• Sonuç bulunamadı

Ali Rıza Paşa Kabinesinin İstifası ve İstifaya Bilecik’ten Tepkiler

Belgede Milli mücadele döneminde Bilecik (sayfa 118-122)

GELİŞMELER VE BİLECİK

3.2. Ali Rıza Paşa Kabinesinin İstifası ve İstifaya Bilecik’ten Tepkiler

Son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ının nerede toplanacağı tartışmalarından sonra Meclis 12 Ocak 1920’de toplanabilmişti. Bu tartışmalar sırasında Sivas, Ankara, Eskişehir ve Bilecik’in adı da geçmişti. Meclisin Bilecik’te toplanması teklifi de yapılmıştı. Nitekim Bilecik Müdafaa-i Hukuk Reisi Mehmet Nuri Bey 14 Kasım 1919’da Heyet-i Milliye’ye göndermiş olduğu telgrafta:“Ertuğrul Gazinin otağının kurulduğu yer olan

Bilecik, güvenli ve şimendifer güzergâhı üzerindedir. Bu sebeple Meclis-i Millinin toplantı yeri için Bilecik uygundur” teklifinde bulunmuştu. Buna karşılık Bursa Heyet-i

Merkeziyesi, meclisin İstanbul dışında toplanması fikrine karşı çıkarak Meclisin

İstanbul’da toplanması gerektiğini savunmuştu (Sofuoğlu, 1994:202). Sonuçta Meclis

107

Ali Rıza Paşa kabinesinin kurulması ve sonrasında seçimlerin yapılıp meclisin çalışmalarına başlaması Mustafa Kemal’in düşündüklerini genel itibariyle yerine getirdiğini gösteriyordu. Yeni kurulan hükümet sayesinde bu gelişmeler yaşanmasına rağmen bu hükümetin tam anlamı ile beklenen faydayı sağladığı söylenemezdi. Bundaki en önemli nokta Ali Rıza Paşa’nın yaşamış olduğu tereddüttü. Ali Rıza Paşa kabinesi, hem milli mücadelecileri benimsiyor hem de onlarla benzer duyguları taşıyordu. Fakat milli mücadelecilerin davranışlarından dolayı devletin otoritesinin sarsılacağını ve devletin bütünlüğünün tehlikeye gireceğinden endişeleniyordu. Kuva-yı Milliye’nin ülke için çok faydalı olacağını düşünürken, İtilaf devletlerinin müdahalesinden de çekiniyordu. Hem İtilaf baskılarına karşı direnemiyor, hem de Kuva-yı Milliyecilere söz geçiremiyordu. Zaten bu karmaşa içerisinde uzun soluklu iktidarda kalması da beklenemezdi. Nitekim kısa bir süre sonra İtilaf devletlerinin İzmir cephesinde Milne hattına çekilmek için verdiği notayı Ali Rıza Paşa reddetmiş ve akabinde yaşanan süreç ise Ali Rıza Paşa’yı istifa etmek zorunda bırakacaktı (Selvi, 2000:246; Goloğlu, 2010:101).

Ali Rıza Paşa Kabinesi 3 Mart 1920’de istifa etti. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanlığına gönderdiği yazıyla istifanın vuku bulmasından duyduğu rahatsızlığı sarih bir biçimde ortaya koymakta ve mücadelenin her şart altında devam edeceğini ifade etmekteydi. Ali Rıza Paşa’nın istifası Meclis-i Meb’usan’da bulunan milletvekillerini de telaşlandırmıştı (Selvi, 2000:249). Çünkü yeni hükümet için Damat Ferit Bey’in ismi geçiyordu. Bu nedenle de tepkiler büyük olacaktı.

Nitekim Ali Rıza Paşa kabinesinin istifası üzerine yurdun birçok bölgesinden saltanat makamına ve meclise tepki telgrafları gönderilmeye başlandı (MMZC. C.1, D.4. 19. Birleşim, 6 Mart 1336:332). Tüm yurtta olduğu gibi Ertuğrul Sancağı’ndan da Hükümetin istifası ve yeni hükümeti Damat Ferit Paşa’nın kuracağı söylentileri sonrası duyulan üzüntüler dile getirilmişti. 4 Mart 1920’de Bilecik Müdafaa-i Hukuk Heyet-i

108

İdaresi adına Saffet Bey tarafından Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesine şu yazı gönderilecekti89:

Millet-i temsil ve umur-u devleti tedvir etmekte bulunan ve harici tesir ve tazyik altında istifaya mecbur ve yerine, milleti tatmin ve itimadına mazhar olamayan Ferit Paşa ve emsali yerine, mevki-i iktidara getirileceği kemal-i teessüf ve teessürat-ı azime ile karşılaşmış olduğundan, milletin itimadına mazhar olmuş bulunan Ali Rıza Paşa kabinesinin behemehal ibkası için alahararet ve şiddetle, Mabeyn-i hümayun ile Meclis-i Mebusan Riyasetine ve Matbuata telgrafla talep olunduğu maruzdur (ATASE Arşv. ATAZB. Kol. K30, G:7, B:7–2; MMZC. C.1, Devre 4. 19. Birleşim, 6 Mart 1336:350).

