• Sonuç bulunamadı

ÇalıĢma çift kör yöntem ile yapılmıĢtır. Ġstatistiksel dataların kaydı ve analizlerinde bilgisayarda SPSS for Windows 22.00 istatistik paket programı kullanılmıĢtır. Ġstatistiksel analiz yapılırken antral folikül sayıları ve AMH seviyeleri Ortalama ± Standart Deviasyon olarak; foliküler atrezi oranları ise yüzde olarak ifade edilmiĢtir. Deney öncesi ve sonrası grupların kendi içinde istatistiksel karĢılaĢtırılması sonucu tüm gruplarda deney öncesi ve deney sonrası AMH değerlerindeki değiĢimin değerlendirilmesinde Wilcoxon iĢaret sıralar testi uygulanmıĢtır. Gruplar arasında atrezik folikül yüzdesine göre farka ait ki-kare testi uygulanmıĢ, p < 0,05 önem düzeyinde anlamlılık olarak kabul edilmiĢtir. Gruplar arasında kilo değiĢimlerindeki farklılık Ortalama ± Standart Deviasyon olarak belirlenmiĢ ve Kruskal Wallis H testi ile değerlendirilmiĢtir. Primordiyal folikül sayısıyla ilgili değiĢimlerin değerlendirilmesinde ortalama ± standart deviasyon ve Kruskal Wallis H testi uygulanmıĢ, farklılığın hangi gruptan kaynaklandığının ileri analizi için ise Dunnet T3 Post Hoc testi uygulanmıĢtır.

71 4.BULGULAR

Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilolarındaki değiĢim Grafik 2‟ de gösterilmiĢtir. Deney öncesi ve sonrası grupların kendi içinde istatistiksel karĢılaĢtırılması sonucu tüm gruplarda deney öncesi ve deney sonrası kilolarındaki değiĢimler istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur(p=0,12 ve p<0,05) (Tablo 5). Sonuç olarak deney öncesinden deney sonrasına kontrol grubu Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilolarında deney sonrasında kilo alım biçiminde değiĢimlerin olduğu söylenebilir (Grafik 3).

Tablo 4. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi ve sonrası kiloları

Grup Deney Fareler

1 2 3 4 5 6 7 8

Kontrol Öncesi 102,00 108,00 111,00 109,00 107,00 100,00 101,00 112,00 Sonrası 230,00 200,00 200,00 230,00 192,00 225,00 218,00 240,00 Krill yağı Öncesi 115,00 104,00 112,00 108,00 104,00 107,00 100,00 101,00 Sonrası 231,00 255,00 220,00 212,00 230,00 206,00 231,00 234,00 Omega- 3 Öncesi 103,00 109,00 111,00 107,00 106,00 118,00 114,00 - Sonrası 200,00 216,00 233,00 215,00 220,00 220,00 260,00 - Tablo 4‟de kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi ve sonrası kiloları verilmiĢtir.

Tablo 5. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilolarındaki değiĢim

Deneyden önce Ort.+/- Std. Deneyden Sonra Ort.+/- Std. Test p* Kontrol grubu 106,25 ± 4,652 216,88 ± 17,464 p=0,012 Krill yağı grubu 106,38 ± 5,208 227,38 ± 15,061 p=0,012 Omega-3 grubu 109,71 ± 5,089 223,43 ± 18,831 p=0,018

72 Grafik 2. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilolarındaki değiĢim

Grafik 3. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilo alım değerleri

0 50 100 150 200 250

KONTROL GRUBU KRILL YAĞı GRUBU OMEGA 3 GRUBU

106,25 106,38 109,71

216,88 227,38 223,43

73 Tablo 6. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilo değerlerindeki değiĢim

n* Ort. Std.

Test p** Deneyden önce Kontrol grubu 8 106,25 4,652

p=0,444 Krill yağı grubu 8 106,38 5,208

Omega-3 grubu 7 109,71 5,089

Toplam 23 107,35 5,015

Deneyden Sonra Kontrol grubu 8 216,88 17,464

p=0,450 Krill yağı grubu 8 227,38 15,061

Omega-3 grubu 7 223,43 18,831

Toplam 23 222,52 16,922

*n= olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin kilolarındaki değiĢimin istatistiksel değerlendirilmesi Tablo 6‟ da verilmiĢtir. Tablo incelendiğinde kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi kilolarındaki değiĢim açısından aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,444 ve p<0,05). Tablodan, kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney sonrası kilolarındaki değiĢim açısından aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,450 ve p<0,05).

