• Sonuç bulunamadı

VI. AKTĠF ÖĞRENME

4.1. AKTĠF ÖĞRENME NEDĠR?

1970'den beri eğitim yaklaĢımlarında önemli değiĢmelerin yaĢandığı bilinmektedir. Bu değiĢimler, eğitimi etkin ve verimli kılma çabasını sürdürmede etkili olmuĢtur. 1970'ten önce eğitim uygulamalarında davranıĢçı yaklaĢım egemen olmuĢtur. Bu yaklaĢım Öğrenme ürünlerinin gözlenebilir davranıĢlar olduğunu ve bu davranıĢların çevresel etkilerle istenilen Ģekilde biçimlenebileceği varsayımına dayanır (Olkun ve Toluk, akt.Aksu, 2005, s.9). DavranıĢların incelenmesi sırasında, davranıĢı ortaya çıkaran ya da organizmayı etkileyen koĢulların (uyaran) ve bu koĢullarda gözlenen davranıĢların (tepki) üzerinde odaklaĢılır. DavranıĢçılara göre "uyaran-tepki" (U-T) bağının nasıl oluĢtuğunun anlaĢılması ile davranıĢların kontrol edilmesi ve biçimlendirilmesi mümkün olacaktır (Açıkgöz,akt. Aksu, 2005, s.9). Bu yaklaĢımda ödül, ceza ve tekrarlama etkili olup öğrenen pasif durumundadır. DavranıĢçı yaklaĢım zamanla değiĢerek yerini biliĢsel yaklaĢıma bırakmıĢtır. BiliĢsel yaklaĢıma dayalı birçok öğrenme modelleri geliĢtirilmiĢtir. Bu öğrenme modellerinden biri "Aktif Öğrenme Modeli"dir. Özellikle 1980'lerden sonra daha çok önem kazanan ve temellerini John Dewey'in öğrenci merkezli eğitim düĢüncesinden alan "Aktif Öğrenme Modeli" üzerinde çok sayıda çalıĢma yapılmıĢtır.

Öğretim programlarında yapılan değiĢimlerle, öğrencilerin öğrenmeye etkin olarak katılımlarını sağlayan, öğrenme ortamına getirdikleri ön bilgilerini dikkate alan, yaĢam boyu öğrenmeyi temel alan, yaparak yaĢayarak öğrenmeye olanak tanıyan bir öğretim anlayıĢının ön plana çıktığı görülmektedir.

Öğrenci merkezli öğretimin adeta bir “slogan” haline geldiği günümüzde, gerçekte öğrenci merkezli öğretim ile öğrenmede öğretmenin hiçbir rolünün olmadığı düĢünülmemelidir. Tersine öğrenci merkezli öğretim ile öğrenme sürecinde hem öğrenciler, hem de öğretmenler daha etkin bir rol oynamaktadırlar.

Aktif öğrenme düĢüncesi yeni değildir. Yüzyılın baĢından beri çeĢitli araĢtırmacılar tarafından zaman zaman dile getirilmiĢtir. Ancak özellikle son yirmi, otuz yıl içerisinde popüler bir öğrenme alanı olmuĢtur. Bunun baĢlıca nedenleri arasında;

- 81 -

öğrenme anlayıĢında 1970’lerden sonra meydana gelen değiĢimler, bilgi çağında yaĢıyor olmamız nedeniyle yaĢam boyu öğrenmeye duyulan gereksinim, geleneksel öğrenimin yetersizliği ve aktif öğrenmenin diğer öğrenme süreçlerine göre daha yeterli oluĢu sayılabilir (Ercan, 2004).

