcut bir ürün poliçesi bazı bölge veya eyaletlerde bulunmuyorsa, üreticiler FCIC altında faaliyet gösteren RMA’nın bölgesel ofislerine başvurarak kendi bölgelerinde bulunan programları genişletebilmekte ve bir sonraki üretim yılında talep ettikleri sigorta planından faydalanabilmektedirler (Shields 2013).

29

ABD’de en yaygın kullanılan bitkisel ürün sigortalarının başında verim esaslı sigorta programları gelmektedir. Bu poliçelerde üretici isteğine bağlı olarak % 50-75 oranında koruma oranları (ortalama verim miktarı) sağlanmaktadır. Bununla beraber, üretici sigortalayacağı ürünün fiyat (RMA tarafından yıllık olarak belirlenen fiyatın % 55-100 arasında değişen oranları) yüzdesini de seçmektedir. Poliçeler düzenlenirken hasar anındaki ya da öngörülen fiyatlar esas alınarak düzenlenmektedir. Bir bölgede sigortalanan ürünlerin gelirlerinde geniş çaplı bir kayba karşın bölgesel verimliliğin esas alındığı verim sigortası programları da tasarlanmıştır (Shields 2013, www.rma.usda.gov 2015a).

Ülke genelinde kısıtlı alanlarda uygulanan yağış ve vejetasyon indeks programı ile üreticiler, doğrudan üretim veya kayıp miktarı yerine tahmin edilen üretim miktarına ilişkin bir indeksi sigortalatmaktadırlar. Gelir esaslı poliçeler ise üreticiyi kuraklık, aşırı nem, dolu, rüzgâr, don, hastalık ve zararlılar gibi doğal olaylar ve hasat fiyatı ile öngörülen fiyat arasındaki fark kaynaklı gelir kayıplarına karşı sigortalamaktadır.

Üretici sigortalayacağı ürünlerin koruma altına alınacak verim miktarını (% 50-85 oranında) seçmektedir. Öngörülen fiyat ve hasat fiyatı, Mal Borsası Fiyat Hükümlerine ve bazı futures sözleşmeler için günlük uzlaşma fiyatına bağlı olarak, belirlenen fiyatın

% 100’ünü oluşturmaktadır. Sigorta koruma miktarı öngörülen en yüksek fiyata veya hasat fiyatını esas almaktadır. Eğer hasat edilen ile tahmini üretim toplamının hasat fiyatı ile çarpımı sigorta koruma miktarından düşükse, aradaki fark üreticiye ödenmektedir. Bunun yanı sıra sadece öngörülen fiyatı esas alan sigorta programları da bulunmaktadır (Shields 2013, www.rma.usda.gov 2015a).

ABD’de hayvancılık sigortaları incelendiğinde, sigorta kapsamının Şikago Ticaret Borsası Grubu tarafından future ve option fiyatlar kullanılarak belirlendiği görülmektedir. Domuz, sığır, kuzu ve süt için fiyat sigortası yapılmaktadır.

Sigortalanacak baş sayısı (veya süt miktarı) ve kapsam süresi üreticiler tarafından belirlenmektedir. Söz konusu poliçeler iki şekilde düzenlenmektedir. Bunlardan birincisi, Hayvancılık Risk Koruma (Livestock Risk Protection) pazar fiyatındaki düşüşleri kapsamaktadır. Son fiyat, üreticinin belirlediği başlangıç fiyatından düşükse

30

tazminat ödenir. İkincisi ise; Hayvancılık Toplam Kazanç (Livestock Gross Margin) ticari mal ile besleme masrafları arasındaki farkı kapsamaktadır.

ABD’ de son olarak tüm çiftlik değerlerini kapsayan poliçeler de düzenlenmektedir.

Poliçeler üreticinin vergi takvimlerine ve içinde bulunan yıl için beklenen gelirine göre hesaplanmaktadır. İlk olarak 1999 yılında pazar kayıplarına karşı üreticiyi korumak amacıyla oluşturulan sigorta poliçeleri, üretici tarafından bildirilen son 5 yılın gelir ortalamaları esas alınarak hesaplanmaktadır. Sigorta kapsamları tarihsel gelir değerinin

% 65-80’i arasında değişmektedir. Genellikle bireysel olarak poliçe düzenlenemeyen özel ürün ve/veya mallar tüm çiftlik sigortaları kapsamında korunabilmektedir. Bu sigortalara katılım oranının düşük olduğu görülmektedir. Çünkü tek ürün sigortaları birçok üretici için önemli düzeyde koruma sağlamaktadır. Bu poliçeler tespit edilmiş brüt gelir ile koruma oranının (% 65-75-80) çarpılmasıyla hesaplanmaktadır (Makki 2002, Kang 2007, Shields 2013).

