• Sonuç bulunamadı

2.4 Reform Dönemi ve Elektrik Piyasası Kanunu

2.4.3 Elektrik Piyasası Faaliyetleri

2.4.3.5 Ġthalat ve Ġhracat

İthalat ve ihracat faaliyetleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görüşü doğrultusunda, “Uluslararası Enterkonneksiyon Şartı” oluşmuş ülkelerden veya

59 ülkelere, EPDK onayı ile TETAŞ ve özel sektör toptan satış şirketleri tarafından yapılabilir. Perakende satış şirketleri ve perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketleri ise lisanslarında yer alması halinde orta gerilim (dağıtım) seviyesinden ithalat yapabilmektedir.

Her ülkenin birincil enerji kaynak rezervleri birbirinden farklılık göstermekte, uygulanan enerji politikaları çerçevesinde kurulu kapasite kompozisyonu da ülkeden ülkeye değişmektedir. Bu durumda sadece ulusal şebeke olanakları ile diğer sistemlerden izole olarak çalışan bir şebeke altyapısına sahip ülkeler, kaynak kullanımı açısından da kendi olanaklarıyla sınırlandırılmış olacaktır. Oysa farklı üretim kaynaklarının birbirleriyle uyumlu bir sistem içinde işletilebilmesine imkan tanıyan entegre bir iletim sistemi altyapısı, kaynak optimizasyonu yapılmasına da imkan vererek arz güvenliğine katkı sağlayacaktır. Zira güçlü enterkoneksiyonlar, elektrik enerjisinin ticaretinin gelişmesini de sağlayacaktır (TÜSİAD, 2008: 229).

Komşu ülkelerle oluşturulmuş güçlü enterkoneksiyonların varlığı, talepteki değişime bağlı olarak arzda bir daralma olduğunda ithalat veya enerji fazlası durumunda da ihracat yapılabilmesine imkan tanıyarak gerek arz güvenliği açısından gerekse yatırımların rasyonel değerlendirilebilmesi açısından esneklik sağlamaktadır.

Özellikle ekonomik istikrarın kırılgan olduğu ve buna bağlı olarak elektrik talebinin değişkenlik gösterdiği ülkelerde, talep tahmini hedefinden sapmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Bu kapsamda, ihtiyaç duyulduğu anda emre amade olacak şekilde komşu ülkelerle kurulmuş güçlü bir enterkoneksiyon altyapısı, söz konusu ülkeler için büyük önem taşımaktadır.

60 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKĠYE ELEKTRĠK DAĞITIM SEKTÖRÜ

Elektrik dağıtım faaliyeti, elektrik enerjisinin iletim hatlarından veya dağıtım bölgesi içerisinde yer alan üretim santrallerinden alınarak son kullanıcılara ulaştırılması faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Bir elektrik dağıtım bölgesinde sadece tek bir firma en düşük maliyetle hizmette bulunabileceği için dağıtım şebeke hizmetleri doğal tekel niteliğindedir. Birden fazla firmanın aynı bölgede faaliyette bulunması şebeke yatırımlarının tekrarlanmasına ve dolayısıyla kaynak israfına neden olacaktır.

Bunun yanında dağıtım sektöründe sabit maliyetler büyük oranda batık maliyetlerden oluştuğundan yatırım bir kez gerçekleştirildikten sonra aynı değerle geri kazanmak mümkün değildir. Bu nedenle, dağıtım sektöründe, doğal tekeli rekabetçi fiyata yönlendirecek potansiyel bir rekabet söz konusu değildir. Sonuç olarak, kar maksimizasyonu güdüsü ile hareket eden elektrik dağıtım tekeli, herhangi bir müdahale olmadığı takdirde, daha düşük kalitede hizmeti daha yüksek fiyatla arz etme eğiliminde olacaktır. Yukarıda bahsedilen sebeplerden dolayı, özelleştirme ile birlikte elektrik dağıtım faaliyetini yürütmekle görevli şirket serbest bırakılmamış;

fiyat, kalite, performans gibi yönlerden kamusal düzenlemeye tabi tutulmuştur.

Dağıtım faaliyeti Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) ve özel sektör dağıtım şirketleri tarafından lisanslarında belirtilen bölgelerde yürütülmektedir. Dağıtım şirketleri, bulundukları dağıtım bölgelerinde başka bir tedarikçiden elektrik enerjisi veya kapasite temin edemeyen tüketiciler bulunması halinde, perakende satış lisansı alarak bu tüketicilere perakende satış yapmak ve perakende satış hizmeti vermekle

61 yükümlü tutulmuştur. Dağıtım şirketleri, bölgelerinde başka perakende satış şirketleri bulunsa bile perakende satış lisansı almak suretiyle tüketicilere perakende satış yapabilmekte ve perakende satış hizmeti verebilmektedir.

Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişilerin başlıca yükümlülükleri arasında;

 Yeni dağıtım tesisleri için yatırım planı yapılması,

 Yeni dağıtım tesislerinin kurulması ve gerekli iyileştirmelerin yapılması,

 Dağıtım sisteminin işletilmesi, bakım ve onarım yapılması,

 Talep tahminlerinin hazırlanması yer almaktadır.

Elektrik dağıtım sektörünün genel çerçevesini çizdikten sonra kısaca dağıtım sektörünün tarihçesine bakmakta fayda vardır.

