• Sonuç bulunamadı

İncelediğimiz defterde 16 adet tecâvüz kaydı mevcuttur. Bunlardan 7 tanesi fi’l-i şenî’, 5 tanesi hâneye tecâvüz ve 4 tanesi de livâta davasıdır. İncelediğimiz defterde tecâvüz tabiri fi’l-i şenî olarak ifade edilmiştir. Yani kötü fiil anlamında kullanılmıştır.

36 Hüsrevoğlu, s.157. 37 KŞS 32 / 88-3. 38 KŞS 32 / 107-2.

39 Diğer muhâla’a örnekleri için bknz. KŞS 32 / 32-2, 37-2, 107-3, 116-2, 133-2, 139-1, 139-2, 164-2, 174-3,

175-2, 185-1, 187-2, 187-3, 196-2, 197-1, 201-2, 210-1, 232-1, 252-2, 266-1.

40Mehmet Akif Aydın, “Osmanlı Hukukunda Kazâî Boşanma ‘Tefrik’”, İslâm ve Osmanlı Hukuku Araştırmaları,

14

İnsanlık tarihi boyunca süregelen bir şiddet biçimi olan ırza geçme (tecâvüz), insanın fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne karşı işlenen, genel ahlak ve aile düzenini ilgilendiren bir suçtur. Bu nedenle, en ilkel toplumlardan günümüze kadar kişilerin hem vücut bütünlüğünün hem de şeref gibi çok yüksek manevi bir değerin korunması olan “ırz güvenliği” hukuk sistemleri tarafından korunarak tecâvüz suçu cezalandırılmıştır. Irza geçme (tecâvüz) suçu, genel olarak bir erkeğin zor kullanarak bir başka insanla zorla (cebren) cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan anlaşıldığı gibi, suçun faili sadece erkek olmakla birlikte, mağdur erkek ya da kadın olabilir41. Erkeğin mağdur durumunda olduğu belgeler genellikle livâta42 olarak tanımlanmaktadır. Diğer yandan bu tabir genelleştirilerek fi’l-i şenî’ olarak tanımlanabilmektedir. Örneğin; Şeyh’osmân Mahallesi’nden el-Hâc Mehmed, Seyyid ‘Abdullah beni kendi evine davet etti. Ben de gittim. Orada Seyyid Hüseyin ve Seyyid ‘Abdullah ile hem sohbet edip hem de yiyecek yedikten sonra ben de onları kendi evime davet ettim. Ancak Seyyid Hüseyin bizim bargir gelecek ona bakmam lazım diyerek gelmedi. Seyyid ‘Abdullah ile evime giderken Dölek Mustafâ, Süleyman, Seyyid Mehmed, Seyyid ‘Abdullah Beşe, ‘Abdulkerim, diğer Mustafâ, Terzi Ramazan ve Kara Mehmed yolumuzu kesip Seyyid ‘Abdullah’ın ellerini bağlayıp sesini çıkarırsan seni katl ederiz diye tenbih ettikten sonra bana livâta eylediler diyerek gereğinin yapılmasını istemiş, şahitlerin de beyanıyla bu kişilerin el-Hâc Mehmed’e livâta yaptıklarına hükmedilmiştir. Ancak deftere kaydedilmediği için bu kişilere verilen ceza bilinmemektedir43. Defterdeki ikinci kayıt, birinci kaydın devamı niteliğinde olup livatâya maruz kalan el-Hâc Mehmed, Kara Mehmed’in sadece Seyyid ‘Abdullah’ın ellerini bağlamaya yardım ettiğini, kendisine herhangi bir müdahalesinin olmadığını söyleyerek Kara Mehmed’e karşı olan davasından feragât etmiştir44. Yukarıdaki iki örnekte içeriği livâta olsa da deftere ikisi de fi’l-i şenî’45 olarak kaydedilmiştir.

