• Sonuç bulunamadı

1.   BÖLÜM ESER TANITIMI

1.7.   Eserin Bölümleri

1.7.5.   Jie Yi 节义

Jie’nin kelime anlamı “ahlaki doğruluk”, “bütünlük” ve “sağlamlık”tır (Hui, 2002, s. 803). Yi ise Konfüçyüs’ün düşünce yapısını oluşturan terimlerden biridir.

Okay, bu kelimenin anlamını “doğru olmak”, “dürüst olmak”, “adil olmak” şeklinde aktarmıştır. (Okay, 2017, s. 37) Bu bölüme konu olan kadınların hayatları genellikle intihar ile sonuçlanır. Dördüncü bölümde de kadınlar namuslarını korumak için bu yöntemi seçer; ancak bundan farklı olarak bu bölümde kadınlar eşlerinin yanlışlarına ya da yapmış oldukları suçlara itiraz amaçlı olarak kendilerini cezalandırmışlardır.

Bunun haricinde hanedanlık geleceği ya da hanedanlık çıkarı için kendini ve çocuğunu feda eden kadınlara da rastlanmaktadır.

•   Birinci biyografi Lu beyliğinden bir asilzadenin oğlu olan Xiao’un dadısını (5-1) konu alır. Lu beyliği topraklarına saldırıldığında, şehzadeyi öldürmek isteyen karşı güçler saraya gelir. Dadı kendi oğluna şehzadenin kıyafetlerini giydirir ve gerçek şehzadeyi saraydan kaçırır. Yıllar sonra şehzade tahta geçer.

•   İkinci biyografi ise Chu Beyi Cheng’ın ikinci karısını (5-2) anlatır.

Cheng oğullarından Shangchen’ı veliaht ilan etmek ister ve bu durumu yardımcısına danışır. Yardımcısı henüz beyin genç olduğunu, bir veliaht tayin

edilmesi durumunda çocuklar arasında taht mücadelesi olabileceğini söyler.

Cheng, aynı soruyu ikinci karısına da sorar ve karısı da yardımcısıyla aynı fikirde olduğunu dile getirir. Ancak bey, her ikisini de dinlemeden Shangchen’ı veliaht ilan eder. Shangchen, kendisinin veliaht olmasını istemediğini bildiği için babasının yardımcısına iftira atar ve onu öldürtür. Daha sonra Cheng veliahdını değiştirmek ister. Bunu duyan ikinci karısı, bakıcıya Cheng’ın veliaht değiştirmesi durumunda beyliğin felakete sürükleneceğini eğer kendisini öldürürse Cheng’ın bu karardan vazgeçeceğini söyler ve kendini öldürür. Bakıcı tüm duyduklarını Cheng’a iletir. Shanchen babasının veliaht değişikliği yapacağını duyar ve baskın düzenler, babası da kendini öldürmek zorunda kalır.

•   Üçüncü biyografi Beyinin kızı Huai Ying’i (5-3) anlatır. Qin Beyliğine rehin olarak gönderilen Jin veliahdı Yu ile evlendirilir. Altı yıl sonra Qin beyi ile arası bozulan Yu, kendi beyliğine kaçmak için planlar yapar ve Huai Ying’e kendisi ile gelip gelmeyeceğini sorar. Huai Ying’in cevabı etkileyicidir: Ona, gitme diyemez; babasının kocasına davranışından dolayı gitmek istemesini haklı bulur. Fakat onunla da gidemez çünkü bu sefer de babasına ihanet etmiş olacaktır. Kocasının kaçacağını babasına söyleyemez çünkü söylerse eşine ihanet edecektir. Bu yüzden eşinin kararına saygı duyar ve kaçmasına göz yumar.

•   Dördüncü biyografi Yue beyi Goujian’in kızı olan Chu beyi Zhao’un karısını (5-4) konu eder. Zhao iki karısı ile gezintiye çıkar; keyfinin yerinde olduğu bir anda her ikisine de “benimle yaşadınız, benimle ölür müsünüz?”

sorusunu yöneltir. Cai’li kadın hemen kabul eder; Yue’li kadın ise zevk

düşkünü bir efendi ile ölemeyeceğini söyler. Aradan yıllar geçer ve Zhao, kadınları ile sefere çıkar. Bey hastalanır ve gökten bir işaret gören yardımcısı Zhao’a “sizi bekleyen bir uğursuzluk var, isterseniz bir generalinizi veya bakanınızı göğe kurban ederek bu durumu atlatabilirsiniz” der. Ancak Zhao, onların kendisinin kolu ve bacakları olduğu gerekçesiyle bu teklifi reddeder.