Tablo 7. Deney öncesi ve sonrası farelerin kilolarındaki değiĢimi

n* Ort. Std.

Test p**

Kontrol grubu 8 110,63 18,631

0,490

Krill yağı grubu 8 121,00 17,468

Omega-3 grubu 7 113,71 16,358

*n = olgu sayısı

74 Deney öncesi ve sonrası farelerin kilolarındaki değiĢimle ilgili bulgular Tablo 7‟ de verilmiĢtir. Tablo incelendiğinde kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi ve sonrası kilolarındaki değiĢimiyle ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,490 ve p<0,05).

Tablo 8. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin primordiyal folikül sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std. Test p** Fark 1-Kontrol grubu 8 59,38 42,798 0,034

2-Krill yağı grubu 8 55,63 29,693 1>3

3-Omega-3 grubu 7 21,43 15,469 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 4. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin primordiyal folikül sayısı

75 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin primordiyal folikül sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p=0,034 ve p<0,05)(Tablo 5). Farkın hangi gruptaki farelerden kaynaklandığını anlamak amacıyla Dunnet T3 Post Hoc testi uygulanmıĢ ve kontrol grubundaki farelerin primordiyal folikül sayısının Omega-3 grubundaki farelerin primordiyal folikül sayısından daha fazla olduğu saptanmıĢtır (Grafik 4).

Tablo 9. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin primer folikül sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std. Test p** Fark 1-Kontrol grubu 8 14,38 9,425 0,035

2-Krill yağı grubu 8 22,50 10,690 2>3

3-Omega-3 grubu 7 9,29 5,345 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 5. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin primer folikül sayısı

76 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin primer folikül sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p=0,035 ve p<0,05)(Tablo 9). Farkın hangi gruptaki farelerden kaynaklandığını anlamak amacıyla Dunnet T3 Post Hoc testi uygulanmıĢ ve Krill yağı grubundaki farelerin primer folikül sayısının Omega-3 grubundaki farelerin primer folikül sayısından daha fazla olduğu saptanmıĢtır (Grafik 5).

Tablo 10. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin preantral folikül sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std.

Test

p** Fark

1-Kontrol grubu 8 16,25 17,269

0,146

2-Krill yağı grubu 8 3,13 3,720 -

3-Omega-3 grubu 7 11,43 10,293 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 6: Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin preantral folikül sayısı

77 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin preantral folikül sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,146 ve p<0,05) (Tablo 10). Bu bulgu Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin preantral folikül sayısıyla ilgili aralarında fark olmadığını göstermektedir (Grafik 6).

Tablo 11. Kontrol grubu, Krill grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin antral folikül sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std. Test p** Fark 1-Kontrol grubu 8 1,88 3,720 0,733

2-Krill yağı grubu 8 0,63 1,768 -

3-Omega-3 grubu 7 0,71 1,890 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 7. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin antral folikül sayısı

78 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin antral folikül sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,733 ve p<0,05) (Tablo 11). Bu bulgu Kontrol grubu, Krill grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin antral folikül sayısıyla ilgili aralarında fark olmadığını göstermektedir (Grafik 7).

Tablo 12. Kontrol grubu, Krill grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin korpus luteum (CL) sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std. Test p** Fark 1-Kontrol grubu 8 170,63 46,937 0,044

2-Krill yağı grubu 8 141,88 36,930 1>3

3-Omega 3 grubu 7 121,43 31,978 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 8. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin korpus luteum (CL) sayısı

79 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin korpus luteum (CL) sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur (p=0,044 ve p<0,05)(Tablo 12). Farkın hangi gruptaki farelerden kaynaklandığını anlamak amacıyla Dunnet T3 Post Hoc testi uygulanmıĢ ve kontrol grubundaki farelerin korpus luteum (CL) sayısının Omega-3 grubundaki farelerin korpus luteum (CL) sayısından daha fazla olduğu saptanmıĢtır (Grafik 8).

Tablo 13. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin toplam folikül sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std. Test p** Fark 1-Kontrol grubu 8 531,88 100,390 0,106

2-Krill yağı grubu 8 458,75 131,033 -

3-Omega-3 grubu 7 415,00 84,014 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 9. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin toplam folikül sayısı

80 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin toplam folikül sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,106 ve p<0,05) (Tablo 13). Bu bulgu Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin toplam folikül sayısıyla ilgili aralarında fark olmadığını göstermektedir (Grafik 9).

