3. AraĢtırmada Kullanılan Yöntem
3.1. Korunmaya Muhtaç Çocukların Psiko-Sosyal Sorunları
3.1.1. Aile Kaynaklı Sorunlar
3.1.1.1. Aile
3.1.1.1.1. Ailede Eğitim
Ekonomi, sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda faaliyet gösteren insan, hayatın bu alanlarında uygulamaya koyduğu ve baĢarılı olduğu her türlü tutum ve davranıĢı, içinde doğduğu ailede erken yaĢta, kolay, çabuk ve doğrudan öğrenmektedir. Bunlar, kiĢiye
hazır olarak aile büyükleri tarafından sunulmaktadır.211
Çocuğu sosyal çevreye alıĢtırmak, ona ana dilini öğretmek ve mevcut kültürü benimsetmek gibi fonksiyonları üstlenen aile, en etkin eğitim kurumudur. Aile çocuğa rahat ve mutlu bir hayat sürebilmesi için belli davranıĢları kazandıracak Ģekilde bir eğitim vermektedir. Belirli saatlerde yeme, içme ve uyumayı; sakin, terbiyeli ve itaatli olmayı, baĢkalarını hesaba katarak yaĢamayı; gelenek ve göreneklerin sınırını çizdiği
Ģekilde davranmayı öğretmektedir.212
Günlük hayata iliĢkin birçok bilgi de ailede alınmaktadır. En basit bir eĢyanın tamiratından, hasta ve yaĢlının bakımına, temizlik alıĢkanlığından sağlık konusundaki önemli bilgilere kadar sayılamayacak birçok Ģeyi, insanlar aile içindeki aldıkları eğitime borçludurlar. Öğrenilerek uygulamaya konulan günlük yaĢamdaki birçok pratik bilgi,
aile içinde doğrudan veya dolaylı olarak verilen eğitim yoluyla benimsenmektedir.213
Aile eğitimi, eğitimin baĢlangıcı ve temeli olarak kabul edilir. Bu eğitim bireyin tüm yönleriyle ilgili olduğundan din eğitimini de kapsamaktadır. Toplumsal ölçüde aile,
dinsellikle en kolay iliĢki kurulabilen temel birimdir.214
Çocuğun dünyaya geliĢinden toplumsal hayatta kendini inĢa etmesine kadar her aĢamada dini bir yapılanma
gerçekleĢmektedir.215
Aile eğitimini iki boyutlu ele alabiliriz. Birincisi, ebeveynlerin ve aile içerisindeki diğer yakın kiĢilerin bilgi, duygu ve beceri seviyelerinde çocuklarının sahip olmalarını istedikleri dini davranıĢları kasıtlı olarak öğretmeleri suretiyle
211
Gubrium, J. F. ; Holstein, J. A : What Is Family?, Mayfield Publishing Company, Californiya, 1990, s. 13.
212 Durkheim, Emile: Sosyolojik Metodun Kuralları, (Çeviren: Enver Aytekin), Sosyal Yayınları, Ġstanbul, 1994. S. 41
213 Gubrium, J. F. , Holstein, J. A, a. g. e. , s. 24-29. 214
Günay, Ünver, Türkiye‟de Dini SosyalleĢme, Türkiye 1. Din Eğitimi Semineri, Ġlahiyat Vakfı Yayınları, 1, Ankara 1981, s.195.
215 Subası, Necdet “Türkiye‟de Yoksullugun Sosyo-kültürel Zemini”, IV. Aile Surası, 18-20 Mayıs 2004, A.A.K.B. Yay. , Ankara, 2005, s. 128.
