• Sonuç bulunamadı

Bulguların Tartışma ve Yorumu

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, aday psikolojik danışmanların anne eğitim düzeylerine göre empatik eğilim ve duyguları ifade etme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Bu sonuç anne eğitim düzeyinin öğrencilerin empatik eğilim ve duygularını ifade etme düzeyleri açısından herhangi bir etkisinin olmadığını göstermektedir.

Literatür incelendiğinde ise, Ekinci (2009) yüksek lisans tez çalışmasında öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimleri ile annelerinin eğitim düzeylerine göre anlamlı bir faklılık bulunmazken, empatik eğilim ölçek puanları ile annelerinin eğitim düzeyine göre anlamlı bir fark saptamıştır. Anne eğitim düzeyine göre bulunan farkın kaynağı ise anne eğitim düzeyi ''okur - yazar olmayanların'' puan ortalamasını, anne eğitim düzeyleri ''ilkokul, lise ve üniversite'' olanlardan daha düşük bulunmuştur. Karcı (2011) yaptığı araştırmada, öğrencilerin anne eğitim düzeyi ile empatik iletişim beceri puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Kiraz (2011) yüksek lisans tez çalışmasında, öğrencilerin empati puanlarının anne eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşmıştır. Yalçın ve Hamarta (2013), yaptıkları araştırmada üniversite öğrencilerinin duygularını ifade edebilmelerinin anne eğitim durumu değişkenine göre yakınlık alt ölçeği puan ortalamaları, olumlu duygu alt ölçeği puan ortalamaları ve olumsuz duygu alt ölçek puan ortalamalarında anlamlı düzeyde

179

farklılaşma bulunmamıştır. İncelenen araştırmalar çerçevesinde bu bulgular araştırma bulguları ile paralellik göstermektedir.

Bununla birlikte anne eğitim düzeyine göre empatik eğilimin ve duyguları ifade etme düzeylerinin farklılaşabileceğini ortaya koyan araştırmalarda vardır. Örneğin; Dereli ve Aypay (2012), anne eğitim düzeyinin empatik eğilim üzerinde etkisi olduğu saptanmıştır. Derman (2013), anne eğitim düzeyine göre annesi yüksek lisans mezunu olan çocukların, empati beceri düzeylerinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yine Karabulut ve Pulur (2016) ise, annenin eğitim düzeyi değişkeni ile empatik eğilim arasında ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Korur, Öncü ve Kılıç (2016) yaptıkları araştırmada beden eğitimi öğretmen adaylarının, eleştirel düşünme ve empatik eğilimlerinin anne eğitim düzeyine göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı sonucuna ulaşmışlardır.

5.7 Aday Psikolojik Danışmanların Baba Eğitim Düzeyine Göre

Empatik Eğilim ve Duyguları İfade Etme Düzeylerine İlişkin

Bulguların Tartışma ve Yorumu

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, aday psikolojik danışmanların baba eğitim düzeylerine göre empatik eğilim ve duyguları ifade etme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Bu sonuç baba eğitim düzeyinin öğrencilerin empatik eğilim ve duygularını ifade etme düzeyleri açısından herhangi bir etkisinin olmadığını göstermektedir.

Literatür incelendiğinde ise, Kırıcı (2011), öğrencilerin baba eğitim düzeyi ile empatik iletişim beceri puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Dereli ve Aypay (2012) yaptıkları araştırmada, baba eğitim düzeyinin empatik eğilim üzerinde etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yine Kiraz (2011) öğrencilerin empati puanlarının, baba eğitim düzeyine göre

180

anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşmıştır. Derman (2013), yaptığı araştırmada baba eğitim düzeyine göre çocukların empati beceri düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Yalçın ve Hamarta (2013) üniversite öğrencilerinin duygularını ifade edebilmelerinin, baba eğitim durumuna göre yakınlık alt ölçeği, olumlu duygu alt ölçeği ve olumsuz duygu alt ölçeği değişkenine göre anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. İncelenen araştırmalar çerçevesinde, bu bulgular araştırma bulguları ile paralellik göstermektedir.