Aktif öğrenme modeli günümüz öğretim ortamlarının vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiĢtir. Bilgi çağının getirdiği bilgiye ulaĢma kolaylığı toplumların dikkatini bilginin nasıl kullanıldığının önemine yöneltmiĢ, öğrenmeyi öğrenmenin yani öğrenme sorumluluğunun baĢkaları yerine öğrenenin almasını, dolayısıyla herkes için hayat boyu öğrenmenin öneminin vurgulanmasına neden olmuĢtur. Formal eğitim öğretim ortamlarında da bu Ģartlar geçerlidir. Dünyada meydana gelen geliĢme ve değiĢimler daha etkili bir öğretim sürecinin gerekliliğinin altını çizmektedir. Aktif öğrenmenin iddialı yapısı bu ihtiyaçların tümünü karĢılayabileceğini göstermektedir. Öğrencilerin derse katılımlarını mümkün olan en üst seviyede tutmak ve öğrenmenin öğrencilerin edimleri yoluyla gerçekleĢmesini sağlamak aktif öğrenmenin temel amaçlarıdır (Saban, akt. Özür, 2006). Aktif öğrenme; öğrenenin öğrenme sürecinin sorumluluğunu taĢıdığı, öğrenene öğrenme sürecinin çeĢitli yönleri ile ilgili karar alma ve öz düzenleme yapma fırsatlarının verildiği ve karmaĢık öğretimsel iĢlerle öğrenenin öğrenme sırasında zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme sürecidir (Açıkgöz, 2003, s.17). Bir baĢka ifadeyle aktif öğrenme Ģöyle tarif edilir; Aktif öğrenme, “öğrencilere öğrenme prosesi üzerinde önemli bir kontrol yetisi veren öğrenme etkinlikleriyle meĢgul olmaları” olarak tarif edilebilir (Kyriacoy, akt. Ercan 2004). Aktif öğrenme günümüz öğretim süreçlerinin ihtiyaçlarına cevap verme açısından gün geçtikçe tercih edilir hale gelmiĢtir. Aktif öğrenme süreci zihinsel yeteneklerinin mümkün olduğunca etkin kullanılmasını amaçladığı pek çok türde öğretimsel iĢi gerektirdiği ve zekâ türlerini de göz önünde bulundurduğu için etkili bir uygulamalar bütünüdür. Genel olarak öğrenci baĢarısını arttırdığı, öğrencilere pratik yapmada sayısız fırsatlar sağladığı, öğrencinin ne kadar anladığının daha kolay anlaĢılabildiği yani geri bildirime imkân sağladığı için pek çok eğitimci için tercih konusu olmuĢtur. Sınıf ortamının düzenlenmesi ve sınıf disiplininin sağlanması da aktif öğrenme ile daha kolay olmaktadır (Lambert-Balderstone, akt. Özür, 2006). Aktif öğrenmenin gerçekleĢtiği sınıflar saygın, enerji dolu, bireysel sorumluluğun desteklendiği ve

- 82 -

önemsendiği, iĢbirliği içinde çalıĢan, öğrencilerinin öğretim sürecinde yapılan faaliyetlerin farkında olduğu (biliĢsel farkındalık) bir yapıdadır (Saban akt. Özür,2006). Aktif öğrenme yöntem ve teknikleri geleneksel yöntemler olarak nitelenen anlatım, soru cevap, özetleme gibi yöntemlere göre çok daha avantajlıdır. Ġlk bakıĢta öğretmen için ön hazırlık ve materyal hazırlama, aktif öğrenme modelini tanıma, kaynaklık eden kuramsal temelleri bilme ve sürekli geliĢim ve değiĢime açık olma gibi ön Ģartları gerektirmesi nedeniyle, yeni baĢlayan öğretmenleri zorlayabilir. Ancak geçen zamanla birlikte öğrencilerin zevkle ders iĢlemesi derse katılımları ve baĢarı oranlarındaki artıĢ öğretmenler için önemli bir motivasyon olacaktır. Öğrenciler öğrenme ortamının sorumluluğunu alırken, öğretmen öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine izin verdiği için onları daha kolay gözlemleyebilecek, doğru ve etkili geri bildirimler alarak değerlendirmeyi rahatlıkla yapabilecektir. Bu noktada aktif öğrenme modelinin geleneksel yöntemleri tümüyle reddettiği düĢünülmemelidir. Öğretmenler öğretim sürecinin bir parçası olarak uygun gördükleri yerler ve durumlarda geleneksel yöntemleri kullanmaya devam edebilirler (Açıkgöz, 2003,s.302).

Aktif öğrenme modelinin uygulanabilmesi için öğretmenlere, yöneticilere, okul

çevresi ve velilere sorumluluklar düĢmektedir.

