• Sonuç bulunamadı

1. ALTAY TÜRKÇESĠNDE ĠSĠM KATEGORĠSĠ

1.1.2. Yapıları Bakımından Ġsimler

1.1.2.2. TüremiĢ Ġsim

1.1.2.2.1 Ġsimden Ġsim Türeten Ekler

işlevle süregelmekte; ancak, türemiş kelime eskisinden farklı yepyeni bir anlam kazanmış bulunmaktadır (Korkmaz, 2003: 223-224).

Türemiş isimler, isimden isim ve fiilden isim türeten yapım ekleriyle kurulur. Altay Türkçesinde isimden ve fiilden isim türeten ekler şunlardır:

1.1.2.2.1 Ġsimden Ġsim Türeten Ekler

+A4k: İşlek olarak kullanılan bu ek, iki veya daha çok heceli olup l, n, t, s, ş, y ve seyrek olarak da r ile biten kelimelere gelmektedir. Çoğunlukla küçültme ve sevgi ifade eden isimler yapan ek, kumak ―kum‖ örneğinde madde ismi yapmaktadır (Güner Dilek, 2007a: 1019).

Cajıl orom kup-kuu nemediy, onı cotkon boro kumakla böktöy sogup salganına tüñey. ―Yeşil sokak solmuş gibiydi, sanki fırtına, sokağı gri kumlarla örtmüştü.‖ [46].

Ay aldında bir terek; Altınak bürin caykadı. ―Ay altında bir kavak; Altın yapraklarını salladı‖ [100]

+A4Ģ: Bu ek yalnızca iki veya daha fazla heceli olup ñ ve k sesleriyle biten isimlere gelmektedir. Küçültme ve sevgi ifade eden isimler yapar. +çAk ekli küçültme ifade eden isimler üzerine gelerek kendinden önceki küçültme ekinin fonksiyonunu güçlendirir (Güner Dilek, 2007a: 1019).

Ekinçi canınañ, ol kayıñaştı kırdañ kezip ekelgen. ―Diğer yandan o küçük kayın ağacını dağdan kesip getirdi.‖ [98]

A biyik cerlerdegi kar cañı alışkan ciitterdiñ aylındagı ak köjögödiy ap-apagaş. ―Ama yüksek yerlerdeki kar, yeni evlenen gençlerin evlerindeki beyaz perde gibi bembeyazdı.‖ [101]

20

+A2t: Yer adı yapar, işlek değildir (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Çın da, Kara suunıñ caradında, caan emes kıskaçak cajıl ölöñdü calañda, uulçaktarla kojo futbol oynop turdı. ―Gerçekten de Kara, nehrin kıyısında, küçük, kısa yeşil otlarla kaplı alanda, çocuklarla birlikte futbol oynuyordu.‖ [113] (car: kıyı, sarp yar)

+(I2)çA2k: Küçültme ve sevgi bildiren işlek bir ektir. Ek, özellikle ünlüyle biten bir veya iki heceli kelimelere ve ünsüzle biten tek heceli kelimelere gelmektedir (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Çın da, Kara suunıñ caradında, caan emes kıskaçak cajıl ölöñdü calañda, uulçaktarla kojo futbol oynop turdı. ―Gerçekten de Kara, nehrin kıyısında, küçük, kısacık yeşil otlarla kaplı alanda, çocuklarla birlikte futbol oynuyordu.‖ [113]

Uulçakka eki caş tolordo, kızıçak çıkkan. ―Oğlancık iki yaşını doldurunca kızcağız

doğmuştu. [13]

+çI2: Meslek, uğraşı ifade eden isimler yapar. Bunun yanı sıra bir şeye meyilli olma10, düşkün olma anlamı ifade eder. Bir iki örnekte de alet ismi yapar (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Ol kerekti üredüçi Maadayga aytkan. ―Öğretmen, o işi Maaday’a anlattı.‖ [67]

Kolhoztıñ eñ taldama işçileri. ―Kolhozun en seçkin iĢçileri.‖ [22] Meniñ enem – komısçı. ―Benim annem kopuzcu.‖ [12]