gerçekleĢtirdikleri kasıtlı davranıĢ geliĢtirme boyutudur. Bu, çocuğa küçüklükten itibaren bazı dini ifade kalıplarının tekrarlatılması, bazı davranıĢların özendirilmesi ve mükâfat verilerek pekiĢtirilmesi, bazı davranıĢların ise ceza yoluyla engellenmesi Ģeklinde gerçekleĢtirilmektedir. Ġkinci boyut ise “kültürleme” veya “sosyalleĢme” kavramlarıyla açıklanır. SosyalleĢme, bireylerin toplumun sahip olduğu ortak yaĢam unsurlarını öğrenme ve benimseme sürecidir. Dini sosyalleĢme ise kiĢinin dini kültür unsurlarını, değerlerini, sembollerini ve modellerini alarak kendi Ģahsiyetine mal
etmesi, böylece dini kiĢiliğinin oluĢması sürecidir.216 Ailede sosyalleĢme konusu
çocuğun farklı açılardan geliĢimini içerdiğinden bu konuyu daha sonra ayrıca ele alacağız.
Annesinden biyolojik bir varlık olarak doğan birey ailede dini Ģahsiyetini
temellendirecek ve de Ģekillendirecektir. 217
Çocukta dini inanç, duygu, davranıĢ ve bilginin oluĢmasında ve bunların davranıĢ ve düĢünceye dönüĢmesinde, ailede verilen din eğitiminin katkısı oldukça önemlidir. Çocuklar aile içinde gerçekleĢen doğrudan ve dolaylı öğrenmelerin sonucu olarak; genellikle ailelerininkine benzer dini aidiyetler ve yönelimlere sahip olmaktadırlar. Normal ve mutlu bir aile ortamında yetiĢen kiĢi, anne babasına benzemek istemektedir. Çocuk, onları her konuda taklit ederken ilerde aile
kurmak isteğini edinmektedir. 218
Çocuğun dini yönelimlerinin biçimini ve derinliğini ise ailenin çocukla iliĢkisi
ve aile içinde gerçekleĢtirilen din eğitiminin niteliği belirlemektedir. 219
Yurt dıĢında yapılmıĢ bazı araĢtırmaların sonuçları çocuklarıyla sıcak ve samimi iliĢkileri olan ailelerin duygusal desteklerinin çocuklarının dindarlıklarının kendilerininkine
benzemesine katkıda bulunduğunu ortaya koymuĢtur.220
BaĢka bazı araĢtırmalar da anne-babanın çocuklarının din eğitiminde birlikte, uyum içinde hareket etmelerinin çocuğun dindarlığının Ģekillenmesinde etkili olduğu sonucunu vermiĢtir. YapılmıĢ baĢka çalıĢmalarda da çocuğun inançla ilgili bilgi ve telkinleri annesinden aldığı ama
216Günay, Ünver, Türkiye‟de Dini SosyalleĢme, Türkiye 1. Din Eğitimi Semineri, Ġlahiyat Vakfı Yayınları, 1, Ankara 1981, s. 195.
217 Tosun, Cemal, Din Eğitimi Bilimine GiriĢ, 2.bs., Pegema Yayıncılık, Ankara 2002, s. 141-142. 218 Ġbrahimoglu, Davut., Evlilikte Dogru Seçim Ailede Mutluluk, Hayat Yay. , Ġstanbul, 2004, s. 60. 219 Atalay, Talip, Ġlköğretim ve Liselerde Dindarlık, Dem Yayınları, Ġstanbul 2005, s. 78.