Öğretmenlerin aktif öğrenmeye temel oluĢturan kavramları anlayabilmeleri ve uygulamada bazı hatalar yapmamaları için yetiĢtirilmeleri gereklidir. Bunun için iyi planlanmıĢ hizmet içi eğitim kurslarına ihtiyaç vardır. Öncelikle kuramsal temeller hakkında bilgi verilmeli, daha sonra uygulama örnekleri üzerinde durulmalıdır. Konu ile ilgili olarak ilköğretim program yenileme çalıĢmaları doğrultusunda yapılan pilot uygulamalarda öğretmenlerin aktif öğrenme modelini uygulamak adına alıĢtıkları geleneksel yöntemleri kısmen değiĢtirerek devam ettikleri de görülmüĢtür. Önceden verilmiĢ metinleri ezberletip sınıfta sundurmak, ya da metinlerin özetini çıkarmalarını istemek öğrenciyi aktif kılmak adına aktif öğrenme modelini destekleyemez. YanlıĢ uygulamalar bu konuda eskisinden daha kötü durumlara yol açabilir. Bu nedenle aktif öğrenme modelini hemen uygulanıp baĢarılacak bir reçete olarak görmemek, bu konuda yıllara yayılmıĢ iyi planlanmıĢ bir hizmet içi eğitim programı oluĢturmak gereklidir (Açıkgöz, 2003, s.268). Eğitim öğretim ortamlarının fiziki yapılarının uygunluğu aktif öğrenme modeli için

- 83 -

bir ön Ģart olmasa da uygulama aĢamasında kütüphane, laboratuar, bilgisayar sınıfları gibi farklı etkinliklerin düzenlenmesine imkan veren ortamlardan yoksun olan okullarda, uygulamaların sadece sınıf içinde ve kısır kalması ihtimali doğar. Ayrıca standartların üzerinde kalabalık sınıflar tüm öğretim faaliyetlerinde olduğu gibi aktif öğrenme modelinde de önemli bir dezavantajdır. Aktif öğrenmenin baĢarısı için öğrencilere ve öğretmenlere çok iyi materyal desteği sunulmalıdır. Zengin bir kütüphane, okulun sosyal faaliyetlere açık olması, gezi etkinliklerinin yılda birkaç kez düzenlenebilmesi ve çevre ile etkileĢimin sağlanabileceği faaliyetlerin

gerçekleĢtirilmesi bu anlamda önem taĢır.

Aktif öğrenme “öğrencilerde bilgiye ulaĢma isteğinin uyarılması ile baĢlar” ilkesinden hareketle aktif öğrenme uygulamalarının yapıldığı sınıflardaki öğrencilerin merak etmek, araĢtırmak, öğrendiğini yeni durumlara uygulayabilmek ve yaĢamında kullanabilmek gibi nitelikleri olacaktır. Bu durumda öğretim süreci sınıf dıĢına çıkacak öğrencilerin gittikleri her yerde devam edecektir. Ezberleyerek değil zihinlerinde yapılandırarak elde ettikleri bilgi ve becerileri aile çevresi ve iliĢkide oldukları diğer çevrelerde de kullanacaklardır. Bu tek taraflı bir etkiden ziyade öğrenilenlerin yaĢamdan kaynağını alarak anlamlandırılması ilkesi gereğince karĢılıklı etkileĢimi beraberinde getirir. Aktif öğrenme modelinin uygulanmasında çevrenin de yukarıda açıklanan durumlardan dolayı önemli bir rol üstlendiği söylenebilir. Bu model hakkında az çok bilgisi olanlar öğrencilerin iĢlerini kolaylaĢtırırken, geleneksel yöntemler ve davranıĢçı model ile yetiĢmiĢ olan çevre ve aile bireyleri bu uygulamaları boĢa zaman kaybı veya oyun olarak niteleyebilir. Gerek röportaj yapma, arazi gezisi, anket hazırlama gibi öğretimsel iĢlerin uygulanmasında gerekse diğer faaliyetlerde çevrenin aktif öğrenme modelini

destekleyebilmesi için bilinçlendirilmesi gerekir.