Ce bir topçı çeçilgen bolzo, artkanın çeçer öy baza kelip cat. ―Ama bir düğme çözüldüğünde diğerlerini de çözecek vakit geliyor.‖ [129]

10

21

+çI2k: Sevimlilik ve küçültme ifade eden isimler yapan işlek bir ektir11. Bazen bu isimler eşya ismi de olabilir. Ayrıca bu ekin meslek ismi yaptığı da görülür (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Caan ulustıñ aytkanın cançıkka sal. ―Büyük insanların söylediklerini torbaya koy.‖ [27] (can: yan, yan taraf; cançık: kurşun torbası)

Karuulçıktar ozo baştap key döön atkandar. ―Nöbetçiler ilk önce havaya doğru

ateş ettiler.‖ [17] (karuul: koruma, nöbet)

+çI2l: Bir şeye düşkün olma anlamı ifade eder (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Maaday ötkön kandu cuuda baştapkı künneñ ala uçına cetire turujıp, ezen canıp kelgen cuuçıldardıñ birüzi. ―Maaday bu kanlı savaşın ilk gününden son gününe kadar savaşıp sağ salim dönen savaĢçılardan birisi.‖ [93] (cuu: savaş, çarpışma, dövüş. cuuçıl: savaşçı, savaşçıl)

Onıñ köstöri sook to, karıkçıl da. ―Onun gözleri hem soğuk hem de karanlıktı.‖ [23] (karık: karanlık)

+D2A4Ģ: Eşlik, ortaklık, bağlılık ifade eden isimler yapar, çok işlek değildir (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Erteni maşinadañ tüjürgelekte, törögöndör, ayıldaştar cuulıp keldiler. ―Erte’yi arabadan indirmek üzereyken akrabalar, komĢular toplandılar.‖ [25] (ayıl: ev)

Karındaş tabılgan. ―KardeĢ bulundu.‖ [78]

+G2Ay: İşlek bir ek değildir. Akrabalık ismi yapar. Ayrıca vasıf ismi12 de yapar (Güner Dilek, 2007a: 1020).

11 Metinde örneğine rastlanmamıştır. Örnek: bürçük ―küçük ağaç sürgünü, tomurcuk‖ (bür: yaprak)

12 Metinde örneğine rastlanmamıştır. Örnek: kubagay ―solgun yüz: sararmış et‖ (kuba: solgun, soluk, açık sarı).

22

Kün örgöödö kudagay; Kömür çaçın sıymandı. ―Güneş sarayındaki dünürcü; Kömür saçlarını sıvazladı.‖ [100] (kuda: dünür)

+G2I2:Aitlik eki –ki uyuma girer ve özellikle zaman ifade eden isimlere gelerek, bir yere ait olma bildiren sıfatlar yapar, oldukça işlektir (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Erten turagı key ap-aru. ―Sabahki hava tertemiz.‖ [15] (erten tura: sabahleyin) Kışkı kün ayas ta bolzo, sook. ―Kış günü, hava açık da olsa soğuktu.‖ [86]

+L2I4k: İşlek bir ektir, isimlerden mücerret isim, yer ismi, eşya ismi13 ve sıfat yapar (Güner Dilek, 2007a: 1020).

Kuştardıñ, ançada la küükterdiñ ünderi bu cañırtula kojo keendiktiñ kereezi le çümi oşkoş. ―Kuşların özellikle de guguk kuşlarının sesleri bu canlanmayla birlikte gelen güzelliğin gizli süsü gibiydi.‖ [42] (keen: güzel, hoş, iyi)

Karındaştık Pol’şada slujit’ etken. ―KardeĢlik Meydanı’nda görev yaptı.‖ [66]

Özöktö kar anda-mında oydıkta la cadat. ―Nehir yatağında kar, orada buradaki oyuklarda vardı.‖ [170] (oy: derin, çökük yer)

+L2U2: Sahiplik, kendinde bulundurma, ihtiva etme ifade eden isimler, sıfatlar yapan işlek bir ektir (Güner Dilek, 2007a: 1021).