Yue’li kadın, yıllar önce beyi için ölmeyi reddetse de bu erdemli davranışı için ölebileceğini söyler. Zhao bunu da kabul etmez; ama Yue’li kadın kendini öldürür.

•   Beşinci biyografi Ge beyliği generalinin karısını (5-5) anlatır. Rong’lar Ge beyliğine saldırır ve beyi öldürürler. Ardından Ronglar, Ge beyliğine mensup her kim intihar ederse karısını ve çocuklarını öldüreceklerini söylerler.

General kendini öldürmek istese de birisi onu kurtarır ve o da eve dönmek zorunda kalır. Eve döndükten sonra karısı, generalin sadık bir çalışan olmadığını, bu yaptığının ihanet olduğunu söyler. General kendisini öldürmesi durumunda Rongların karısını ve çocuklarını öldüreceğini söylese de kadın kabul etmez ve kendini öldürür.

•   Altıncı biyografi Lu beyliğinden bir kadını (5-6) konu alır. Bir gün kadın, oğlu ve abisinin oğlu ile yürümektedir. Qi birlikleri de Lu beyliğine saldırmak için yola çıkmışlardır. Kadın geldiklerini görünce çocuklardan birisini bırakır, diğerini kucaklayarak koşmaya başlar. Qi generali, çocuğun yanına gider ve kadının onun annesi olduğunu öğrenir. Merakla kadını takip eder ve onu yakalar. Kucağındaki çocuğun kim olduğunu öğrendiğinde, neden kendi çocuğunu bırakıp abisinin çocuğunu kaçırdığını sorar. Kadının; kendi çocuğunu kurtarması durumunda bireysel bir hareket olacağı, abisinin oğlunu

kurtarmasının ise erdemli bir davranış olduğu cevabını vermesi generali çok etkiler. General, Lu beyliğinden sıradan bir kadının bile bu derece erdemli olduğunu görünce beyliğin ileri gelenlerinin erdemleri konusunda öngörüde bulunup geri çekilme kararı alır. Kadın bu hareketinden dolayı Lu beyliği tarafından ödüllendirilir.

•   Yedinci biyografi Zhao Jiangzi’nın kızı, Zhao Xiangzi’nın ablası ve Dai beyinin karısından (5-7) bahsetmektedir. Zhao Jiangzi öldükten sonra oğlu Zhao Xiangzi, Dai beyini öldürmek için bir plan yapar ve ablasını almaya Dai topraklarına gider. Dai beyini öldürmesine rağmen kız kardeşi onunla gitmeyi reddeder ve kadın ağlayarak kendini öldürür.

•   Sekizinci biyografi Qi beyliğinde yaşayan halktan bir kadını (5-8) anlatır. Qi beyliğinde bir adam öldürülür ve bu konu ile alakalı resmi soruşturma yürütülür. İki kardeş adamı kendilerinin öldürdüğünü söylerler.

Fakat kimin öldürdüğünü anlayamayan memur üst mevkilere durumu anlatır.

Onlar da kimin öldürdüğünü anlayamayınca Qi beyine olayı aktarırlar. Qi beyi, ikisini de öldürtse suçsuz birini öldürmüş olacak, ikisini de affetse bu sefer de suçlu birini affetmiş olacaktır. Bey, Kardeşlerin annelerine sormanın doğru olduğunu söyler ve onu yanına çağırır. Anne, tereddüt etmeden küçük oğlunun adını verir. Qi beyi, neden küçük oğlunu tercih ettiğini sorar. O da büyük oğlanın üvey, küçüğün ise öz oğlu olduğunu söyler. Sebebini sorunca da kocasına ölürken büyük oğluna bakacağı için söz verdiğini, verilen sözün tutulması için de kendi oğlunun öldürülmesinin doğru olduğunu söyler. Bunu duyan Qi beyi, tüm aileyi affeder.