Fi’l-i şenî’ olarak kaydedilen kayıtta ise: Sa’îd-ili kasabasına bağlı Hârûn köyünden İmâm Mehmed Halife ibn Ahmed ve Seyyid Mehmed Çelebi adlı kimseler meclis-i şer’e gelerek; bir gün önce Hârûn adlı köyden Muslî bin ‘Abdurrahman adlı kişi eşi Şehrî adlı kadını evi içerisinde katl etti diyerek keşf edilmesi ve gereğinin yapılmasını talep etmişlerdir.

41 Belkıs Konan, “Osmanlı Hukukunda Tecavüz Suçu”, OTAM, S.29, Ankara 2011, s.149-150.

42 Sözlükte "havuzu çamur vb. ile sıvamak suretiyle onarmak" anlamına gelen livâta kelimesi örfte erkekler

arasındaki eşcinsel ilişkiyi ifade eder. Geniş bilgi için bakınız. Kamil Yaşaroğlu, “Livâta”, DİA, C.27, Manisa 2003, s. 198.

43 KŞS 32 / 42-1. 44 KŞS 32 / 44-1.

15

Bu iddia üzerine Karaman mütesellimi Mehmed Ağa tarafından görevlendirilen Süleyman Ağa ile bazı Müslümanlar Muslî’nin evine varıp ahır içine baktıklarında adı geçen Şehrî’yi ölü bir şekilde bulmuşlar, mu’ayene ve müşahede edip meclis-i şer’-e haber vermişlerdir46.

Bu davadan birkaç gün sonra karısını öldürdüğü iddia edilen Muslî meclis-i şer’-e gelerek; iki gün önce ben karye-i mezbûrede vâki‘ odamda müsâfir olan levendâta hizmet ederken evâsıt-ı leylde karye-i mezbûre sükkânından Koca dimekle ma‘rûf Mahmûd bin Ahmed nâm kimesne menzilimde ahurum içinde zevzem Şehrî Hatun’a fi‘l-i şenî‘ üzere olduğu bana ihbâr edilmekle ben dahî vardığımda merkûm Mahmûd ile mezkûre Şehrî’yi ahur içinde birlikte bulup mezkûr Mahmûd ahur kapusunu yakıp kaçtı ben de dayanamadım ve eşim Şehrî’yi boğazlayup öldürdüm. Davam sadece Koca Mahmûd’a münhasıradır. Başka kimesenin bu olayda dahli yoktur47 diye bildirmiştir.

Dava kanıtları ve gördü tanıklarının araştırıldığı günlerde eşini öldürdüğünü itiraf eden Muslî bin ‘Abdurrahman tekrar meclis-i şer’-e gelerek; altı gün önce odamda levendâta hizmet ederken evâsıt-ı leylde Mahmûd evimin içinde ahırıma girip karım Şehri’ye fi’l-i şenî’ etti ve ben ahıra girince ahırın kapısını yakıp kaçtı diyerek gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Muslî bu iddiasına karşın bir şahit gösteremediğinden mahkeme Mahmûd’un keyfiyet-i ahvalinin mahalle halkına danışılmasını istemiştir. Mahalle halkından bazı kimseler olay hakkında bilgilerinin olmadığını, ancak Mahmûd’un kendi halinde bir kimse olduğunu ve bu ana kadar kimseye bir kötülüğünün olmadığını haber vermişlerdir48.

Davanın soruşturulduğu günlerde Muslî bin ‘Abdurrahman’ın bu suçu bir ihanetten dolayı işlemediği ortaya çıkınca Sa’id-ili Nâhiyesine bağlı Hârûn adlı köy sâkinelerinden iken boğazlanarak öldürülen Şehrî bint-i İskender adlı kadının erkek kardeşleri ‘Abdî ve Hasan ve Yûsuf ve Mustafâ meclis-i şer’-e gelerek; kardeşimiz Şehrî’nin eşi ve katili olan Muslî bin ‘Abdurrahman, eşi Şehrî’yi bıçakla bilerek öldürmüş ve öldürdüğünü itiraf dahi etmiştir. Her birimiz Muslî için kısas davası talebinde iken araya bazı Müslümanlar girmiş ve adı geçen Muslî ile diyet ödemesi yönünde anlaştık. Muslî edlinden bir re’s al aygır tay ile yirmi guruş alıp kabul ederek Muslî ile olan davamızdan ferâgat ettik, Muslî ile hiçbir davamız kalmadı diye bildirmişlerdir49 ve dava bu şekilde sonuçlanmış, adı geçen Muslî de diyet ödeyerek kısastan kurtulmuştur. 46 KSŞ 32/ 91-3. 47 KŞS 32 / 102-1. 48 KSŞ 32/ 100-3. 49 KSŞ 32/ 117-1.