ABD’de tarla bitkilerinin üretim değerlerinin neredeyse % 45’i sigortalanmıştır. Risk yönetim araçlarının % 80’nini gelir sigorta ürünleri oluşturmaktadır. Ürün gelirini kapsamı içine alan sigortalar buğday, mısır, soya, pirinç, pamuk vb. tarla bitkileri için uygulanmaktadır. Bitkisel ürün sigortası prim desteği % 35-85 arasında, hayvancılık sigortalarında teminat miktarları günlük hayvan fiyatlarının % 70-100 arasında değişmektedir. Tarım sigortası sisteminin penetrasyon oranının % 90’a yakın olduğu bilinmektedir (Mahul ve Stutley 2010a, Shields 2013, www.rma.usda.gov 2014, www.usda.gov 2017).

Son 20 yıllık süreç içerisinde üreticiye verilen destekler ile birlikte ABD’deki ürün sigortası kapsamında sigortalanan tarımsal alanlar önemli bir derecede büyümüştür.

1992 yılında, ürün sigortası kapsamında sigortalanan alanın 33,128 milyon ha olduğu, bu değerin 2012 yılında 113 milyon ha ulaştığı görülmektedir. Söz konusu dönemde toplam prim miktarı (destekler dahil ancak yönetimsel masrafların dahil olmadığı durumda) 729 milyon ABD dolarından (2012 yılı değeri ile 1,2 milyar ABD doları) 11 milyar ABD dolarına ve prim desteği 197 milyon ABD dolarından (2012 yılı değeri ile

31

ortalama 322 milyon ABD doları) neredeyse 7 milyar ABD dolarına yükselmiştir (O’Donoghue 2013).

2003-2012 yılları arasında üreticilere ödenen tazminatların % 54’ü yani 33,5 milyar ABD doları devlet tarafından desteklenmiştir. Diğer bir deyişle, üreticilerden toplanan prim tutarı sigorta programının ancak yarısını karşılamaktadır. Ayrıca söz konusu dönemde devlet, programı uygulamakla sorumlu olan özel sigorta şirketlerinin 12 milyar ABD doları tutarındaki yönetim ve işletme masrafını karşılamıştır. 2012 yılındaki tazminat tutarı 13 milyar ABD dolarından fazla olduğu ifade edilmektedir (www.gao.gov 2014a).

2017 yılı tarım bütçe görüşmelerinde tarım sigortalarına ayrılan payın toplam bütçenin

% 10’unu kapsadığı, bitkisel ürün sigortasının devlet tarafından yüksek oranlarda desteklenmeye devam ettiği görülmektedir. Yıllık olarak ortalama 9 milyar ABD doları bitkisel ürün sigortalarını desteklemek için ayrılmakta, bu değerin 3 milyar ABD doları özel sigorta şirketlerine programı yönetmeleri için, geri kalan 6 milyar ABD doları ise üreticiler ve diğer harcamalar için kullanılmaktadır. 2017 Bütçe Özeti belgesinde bitkisel ürün sigortasına reform yapılması için iki öneri de yer almaktadır. Bunlardan ilki, hasat zamanında fiyat garantisi veren gelir sigortası poliçelerine verilen sübvansiyonların azaltılması, ikincisi ise isteğe bağlı koruma oranlarının kaldırılmasıdır.

Böylece vergi mükellefleri üzerindeki yük azalacak ve aynı zamanda üreticiler için bir güvenlik ağı sağlanacaktır. Bu önerilerin ürün sigortası programının yapısını değiştirmesi beklenmektedir. Bu reform ile birlikte 10 yılda 18 milyar ABD doların tasarruf edilmesi öngörülmektedir (www.usda.gov 2017).

ABD’li araştırmacılar da tarımsal sigorta programlarının bütçe üzerinde meydana getirdiği ağır yük nedeniyle devlete daha az yük olacak yeni program arayışları içine girmişlerdir. Bu yeni model ile üretici için daha etkin risk yönetim araçları geliştirmek, daha geniş katılım sağlamak, ters seçim ve ahlaki istismar riskini en aza indirgeyen ve devlet yardımını belirgin bir şekilde azaltan risk yönetim aracı oluşturmak hedeflemektedir (Colson vd. 2012). Önerilen Ürün Sigortası Tasarruf Hesabı (Crop Insurance Savings Accounts-CISA) sistemi ABD’de hâlihazırda uygulanmakta olan

32

sağlık ve işsizlik sigortasına benzemektedir ve üreticilerin aşina olduğu gelir sigorta programlarına benzer bir sistemin kullanılmasını hedeflemektedir. CISA, üreticilerin faiz getiren kişisel tasarruf hesaplarına vergi öncesi gelirlerinden daha önce belirlenmiş bir yüzde miktarını yıllık olarak yatırmaları sonucunda birikim yapmalarıdır. Üreticiler gelirleri önceden belirlenmiş olan eşik değerin altına düştüğü durumlarda bu hesaptan paralarını çekebilmektedirler (Ramirez ve Colson 2013).

Belgede ANKARA ÜNİVERSİTESİ (sayfa 37-42)