Tablo 14. Kontrol grubu, Krill grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin atrezik folikül sayısı açısından aralarındaki farklar

n* Ort. Std. Test p** Fark 1-Kontrol grubu 8 268,75 66,748 0,855 0,652

2-Krill yağı grubu 8 235,63 89,140 -

3-Omega-3 grubu 7 250,71 47,384 *n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Grafik 10. Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin atrezik folikül sayısı

81 Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin atrezik folikül sayısıyla ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,652 ve p<0,05) (Tablo 14). Bu bulgu Kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin atrezik folikül sayısıyla ilgili aralarında fark olmadığını göstermektedir (Grafik 10).

Tablo 15. Kontrol grubu, krill yağı grubu ve omega-3 grubundaki farelerin patolog tarafından değerlendirilen tüm foliküller içerisindeki atrezik foliküllerin yüzdesi

Fareler Test Önem

düzeyi p* 1 2 3 4 5 6 7 8 Kontrol grubunun atrezi yüzdesi 48,46 30,00 60,95 46,82 45,97 66,60 63,88 46,34 χ2 =71,116 p=0,000 Krill yağı grubunun Atrezi yüzdesi 58,82 57,25 48,71 55,54 39,70 51,16 41,97 50,98 Omega-3 grubunun Atrezi yüzdesi 56,97 58,82 57,97 68,51 60,91 61,05 60,95 -

82 Grafik 11. Kontrol grubu, krill yağı grubu ve omega-3 grubundaki farelerin patolog tarafından değerlendirilen tüm foliküller içerisindeki atrezik foliküllerin yüzdesi

Farelerin patolog tarafından değerlendirilen tüm foliküller içerisindeki atrezik foliküllerin yüzdesine iliĢkin Tablo 15 incelendiğinde:

Gruplar arasında tüm foliküller içerisindeki atrezik foliküllerin yüzdesine göre farka ait ki-kare değeri 71.116 ve p=0,00 olarak p<0,05 önem düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur. Bu bulgu farklı kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin patolog tarafından değerlendirilen atrezik folikül yüzdeleri arasında istatistiksel olarak fark olduğunu göstermektedir (p=0,00 ve p<0,05). Tablonun incelenmesine devam edildiğinde, en düĢük yüzdelerin kontrol grubundaki farelerde, en yüksek yüzdelerin ise Omega-3 grubundaki farelerde olduğu görülmektedir (Grafik 11).

83 Grafik 12. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin AMH değerleri

0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8 0,9 1

DENEY ÖNCESI DENEY SONRASı

Deney öncesi Deney sonrası

Kontrol grubu 0,83 0,81

Krill grubu 0,85 0,8

Omega 3 grubu 0,92 0,91

Kontrol grubu Krill grubu Omega 3 grubu

Tablo 16. Deney öncesi ve sonrası farelerin AMH değerlerinin değiĢimi

n* Ort. Std.

Test p**

Kontrol grubu 8 0,006 0,101

0,161

Krill yağı grubu 8 -0,053 0,312

Omega-3 grubu 7 -0,014 0,164

*n = olgu sayısı

**p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Deney öncesi ve sonrası farelerin AMH değerleri grafik 12‟ de gösterilmiĢtir, değerlerin değiĢimiyle ilgili bulgular Tablo 16‟ da verilmiĢtir. Tablo incelendiğinde kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi ve

84 sonrası AMH değerlerinin değiĢimiyle ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,161 ve p<0,05).

Grafik 13. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin AMH değerleri

0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8 0,9 1

KONTROL GRUBU KRILL YAĞı GRUBU OMEGA 3 GRUBU

0,83 0,85

0,92

0,81 0,8

0,91

Deney öncesi Deney sonrası

Tablo 17. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin AMH değerlerindeki değiĢim

n* Ort. Std.

Test p** Deneyden önce Kontrol grubu 8 0,83 0,054

0,138 Krill yağı grubu 8 0,85 0,345

Omega-3 grubu 7 0,92 0,161

Toplam 23 0,87 0,217

Deneyden Sonra Kontrol grubu 8 0,81 0,050

0,152 Krill yağı grubu 8 0,80 0,110

Omega-3 grubu 7 0,91 0,120

Toplam 23 0,83 0,105

*n = olgu sayısı

85 Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin AMH değerleri grafik 13‟ te gösterilmiĢ olup bu değerlerin istatistiksel değerlendirilmesi Tablo 17‟ de verilmiĢtir. Tablo incelendiğinde kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi AMH değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,138 ve p<0,05). Tablodan, kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney sonrası AMH değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,152 ve p<0,05).