•   Dokuzuncu biyografi Lu beyliğinde resmi görevli olan Qiu Huzi’nın karısından (5-9) bahseder. Evlendikten beş gün sonra görev için evden ayrılmak zorunda kalan Qiu Huzi, ancak beş yıl sonra eve dönmek için yola koyulur. Yolda dut yaprağı toplayan bir kadın görür, ondan hoşlanır ve ona tekliflerde bulunur. Kadın ilk teklifine cevap bile vermez, ikinci teklifinde ona dönerek ailesi için bu yaprakları topladığını söyler ve adamın para teklifini reddeder. Adam eve doğru tekrar yola çıkar; elindeki parayı annesine sunar.

Aradan biraz zaman geçince yolda gördüğü kadının kendi karısı olduğunu fark edip çok utanır. Bunun üzerine kadın kocasına, annesi için biriktirdiği parayı yolda gördüğü bir kadına teklif etmesi ile annesini unuttuğunu, geleneklere göre hayırlı evlatların ebeveynlerini asla unutmayacağını, bir insanın hayırlı evlat olmadığı takdirde resmi görevde nasıl başarılı olacağını sorar. Daha fazla onunla evli kalamayacağını, başka biri ile de evlenemeyeceğini söyleyerek evi terk eder. Çok geçmeden yol kenarındaki nehre atlayarak kendisini öldürür.

•   Onuncu biyografi Zhou’un bir cariyesini (5-10) konu alır. Bu cariye, Zhou Hanedanlığı saray danışmanın karısına hizmet etmektedir. Danışman, görev için evden gittiğinde karısı, komşusu ile onu aldatmaktadır. Komşu ve kadın, danışman döndükten sonra onu zehirlemek için bir plan yaparlar.

Danışman eve döndüğünde zehirli şarap kadehini ona ikram etmekten sorumlu cariye, yere düşmüş numarası yaparak efendisinin zehirlenmesini engeller.

Danışman sinirlenerek onu dövmeye başlar. Evin hanımı, cariyenin konuşacağından korkarak bu bahane ile kadını öldüresiye döver. Danışmanın kardeşi de bu yasak ilişkiden haberdardır ve tüm bildiklerini abisine anlatır.

Bunun üzerine danışman da karısını döver ve cariyeyi çağırarak neden ona

bildiklerini dayak yeme pahasına anlatmadığını sorar. O da kendi hayatını korumak için hanımının ölmesine razı olamayacağını, bunun erdemli bir davranış olmadığını söyler. Cariyenin söylediklerinden çok etkilenen danışman onunla evlenmek ister, cariye bu teklifi de hanımına saygısızlık olacağından kabul edemez. Kendi canına kıymak ister; ancak danışman ona engel olur.

•   Onbirinci biyografi Wei şehzadesinin sütannesinden (5-11) bahseder.

Qin beyiliği, Wei beyliğine saldırır ve bey ile birlikte tüm erkek çocuklarını öldürür. En küçük oğul sütannesi ile kaçar. Qin beyi, şehzadeyi getireni ödüllendireceğini söylemiş, saklayanların ise tüm ailesinin öldürülmesi emrini vermiştir. Wei beyliğinden bir resmi görevli ile karşılaşan sütanne, şehzade için ne yapılabileceğini sorar. Resmi görevli onu teslim ederse para ile ödüllendirileceğini, saklarsa tüm ailesi ile birlikte öldürüleceğini söyler.

Sütanne ölme pahasına da olsa asla şehzadenin yerini söylemeyeceğini belirtir ve onunla kaçmaya devam eder. Resmi görevli, Qin birliklerine bu durumu anlatır ve peşlerine düşerler. Yakaladıkları sırada askerler ok atmaya başlar;

sütanne, şehzadenin önüne siper olur ve tüm oklar göğsüne saplanır. Her ikisi de hayatını kaybeder. Sütannenin erdemli davranışından etkilenen Qin beyi, ona cenaze töreni yaptırır ve sütannenin erkek kardeşi de parayla ödüllendirilir.

•   On ikinci biyografi Liang beyliğinden bir halayı (5-12) konu alır.

Evinde çıkan yangında içeride kendi oğlu ve erkek kardeşinin oğlu kalmıştır.

