• Sonuç bulunamadı

2.4 KONUTA BAĞLI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE STANDARTLARIN

2.5.5 Alt Şehir Sorunu

Günümüz imar planları ile tariflenen yapılaşma biçimleri zemin üstü yapılaşmalardır. Bu tür yapılaşma ile beraber zemin üstünde katlar itibari ile çeşitli arazi kullanım kararları ve bunların kullanım yoğunluklarına karar verilmektedir. Her geçen gün nüfusu artan ve bu artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal, ekonomik ve kültürel tesis alanları için arazi stokuna ihtiyaç duyan kentlerin sınırları gün geçtikçe genişlemekte ve hatta giderek I. sınıf tarım topraklarına sıçramaktadır. Bu genişleme altyapı maliyetlerinden çevresel kirlenmeye, ulaşım maliyetlerinden sosyal problemlere kadar birçok problemi beraberinde getirmektedir. Bu noktada zemin altında yer seçebilecek arazi kullanım kararlarının (günışığına ihtiyaç duymayan arazi kullanım kararlarının) tespit edilmesi, katlar itibariyle zemin altından başlayıp devam eden arazi kullanım şeması ile kentlerin yoğunluk artımı sonucu “compact” yapıya kavuşmaları bu kötü etkileri minimuma indirirken birçok avantajı da beraberinde getirecektir. “Compact” kent formuna ulaşmada kullanılacak yöntem ise çok katmanlı arazi kullanım kararları ile zemin altı kullanımının arttırılması ve dolayısıyla da yoğunluk artışı seklinde olmaktadır. Zemin altı yaya şebekesi ile metro güzergahları ve zeminin üstü kullanımları ilişkilendirilerek zorlu iklim koşullarından korunma sağlanmış, toplu ulaşım zemin altına alınarak trafik sıkışıklığı ve

318 ÇED, sürdürülebilir kalkınma hedefi doğrultusunda tahmin-önleme stratejisine uygun olarak, bilimsel yöntem ve teknikler kullanarak resmi kuruluşların, yatırımcıların, farklı meslek disiplinlerinin, halkın ve diğer ilgili kurum/kuruluşların katılımı ile uygulanan bir çevre yönetim aracıdır. Ayrıntılı bilgi için bakınız: http://www.tisk.org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=886 16/9/2007

gürültü seviyesi azaltılmış, yeşil alan miktarı artırılmış böylelikle mekân kullanımı etkinlik kazanmıştır.319

Altyapının bu oldukça yüksek ekonomik, çevresel ve sosyal maliyetleri göz önüne alındığında kıt kaynakların etkin kullanımı adına teknik altyapının çözümü bir anlamda kent planlama kavramında yatmaktadır. Teknik altyapı planlaması, içerdiği bütün tesislerin birlikte tasarlandığı ve ilgili kurumlarca ortak yönlendirildiği (bilgi iletişimi, danışma, dayanışma, işbirliği, projelendirme ve uygulamada zaman, yetki ve malzeme maliyeti paylaşılarak büyük oranda tasarruf sağlandığı) bir sistem içinde çözülebilirse ve bu sürece zemin altı kullanımı ile beraber “compact” kent formu empoze edilmeye çalışılırsa, planlama ve koordinasyonun sağlanması sonucunda yeraltı tesislerindeki sorunlar ortadan kalkarak sağlıklı ve çağdaş kent mekânları yaratılmış olacak ve yaşam kalitesi yükseltilmiş olacaktır. Kent planlamanın disiplinler arası yapısı zaten böyle bir yaklaşımı gerekli kılmaktadır. Bu noktada ülkemizde halen kullanılmakta olan yasal ve yönetsel çerçevenin bu söylemler ışığında tekrar gözden geçirilmesi, altyapıya ve zemin altı yapılaşmasına dair yapılacak çalışmalar ile yapılaşma yelpazesinin daha da genişletilerek yeni vizyonlar elde edilmesi, kentleri sürekli bir yapım aşamasından kurtararak yaşam kalitesinin arttırılmasını öncelikler arasına alarak bir an önce hayata geçirilmelidir.320

