• Sonuç bulunamadı

2.4. TOPLUM TABANLI AFET YÖNETİM SİSTEMİ

2.4.7. Afet uygulama ve Politikalarında Eşgüdümün Önemi

Yerleşim yerlerinin afetlere dirençli hale getirilebilmesi için afet riski bulunan bölgelerin önceden belirlenmesi, mevcut yapı stokunun sürekli denetim altında bulundurulması, yeni yapılaşmaların deprem yönetmeliklerine uygun yapılmasının sağlanması, uzun süreli şehirleşme politikalarında toplumun ihtiyaçları, afete maruz kalma riskleri, sosyal kültürel ve ekonomik ihtiyaçlara göre rasyonel kriterlerin uygulanması, kentlerin mevcut durumu ve yeni yerleşim alanları belirlenirken zemin özellikleri ve sosyal doku nitelikleri dikkate alınarak yer seçimlerinin yapılması gibi unsurlar Afet Yönetim sistemlerinin temel politika uygulamalarından olmalıdır. Günümüzde ise meydana gelen her afetten sonra yasa ve mevzuatlar değiştirilmekte kalıcı ve uzun vadeli planlamalar yapılmamaktadır88.

Afetlerin her türü ile mücadele etmek etki ve zararlarını en az seviyeye indirebilmek esasında bir gelişmişlik kültür ve medeniyet mücadelesidir. Geri kalmış toplumlarda afetlere karşı bir kadercilik ve teslimiyet söz konusudur. Afetlerin yapısal zararlarının ve ekonomik kayıplarını ortadan kaldırabilmek teknik ve planlama esasları ön plana çıkarılmış bir afet uygulama politikalarının sağlanması ile mümkündür.

Modern ve bütünleşik afet yönetiminin temel evrelerinin rasyonel bir şekilde uygulanarak risk ve krizin yönetiminin sağlanması için yapılacak temel fonksiyon afetlere karşı ulusal ve bölgesel uygulama politikaları belirlemek ve bunları kalıcı ve sürdürebilir niteliklere kavuşturmaktır.

Doğa olayları ile insan kaynaklı teknolojik afetlerin olumsuz etkileri ile mücadele etmek can ve mal kaybı ile ekonomik sosyal ve kültürel kayıpları en az seviyeye indirebilmek için yapılan her türlü planlama ve uygulama süreçlerinin tümü afet yönetim süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu sürecin planlaması hazırlık ve uygulama evrelerinin düzenlenmesi, uzun vadeli afet politikalarının belirlenmesi ve uygulanması sırasında tüm faaliyetlerin belirli bir eşgüdüm içinde yapılması gerekmektedir89.

Yakın zamanımıza kadar afet yönetim sistemlerinde amaç; afetin meydana getireceği her türlü sosyal ekonomik ve kültürel kayıplar ile can ve mal kaybını en

88http://lisi.deu.edu.tr//yunusemre.ozer/TURKİYE%20AFET%20YONETİMI.pdf, (Erişim

Tarihi: 30.06.2014).

60

aza indirebilmek olarak görülürken modern afet yönetim sistemlerinde artık afet kayıp ve zararların tamamen önlenmesi hedeflenmektedir. Afetler aslında bir sebep değil sonuçtur ve hiçbir afet bir toplumun kaderini belirleyemez. Afetlerin zararlarının azaltılması ve hatta önlenmesi bile mümkün görülmektedir. Bu nedenle temel afet uygulama politikaları belirlenirken artık afetlerin önlenebileceği felsefesini her zaman ön planda tutmak hedeflenmelidir. Modern ve bütünleşik afet yönetiminin 8 temel evresinin sistematik bir şekilde uygulaması ve evreler arasındaki koordinasyonun sağlanması afetlerle mücadele de başarı oranını her zaman yüksek tutacaktır.

Ülkemizin coğrafi konumu gereği birçok doğal ve teknolojik afetlere maruz kalma özelliğinin bulunması nedeniyle modern ve bütünleşik afet yönetim sistemine bir an önce geçilmesinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca kriz yönetimi yerine risk yönetimi kavramı getirilmeli ve ileri bir politika olarak afetlerin önlenmesi tezi ortaya konulmalıdır.

