• Sonuç bulunamadı

AVRUPA BİRLİĞİNDE AZINLIKLARA İLİŞKİN DÜZENLEMELER

3.1 AB Hukukunda Azınlıklar

AB'nin azınlıklar ile ilgili düzenlemeleri, bağlayıcı hukuk normlarından ziyade siyasi ve yarı hukuki düzenlemelerden oluşmaktadır. AB azınlıkların korunması konusunda, BM, AK ve AGİT tarafından oluşturulan standartları kendisine referans olarak almakta ve AK çerçevesinde oluşturulan azınlık rejimini benimsemektedir. AB azınlıkların korunması konusundaki çalışmalarını ayrımcılık yapılmaması, eşit muamele, ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele ve temel haklara saygı gösterilmesi kapsamında yürütmektedir.132

AB hukukunun kaynakları, birincil ve ikincil kaynaklar olarak ele alınmaktadır. Birincil kaynaklar, kurucu antlaşmalar, kurucu antlaşmalarda değişiklik yapan antlaşmalar, Topluluklara katılım antlaşmaları ve hukukun genel ilkeleridir. İkincil kaynaklar ise AB organlarının, kurucu antlaşmaların verdiği yetkiye dayanarak çıkarmış oldukları, tüzükler, yönergeler, kararlar, tavsiyeler ve görüşlerden oluşmaktadır.

132

AB'nin kurucu antlaşmaları, kurucu antlaşmalarda değişiklikler yapan Maastrich, Amsterdam ve Nice Antlaşmaları ile “Avrupa Temel Haklar Şartı” ve Birliğin 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde aldığı ve bugün “Kopenhag Kriterleri” olarak bilinen ve AB'ye katılmak isteyen ülkeler için standartları belirleyen kararları da bu açıdan önem arz etmektedir.

Birincil kaynaklar incelendiğinde; Avrupa Kömür ve Çelik Teşkilatı Antlaşması, Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Antlaşması ve Avrupa Ekonomik Topluluğu Antlaşmalarında serbest dolaşım, milliyet temelinde ayrımcılık yapılmaması ve kadın ve erkeklere eşit ücret ödenmesi konuları dışında temel haklarla ilgili başka hükme yer verilmemiştir. Ayrıca kurucu antlaşmalar, AB organ ve kurumlarına, azınlıkların korunması konusunda herhangi bir yetki vermemiştir. ATA'nın 5'inci maddesi Birliğin kendisine tanınan yetki ve hedeflerle sınırlı olarak faaliyette bulunabileceğini hüküm altına almıştır. Kurumların yetkili olmadıkları konuda düzenleme yapmaları mümkün olmadığından, AB hukukunda doğrudan azınlıkların korunması konusunda tüzük, yönerge gibi hukuki bağlayıcılığı olan normatif düzenlemeler bulunmamaktadır.133

Resmî adı Avrupa Birlik Antlaşması olan Maastrich Antlaşması incelendiğinde; Antlaşmanın başlangıç bölümünde “hürriyet, demokrasi, insan hakları ve temel özgürlükler ile hukukun üstünlüğü” prensiplerine bağlılıklarını vurgulamışlardır. Anlaşmaya eklenen “kültür” bölümünde “Topluluk, ulusal ve bölgesel çeşitliliklerine saygı göstererek, üye devletlerin kültürlerinin yaygınlaşmasına katkıda bulunacağı” ile ilgili bir hükme yer verilmiştir.

133

Eren Polatoğlu, “Azınlık Hakları Yönünden AB Hukuku,” Türkiye ve Siyaset Dergisi, Temmuz Ağustos 2001, htpp://turkiyevesiyaset.com/sayi3/0310.htm

Bu maksatla; Avrupa halklarının kültür ve tarihlerinin tanınması ve yaygınlaştırılması, Avrupa için önemi olan kültürel değerlerin korunması, ticari nitelikte olmayan kültürel alışveriş, görsel, işitsel, artistik ve edebî eserlerin oluşturulması konularında üye ülkeler arasındaki iş birliği teşvik edilecek ve desteklenecektir. Kültür alanında üçüncü ülkeler, uluslararası örgütler ve özellikle AK ile işbirliği yapılacaktır. Bu şekilde dolaylı da olsa azınlıkların korunması konusunun ilk kez kurucu antlaşmada yer aldığı söylenebilir. Doktrinde, bu değişikliğin rastlantı olmadığı, Avrupa kimliğinin ortaya çıkmasındaki en büyük engel olan ulusal kimliklerin zayıflatılmak istenmesi, AB'nin azınlıklarla ilgilenmesinin nedenlerinden biri olarak görülmüştür.134

Birliğin “ortak dış işleri ve güvenlik politikası” ile ilgili düzenlemelerde; BM Şartı, Helsinki Nihai Senedi ve Paris Şartı ilkelerine uygun olarak, barışın korunması ve uluslararası güvenliğin güçlendirilmesi, demokrasi ve hukuk devleti ile insan haklarına ve temel özgürlüklere saygının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, bu politikanın amaçları olarak gösterilmiştir (11. Madde). Böylece temel haklara atıfta bulunulmuştur.