Görüldüğü gibi yazıda Ali Rıza Paşa’nın dış baskılar neticesinde istifaya mecbur bırakılmasının üzüntü verici olduğu öte yandan Damat Ferit’in yeni hükümeti kuracak olmasının ise üzüntüyü daha da artırdığı belirtilmekte ve Ali Rıza Paşa hükümetinin devam etmesi gerektiği vurgulanmaktaydı.

Sancağın diğer kazası olan Yenişehir’in Müftüsü Hüseyin Hüsnü, Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Tevfik, Belediye Reisi (Sülale-i Geylaniden Boşpost) Dergahı Post Nişini Es Seyit Muhammet Yasin” gibi Yenişehir’in ileri gelenleri tarafından 5 Mart 1920 tarihinde Saltanat Makamına, 6 Mart 1920 tarihinde ise Meclisi Mebusana çekilen telgraflarda:

Mütarekeden beri her gün birer suretle mevcudiyetimizi ve istiklâl ve şeref-i millimizi rahnedar eden İtilâf Devletlerinin ve son günlerde de müdahalat ve tazyikattan meşru' olan kabinemizin mecburu istifa olduklarını kemal-i ye's ve teessürle istihbar ettik. Beka-yı mevcudiyetimiz için azamî fedakârlıklar ihtiyar eden ve masuniyyet-i matan ve millet uğrunda fedayı canı kat'iyyen ahd ve misak eyleyen Milletimiz görülmemiş bir heyecan içinde ve buhranın izalesine kemal-i tehalükle muntazırdır. Makam-ı Mualla-yı Hilafet-penahileri ve Saltanat-ı Seniyyeîeri etrafında, yalnız bir kalb ve bir vücud gibi toplanan ve istiklâl ve haysiyyet endişesinden başka bir şey düşünmeyen Milletin mukadderatı tesırat-ı ecnebiyye altında iş görmekle maruf ellere tevdi edildiği takdirde, tarihin kaydetmediği vakayi-i hunine bir sahne-i müessife küşad edileceşi bedihiyatına binaen, hâsıl olacak heyecan ve galeyanın bir an evvel teskini zımnında, amal ve temayülât-ı milliyyeyi bihakkın müdafaa eden ve Meclis-i Millimizin mazhar-ı emn ve itimad-ı fevkaladesi olup bü-ıztirar istifaya mecbur kalan meşru kabinemizin kemakân ibkasiyie memalik-i şahanelermemalik-inmemalik-i zuhuru muhakkak olan ahval ve vakaymemalik-i-memalik-i müessmemalik-ifeden smemalik-iyanet buyurulması istirhamını pürgaleyan Yenişehir Kazasının otuzbeş bin nüfusu namına mübarek südde-i seniyye-i hseniyye-ilafet- penahseniyye-ilen'ne ref ve arza mücaseret kılınmıştır. Ol babta emseniyye-ir ve ferman Pedseniyye-işahımız Efendimiz Hazretlerinindir” (MMZC. C.1, Devre 4. 19. Birleşim, 6 Mart 1336:351–352).

89 Bilecik: Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Bilecik Şube Reisi Namına Saffet, Belediye Reisi Mustafa Kemal (Güney), Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri, Eşraftan: Mehmet, Ahmet, Halit, Ali, Ömer Şevk, Ali Rıza ve Hayri imzasını taşıyan 4 Mart 1920 tarihli telgrafta Türk milletenin güvenini kazanmış olan Ali Rıza Paşa kabinesinin istifasının derhal iptal edilmesi isteniyordu. Telgrafın devamında Damat Ferit Paşanın yeniden hükümeti kuracağı gibi söylentilerin olduğu, bu durumun Bilecik halkının galeyanını teskin etmeyeceği ifade edilerek kendilerine bu konuda tatminkâr bir cevap verilmesi istenmekteydi (MMZC. C.1, 6 Mart 1336:350).

109

denilerek olaydan duyulan hoşnutsuzluk dile getirilmişti. Ayrıca 5 Mart 1920’de Pazarcık Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Heyet-i İdaresi namına Ali tarafından Meclisi Mebusan’a gönderilen telgrafta

“Mukadderatımızın mevzu-bahş olduğu şu sırada, âmâl-i milliyyemize muvafık surette teşekkül edip Meclis-i Millîmizin dahi itimadına mazhar olan meşru Kabinenin haricî dahili düşmanların tazyikatı ile istifaya icbarı ve yerine makasıd-ı miliyyeyi zîr-ü zeber edeceği şimdiden anlaşılan diğer kabinenin ikamesi, öteden beri milletçe gözetilen Vatanın halasına matuf olan gâye-i mukaddesi ihlâl edecek kanatta olduğumuzdan, bu bâbta tazyikat-ı hariciyi şiddetle protesto ve dâhilden onlara pey-rev olan komitenin harekâtını tel'in ve müstafi kabinenin iadesini hâki pay-ı