2.5.6 Enerji Sorunu

Kentlerdeki fiziki gelişmeyi dolaysız olarak yönetme ve denetleme aracı olan imar mevzuatı, hükümleri ile kentlerin yazgısını belirlemektedir. Halen yürürlükte olan imar mevzuatı, ülkemiz gibi güneş ışınımı yönünden oldukça uygun konumda olan bir ülkede, yapılara gerekli olan optimum güneş ışınımını sağlama yönünde yetersiz kalmaktadır. Ek harcama gerektirmeden yalnızca yerleştirme ilkeleri bakımından getirilecek değişiklikler, ısıtma ve soğutma yükünü en aza indirerek kaynak israfını önleyebilecektir. Bu nedenle güneş ışınımından optimum yarar sağlama konusu kent planlama çalışmaları ve imar mevzuatında farklı bir boyut olarak ele alınmalıdır.321

Konutlarda ve diğer binalarda ısı izolasyonu en iyi şekilde yapılmalı, ısı kaybı önlenen ve güneş enerjisinden en iyi yararlanılan binalara izin verilmelidir. Mümkün olan

319 Gökçen, a.g.m., s.274. 320 A.g.m, s.278.

321 Mesture Baydurur Aysan, “İmar Mevzuatı ve Kentlerin biçimlenişinde Güneş Işınımı Etkisi”, Planlama

yerde güneş enerjisinden ısınma amaçlı yararlanma, vergi indirimi ve kredi ile teşvik edilmelidir. Kentsel ısınmada çevreyi daha az kirleten enerji kaynaklarına yönelinmelidir. Isınma amaçlı enerji kaynaklarının en çok kirletenden en az kirletene doğru sırasıyla; ilkel yakıtlar, kalitesiz linyit, kaliteli linyit, taş kömürü, fueloil, kok, doğal gaz ve elektriktir. Çevreyi en az kirleten doğalgaz ve elektrik ısınmasına geçilmelidir. Linyit ve fue oil`e göre çevreyi çok daha az kirleten doğal gazın tek kirletici yönü başta karbondioksit olmak üzere sera gazı artışına neden olmasıdır. Güneş enerjisinden ekonomik olarak tam yararlanma gerçekleşinceye kadar, emniyet önlemleri alınmış, mali yönü planlanmış nükleer enerjiden yaralanmamız daha da ertelenmemelidir. Çünkü mevcutlar içinde nükleer enerji çevreye en az zarar verendir.

Tüm enerji sistemleri en büyük verim ve dönüşüm faktörü ile çalışır şekilde yenilenmeli ve kontrol edilmelidir.322

2.5.7 Ulaşım Sorunu

Ülkesel boyutta sistemde koordinasyonun ve etkin bir yönetimin sağlanması gereği düşünülmüş ve gündeme getirilmiştir. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planına ilişkin ilke ve politikalara bakıldığında “toplumun tüm kesimlerine eşit fırsatlar sunan, katılımcı, kamu yararını gözeten, yurtiçi kaynakların kullanımına özen göstererek dışa bağımlılığı en aza indiren, çevreye duyarlı, ekonomik açıdan verimli, güvenli ve sürekli yaya hareketinin sağlanmasını esas alan kent içi planlaması yapılacaktır. Arazi kullanım kararlarının her ölçekte etkileri ile birlikte değerlendirilmesi ve her ölçeğin gerektirdiği kent içi planlarının hazırlanması sağlanacaktır.” denilmektedir.323

Ulaşımın en önemli özelliklerinden birisi yerleşmenin büyümesine ve genişlemesine olan katkısıdır. Kentsel alanlarda büyümenin ve gelişmenin kontrolü imar planlarıyla olmaktadır. İmar planları bir şehrin mevcut yerleşik ve gelişme alanlarının gelecekte alacağı formu belirlemektedir. Bu form içinde gelişmeyi yönlendiren önemli unsur kentin ulaşım sistemi, bu sistemin en belirleyici öğeleri de ana yol akslarıdır. Bu bağlamda ulaşım, kentsel gelişmeyi yönlendirmek için kullanılan önde gelen planlama araçlarından biridir. Ancak ana arterlerin yolların planla bütünleşik olarak (imar planı bünyesinde), bir yol kademelenmesi içinde ele alınması ve belirli uygulama aşamalarıyla

322 Doğan, a.g.m., s.58-65.

323 Devlet Planlama Teşkilatı, IX.Beş yıllık Kalkınma Planı (2007-2013), Ankara, 2006, s.81. http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/ix/9kalkinmaplani20070302.pdf 01/01/2007

gerçekleştirilmesinin uygulanması gerekmektedir. Yollar, uygulama aşamasında ilk sırada uygulanacak öncü rolü olması gereken altyapı türleridir.