Yaşanan gelişmeler sonucu 2 Ekim 1997 tarihinde imzalanarak, 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması incelendiğinde Soğuk Savaş sonrasında Merkezî ve Doğu Avrupa ülkelerinde meydana gelen değişikler neticesinde, AB'nin Avrupa güvenliğini sağlamasında azınlıkların rolü konusundaki algılamasının değiştiği görülecektir. Bunun en önemli göstergelerinden biri “hürriyet, demokrasi, insan hakları ve temel özgürlükler ile hukukun üstünlüğü” prensiplerine

134

aykırı davranması durumunda, Konseye gerekli yaptırımları uygulama yetkisi tanınmasıdır.135

Amsterdam Antlaşmasıyla gerçekleşen bir başka değişiklik de “hürriyet, demokrasi, insan hakları ve temel özgürlükler ile hukukun üstünlüğü” prensiplerine ve AİHS'de yer alan güvence altına alınmış olan temel haklara saygı duyan her Avrupa devletinin Birliğe üye olmak için başvuruda bulunabileceğinin belirtilmiş olmasıdır. (49. Madde)

26 Şubat 2001 tarihinde imzalanarak 1 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe giren Nice Antlaşması ile getirilen en önemli değişiklerden biri “üçüncü ülkelerle ekonomik, mali ve teknik işbirliğinde uygulanacak politikanın, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı geliştirip güçlendirmesi gerekmektedir” ifadesidir.(2. Madde) 136

İkincil Mevzuatta Azınlıklar ile İlgili Düzenlemeler incelendiğinde 29 Haziran 2000 tarihinde kabul edilen ve 19 Temmuz 2000 tarihinde ABRG'de yayımlanan Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Eşit İşlem İlkesini Kişiler Arasında Uygulanmasına İlişkin 2000/43/EC Sayılı Konsey Yönergesi dikkati çeker.137 Yönerge doğrudan azınlıklara yönelik olarak yapılmış bir düzenleme olmamakla birlikte, ayrımcılığın önlenmesi ve eşit muamele yapılması kapsamında azınlıklar da bu hükümlerden faydalanacaktır.

135

Cenk Bolayır, Amsterdam Antlaşması, İstanbul: İktisadi Kalkınma Vakfı, 2000, s.96.

136

Treaty of Nice, Official Journal of the European Communities 10.3.2001, C 80/1, http://europa.eu.int/eur-lex/lex/en /treaties/dat/12001 C/pdf/12001C EN. pdf.

137

Council of the European Union, Directive 2000/43/EC of 29 June 2000, Implementing the Principle of Equal Treatment Betvveen Persons Irrespective of Racial or Ethnic Origin, Official Journal L 180, 19.07.2000, 0022-0026,

27 Kasım 2000 tarihinde kabul edilen ve 2 Aralık 2000 tarihinde ABRG'de yayımlanan İstihdamda ve İşte Eşit Davranılması Konusunda Esasların Belirlenmesine İlişkin 2000/78/EC Sayılı Yönerge de azınlıklarla ilgili önemli düzenlemeler içermektedir.138 Yönerge'nin amacı; eşit muamele prensibi çerçevesinde, istihdamda ve işte din veya inanca, özürlü olmaya, ve/veya cinsel yönelime dayanan ayrımcılık ile mücadele için genel bir çerçeveyi ortaya koymaktır. 4'üncü madde; belli bir mesleki faaliyet veya bu faaliyetin yapılacak ortam belli bir özellik gösteriyor ve bu özellik de kendine has ve belirleyici bir şart oluşturuyorsa, amacın yasal ve gerekliliğin dengeli olmasına bağlı olarak, din veya inanca, özürlü olmaya ve/veya cinsel yönelime dayalı farklı bir muamele yapılmasının ayrımcılık oluşturmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; kiliselerde veya dine dayalı resmî/özel kuruluşlardaki görevlerin törelere göre belli bir din veya inanca dayanması, bu görev ve faaliyetlerin nitelik ve kapsamlarından dolayı bunları yapacak kişilerin din ve inançlarına bağlı olarak ayrı muameleye tabi tutulması ayrımcılık olarak kabul edilmeyecektir.

3.2. AB KURUMLARINDA AZINLIKLAR KONUSUNDA