• Sonuç bulunamadı

Şenköy Şeyh Ahmet Kuseyri Camii

2. KATALOG

2.3. Şenköy Şeyh Ahmet Kuseyri Camii

Bulunduğu Yer: Yayladağı İlçesi’ne bağlı Şenköy Mahallesi, Antakya

merkez ilçeye 23 km. mesafede yer almaktadır.

Yapım Tarihi: 16. yüzyıl’ın ikinci yarısı. Yapanı: İbni Şeyh Muhamed el Kuseyri Yaptıranı: Şeyh Abdi5

Çizim: 14 Fotoğraf: 51-64

Plan ve Mimarisi: Eğimli bir araziye konumlandırılan cami, avlunun

güneyine oturtularak batı cephesinden bir taç kapıyla avluya giriş sağlanır (Fotoğraf 51). Belirli bir kot farkıyla kuzeyinde hazire ve türbe yer almaktadır. Yapı, doğu-batı doğrultusunda enine dikdörtgen olarak tasarlanmış olup, mihrap önü kubbeli ve ortada kare şeklindeki kolonlar mekanı iki sahına ayırır. Mihrap önü kubbesiyle çapraz tonozlar üst örtüyü şekillendirir (Çizim 14, Fotoğraf 52). Güney cephede altta dört adet basık kemerli ve bu her bir açıklığın üzerinde ise küçük tepe pencereleri yerleştirilmiştir. Bu üstteki küçük açıklıklar, dilimlenmiş kaş kemer şeklinde düzenlenmiştir. Batı ve doğu duvarlarında sadece kıble cephesindeki üst pencere açıklıkları gibi bu cephelerde de birer adet pencere ile şekillenmiştir (Fotoğraf 53- 54).

Süslemenin görüldüğü yerler: Avluya açılan taç kapıda, minarenin kaidesinde, harim giriş açıklığının üzerinde, son cemaat yerine yapılan mihrabiyenin köşelerindeki konsollarda, iç mekanda, mihrabın taç kısmında süslemelerin yoğunlaştığı yerlerdir.

Avlu duvarının doğu cephesinde yer alan taç kapı, kesme taş ve mermerin birlikte kullanımıyla inşa edilmiştir. Kapı, sağdan ve soldan birer adet işlevsel olmayan yarım dairevi görünümündeki sütunlar yüzeyden hafif çıkıntılı olarak yapılmıştır. Üç kademeli olarak ele alınan sütun başlıkları, her iki tarafta da simetrik bir özellik göstermektedir. Alt ve orta kısımdakiler geometrik özellikte mukarnaslarla şekillendirilirken, üst bölümdekiler bitkisel tezyinat ile üç adet

5 Şeyh Abdi, Şeyh Ahmet Kuseyri’nin babasıdır. 1526 tarihli Tahrir defterinde “Şeyh Ahmed veled-i

Şeyh Abdi ifadesi yer almaktadır. Mevcut defterde, “ Zaviye-i Şeyh Abdi Veled-i Şeyh Ali der karye-i mahallesi ” ifadesi geçer (Gündüz, 2009: 96-97). Ayrıca Mehmet Sılay, Şeyh Abdi’nin 1464 tarihinde buraya yerleştiğini ve yapının bu tarihte inşa edildiğini yazmaktadır (Sılay, 1989: 45-46).

çarkıfelek, ortadaki gülbezek şeklinde işlenmiştir. En üst kademede ise sütun başlığından bağımsız uzunlamasına iki aşamada düzenlenmiştir. Altta, geometrik olarak yatay şekilde sıralanan üç adet hafif kabartılmış üçgenler, üstte ise yüzeye derin yivlerin açılmasıyla oluşturulan tezyinat yüzeye hareketlilik vermiştir (Fotoğraf 56-57). İki bölüme ayrılan kapı alınlığı, derin oyma tekniğinde akantus yaprağına benzeyen motifler ile dekorlanmıştır. Ayrıca bu açıklığın inşa tarihi ile ilgili, alınlık kısmında yer alan “1936” tarihi caminin aynı devirde yapılmadığı ve sonradan getirilerek buraya eklendiği anlaşılmaktadır6.

Yapının ön cephesini şekillendiren son cemaat mahalli, giriş aksının iki tarafında avlu zemininden yükseltilmiş kesme taş platformlardan oluşmaktadır. Son dönemde yapılan restorasyon sonrasında, ahşap taşıyıcılar, kiremit kaplı çatı ile örtülmüştür (Fotoğraf 58). Kuzey duvarının batı cephesine, boyuna dikdörtgen biçiminde, sivri kemer kavsara ile nihayetlenen, yarım daire formlu mihrabiye yerleştirilmiştir. Mihrabiye’nin köşelerine birer adet konsol yapılmıştır. Konsolun yüzeyleri alt kısımdan yukarıya doğru dilimleniş üstten ise balıksırtı motifleriyle sınırlandırılmıştır (Fotoğraf 59).