Önceleri DSİ, İller Bankası, Etibank ve yerel idareler gibi çeşitli kuruluşlar tarafından yürütülen elektrik hizmetleri 1970 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) bünyesinde toplanmıştır. Ancak dağıtım şebekeleri yerel idarelerde bırakılmıştır. 1982 yılında yerel idarelerin elinde bulunan dağıtım varlıkları da TEK‟e devredilmiştir. 1984 yılında 3096 sayılı Kanun‟un yürürlüğe girmesine kadar elektrik dağıtım sektöründe TEK dışında sadece birkaç özel teşebbüs (ÇEAŞ, Kepez ve Kayseri) faaliyet göstermiş ve sektör büyük ölçüde kamu tekeli özelliğini korumuştur. 1993 yılından itibaren, dağıtım faaliyetini TEK‟in ayrıştırılması sonucunda kurulan TEDAŞ yürütmüştür.

Yüksek Planlama Kurulu Kararı19 ile yürürlüğe giren Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesinde; elektrik enerjisinin tüm tüketicilere

19 17/3/2004 Tarih ve 2004/3 Sayılı YPK Kararı.

62 yeterli, kaliteli, sürekli ve düşük maliyetli bir şekilde sunulması amaçlanmış ve Avrupa Birliği topluluk müktesebatına uyum hedefi çerçevesinde elektrik enerjisi sektörünün serbestleştirilmesine devam edileceği vurgulanmıştır. Sektörde gerekli reformların yapılmasını sağlamak amacıyla, kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca, Türkiye‟ye özgü coğrafi yapı, işletme koşulları, enerji bilançosu, teknik/mali özellikler dikkate alınarak Türkiye genelinde en fazla 21 dağıtım bölgesi oluşturulacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, dağıtım bölgeleri yeniden düzenlenerek TEDAŞ özelleştirme programına alınmıştır.

Elektrik enerjisi sektörü reformu ve özelleştirmelerden beklenen temel faydalar;

 Elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının etkin ve verimli bir şekilde işletilmesi suretiyle maliyetlerin düşürülmesi,

 Elektrik enerjisi arz güvenliğinin sağlanması ve arz kalitesinin artırılması,

 Dağıtım sektöründeki teknik kayıpların OECD ülkeleri ortalamalarına indirilmesi ve kaçakların önlenmesi,

 Gerekli yenileme ve genişleme yatırımlarının kamu tüzel kişilerine herhangi bir yükümlülük getirilmeden özel sektörce yapılabilmesinin sağlanması,

 Elektrik enerjisi üretimi ve ticareti faaliyetlerinde oluşacak rekabet yoluyla ve hizmet kalitesinin düzenlenmesiyle sağlanan faydanın tüketicilere yansıtılmasıdır.

Belgede vurgulanan bir diğer husus ise, serbestleşmiş bir piyasada perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin, üretim faaliyeti gösteren veya gösterecek yatırımcılara güven verecek bir yapıda olması gerektiğinden özelleştirmelere dağıtım

63 sektöründen başlanacağıdır. Bu gerekçe şu anlama gelmektedir; özellikle piyasaya yeni girecek ve dolayısıyla yatırım finansmanına gereksinimi olan üreticilerin finansman bulabilmeleri için istikrarlı nakit akışı projeksiyonlarına ihtiyaçları vardır.

Bunu sağlamanın bir yolu özellikle dağıtım şirketleri ile uzun vadeli alım sözleşmeleri yapmalarıdır. Önce dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi, bu tür sözleşmeler yapabilecek özel kesim şirketlerinin ortaya çıkmasını, dolayısıyla piyasaya yeni girişleri kolaylaştıracaktır (Atiyas, 2006).

Bu noktada özelleştirmelere dağıtım faaliyetinden başlanmasına bir eleştiri getirmekte fayda vardır. Zira sektörün arz yönü düşünülmeden sadece dağıtım ağırlıklı bir özelleştirme politikasının başarı şansı çok zayıftır. Ayrıca, ülkemiz enerji sektörünün içinde bulunduğu durum, temelde üretimin talep artışını karşılamada yetersiz kalmasıdır. Sektörde gerek yatırım ve gerekse üretim maliyetinin büyük bir bölümü üretim aşamasında gerçekleşmektedir. Bu durumda, arz güvenliğini ilgilendiren ve sektörde rekabetin en kolay sağlanacağı bölüm olan üretim segmentinden önce dağıtımın özelleştirilmesi, sektörde özelleştirmeden beklenen faydanın sağlanamayacağı düşüncesinin ağırlık kazanmasına sebep olmuştur.

Perakende satış ve perakende satış hizmeti faaliyetleri ise 4628 sayılı Kanun çerçevesinde rekabete açılan faaliyetler arasında yer almaktadır. Söz konusu faaliyetler, dağıtım şirketlerinin yanı sıra perakende satış şirketleri tarafından da yerine getirilebilecektir. Perakende satış hizmeti, sayaçların okunarak elektrik tüketim miktarlarının belirlenmesi ve faturaların düzenlenmesi gibi hizmetleri kapsamakta olup 4628 sayılı Kanun perakende satış ve perakende satış hizmeti faaliyetlerinin, perakende satış lisansında yer verilmesi halinde, aynı lisans

64 kapsamında yürütülmesine imkan sağlamaktadır. Başka bir ifade ile perakende satış hizmeti, elektrik pazarının perakende satış seviyesindeki faaliyetleri bütünleyici bir özellik taşımaktadır.