220Argly, M. & Hallahmi, B. B. (1975. The Socialpyschology of Religion, London and Boston, Routledge&Kegan Paul: 98, 99. )
dini ibadetlere devam etme konusunda babanın daha çok etkili olduğu sonucuna varılmıĢtır.221
Aile rollerin öğrenilmesi ortamıdır. Çocuğun rolleri öğrenmesi taklit ve özdeĢim yoluyla gerçekleĢir. Taklit, çocuğun çevresinde ve özellikle yakın kiĢilerinde algıladığı davranıĢları benzeterek yapmaya çalıĢması; özdeĢim ise, taklit ettiği davranıĢları daha
taklit anından itibaren kendi davranıĢı haline getirmesi anlamına gelir.222
AraĢtırmacılar, çocuğun öğrenmesine vesile olan taklidi birinin yaptığı iĢi aynen yapma anlamına gelen taklitten ayırırlar. Çünkü çocuk hiçbir zaman bir baĢkasının yaptıklarını aynen tekrarlayarak öğrenmez. Bir birey olarak karĢıdakinin davranıĢını algılayıp anladıktan ve anlamlandırdıktan sonra o davranıĢın bir benzerini sergiler. Buna bağlı olarak çocuğun bir baĢkasının davranıĢını gördüğünde seçmeci bir yaklaĢımda bulunarak kendi iĢine yarayanları algıladığı ve kendi davranıĢı olarak ortaya koyduğu ifade edilir. Bireyin birey olmasında taklit veya özdeĢim yoluyla rollerin öğrenilmesi esası vardır. Roller, büyükleri taklit ederek öğrenilir ve bu taklit edilecek Ģeyin taklit edenin bir ihtiyacını gidermesi gerekir. Taklit ederken öğrenir ve yaptığı davranıĢtan memnun
olduğu takdirde bu davranıĢı pekiĢtirir.223
Bireyler, aile ortamında diğer rollerin yanında dini roller de öğrenmektedirler. Çocuk aile içerisinde yakın olduğu bireylerden bir davranıĢ gördüğünde onu taklit ve özdeĢim yoluyla öğrenir ancak çocuğun bir davranıĢı taklit ve özdeĢim yoluyla öğrenmesinde o davranıĢı yapan kiĢinin çocuğun gözündeki yeri ve değeri önemlidir. Bu davranıĢ çocuğun sevgiyle bağlandığı bir kiĢi tarafından yapılıyorsa etkili olma ihtimali yüksektir. Aile içinde genelde sevilen ve övülen kiĢilerin davranıĢları da böyledir. Buna karĢılık çocuğun sevgi bağı kurmadığı tersine bir yaklaĢım benimsediği kiĢiler ile aile içinde sevilmeyen ve daime yerilen kiĢiler dini davranıĢları ne kadar sık
ve yoğun olursa olsun çocuk üzerinde etkili olma ihtimalleri düĢüktür.224
Eğitimde örnek davranıĢın ve model olmanın önemi Kuran‟da da sık sık ifade edilir. Kuran önce kiĢinin kendisinin iyi davranıĢları yapmasını, kötü davranıĢlardan
sakınmasını ve daha sonra baĢkalarına telkinde bulunmasını emreder.225
Din eğitiminde ise bu ilke son derece önemlidir. Çünkü din, inanç temelli olduğu kadar, esas pratikte
221 Argly, M. & Hallahmi, a. g. e. , s. 102. 222 Tosun, a.g.e., s.148.
223 Mead, Georg, H. , Ġdentitaed und Gesellschaft, (çev. Ulf Pacher), Baden Baden 1973, s. 23-29. 224 Tosun, a. g. e. , s. 150.
yaĢanan ilahi mesajlardır. Çocukta ise öğrenmenin ilk Ģekli taklit olduğundan örnek davranıĢlara ihtiyaç duyar ve çocuğun önündeki en büyük örnek anne-babadır.
Anne-babanın örnek davranıĢları, çocuk için baĢkalarının davranıĢlarından daha
etkilidir.226 Bu yüzden çocuk dinî bilginin yanında, pratik dinî davranıĢ Ģekillerine
ihtiyaç duyar. Evde namaz kılmak, beraber camiye gitmek, çocuğu teravihlere götürmek, Kur‟an okumak, oruç tutmak, sahura kalkmak, iftar etmek, iyilik yapmak, yaĢlılara hürmet etmek, fakirlere yardım etmek gibi davranıĢlar ve ibadetler, çocuk için örnek davranıĢlar olacaktır. Bunlar aynı zamanda çocuğun gönül dünyasında iz
bırakacağı gibi, çocuğu iyilik ve ibadet yapmaya alıĢtıracaktır.227
KiĢide vicdan denilen iç kontrol mekanizmasının geliĢmesiyle tutum ve davranıĢları özgünlük kazanır, baĢkalarını aynen taklit etmez. Vicdan kiĢiyi ahlâki davranıĢta tutarsızlıktan kurtardığı gibi dıĢarıdan bir kontrol olmadan ahlâki davranıĢın gerçekleĢmesini de sağlamaktadır. Çocukta vicdanın oluĢması için, çocuğun kendini ayrı bir “ben” olarak görmesi ve insanlar arasında karĢılıklı iliĢki esasının bulunduğunu kavraması gerekmektedir. Bu yüzden vicdan, ancak belli bir olgunluk seviyesine ulaĢtıktan sonra meydana gelmektedir.