Doğal ve insan kaynaklı teknolojik afetlerin şehirlerde meydana getirdiği olumsuz etkilere karşı gerekli tedbirler almak plan ve programlar geliştirmek merkezi idarenin sorumluluğundaki afet yönetim sistemleri tarafından yapılmaktadır. Yerel ve tabandaki en önemli unsurlar olan gönüllü teşekküllerin, özel sektörün, okulların ve sivil toplum kuruluşlarının afet yönetim sistemine aktif olarak dahil edilmediği durumlarda afetlerle mücadele edebilmek ve başarı sağlamak mümkün görülmemektedir. Bu nedenle yereldeki sivil toplumun tüm unsurlarının bir araya getirilerek koordinasyonun sağlanması, afetlere karşı merkezi ve yerel kuruluşlarının birlikte mücadele etmesi gerekmektedir. Toplumun afetlere karşı hazır olması için mutlaka teşvik unsurları devreye sokulmalı ve eğitimleri yapılmalıdır. İyi bir eşgüdüm ile belediyeler, okullar, üniversiteler ve tüm sivil toplum örgütlerinin afetlere karşı duyarlı olmaları sağlanmalıdır90.

Ülkemizde modern bir afet yönetim sisteminin kurulmasında ana esas olarak merkezi idarenin yönlendirici ve koordinasyonu sağlayıcı, yerel yönetimlerin ise planlayıcı ve uygulayıcı nitelikleri ön plana çıkarılmış bir idari model ortaya konmalıdır. Yerel yönetimler ve özellikle de belediyeler afet yönetim sisteminde yardımcı unsur değil, sistemin ortağı olmalıdır.

Yerelde sivil toplum örgütleri ve gönüllü teşekküllerin dahil edilmediği bir afet yönetim sisteminin başarı şansı oldukça sınırlıdır. Bu teşekküllerin arasındaki iş birliği ve koordinasyon ile sisteme dahil edilmesinde belediyeler önemli bir

90Necdet Öztürk, “Deprem ve Kentsel Dönüşüm Öncesi Afete Yaklaşım ve Bakış Açısı

61

görev üstleneceklerdir. Böylece başta Kaymakamlıklar ve belediyeler olmak üzere tüm yerel unsurlar afet yönetiminde asıl unsur olacaklardır.

İyileştirme, afet sonrası şartların düzenlenerek afet öncesi durumdan daha iyi özelliklere sahip bir toplum yaşantısı ortaya koyabilme ve iyileştirme gayretleri olarak ifade edilmektedir iyileştirme safhasında görev yapacak kurum ve kuruluşların planlarının uygulanabilirliği ve gerçekçiliği önemli bir unsur olarak görülmektedir. Bunun için gerekli koordinasyon ve kurumlar arası işbirliğinin afet ve acil durum yönetim kademelerince sağlanması uygun olacaktır91.

İyileştirme evresine temel hedef, afet öncesi şartlara toplumu yeniden döndürebilmek ve normal hayata geçişi kolaylaştırmak olarak ifade edilebilir. Bunu gerçekleştirebilmek için afet öncesi hazırlanan iyileştirme planlarının gerçekçi uygulanabilir ve mali kaynakları hazırlamış olmalıdır. İyileştirmede, ilgili birçok kurum ve kuruluşun göreve sorumlulukları bulunduğundan bunlar arasındaki koordinasyon ve işbirliğinin sağlanması uygun olacaktır. İyileştirme safhasında yapılacak yatırımlar ve altyapı çalışmaları teknik analizleri yapılarak, mali kaynak aktarımları gerçekleştirilerek denetimlerinin sağlanması iyi bir iyileştirme programı ile mümkün görülmektedir.

Modern afet yönetimlerinde her uygulama planının önemi vardır. Özellikle iyileştirme evresinde yapılacak faaliyetlerle ilgili planlarının çok iyi etüt edilerek hazırlanması, teknik ve idari altyapının ihtiyaçları karşılayacak şekilde planlaması gerekli görülmektedir. Bu evrenin planlarında teknik fizibilite ve altyapı detay planları tamamlanarak mali kaynak aktarımından sonra uygulanmalıdır. İyileştirme planlarında, afet sonrası toplumun sosyal, kültürel ekonomik ve psikolojik desteği ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak toplumsal değerlerin bozulması önlenebilir.