Öngörülen projeksiyon süresinde imar planının tüm boyutları ile uygulanabilmesi; sağlıklı bir kentsel çevre yaratılabilmesi, öncelikle yol altyapısının ve ona bağlı olarak diğer teknik altyapıların sırası ile gerçekleştirilmesiyle mümkün olacaktır.324

Türkiye, ulaşım konusunda, oldukça önemli ve hiç zaman kaybedilmeden çözülmesi gereken sorunlarla karşı karşıyadır. Bir an önce bu sorunların çözülmesi için gerekli önlemler alınmalı ve bu konuda önemli aşamalar kaydetmiş ülkelerin ulaşımla ilgili çalışmaları dikkatle izlenmelidir. Türkiye`nin ulaşıma ilişkin sorunlarının çözümünde, yasal ve örgütsel yapıdaki düzenlemelere ek olarak, ulaşımda katılım ve araştırma çalışmalarında alınacak yolun da önemi büyük olacaktır.325

Ulaşımla ilgili bir planlama yapılırken entegre bir yaklaşım gerekmektedir. Bu yaklaşım eksikliği arazi kullanım ile ulaşım planlaması arasındaki ilişkiye kadar uzanmaktadır. Kamu yönetimlerinin yönlendirmeleri doğrultusunda oluşan planlar piyasa taleplerine cevap vermektedir. Bu planlar arasında toplu taşımayla ilgili çalışmalara rastlanırken, sorunlara gerçekçi açılardan yaklaşılması için planlama aşamasında arazi kullanım kararlarının seyahat talebini en aza indirecek yönde oluşturulması gerekmektedir.

Günümüzde her ne kadar alan ve sokak ölçeğinde yayalaştırma projeleri gündemde olmasına rağmen bazı proje ve planlama çalışmalarında trafiğin yaya boyutu unutulmakta, yaya seyahatleri imkânsız veya zor hale getirilmektedir. Yeni yerleşim alanlarında olduğu gibi eski yerleşim bölgelerinin de iyileştirme çalışmalarında erişebilirliğin yaya ve bisiklet ile sağlanabileceği çözümlere öncelik verilmelidir.326

Şehir planları oluşturulurken konutlar arasındaki sokakların birbiriyle olan bağlantılarının sağlanmasında olası seçeneklerin sayısı, sokakların konumları, güzergâhları ve bağlantı şekilleri ulaşılabilirlik açısından çok önemlidir. “En iyi sokaklar” olarak tanımlanan sokakların ortak özelliklerinden birisi, bu sokakların kolay bulunması ve onlara

324 Ahmet Melih Öksüz, “Bölgesel Merkez Olarak Trabzon Kenti Gelişimi: Yeni Ulaşım Olanakları-Kent Makraformu İlişkisi”, Planlamada Yeni Politika ve Stratejiler: Riskler ve Fırsatlar, 8 Kasım Dünya

Şehircilik Günü 29. Kolokyumu, TMMOB Şehir Plancıları Odası, İstanbul, 2005, ss.169 -170.

325 Sabancılar, Üstündağ, a.g.m., s.43.

ulaşımın kolay olmasıdır.327 Çarpık kentleşmenin yaşandığı ülkemizde herhangi bir doğal afet sonrasında belirli yerlere ulaşım güçlükleri sebebiyle, çok sayıda hayat kurtulamamıştır. Gereken zamanda acil servis ve tıbbi yardımın ulaşabilmesi için, kentsel çevrede ulaşılabilirlik çok önemlidir. Bu sebeple hem mevcut, hem de yeni gelişme alanlarında, daha ulaşılabilir kentsel yerleşmeler planlamak için daha çok çaba harcanmalıdır.328

Şehir içi taşınmalarda özellikle işyeri ve konut yoğun merkezler arasında metro, tren gibi toplu taşımalara geçilmeli, çekirdek şehir merkezleri araç trafiğine kapatılmalıdır. Şehir dışında toplu alış-veriş merkezleri açılışı teşvik edilmeli, şehir dışında büyük park yerleri ile şehir merkezi arasında ücretsiz toplu taşıma hizmeti geliştirilmelidir.329

