• Sonuç bulunamadı

2. YÖNETĠCĠ, ÖRGÜT, ADALET KAVRAMLARI VE TANIMLARI

2.3. Adalet Kavramı ve Tanımı

ÇalıĢanlar yönetimden temel olarak iyi yönetim ilkelerine uymalarını beklemektedir. Küresel olarak genel kabul görmüĢ iyi yönetim ilkelerini adillik, sorumluluk, hesap verilirlik ve Ģeffaflık olarak ifade etmek mümkündür. Bu çalıĢmada temel ilkelerden adalet ana değiĢken olarak ele alınmaktadır.

Adalet; doğruluk, tarafsızlık, dürüstlük, eĢitlik, hak yemezlik, hakkaniyet ölçülerine uyma, meĢruluk, anlayıĢ, insaniyet, iyilik, güven ve güvenlik gibi kavramlarla bir arada hatta aynı anlamda düĢünülebilir. Ġnsanlık tarihinin baĢlangıcından günümüze kadar önemini koruyan adalet olgusu konusunda birçok düĢünür tarafından değiĢik tanımlamalar yapılmıĢ ve üzerinde çalıĢılmıĢ bir kavramdır. Bunun pek çok sebebi bulunmaktadır. Öyle ki sebeplerinden birisi; bireysel bakıĢ açılarının ve yargıların

34

farklılık göstermesi, diğeri ise içinde bulunulan dönemin sosyal, ekonomik ve hukuki Ģartları olarak belirtilmektedir.

Adalet kavramı sosyal yaĢamın bir gerekliliğidir. Adaletli bir yaĢamın her birey açısından farklı bir takım sonuçları olacaktır. Toplumsal hayatta olumsuz bir durumla karĢılaĢıldığı zaman, bu olay sosyal, ekonomik ve politik sonuçları da beraberinde getirmektedir. O yüzden örgüt içindeki bireylerin yaĢamlarını adaletli bir yönetim içinde sürdürme arzuları bulunsa da beklenmeyen olumsuzluklara karĢı proaktif davranıĢ alıĢkanlıklarının da bulunması gerekir. Ama bu davranıĢ Ģekilleri örgütün ahlaki normlarına ters düĢmemelidir. Zaten Aristo‟dan günümüze kadar ahlak felsefecileri, iyi bir hayatın yaĢanabilmesi için insan haklarının önemini vurgulamıĢlardır. Yine adaletin temel ilkeleri siyaset felsefecileri tarafından da sürekli olarak tartıĢılmıĢ ve sonuçları toplumun refahı için siyasal yönetimde kullanılmıĢtır.

Adalet üzerinde Platon‟un düĢüncesi önemli bir yer tutmaktadır. Platon, adaleti çok açık bir Ģekilde ele alarak devleti ölçülülük, bilgelik, cesaret ve adalet Ģeklinde dört temel erdeme bölmüĢtür. Öyle ki adalet kavramını, her bireye hakkını vermek olarak görmüĢtür. Yine diğer bir düĢünür Ambrose, adaletin bireyler açısından önemini Ģu Ģekilde sıralamıĢtır:

 KiĢilerin bireysel beklentileri adalete bağlıdır,

 Adalet kiĢilere örgütlerindeki bulundukları yeri gösterir. Yöneticilerin çalıĢanlara karĢı adaletli davranıĢları kiĢilere örgüt içi mevkilerini gösterir,

 Adalet ahlaki bir erdemdir. KiĢiler adalete önem vermektedir. Çünkü bireyler insani değerlere her zaman saygı gösterirler.

Buradan anlaĢılacağı üzere adalet, kiĢilerin bir hak arayıĢı ve statülerini rahat bir biçimde ve güven içinde devam ettirme istekleridir. Ayrıca adaletli bir örgüt içinde bulunan bireyler, bulundukları örgütte ahlaki açıdan da sorunlarına çözüm bulma beklentisi içindedirler.

Her bir bireyin hakkına saygı göstermeye ve bir kiĢinin diğerinden öncelikli veya üstün tutulmayarak herkesin eĢit haklara sahip olmasına adalet denir. Öyle ki adalet sayesinde insanlar gruplar halinde yaĢayabilmekte ve belirli amaçlar doğrultusunda örgütlenmektedirler. John Rawis‟de adalet olgusunu sosyal örgütlerin en önemli parçası Ģeklinde görmüĢtür.

