• Sonuç bulunamadı

Ahlat’ın İslâm Devletleri Tarafından Fethedilmesi

C. AHLAT’IN SİYASÎ ORTAMI

1. Ahlat’ın İslâm Devletleri Tarafından Fethedilmesi

Ermeniye Bölgesi sınırları içerisinde bulunan Ahlat’ın İslâm Devleti tarafından ilk fethi Hz. Ömer döneminde (634-644) gerçekleşmiştir. Bu dönemde Ahlat, dönemin kumandanlarından Iyâd b. Gânm tarafından Ahlat patriği ile yapılan bir anlaşma ile vergiye bağlanmıştır.104 Ahlat ile birlikte Ermeniye Bölgesi’nin asıl fethi ise Hz. Osman döneminde (644-656), dönemin komutanlarından Habîb b. Mesleme tarafından gerçekleşmiştir. Erzurum’u ele geçirip ilerleyen Habîb b. Mesleme, kendisini durdurmak için gönderilen Bizans ordusunu yenilgiye uğrattı ve Van Gölü’ne doğru ilerledikten sonra Ahlat’ın mahallî prenslerini itaat altına almıştır.105 Bu durum Hz. Ömer döneminde başlayan fetihlerin Hz. Osman zamanında kesinleştirildiğini göstermektedir. Bu fetihlerden sonra Ahlat’ta İslâm dini yayılmış ve halkın bir kısmı da Müslümanlığı benimsemiştir. Habîb b. Mesleme, Ahlat’ın da dahil olduğu Ermeniye topraklarındaki yerleri fethedince, Hz. Osman’a bu fetihleri bir mektupla bildirdi. Hz. Osman, bütün Ermeniye Bölgesi’ne Habîb b. Mesleme’yi vali olarak tayin etti ancak çok kısa bir süre sonra onu düşmanın ilerlediği Şam ve el-Cezîre’ye savaşçı 104 Belâzurî, a.g.e., s. 204.; Muhammed el-Vâkidî, a.g.e., s. 400-404.

olarak gönderdi ve bölgeye Huzeyfe b. El-Yeman el-Absî’yi vali olarak tayin etti.106 Hz. Ali döneminde (656-661) Ermeniye Bölgesi’ne el-Eş’as b. Kays tayin edilmiştir. Daha sonra Emevîler Devleti’nin kurucusu Muâviye (661-680) halife olduğunda bölgeye Abdullah b. Hatim b. En-Num’an b. Amr el-Bâhılî vali olarak tayin edilmiştir.107 Böylece Ahlat’ta Emevîler dönemi başlamış oluyordu.

Emevîler döneminde Muâviye halifelik görevini üstlendikten sonra ülkede siyasî birliği, sağlamış ve 662 yılında Bizans’ın kontrolünde bulunan Anadolu seferlerine başlamıştır. Emevîler, 663 ve 664 yıllaında Bizans’a karşı hem karadan hem de denizden seferler düzenlemiştir. Bu seferler yaz ve kış olmak üzere yılda iki defa yapılmaktaydı.108 Emevîlerin Anadolu ve Ermenistan topraklarına yaptkları ilk akınlar 662 yılında gerçekleşmiştir. Bu akınlar ile Emevîler, parlak zaferler kazanıp büyük ganimetler elde etmişlerdir.109 663 yılında Büsr b. Ertat kumandasında yapılan akın ile Emevîler, Konstantiniye (İstanbul)’ye ulaşmayı başardılar. 664-665 yıllarında Abdurrahman b. Halid b. Velid Doğu Karadeniz’e, 666 yılında ise Mâlik b. Hübeyre Bizans topraklarına sefere çıkmışlardır. 667-670 yılları arasında Emevîler, Bizans topraklarında askerî faaliyetlerini arttırmışlarıdır.110 Emevîlerin bu askerî faaliyetlerin asıl hedefinin İstanbul olduğunu söylemek mümkünüdür. Çünkü bu tarihlerden sonra Emevîler’in İstanbul’a sık sık akın düzenlediklerini görmekteyiz. 669 yılında gerçkeleştirilen İstanbul muhasarasında Muâviye’nin komutanları, Marmara‘ya gelerek Sakız adasını zaptetmiş ve Kapıdağ yarımadasını ele geçirmişlerdir. Böylece Emevîler, güvenli bir üs merkezini ele geçirmiş oluyorlardı. 672 yılında ise Emevîler, gerçekleştirmeyi düşündükleri büyük İstanbul kuşatmasıdan önce bir deniz harekâtı ile İzmir’i işgal etmişlerdir.111 673 yılında Muâviye donanması Akdeniz adalarından Rodos adasını feth etmişler ve buraya yerleşmeye başlamışlardır. Böylece Müslüman

106 Belâzurî, a.g.e., s.235.

107 Belâzurî, a.g.e., s.235.

108 Adem Apak, “Emevîler Döneminde Anadolu’da Arap-Bizans Mücadelesi”, Uludağ Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Degisi, C. 18, S. 2, Bursa 2009, s. 103.