Üretken bir toplum hayat boyu öğrenen yeniliklere karĢı hemen organize olan bir yapı gösterir. Bize göre aktif öğrenme modelinin en önemli meyvesi öğreneni hayat

boyu öğrenmeye hazırlamasıdır (Özür, 2006)

Aktif öğrenme koĢullarından biri de öğrencinin öğrenme ile ilgili öz düzenleme yapmasıdır. Böylece öğrenciler kendi çabalan ile öğrenirler ve belli amaçlara

- 84 -

ulaĢmak için belli stratejiler kullanırlar. Öz düzenleme sadece öğrenme eylemi ile ilgili değil, güdü ve öğrenme yollan ile de ilgilidir. Öğrencinin öğrenme isteğini arttırmasından, öz düzenleme yapabileceği anlamı çıkartılabilir (Açıkgöz, akt. Aksu, 2005).

Aktif öğrenme konusunda dikkati çeken bir baĢka nokta, aktif öğrenmenin, "öğrenmeye aktif katılımı" aĢan bir kavram olmasıdır. Aktif öğrenme için aktif katılım gerekli, ancak yeterli değildir. Aktif öğrenme, aktif katlımın göstergeleri olan soru sorma, açıklama yapma gibi davranıĢların yanı sıra öğrenme sürecini planlama, gözden geçirme gibi etkinlikleri de içermektedir (Vural, akt. Aksu, 2005).

Aktif öğrenme, öğrencinin aktif olduğu öğrenme durumudur. Öğrenciyi, pasif dinleyici ve katılımcı konumundan çıkarıp öğrenme olayının içine aktif olarak çeker. Öğrenciyi, zihinsel yeteneklerini kullanmaya, düĢünmeye, öğrenilen bilgiler hakkında yorum yapmaya, öğrenme sürecini yönlendirmeye teĢvik eder. Öğrenci, bunları yapmak için yüksek düĢünme ve karar verme becerilerini kullanır ve diğer öğrencilerle iĢbirliği yapar. Gereksinim duyduğu zaman öğretmenden yardım isteyebilir.(Aksu, 2005, s.11)

Aktif Öğrenmede:

• YavaĢ öğrenen ve üstün yetenekli öğrencilere daha çok zaman ayrılır. • Öğrencilerin öz denetim geliĢtirme yolları iyileĢtirilir. • Farklı öğrenme biçimleri için farklı programlar oluĢturulur. • YaĢam boyu öğrenme sağlanır (Stern, akt. Ercan, 2004). • Öğrenciler, araĢtırma çalıĢmalarında kaynaklara kendileri ulaĢır, değiĢik kaynaklardan bilgiye ulaĢmanın yollarını öğrenirler. • Öğrencilerin elde ettikleri bilgiyi örgütlemelerine ve sunmalarına imkân sağlanır. • Öğrenciler, bireysel ve grup projelerinde sorumluluk alır ve bunu paylaĢırlar. • Öğrenciler, bilgileri paylaĢır, etkileĢimde bulunur ve ortak bilgi üretimi için iĢ birliği yaparlar.

ÇeĢitli deneysel araĢtırmalar aktif öğrenme yoluyla öğrenmeyi ve düĢünmeyi öğrenmenin baĢarı düzeyi düĢük öğrencileri etkilediğini ortaya koymuĢtur. Okullarda

- 85 -

genellikle en iyi öğrencilerin etkin olması beklenmektedir. Ancak aktif öğrenme bu bakıĢ açısını değiĢtirmiĢtir. Geleneksel eğitimde baskın olan ezbercilik, bu sistemde yerini merak duyma, kuĢku duyma, deneyerek öğrenme, araĢtırma ve uygulama yapmaya bırakmıĢtır. Öğrenenler, bir ekip içinde nasıl çalıĢacağını, yardımlaĢmayı, iĢbölümü yapmayı ve tartıĢarak ortak görüĢ oluĢturma yollarını öğrenmiĢ olurlar. Aktif öğrenme “dinlemekten” daha çok “yapmak” ile ilgilidir. Öğrenciler, okumalı, yazmalı, tartıĢmalı veya problemin çözümü ile meĢgul olmalıdırlar. En önemlisi ise analiz, sentez ve değerlendirme vazifesini üstlendikleri düĢüncesi zihinlerinde yer etmelidir (Bonwell ve Eison, akt. Ercan, 2004).

Benzer Belgeler