16

Livâta50 örneğinde ise Boladlar Mahallesi’nden Mehmed bin Süleyman meclis-i şer’e gelip Bekir bin Musâ hâlâ beş yaşında olan oğlum Bekir’e livâta yapmıştır diyerek gerekenin yapılmasını talep etmiştir. Bunun üzerine mahkeme Mehmed’den şahit talep etmiş, mahalle ahlisinden bazı kimselerin Mehmed’i tasdik edip ona şahitlik etmişlerdir. Ancak belgede Bekir’e verilen ceza ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır51. Diğer bir livâta kaydında ise Konya’da Poladlar Mahallesi sakinlerinden Halîl adlı kişinin vekâleten babası olan el-Hâc Mehmed meclis-i şer’e gelerek bundan on gün önce oğlum Halîl Zivecik köyünde gece koyun arasında yatarken mezbûr Mahmûd Beşe ibn Hasan kılıç ve tüfenk ile gelip oğlumun boğazını sıkıp cebr ve ikrâh ile oğluma livâta etmiştir su’âl olunup gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Bu iddia üzerine el-Hâc Mehmed’den şahit talep edilmiş, el-Hâc Cemâl Mahallesi’nden bazı kimseler el-Hâc Mehmed’i tasdik edip ona şahitlik etmişler, şahitlikleri kabul edilmiştir. Ancak belgeye Mahmûd Beşe’nin suçlu bulunduğu ile ilgili bir kayıt yazılmadığı için dava sonucu ile ilgili bir malumatımız yoktur52.

Diğer 5 kaydımız haneye tecâvüz davaları53 ile alakalıdır. Fi’l-i şenî’ kastıyla hâneye tecâvüz da’vâsında Konya’da ‘Alişerbeti Mahallesi sakinelerinden Fâtıma bint-i Mehmed meclis-i şer’-e gelerek; Nûr ‘Alî bin Receb benim komşum olmağla ben hasta iken gice ile benm evime gelip bana fi’l-i şenî’ kasd etmekle ben feryad ettiğimde firâr etmiştir su’âl olunsun demiştir. Bu talebi üzerine Fâtıma’dan şahit talep edilmiş, ancak Fâtıma şahit gösterememiştir. Bunun üzerine Fâtıma’nın evine girmediğine dair Nûr ‘Alî’ye ye’mîn teklif edilmiş, Nûr ‘Alî’nin yemin etmesiyle Fâtıma da’vâdan ve mahkemeden men’ edilmiştir54. Diğer bir kayıtta ise; Konya Kâzası’na tabi’ Sahrâ Nâhiyesi’nde Müneccim nâm karye sakinlerinden Şa’bân Beg ibn İlhân adlı kişi meclis-i şer’-e gelerek; bundan iki ay önce Mîrzâ bin Halîl refikleriyle ma’â hıyanet kastıyla evâsıt-ı leylde benim evime girip kardeşim Mûsâ ile mücadele etmiş daha sonra firâr etmiştir su’âl olunup gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Ancak mahkemeye şahit gösterememiştir. Bunun üzerine Mîrzâ’ya Şa’bân Beg’in evine girmediğine dair ye’mîn teklif edilmiş, Mîrzâ’nın ye’mîn etmesiyle Şa’bân Beg da’vâdan men’ edilmiştir55.

50 Diğer livâta kayıtları için bknz. KŞS 32 / 208-3, 220-2. 51 KŞS 32 / 179-2.

52 KŞS 32 / 189-1.

53 Diğer hâneye tecavüz da’vâları için bknz. KŞS 32 / 221-1, 229-2, 241-2. 54 KŞS 32 / 19-2.

17

Benzer Belgeler