Tablo 18. Deney öncesi ve sonrası kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin AMH değerlerindeki değiĢim

Deneyden önce Ort. ± Std. Deneyden Sonra Ort. ± Std. Test *p Kontrol grubu 0,83 ± ,054 0,81 ± 0,050 p=0,327 Krill yağı grubu 0,85 ± ,345 0,80 ± 0,110 p=0,161 Omega-3 grubu 0,92 ± ,161 0,91 ± 0,120 p=1,000

*p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiĢtir.

Deney öncesi ve sonrası grupların kendi içinde istatistiksel karĢılaĢtırılması sonucu tüm gruplarda deney öncesi ve deney sonrası AMH değerlerindeki değiĢim istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,161 ve p<0,05)(Tablo 18).

86 5.TARTIġMA

Farelere verilen Omega-3 ve krill yağı insan vücudu için önemlidir. Antarktika Krilli, Euphausia Superba, karides benzeri bir zooplanktondur ve bir türün en büyük biyokütlesinden birini oluĢturmaktadır (116, 117, 118). Krill potansiyel olarak önemli bir A, D, E ve B grubu kompleksi vitamin kaynağıdır (117, 119, 120). Astaksantin, önemli miktarlarda bulunur. Krill, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum ve fosfor bakımından zengin mineraller içerir (100, 101, 119). ω-3 çoklu doymamıĢ yağ asitlerinin (PUFA' lar) iyi beslenmedeki besin alımının yararlı etkileri iyi bilinmektedir. En etkin ve iyi araĢtırılmıĢ ω-3 PUFA' lar eikosapentaenoik asit (C20:5n-3, EPA) ve dokosaheksaenoik asittir (C22:6n-3, DHA) (121). Omega-3 LCPUFA (ω-3 yağ asitleri olarak da bilinen) karbon zincirinin metil ucundan üçüncü karbon atomunda bir çift bağa sahiptir. Bunlardan bazıları; özellikle alfa linoleik asit (ALA), eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokosaheksaenoik asit (DHA) elzemdir. Son ikisi, ALA' dan dönüĢümle elde edilebilir, ancak insanlarda bu dönüĢüm düĢük seviyede gerçekleĢir (79). Omega-3 LCPUFA' nın baĢlıca kaynakları balık ve deniz ürünleridir. Sonuç olarak, seviyeleri yerel diyete bağlı olarak dünya çapında değiĢmektedir (82).

Ġnsanlarda, bazı çalıĢmalar, balık yağı takviyesi ile veya ω-3 yüksek oranda doymamıĢ yağ asidi tüketimi ile vücut yağ kütlesinde düĢüĢler olduğunu göstermiĢtir (122, 123 ). Vasickova ve arkadaĢlarının 2011 yılında DHA (dokosaheksaenoik asit) ve EPA (eikosapentaenoik asit) alımının, diyet / fiziksel müdahaleyi takiben obez çocuklarda kandaki kilo kaybını veya çeĢitli biyokimyasal parametreleri etkileyip etkilemeyeceğini belirlemek amacıyla yaptığı çalıĢmada; çocuklar 3 hafta boyunca günlük 300 mg DHA ve 42 mg EPA tüketmiĢlerdir. Antropometrik ve biyokimyasal parametreler, çalıĢmanın baĢlangıcında, tedavinin üç haftasından sonra ve çalıĢmanın sonunda, her bir hasta için ölçülmüĢtür. Günlük 300 mg DHA tüketimi ve 42 mg EPA, vücut ağırlığında azalma ile iliĢkili bulunmuĢtur (124).