Kuzey cepheden boyuna dikdörtgen formlu sade iki kanatlı bir ahşap kapıyla harime giriş yapılır. Açıklığın üzerinde dikdörtgen levha içerisine üç satırlık dokuz bölümü sınırlandıran kartuşlar kitabe metnini şekillendirir (Fotoğraf 60). Kartuşların içerisindeki yazıları yanlardan günümüz seramikleri ile yapılmıştır. Kitabenin etrafı akantus yaprakları ile çerçevelenmiştir. İç mekanda tezyini unsurlar mihrap üzerinde yoğunlaşmaktadır. Duvarlar ve ayaklar sade utulmuştur (Fotoğraf 61). Harim giriş aksında yer alan mihrap, kıble yönünü belirlemiştir (Fotoğraf 62). Taş malzemeden yapılan mihrap, ters “U” biçiminde yarım daire niş ile şekillenir. Dikdörtgen biçiminde, sivri kemerli taş malzeme kullanılarak yapılmıştır. Mihrabı üstten sınırlandıran taç kısmı, yanlarda konsolların arasına yerleştirilen sivri kemerli mukarnasların yüzeyleri stilize edilmiş akantus yapraklarıyla dekorlanmıştır. Bu bezeme kuşağını sağdan ve soldan birer adet üçgenimsi konsol sınırlandırılmıştır. Konsolların ön yüzleri kavislenerek balıksırtı motifleri ile tezyin edilirken, yan

6 Mülakat: Hasan Yaylacı’nın (Şenköy eski muhtarı) aktardığı bilgiye göre babası köyün ilk

muhtarlarından olduğu ve bu taç kapının Antakya merkez polis karakolunun yıkılması ile buraya getirildiğini aynı zamanda bizzat kendi eliyle cami’nin avlu duvarına yerleştirildiğini ifade etmektedir (06.07.2017).

cepheleri belirli bir merkezden uzanan çizgilerle dilimlenerek işlenmiştir (Fotoğraf - 63). Minber, mihrabın hemen sağına yerleştirilmiş, korkulukları ve köşk kısmı ahşap malzemenin kullanımıyla yapılmıştır.

Kesme taştan inşa edilen minare, caminin kuzeydoğu köşesinde yükselmektedir. Harim duvarından yüksek tutulmuş, kare kaideli, basık kemerli minare giriş kapısı avluya açılır. Kaideden çokgen gövdeye geçişte prizmatik üçgenlerin yüzeyine ters sivri kemerli mukarnaslar işlenerek köşeler yumuşatılmıştır. Çokgen gövdenin şerefe altına belirli mesafede kare şeklinde çerçevelenmiş iki satırlık yazı nakşedilmiştir. İlk satırda, latin harfleriyle “ Onarım 1957 ”, ikinci satırda ise Osmanlıca “ Tamir 1377 “ yılı ifadeleri yer almaktadır. Şerefe altı iç ve dış bükey silmelerle hareketlendirilmiştir. Şerefe korkuluklarında minarenin gövdesindeki gibi taş malzeme kullanılmış, yüzeyi geometrik formlu süsleme ile dekorlanarak pramidal külahla nihayetlenmiştir (Fotoğraf 64).

Tarihlendirme: Cami ile alakalı doğrudan iki kitabe bulunmakta, bu

kitabelerden yapının farklı tarihlerde iki onarım geçirdiğini öğrenmekteyiz. En erken tarihli kitabe ise, Ahmet Kuseyri türbesinin avluya bakan cephesindedir. Ayrıca plan olarak Şeyh Ahmet Kuseyri Camii, tek sahını kesen mihrap önü kubbeli ve üst örtüyü şekillendiren plan şeması ile Anadolu’da birçok caminin planı benzerlik gösterir. Özellikle Urfa Ulu Camii mihrap önü kubbesi ve üst örtü sistemi ile oldukça yakın benzerlik arz eder. Bundan başka, Kilis Ulu Camii, Gaziantep Tahtani Camii (16.yy) ve 16. Yüzyıl Ramazanoğulları eseri Adana Ulu Camii ile büyük benzerlikler taşıdığı görülür. Buradan hareketle, yapının 16. yüzyılın ikinci yarısına tarihlemek mümkündür.

Bununla birlikte cami ile alakalı iki adet kitabe yer almaktadır. Bunlardan birincisi harim giriş kapısının üzerinde, diğeri de yine bu cepheye yapılan mihrabiye’nin üst kısmında iki sıra halinde dörder satır olarak kartuşların içeresine yerleştirilmiştir.

Harim giriş kapısı üzerindeki kitabe (Fotoğraf 59) şöyledir;

İnne - mâ ye muru mesâcide’l lâhi men âmene bi’l lâhive’l Bi...ammere haze’l mescidi’ş- şerif el mubarek eş – şeyh

İsmail ibni’ ş - şeyh Muhammed el- Kuseyri el- Halveti sene H. 1127 Anlamı:

Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimseler imar eder. (Tevbe, 9:18). Bu mescid-i şerifi Mübarek Şeyh İsmail ibni’ş-şeyh Muhammed el- Kuseyri el- Halveti imar etti. Sene H.1127 / M. 1714

Son cemaat mahallinde mihrabiye üstünde (Fotoğraf 60) yer alan kitabe;

Bu ca ali makâmı münhedim iken eyledi bünyâd Cenâb-ı Şeyh Abdullah Efendi müfahhirü’l-efrâd Seyid Şeyh Ahmed el Kusayri cedd-i alâsı (alamı)

Dem-â dem ruz-u şeb içre Huda ervahın eyledi dil-şad Dû-sâd sal hezâr içre mûyesser eyledi itmamını Zihî âlî -makâm oldu Hudâ’ya yâ külli abâd Tamam oldukda lutf-i Hakk ile şükrâne târih Zihi âlî makâm zehr-i ’abbât Sene 1200 (1785)

Benzer Belgeler