Toplu taşıma sistemleri uygulamaları arazi kullanım gelişme deseni içerisinde merkezi iş alanlarının yeniden canlandırılması, alt kentsel yayılmanın yavaşlaması veya daha verimli bir arazi kullanımının oluşması gibi önemli mekânsal sonuçlar doğurmaktadır. Toplu taşıma; yüksek yoğunluklu, merkezileşmiş ve sıkı bir yerleşme dokusuna sahip kentlerde daha verimli bir şekilde işlev görmektedir. Bununla birlikte, toplu taşımanın, XIX. yy.`ın yoğun ve sıkı yerleşme desenine sahip kentini yeniden canlandıracağına ilişkin yaklaşımlar, pek çok araştırmacı tarafından kabul edilmemektedir. Bu karşı görüşe göre, ulaşım sisteminden önce, arazi kullanım amaçları ve gelişme kalıpları, kentsel gelişmenin yönünün ve yapısının belirlenmesinde önemli olmaktadır. Bugün, popüler tercihler ve kamu politikası öncelikleri, metropoliten yayılmaya neden olan yöre kent yaşam tarzını desteklemektedir.330

Ulaşımla ilgili problemlerin halledilebilmesi için dünyada uygulanan standartların ülkemizde de uygulanması gerekmektedir. Bunlar:331

• Kentler arası ve kent içi yolcu taşımasında ulaşım sisteminin omurgasını, yüksek kapasiteli ve hızlı raylı sistemlerin oluşturması,

327 Cansu Canaran, “Deprem Güvenliği ve Ulaşılabilirlik”, Planlama Dergisi, Aralık 2001, s.21. 328 Canaran, a.g.m, s.24.

329 Doğan, a.g.m., s.58-65.

330 Oğuz Özbek, Sedef Eryiğit, “Kentsel Yayılma ve Toplu Taşımanın Ölçeği: Konya Tramvay Sistemi ve Kentsel Gelişme Stratejisinde Yeni Yönelimler”, Planlamada Yeni Politika ve Stratejiler: Riskler ve

Fırsatlar, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 29. Kolokyumu, TMMOB Şehir Plancıları Odası, İstanbul,

2005, s.452.

• Yolcuların hızlı ve güvenli ulaşımını sağlamak için hız, kapasite ve konfor yönünden otomobillerden daha avantajlı bir kullanım olması için, toplu taşıma sistemlerine öncelik verilmesi,

• Ulaşım sisteminin parçaları olan, ancak birbirlerine alternatif olarak planlanan farklı ulaşım hatlarının (otobüs, raylı sistem, deniz otobüsü vb) birbirini tamamlayan entegre bir sistemin parçaları olarak planlanması,

• Kentsel gelişimin ulaşım olanakları çerçevesinde yönlendirilmesi ve ulaşım maliyetlerinin daha az olduğu kent gelişme biçimlerine öncelik verilmesi,

• Daha az enerji tüketen, doğal çevreye daha az zarar veren yaşam alanlarının ve kent parçalarının oluşturulması,

• Kentlerin, gelecekteki ulaşım sistemlerinin araçlara değil, insanlara öncelik verecek biçimde tasarlanması; yol ve toplu taşıma hatlarının uzun erimli gelişmeleri kavrayabilecek bir yaklaşımla tasarlanması,

• Kent merkezlerinde, hava kirliğini azaltmak ve yaya güvenliğini artırmak amacıyla araç erişiminin sınırlandırılıp, yaya ulaşımına öncelik verilmesidir.

2.5.8 Arazi ve Arsa Sorunu

Nüfusu hızla artmakta olan metropollerde ve özellikle ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerde kentsel arsa talebi ile arzı arasındaki açığın ümitsiz olduğu gözlenmektedir. Kentsel konut üretimi için kamu tarafından sağlanması gereken sosyal ve teknik altyapı maliyetlerinin yüksekliği kentsel arazi arzını kısıtlamakta ve arazi değerini etkilemektedir. Sosyal ve teknik altyapı maliyetlerinin yüksekliği, kıt kaynaklı yerel yönetimlerde genellikle kentsel arazi arzını kısıtlayan ve onun değerini etkileyen ağır bir yüktür. Hızlı büyüyen bir nüfusa ve kısıtlı büyüyen ekonomik kaynaklara sahip olan İstanbul metropoliten kentinin konut sorunları araştırılırken arazi üzerindeki yüksek yapılaşma baskısı ve bunun göstergesi olan arazi değerleri ve iskân yoğunlukları desenini oluşturacak verilerin derlenmesi gerekmektedir.332

Arazi kullanımıyla ilgili yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir:333

332 Fulin Bölen, Handan Türkoğlu, Funda Yirmibeşoğlu, “İstanbul`da Arazi Değerleri ve Yapılaşma Yoğunluğu İlişkisi”, Planlamada Yeni Politika ve Stratejiler: Riskler ve Fırsatlar, 8 Kasım Dünya

Şehircilik Günü 29. Kolokyumu, TMMOB Şehir Plancıları Odası, İstanbul, 2005, s.203.