Küçük çocukta vicdan yoktur, fakat küçük çocuğun hayat tecrübesi onda belirecek vicdanın gücünü etkilemektedir. Vicdandaki gevĢeklik veya sertlik, özellikle
çocukluk çağında görülen terbiyeye,228
dolayısıyla ailedeki düzen ve iliĢki türüyle
temeli atılan eğitime bağlı olarak Ģekillenmektedir.229
Çocuğun toplumun inanç ve değerlerine, kültür ve geleneklerine uyumlu bir birey olarak yetiĢmesi önce ailede sağlanır. Aile, çocuğun bedensel ve ruhsal ihtiyaçlarını karĢılayarak onun sağlıklı büyümesini güvence altına alan bir güven ortamı yaratır. Bu sayede çocuk, özgürce giriĢimlerde bulunup öğrenme ve yeteneklerini geliĢtirme imkânı kazanır. Anne-baba çocuğa yol göstererek, kuralları öğreterek davranıĢlarını yönlendirirler. Zor durumlarda yanında olup desteklerler. Gerektiğinde denetler, sınır çizip cezalandırarak kurallara uymasını sağlarlar. Doğruyu yanlıĢtan ayırt etmeyi öğretirler. Anne ve baba kız ve erkek çocuklarına örnek olarak onların hem
226 Dodurgalı, Abdurrahman, Din Eğitiminde Ġlkeler ve Yöntemler, Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, Ġstanbul 1999, s. 139.
227 Dodurgalı, a. g. e. , s. 204.
228 Güngör, Erol, Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak, Ötüken Yayınları, Ġstanbul 1998, s. 58-59. 229 ġentürk, a. g. t., s. 45.
kiĢilik geliĢimlerine hem de cinsel kimliklerini kazanmalarına yardımcı olurlar.230 Çocuklar kendi cinsiyet kimlik ve rollerine kendi cinsi anne ya da baba ile özdeĢleĢerek öğrenirler.
Çocuğun ailede öğrenmesi gereken en önemli konulardan biri ahlaktır. Ahlak eğitimi bir süreç ve uygun bir ortam ister. KiĢinin isteyerek ve sürekli yaptığı iyi ve güzel davranıĢlar olarak tanımlanan ahlak, kanunlarla belirtilmeyen ancak toplumsal yaĢantıda önemli yer iĢgal eden sözlü kuralları ihtiva eder. Toplumun kültürel değerleriyle birleĢen ahlâk kuralları, çocuğa, aile içinde aile büyükleri tarafından
kazandırılmaktadır.231
Birey ahlâkında, toplum üyelerinden beklenilen iyi davranıĢ kalıpları ve toplum hayatında uyulması istenen kurallar büyük önem taĢımaktadır. Doğru sözlülük ve dürüstlük, samimiyet, adil olmak, sabır ve sükûnet sahibi olmak, alçak gönüllü davranmak gibi birçok özellik, birey ahlâkını ortaya koyan değerlerdir. Bireysel ahlâkı da içine alan aile ahlâkı, bir toplumsal kurum olarak aile içerisinde uyulması beklenen davranıĢ kurallarını ifade etmektedir.
Ailede bireylerin, aile kurumuna saygı duymaları, ahlâki davranıĢ ve eylemlere önem vermeleri gerekmektedir. Bu ise, aile içinde ebeveynlerin ilk önce kendileri arasındaki düzenli iliĢkileri, daha sonra da çocukları ve diğer aile üyelerine karĢı örnek
davranıĢlarıyla mümkün olabilmektedir.232