Şahaneden istirham-ı birr'le selâmet-i vatana masruf olan şu davamızı fiilen te'yide müheyya

olduğumuzu arz ederiz” (MMZC. C.1, Devre 4. 19. Birleşim, 6 Mart 1336:377)

sözleriyle mevcut kabineye destek verilmişti. Aynı tarihte Küre’den çekilen aşağıdaki telgrafta da,

“Kendilerini diğerleriyle vatan birtakım vatansızların, doğrudan doğruya veya bilvasıta vuku bulan muhilli istiklal müdahalat ve cebir ve tazyikiyle, mümessili millet parlamentonun itimadını haiz kabinenin mecburen istifası dolayısıyla umum milletin hab ve rahatı münselib olmuştur. Efkâr ve amali milliyenin amali şehriyarileriyle mümteziç olduğu buhrana gayri muhtaç bir kaziye ve milletin tahtı-gâhı kutsiyyetpenahı padişahileri etrafında toplanmış bir kitlei gayri münfekki halinde bulunduğu bi-iştibahtır. Binaenaleyh arzu ve amali milliyeye gayri muvafık ve bed-hâhanın maksatlarına hadim ve bil-netice namusu millî ve istiklali vatanı tefrike badi olacak bir kabine teşkiline, esasen ve son derece heyecan ve galeyanda bulunan milletin bir dakika tahammül edemeyeceği ve mazallahı teala mukaddes vatanın şimdiye kadar tarihin yad etmediği ahvali gayri matlubeye sahne olacak ve buna hiçbir hail mutasavver olmadığı arz olunur efendim”(MMZC. C.1, Devre 4. 19. Birleşim, 6 Mart 1336:351)

rahatsızlık anlatılmıştı. Bunların yanı sıra İnegöl de, Ali Rıza Paşa hükümetinin istifasına 5 Mart 1920 tarihinde çekilen telgrafla tepki gösterecekti (Şahingöz, 2001:232). Hiç şüphe yok ki Bilecik ve çevresinden ve birçok Anadolu şehrinden çekilen bu tepki telgrafları işe yaramış ve Damat Ferit Paşa’nın yeniden iktidara geçmesi kısa süreli de olsa engellenmişti.

Ali Rıza Paşa Hükümetinin istifasından sonra yeni hükümeti kurma görevi Salih Paşa’ya verildi. Salih Paşa, Mustafa Kemal’le Amasya Mülâkatı’nı yapmış milli harekete karşı olmayan birisiydi. Salih Paşa, hükümeti kurduktan sonra, İngilizlerin, Kuva-yı Milliye‘yi kötüleyen bir beyanatta bulunması konusundaki taleplerini yerine getirmedi. Dolaysıyla İngilizler Salih Paşa Kabinesini de Kuva-yı Milliye’ye taraftar olarak görüyorlar ve işbaşından uzaklaştırmak istiyorlardı.

Bununla birlikte Batı Anadolu’da devam eden Yunan ilerleyişi karşısında halk Kuva-yı Milliye teşkilatları etrafında toplanmaktaydı. Urfa, Antep ve Maraş’ta Fransızlar zor durumda kalmıştı. Paris’te ise İtilaf devletleri şaşkın bir durumdaydı. Yaşanan bu

110

olumsuz gelişmeler karşısında Fransız ve İtalyanlar geri adım atarken bir tek İngilizler

şiddet ile mukabele etme noktasında kararlı gözükmekteydi. Bunun neticesinde

İngilizler tehlikeli olmadan hareket edebilecekleri tek yer olan İstanbul’da harekete geçerek Anadolu’nun bu tavrına bir misilleme ile karşılık vermiş (Dumont, 1993:47–48) ve 16 Mart 1920 tarihinde İngiliz ve İtalyan Yüksek Komiserliği tarafından Sadaret'e gönderilen Fransızca notada İstanbul'un işgal olunacağı ifade edilmişti (BOA. HR. SYS. 2637/79). Lloyd George Sevr barış antlaşmasını Türklere kabul ettirebilmek için

İstanbul’un işgalini istemekteydi (Şimşir, 2000:429). Bu amaçla İstanbul 16 Mart 1920’de itilaf devletleri tarafından işgal edildi. 16 Mart günü gerçekleşen bu işgalden hemen sonra İngilizler Meclis-i Mebusan binasını kuşattılar ve millî mücadele hareketinin meclisteki başkanlığını yapan Rauf Bey’i, Kara Vasıf Bey’i ve diğer bazı milletvekillerini tutukladılar. Tutuklanan bu milletvekilleri 15 Mart’ta yine İngilizler tarafından tutuklanmış bulunan 150 civarındaki Türk aydınıyla birlikte Malta’ya sürgün edildiler. Öte yandan İstanbul’un işgali ve meclisin feshinden sonra Salih Paşa kabinesi görevden çekildi. İtilaf devletlerinin baskısıyla Damat Ferit Paşa 4. kez kabineyi kurmakla görevlendirildi90.

Belgede Milli mücadele döneminde Bilecik (sayfa 118-122)