Krill' in, yengeç ve karides gibi diğer kabuklu deniz hayvanlarından daha yüksek oranda kitin vardır (125, 126). Bütün Krill‟ in Chitin (kitin) bileĢiminin kuru ağırlığının % 2,4 ila % 2,7' si olduğu bildirilmiĢtir ve bu da onu bol miktarda kitin kaynağı

87 yapmaktadır. Chitin, kitosan üretimi için kullanılan hammaddedir. Kitin, selülozdan sonra en fazla yenilenebilir doğal kaynaktır. Mantarların hücre duvarlarının, eklembacaklıların dıĢ iskeletlerinin yanı sıra kabuklular, yengeçler, istakozlar, karidesler, yumuĢakçalar ve ahtapotların radulalarının ana bileĢenidir. Kitin bu kaynaklardan kimyasal yollarla elde edilir (126). Kitin, vücut ağırlığı, hiperkolesterolemi ve hipertansiyonu azaltır. Kitosan diğer kilo kaybı ürünlerinden farklıdır çünkü enerji harcamalarını arttırdığı ya da tokluğu indüklediği iddia edilmez. Mhurchu 2005 ve arkadaĢları tarafından yapılan bir incelemede, Kitosan‟ ın insanlarda kilo verme tedavisi olarak etkinliği incelenmiĢtir (127). Kanıtlar Kitosan‟ ın kısa süreli çalıĢmalarda fazla kilolu ve obez bireylerde kilo kaybını teĢvik etmek için plasebodan daha etkili olduğunu göstermiĢtir (128, 129, 130, 131). Bununla birlikte, yazarlar çalıĢmaların birçoğunun kalitesiz olduğunu ve kilo kaybı ajanı olarak Kitosan‟ ın rolü ile ilgili kesin bir sonuca varmadan önce daha fazla araĢtırmanın yapılmasını önerdiklerini belirtmiĢtir (120).

ÇalıĢmamızda deney öncesi ve sonrası farelerin kilolarındaki değiĢimle ilgili bulgular incelendiğinde kontrol grubu, Krill yağı grubu ve Omega-3 grubundaki farelerin deney öncesi ve sonrası kilolarındaki değiĢimiyle ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur (p=0,490 ve p<0,05). Her 3 gruptaki farelerde kilo değiĢimleri beklenen düzeyde gerçekleĢmiĢtir. Yapılan diğer çalıĢmalar ise çalıĢmamızı destekler nitelikte olup; kilo kaybı ve diyetle ilgili Omega-3 çoklu doymamıĢ yağ asitleri arasında bir iliĢki olmadığı gösterilmiĢtir (132, 133). Diyetle (n-3) LCPUFA ve krill yağı özellikle endokannabinoid biyosentez için substrat mevcudiyetini azaltarak endokannabinoid sisteminin aktivitesini azaltabilir (134). Dengesiz enerji alımını takiben Endokannabinoid Sistem, özellikle homeostasis‟ e katılan bazı organlarda, özellikle karın içi yağ dokusunda, düzensiz ve çoğu durumda aĢırı aktif hale gelir. Bu düzensizlik aĢırı visseral yağ birikimine ve bu dokudan adiponektin salınımının azaltılmasına ve obezite ve tip 2 diyabet ile iliĢkili çeĢitli kardiyometabolik risk faktörlerinin baĢlangıcına katkıda bulunabilir (135). Yüksek yağlı diyete bağlı obez olan farelerde, CB1 (Kannabinoid 1) reseptörlerin ve / veya endokannabinoid konsantrasyonlarının artması insülin direncine, dislipoproteinemiye ve nonalkolik yağlı

88 karaciğer hastalıklarına katkıda bulunabilir (135, 136). Diyetle (n-3) LCPUFA alımı endokannabinoid konsantrasyonlarını azaltır (137). Yapılan çalıĢmalarda obez farelerde krill yağı ve LCPUFA alımı ile endokannabinoid sisteminin aktivitesinin azaltılabileceği böylelikle de visseral yağlanmanın azaltılabileceği vurgulanmıĢtır (134, 137). Krill yağı ile abdominal obezite ve kilo değiĢimi arasında literatürde yapılmıĢ çalıĢma bulunamamıĢ olup bu konuda yorum yapabilmek için daha fazla çalıĢma gerekmektedir.

Foliküllerin sayısı ve büyüklüğü, yumurtlama oranının ve oosit canlılığının gelecekteki potansiyel baĢarısını belirler (138). Sığırlarda, çeĢitli uzun zincirli PUFA' larla (hem ω -3 hem de ω -6) yapılan diyet takviyesi, folikülogenezin çeĢitli yönlerinde, hem toplam folikül sayılarındaki hem de baskın veya preovulatuar folikül boyutundaki bir artıĢ dahil olmak üzere, değiĢikliğe neden olmuĢtur (138, 139, 140, 141). Aksine, Petit ve ark. foliküler dinamikler üzerine keten tohumu, balık yağı, keten ve ayçiçeği tohumu takviyeli diyetlerinin çok az etkili olabileceğini veya hiç etkisi olmayacağını bulmuĢlardır (142).