Bununla birlikte baba eğitim düzeyine göre empatik eğilimin ve duyguları ifade etme düzeylerinin farklılaşabileceğini ortaya koyan araştırmalarda vardır. Örneğin; Korur, Öncü ve Kılıç (2016) yaptıkları araştırmada, baba eğitim düzeyine göre Empatik Eğilim Ölçek puanlarının anlamlı bir şekilde farklılaştığı sonucuna ulaşmışlardır. Baba eğitim durumu üniversite olan öğrencilerin ortalama puanlarının, baba eğitim durumu ilkokul, ortaokul ve lise olan öğrencilerin ortalama puanlarından anlamlı bir şekilde daha düşük olduğu saptanmıştır.

5.8 Aday Psikolojik Danışmanların Anne Baba Tutumlarına Göre

Empatik Eğilim ve Duyguları İfade Etme Düzeylerine İlişkin

Bulguların Tartışma ve Yorumu

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, aday psikolojik danışmanların anne baba tutumlarına göre empatik eğilimleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı saptanırken, duyguları ifade etme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlara göre aday psikolojik danışmanların empatik eğilim düzeyleri anne baba tutumlarına göre değişim göstermezken, duyguları ifade etme düzeylerine göre anne baba tutumlarındaki farklılık ise, Koruyucu - Otoriter, Koruyucu - İlgisiz, Koruyucu - Diğer, Otoriter - Koruyucu, İlgisiz - Koruyucu ve Diğer - Koruyucu aile tutumlarında saptanmıştır.

181

Literatür incelendiğinde ise, Akar (2014) yüksek lisans tez çalışmasında Psikolojik Danışma ve Rehberlik ile Psikoloji bölümü öğrencilerinin, narsisizm ve empati puanlarının algılanan aile tutumlarına bağlı olarak farklılık gösterdiği sonucuna ulaşmıştır. Bu bulgulara göre, algılanan koruyucu aile tutumunda empati puanı yükselirken, algılanan otoriter ve ilgisiz aile tutumlarında empati puanı düşüktür, buna karşıt olarak narsistik kişilik envanterleri puanında algılanan ilgisiz aile tutumunda, narsistik kişilik envanteri puanı yüksek iken, algılanan koruyucu ve demokratik aile tutumunun da düşük olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Sonuç olarak aday psikolojik danışmanların empatik eğilim ve duyguları ifade etme düzeyleri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu saptanmıştır. Ayrıca, aday psikolojik danışmanların empatik eğilim ölçek puanlarının cinsiyet ve yaş değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermediği saptanırken, duyguları ifade etme düzeyleri açısından cinsiyet ve yaş değişkeninin farklılaştığı görülmüştür. Sınıf düzeyi, ailelerinin sosyo ekonomik düzeyi, anne eğitim düzeyi ve baba eğitim düzeyine göre empatik eğilim ve duyguları ifade etme eğilimleri arasında da anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Fakat, aday psikolojik danışmanların anne baba tutumlarına göre empatik eğilimleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı saptanırken, duyguları ifade etme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır. Buna bağlı olarak; araştırmadan elde edilen sonuçlar, sosyal öğrenme ve sosyal rol kuramının etkilerine bağlı kalınarak açıklanabilinir. Çünkü sosyal öğrenme kuramıyla birlikte bireyler başkalarının davranışlarını gözlemleyerek dolaylı bir şekilde öğrenmeye başlar. Gözlemleyerek öğrenme ilk olarak aile içinde başlayarak daha sonraki yıllarda da farklı ortam ve farklı kişilerle gelişmeye ve büyüme devam eder. Birey ilk başta yakın çevresindeki kişileri gözlemleyerek, model alarak, taklit ederek, özdeşim kurar ve içselleştirme yaparak öğrenmeye

182

başlar. Sosyal rol kuramında ise, bireyin toplum tarafından kazandığı sosyal davranış ile tutumlarla gözlenen cinsiyet farklılıklarının, erkeklerin ve kadınların farklı sosyal rollerden kaynaklandığını göstermektedir. Bu bağlamda çıkan sonuçalarr sosyal öğrenme, sosyal rol, kültür ve eğitim sisteminin özellikle okutulan alan derslerinin etkisinin önemli olduğunu göstermektedir.

183

Bölüm 6

6 SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde araştırmadan elde edilen bulgulara dayalı olarak ulaşılan genel sonuçlara ve bu bulgulara dayalı bazı önerilerde bulunulmuştur.