35

Adalet kavramı, insanoğlunun yaĢamı süresince doğru ve yanlıĢı ayırt eden önemli bir ölçek olmuĢtur. Hem kiĢisel hem de toplumsal kuvvetle bir görülen adalet olgusu hak kavramıyla da beraber görülmektedir (TaĢkıran, 2010:119). Yani insanlık tarihi sürekli olarak örgüt içinde bulunan bireylerin bir güç mücadelesine Ģahitlik etmiĢtir. Bireyler gerek bireysel yeteneklerini, zekâsını, çalıĢmalarını kullanarak gerekse statüsünü, nüfusunu, fiziksel gücünü veya ekonomik unsurlarını kullanarak adaleti sağlamaya çalıĢmıĢlardır. Dolayısıyla örgütlerde adaleti sağlayarak kazanımların, çıkarların ve kaynakların elde edilmesine karĢılık adaletin tesis edilmemesi sonucunda örgüte ve diğer bireylere karĢı doğal bir kaygı ve Ģüphe oluĢacaktır. Bu durumda örgüt içindeki bireylerde bir mutsuzluk ve motivasyon kaybı olacak ve bu durum sonucu da örgüt hedeflerinden ayrılacaktır.

Adalet, genel itibariyle yukarıda ki tanımlamalar ıĢığında belirtilmiĢtir. Aslında adaletin çok da basit bir tanımlamayla belirtilmesi mümkündür. Öyle ki adalet “baĢkasına her açıdan saygı” gibi dört kelimeyle hatta “hak veya hukuk” gibi tek bir kelimeyle bile anlatılması mümkün olabilecek bir olgudur. Ama insanlar adaleti “güç” ile beraber algıladıkları için çoğu zaman gücün elde edilmesi sonucu adalet anlayıĢı sübjektif bir hale bürünebilmektedir.

Adaletle ilgili yukarıdaki açıklamalar kapsamında literatür taraması sonrası yapılan tanımlamalar ise Ģu Ģekildedir:

 Adalet, toplumdaki bireylerin geliĢimini sağlayan ve bu geliĢimi mesleklerinde göstermelerine imkan tanıyan, her bireye aynı seviyede pozisyonuna göre hak ve sorumluluklar veren, bireyin yeteneklerinin grubun tüm üyelerince kabulünü garantiye alan etik ve hukuk kuralıdır (Kolçak, 2013:19).

 Adalet, bir mekanizmayı oluĢturan en temel prensip, inanç ve değerlerin o yapı içinde bulunan kiĢilere olumsuz bir ayrımcılığa tabi tutulmadan uygulanmasıdır (Bedük, 2011:30).

 Adalet kavramı, insanların toplu olarak beraber yaĢamaya baĢlamalarıyla birlikte bir bireyin diğerine doğru davranıĢ Ģekli ve ihtiyaçların insanlar arasında adil pay edilmesi gibi konuları içeren bireyler arasındaki sosyal bir eĢitliktir (Özler, 2010:41).

 Adalet yaklaĢımı, icra edilen iĢler sonrası meydana gelen çıktıların (fayda ve zararların) kiĢi ile örgüt içindeki gruplar arasında ahlaki normlar kapsamında eĢit bir biçimde pay edilmesi hususunda düĢünce, karar ve eylemlerin tartıĢılmasıdır (Derin, 2011:136).

36

 Adalet kavramı; organizasyonlarda yönetim hem ekonomik hem de sosyal açıdan yazılı kaynaklarla (kanunlar, yönetmelikler) doğru bir Ģekilde icra edilirken, her bireyin bireysel haklarına gerekli saygının gösterilmesidir (Eren, 2014:220).

 Adalet; yöneticilerin, çalıĢanlarına karĢı her konuda sosyal değiĢim iliĢkileri kapsamında adil davranmalarıdır (Ġplik, 2010:96-97).

 Adalet, yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanmasıdır. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı

gözetme anlamının yanında isim olarak da kullanılmaktadır. Yine adalet, herkese kendine düĢeni, kendi hakkı

olanı vermektir (TDK, 2015).

Bu açıklamalar kapsamında, adaleti Ģöyle tanımlamak mümkündür: Adalet, kiĢinin kendi sınırlarını bilmesidir. Güç sahibi yöneticinin emrindekilerin haklarını gözetmesi, eĢit dağıtması ve onları anlamaya (empati) çalıĢmasıdır. Yine adalete, bireyin içinde bulunduğu örgütün yazılı kurallarına ve yazısız normları olarak bilinen gelenek, görenek, örf ve adetlerine uyması sonucunda kendisine örgüt tarafından tanımlanan hak, sorumluluk ve ödevlerdir denilebilir. Son olarak ise adalet, örgütte yöneticilerin kendi yönetiminde bulunan iĢgörenlerinin hak ve sorumluluklarını eĢit, adil ve zamanında dağıtmasıdır.

38

3. ÖRGÜTSEL ADALET KAVRAMI, TANIMI, ÖNEMĠ, BOYUTLARI,

Benzer Belgeler