109 İbn Kesîr, el Bidâye ve’n-Nihâye (Büyük İslâm Tarihi), C. VIII, (Çev. Mehmet Keskin), Çağrı

Yayınları, İstanbul 1995, s. 46.

110 İbrahim Sarıçam-İrfan Aycan, Emevîler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 1993, s. 22. 111 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Fikret Işıltan), TTK, Ankara 2011, s. 115. ; Şahin

Araplar, Bizanslılar için büyük bir tehlike arz etmeye başlamışlarıdr.112 674 yılının bahar ayında yapılan büyük İstanbul kuşatması yaz boyunca devam etti ve sonunda Müslüman Araplar Kapıdağ yarımadasına çekildiler. Müslüman Araplar her yıl İstanbul’u almak için hem denizden hem de karadan birçok sefer düzenlemişlerdir ancak yaptıkları bütün girişimlerde sonuç alamamışlardır. Emevîler’in İstanbul’u alamamalarının en büyük nedeni Bizans’ın Grek ateşi olarak bilinen güçlü bir silahı kullanmış olmalarıydı.113 Müslüman Araplar 678 yılında düzenlediklei son İstanbul seferinde de başarısız olunca Muâviye, Bizans ile barış yapmak zorunda kalmıştır.114 Muâviye’den sonra Emevî halifesi olan Abdülmelik b. Mervân (685-705) da Bizans’a karşı harakete geçmeye karar verdi. Bu amaçla el-Cezîre valisi olan kardeşi Muhammed b. Mervân’ı Suriye’den Bizans üzerine düzenlenecek olan seferlerin başkomutanı olarak görevlendirdi. Muhammed b. Mervân, Ahlat’a da kıyısı olan Ermeniye Bölgesi’ndeki et-Tarrîh (Van Gölü) Gölü’nde balıkların avlanmasını yasaklayarak buradaki inci kefali olarak bilinen balıkları avlamak, satmak ve parasını almak için bazı insanları görevlendirmiştir.115Böylece Anadolu’yu kontrol etme amaçlı Arap-Bizans mücadelesi yeniden başlamış oluyordu.

Emevîler döneminde Ahlat’ın da içinde olduğu Ermeniye Bölgesi’nin ilk valisi Abdullah b. Hatim b. En-Num’an b. Amr el-Bâhılî vefat ettikten sonra Muâviye, yerine ölen valinin kardeşi Abdülaziz b. Hâtim b. en-Num’an’ı vali olarak tayin etti. Abdülaziz b. Hâtim b. en-Num’an, kale ve camiler inşa ederek bölgede önemli imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Daha sonra Emevî halifelerinden Abdülmelik b. Mervân (685-705), bölge valisini değiştirerek Osman b. El-Velîd b. Ukbe b. Ebî Muayt’ı vali olarak tayin etti.116 Halife Abdülmelik döneminde Ermeniye halkı isyan etti. Bu isyandan sonra halife Abdülmelik tarafından bölgeye vali olarak tayin edilen Muhammed b. Mervân, isyancılarla savaştı ve onları mağlûp etti. İsyancıların bir 112 İbnü’l Esîr, el-Kâmil fi’t Târîh, (Çev. Ahmet Ağırakça), C. III, Bahar Yayınları, İstanbul 1987, s.

494.

113 A. A. Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi, (Çev. Arif Müfid Mansel) C. I, Maarif Matbaası,

Ankara 1943, s. 272.

114 Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 116, ; A. A. Vasiliev, s. 272.