Erkek kardeşinin oğlunu kurtarmak için içeri girmesine rağmen yanlışla kendi oğlunu çıkarır. Alevler daha da büyümüştür; kadın, tekrar yeğenini çıkarmak için içeri gireceği sırada bir arkadaşı, “yeğenini çıkarmak isterken yanlışlıkla

oğlunu çıkardın neden bu kadar zorluyorsun, kendini ateşe atıyorsun”

dediğinde, “ben gerçek niyetimi nasıl insanlara anlatabilirim, bu şekilde kardeşlerimin ve insanlarımızın yüzüne nasıl bakarım” der ve ateşlerin içine girerek can verir.

•   On üçüncü biyografi iki kadını (5-13) konu alır. Bu kadınlar Zhuya toprakları resmi idarecisinin ikinci karısı ile ilk karısından olma kızı Chu’dur.

Zhuya, inci üretiminde önemli bölgeydi ve sınırı geçerken bu topraklardan inci çıkarmak yasaktı; kurala uymayanlar da ölümle cezalandırılırdı. Chu’nun babası öldüğünde cenaze için sınırın geçilmesi gerekiyordu. İkinci karısı bu kuralı bildiğinden inci bileziğini kenara atmış, ancak dokuz yaşındaki oğlu kimsenin haberi olmadan bileziği alıp annesinin kesesine tekrar koymuştu.

Sınır görevlisi, inciyi bulunca bu incinin kime ait olduğunu sorar. Chu, incilerin üvey annesine ait olduğunu ancak onu kendisinin aldığını söyler. Üvey anne gerçekten doğru söylediğini düşünür, ona acır ve suçu kendi üstlenir. Chu ısrarla kendi yaptığını söyler ve ağlamaya başlar. Üvey anne de ağlayarak Chu’nun suçu üstlendiğini, gerçek suçlunun kendi olduğunu görevliye anlatmaya çalışır. Cenazeye katılan herkes bu olaya şahit olur ve gözyaşlarını tutamazlar. Bunun üzerine görevli de ağlamaktan hüküm veremez ve inciyi alarak atar. Bu anne ve çocuk o kadar dürüsttür ki onları cezalandırmaktansa kendim ceza almayı göze alır ve onları serbest bırakır.

•   On dördüncü biyografi Ji’er adında bir kadını (5-14) konu alır. Ji’er’ın babası öldüğünde ağabeyi Jizong ve kocası Yanshou bir anlaşmazlık yaşarlar.

Bunun üzerine Yanshou ile arkadaşı Tian Jian, Jizong’u öldürürler. Tian Jian ölüm cezasına çarptırılır, Yanshou ise aftan yararlanarak serbest kalır. Yanshou

eve döndüğünde tüm olanları Ji’er’a anlatır. Bunun üzerine Ji’er evden ayrılmak üzere eşyalarını hazırlar. Yanshou, karısına, ağabeyini öldürdüğü için onun da kendisini öldürmesini söyler. Ji’er geleneklere göre kişinin kocasını öldürmesinin yanlış olduğu gibi ağabeyinin düşmanına hizmet etmesinin de yanlış olacağını söyler. Yanshou, karısına isterse evden gidebileceğini söylediğinde ise Je’er ona gidebileceği bir yeri olmadığını ve bu olaydan sonra ailesi ile de huzur içinde yaşayamayacağı cevabını verir. Yanshou, utanç duyarak oradan ayrılır. Ji’er, en büyük çocuğu olan kızına durumu anlatır ve kendini asar.

•   Son biyografi ise Chang’an’da yaşayan halktan bir kadını (5-15) anlatır.

Kocasının düşmanları, kendileri ile suç ortaklığı yapması için kadının babasını kaçırırlar. O da çaresizce bir tarafta babası diğer tarafta kocası için bir plan yapar. Adamlara kocasının yatacağı odanın camını açacağını söyler ve söylediği yere kendi yatar. Kocasının yerine kendisini öldürmelerine izin verir.

Bu şekilde kendini feda ederek hem babasını hem de kocasını kurtarmış olur.

(Lü J. , 2014, s. 193-240)

Biyografilerdeki kadınlar, farklı statülerde ve rollerde karşımıza çıkar.

Kadınlardan biri şehzade dadısı, bir diğeri sütannesi rolündedir. Kadınlardan ikisi hala, biri kız, biri anne, ikisi hem kız kardeş hem de eş rolünde, kalan yedi kadın da sadece eş rolünde erdemli davranışlar sergiler. Statülerine göre ise dokuz kadın halktan, altı kadın asil olarak tasniflenmiştir.