ÇalıĢmamızda her 3 gruptaki farelerin preantral folikül sayısı (p=0,146 ve p<0,05), antral folikül sayısı (p=0,733 ve p<0,05) ve toplam folikül sayısı (p=0,106 ve p<0,05) ile ilgili aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuĢtur. Farelere verilen Krill yağı ve Omega-3 takviyesinin preantral folikül, antral folikül ve toplam folikül sayısı üzerine etkisi olmadığı görülmüĢtür.

ÇalıĢmada korpus luteum (CL) sayısının ise kontrol grubunda Omega-3 grubundan daha fazla olduğu görülmüĢtür (p=0,044 ve p<0,05]. Yani Omega-3 alımının korpus luteum sayısını azaltmıĢ olduğu görülmüĢtür.

Ovulatuar folikülün ortalama çapı (138, 143) ve korpus luteum (142), ω-3' ten yüksek diyetle beslendiğinde süt ineklerinde folikül boyutunu artırmıĢtır, Ġnekler, ω-6' dan yüksek diyetle beslendiğinde ise folikül çapı ve korpus luteum sayısı azalmıĢtır (144). Bununla birlikte, ω-6' dan yüksek diyet ayrıca, folikülleri geliĢtirebilir, çünkü orta büyüklükteki foliküllerin sayısı, balık yağı veya doymuĢ yağdan zengin uzun zincirli ω- 3 ile karĢılaĢtırıldığında, sığır ineklerine ω-6 (soya fasülyesinden) takviye edildiğinde artmıĢtır (145). Buna karĢılık, süt ineklerindeki bazı çalıĢmalardan elde edilen sonuçlarda folikül sayısı (138, 142, 146, 147, 148), folikül çapı (142, 146, 149, 148) ve

89 korpus luteum hacmi (142, 149). ω-6 ile karĢılaĢtırıldığında ω-3' ten etkilenmez. Postovulatuar 7 gün DHA takviyesinin korpus luteum perfüzyonunu etkilemediği gösterilmiĢtir (150). Diyetle omega-3 takviyesinin atların endometriyal ve embriyonik gen ekspresyonu üzerine etkisine dair yapılan çalıĢmada perikonsepsiyonal dönem boyunca LC-PUFA desteğinin, ovulatuar uterus ortamını ve atın erken embriyonik geliĢimini değiĢtirebileceğini görülmüĢtür (151).

Oosit olgunlaĢması ve erken embriyo geliĢimi sırasında yağ asitleri enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır (152). Cherian 2007 yılında yaptığı çalıĢmasında yumurta sarısındaki uzun zincirli doymamıĢ yağ asitlerinin civciv embriyosunun geliĢimi için önemli olduğunu bildirmiĢtir (153). Embriyo morfolojisi ile total Omega-3 alımı ve DHA arasında anlamlı pozitif iliĢki vardır (154, 155, 156).

Son zamanlarda yapılan çalıĢmalarda, Omega-3 PUFA ile daha yüksek diyet alımı veya takviyesi ile kadınlarda geliĢtirilmiĢ embriyo morfolojisi (154, 157) ve farelerde üstün oosit kalitesi (158) üzerinde etkili olabileceği öne sürülmüĢtür. Folikül sayısının Omega-3 alımı ile azalmasını Hammiche ve ark.‟ ları folikül kalitesinin artmasına yönelik etkisinin olabileceği yönünde yorumlamıĢlardır. Hammiche ve arkadaĢları 2011 yılında IVF / ICSI tedavisi altındaki 235 kadında yaptıkları çalıĢmalarında ALA ve DHA alımı embriyo morfolojisini geliĢtirdiğini, yüksek Omega- 3 alımının fertilite sonuç parametreleri üzerine faydalı bir etki oluĢturduğunu göstermekte olduğunu çünkü daha az folikülle sonuçlanan hafif bir ovulasyon indüksiyonunun sadece en sağlıklı folikül ve oositlerin yetkin embriyolara dönüĢmesine izin verdiğini belirtmiĢlerdir (154, 157). ÇalıĢmalarda; alınacak Omega-3 miktarı düĢük olduğundan, üreme yıllarında ve özellikle de IVF / ICSI tedavisi görenlerde, kadınlarda

Benzer Belgeler