115 İbnü’l Esîr, Esir, el-Kâmil fi’t Târîh, (Çev. M. Beşir Eryarsoy), C. IV, Gümüş Basımevi, İstanbul

1986, s. 327.

kısmını öldüren bir kısmını da esir alan bu vali, bölgeye hâkim olarak sükûneti sağlamıştır. Geriye kalanlara iyi muamele edeceğini vaad etti ve kendilerini Ahlat’taki kiliselerde topladı, üzerlerine kapıları kapattı ve onları ateşe verdi.117 708 yılında Emevîler, bölgeye saldıran Hazarlar 118 ile savaşmış ve Hazarlar’ı geri püskürtmüşlerdir. Bu savaştan sonra bölgenin valisi Mesleme b. Abdülmelik ile birlikte Hazarlar ile şiddetli bir şekilde savaşıp başarılar elde eden Mervân b. Muhammed bölgeye vali olarak tayin edildi. Mervân b. Muhammed, bölgede birçok imar faaliyetlerinde bulunduktan sonra Hazar ülkesine girdi ve Hazar topraklarında bulunan Sakâlibe (Slavlar) üzerine saldırdı, birçoğunu esir aldı ve öldürdü.119 Bu savaştan sonra Mervân b. Muhammed, Hazar hâkanını İslâmiyet’e davet etmiş, Hazar hâkanı da Emevî ordusunun gücünden endişeye kapıldığı için İslâmiyet’i kabul etmiştir.120 Ancak kısa bir süre sonra irtidat etmiştir. Bu olaydan sonra İslâmiyet’in Hazarlar arasında yayılmaya başladığını söylemek mümkündür.

Abbasîler döneminde es-Seffah Ebû’l Abbas’ın halifeliği döneminde (750- 754) el-Cezîre ve Ermeniye vilayetleri birleştirilerek Ebû Cafer el-Mansûr bölgeye vali olarak atandı.121 Abbasîler devrinde de Ahlat ve çevresinde mahallî hânedanlar mevkîlerinde bırakıldıkları gibi, Emevîler zamanındaki idari teşkilât aynen muhafaza edilmiştir.122 Abbasîler döneminde Ahlat ve çevresinde Emevîler dönemine kıyasla Arap valilerin gücü daha ağır bastığından Ahlat ve çevresinde Müslüman hâkimiyeti kökleşmeye başlamıştır. Ancak bu dönemde yerli idareciler, Arap valilerine karşı isyanlarda bulunmuşlarıdır.123 Bu isyanların en büyüğü Abbasî halifesi el-Mütevekkil zamanında (847-861) gerçekleşmiştir. Bu dönemde halife el-Mutevekkil’in Ermeniye Bölgesi’ne vali olarak tayin ettiği Yûsuf b. Muhammed b. Yûsuf el-Mervezî ile yerel

117 Belâzurî, a.g.e., s. 236.

118 Hazarlar VII-XI yüzyıllar arasında Karadeniz il Kafkas Dağları’nın kuzeyinde ve İdil (Volga) Nehri

dolaylarında hüküm süren bir Türk devletidir. Hazarlar tarih sahnesine Sabar Türklerinin devamı olarak çıkmışlardır.

119 Belâzurî, a.g.e., s. 238.

120 Belâzurî, a.g.e., s. 238-239.; Zeki Velidi Togan, “Hazarlar”, İA, C. V, MEB, İstanbul 1987, s. 399.;

Ahmet Taşağıl, “Hazarlar”, DİA, C. 17, Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1998, s. 118.; Abdülkerim Özaydın, “Türklerin İslâmiyeti Kabulü”, Türkler, C. 4, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 245.

121 Belâzurî, a.g.e., s. 240. 122 Faruk Sümer, a.g.e., s. 64 123 Streck, a.g.m., s. 319.

yöneticiler arasında meydana gelen anlaşmazlık sonucunda Yûsuf el-Mervezî öldürülmüştür. Bu olaydan sonra çıkan isyanları engellemek için dönemin Abbasî halifesi el-Mustaîn Billâh (862-866) Ali b. Yahya el-Ermeni’yi Ermeniye bölgesinin valisi olarak tayin etmiştir.124 Ahlat’ın da içinde bulunduğu Ermeniye Bölgesi’nde meydana gelen bu karmaşa Abbasî Devleti’nin bölgedeki nüfuzunun azalmasına neden olmuştur. Öyle ki şehirlere yerleşmiş olan Müslüman emîrler, Ermenileri ya da Bizans İmparatorlarını matbû tanımak zorunda kaldılar.125 928 yılına gelindiğinde ise Ahlat, Bizanslılar tarafından zapt edilmiştir.126