• Kolaylıkla uydu aracılığıyla ve havadan çekilen resimlerle arazi planlarının ve bitki örtülerinin belirlenebildiği teknoloji çağında ülke genelinde harita ve kadastro çalışmaları hızla tamamlanmalıdır.

• Arsa ve emlak üzerinde rantiye geliri ağır vergilendirme ve istimlakle kesinlikle engellenmelidir. Bu sayede çarpık kentleşmenin önüne geçilebileceği gibi; para, yatırım ve yeni iş alanlarının açılmasına kayacaktır.

• Serbest arsa satışı sınırlandırılmalı daire karşılığı arsa verme ağır vergilerle önlenmelidir. Şehirlerin çevresinde yeni yapılaşmaya gidilmeden önce mutlaka bu alanlar Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı, Belediye, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı gibi kuruluşlar ya da her şehirde kurulacak özel bir birim tarafından istimlâk edilmelidir. Yeni kurulacak bu birim, yeni şehirleşme ya da gelişime açılan bölgelerde; sanayi bölgeleri ve parseller, geniş bahçeli evler, küçük müstakil evler, çok katlı sosyal konut nitelikli konutlar, çok katlı lüks konutlar ve gökdelenler için arsalar hazırlamalıdır. Gerçek ihtiyaç sahipleri, ticari birlikler ve esnaf dernekleri, villa veya mütevazı ev yapmak isteyenler, toplu sosyal konut ya da çok katlı lüks konut ve gökdelen yapmak isteyen müteahhitler; bu kuruluş ya da arsa ofisinde bitirme tarihleri belirli olacak şekilde arsa talebinde bulunmalıdır. Ücret karşılığında gerçek ihtiyaç sahiplerine altyapısı hazırlanmış bu arsalar satılmalıdır. Burada anayasanın öngördüğü mülkiyet hakkı zedelenmemektedir. Belediyenin ya da devletin götürdüğü hizmet karşılığı ya da bir plan değişikliği ile sağlanan büyük rant emek vermeyenlerin eline geçmemekte, ekonomik dengeleri bozan uygulamalar ortadan kalkmakta, vatandaş işyeri veya ev için daha az para ödemiş olmaktadır. Bu uygulama birçok gelişmiş ülkede uygulanmaktadır.

• Şehir merkezlerinde yapılan imar planı değişikliğinde kamu binaları dışında kesinlikle kat artışı ve parsellerde yapılaşma yüzde artışı verilmemelidir. Eski binaların dış görünümünde değişikliğe ancak zorunlu durumlarda izin verilmelidir. Şehirlerin kimliği korunmalıdır.

• Nüfusu 50 ya da 100 binin altındaki yerleşim yerlerinde belediyelerden imar planı yapma ve tadil etme yetkisi alınmalıdır. İmar planı hazırlama kurullarında mahalli memur ya da başka yetkili bulunmamalıdır. En iyi yol üniversitelerin ilgili bölümleri ya da tarafsız oluşturulan özel yetkili kurullar aracılığıyla ülke genelinde ve il ölçüsünde imar planları hazırlamalıdır.

Ayrıca;334

• Yaşanabilir bir yerleşme sisteminin ve herkese yeterli konut gelişiminin izlenmesi için bir coğrafik bilgi ve istatistik sisteminin kurulması sağlanmalıdır.

• Ülke topraklarının bir dökümü yapılarak, tarımsal orman, hazine taşınmazları, boş alanlar ve kadastro harici bırakılmış olup da devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerin de tespiti yapılarak ülkenin bütününe ilişkin büyük ölçekli standart kadastral l /1500,1/1000) haritaları hızla üretilmelidir.

• Arsa spekülasyonu ve vergi kaçağını önleyerek güvenilir, sağlıklı arsa piyasasının yaratılması amacıyla taşınmazların değerleri saptanarak, Taşınmaz Değer Haritaları oluşturulmalıdır.

• Yapıların arsaya uygulanmasından en son kata çıkıncaya kadar ki süreç, çıkarılacak Yapı Denetim Yasası ve Yönetmeliği`ne göre ilgili TMMOB birimlerince denetlenmelidir.335