Caş balalu kijile köp uruşpa – dep, ceñezi baza tokınatkan. ―Küçük çocuklu kadınla çok kavga etme – diyerek yine yengesi onu sakinleştirdi.‖ [7]

Maaday bu nökörlörine körö, ettü-kandu, caan. ―Maaday arkadaşlarına göre etli kanlı, iri biriydi.‖ [22]

13

23

Cañı cıl cırgaldu, süünçilü ötkön. ―Yeni yıl neĢeli, sevinçli geçti.‖ [90] (cırgal: neşe, sevinç, kutlama; süünçi: sevinç)

+mtI2k: Renk isimlerine gelerek ―o renk gibi‖ anlamını veren sıfatlar yapar14 (Güner Dilek, 2007a: 1021).

+nA4k: Çok işlek bir ek değildir. Hayvan15, eşya ve vasıf ismi yapar (Güner Dilek, 2007a: 1021).

Direktor uur üşkürele, bajın köznök caar burıy soktı. ―Müdür derin bir nefes alıp başını pencereye doğru çevirdi.‖ [35]

Caan udabay kiçinek curttıñ onço uluzı anayda adaar cañ tapkandar. ―Çok zaman geçmeden küçük köydeki herkes çocukları böyle adlandırmayı alışkanlık haline getirdiler.‖ [105]

Bir kiçinek et bereyin. ―Biraz et vereyim.‖ [84] (kiçinek: küçük, az, biraz, azıcık)

+(I4)nçI2: Sayı isimlerine gelerek onlardan sayı sıfatı yapan işlek bir ektir (Güner Dilek, 2007a: 1021).

Kara üçinçi klassta. ―Kara üçüncü sınıfta.‖ [113]

Men bistiñ bilede bejinçi bala. ―Ben bizim ailenin beĢinci çocuğuyum.‖ [11]

+S2A4k: Bir şeye düşkünlük, meyil ifade eden isimler yapar (Güner Dilek, 2007a: 1021).

14

Metinde örneğine rastlanmamıştır. Örnek: boromtık ―grimsi, bozumsu‖ (boro: gri, kır renkli), karamtık ―karamsı, kara gibi‖ vb.

15

24

Men seni ol canınañ cakşı bilerim, küünzek kiji balanıñ da nekeltezineñ çıkpas. ―Ben seni iyi bilirim, merhametli kişi çocuğun isteğinden çıkmaz.‖ [149] (küün: aşırı istek, arzu)

Çinçey ol canınañ biçiirde, onıñ balazak, kileñkey sezimi cañıdañ oygongon bolgon. ―Çinçey bu konuda mektup yazınca onun çocuk sevgisiyle dolu, endişeli duyguları yeniden uyanmıştı.‖ [89]

+S2I2mA2k: Özellikle renk isimlerine gelerek o renge benzeyen, o renk gibi olan anlamında sıfatlar yapar. Ekin nadir olarak diğer sıfatlara da geldiği görülür (Güner Dilek, 2007a: 1021).

Mariyanıñ çala köksimek közineñ caş möltirep keldi. ―Mariya’nın maviye çalan gözlerinde yaşlar parıldayıp akmaya başladı.‖ [151]

Eñirgi ezin serüün, kerek deze sooksımak. ―Akşam rüzgârı serin, hatta soğuktu.‖ [120]

+S2I2mA2n: Renk adlarına gelerek ―o renge benzeyen‖ anlamını veren sıfatlar16 yapar (Güner Dilek, 2007a: 1021).

+S2U2: Gibilik ve benzerlik ifade eden isimler yapar (Güner Dilek, 2007a: 1021).

Ayıldıñ canı ötöksü, kandıy da cinzü deze, tort. Uylar bu la ayıldıñ ejiginde catkılaganda… ―İnekler evin kapısında yattıklarından evin yanında gübre yığınları vardı.‖ [141] (ötök: gübre; cin: hayvan dışkısı, gübre)

+U2 (<egü): Sayılara gelerek birliktelik anlamını veren isimler yapan işlek bir ektir (Güner Dilek, 2007a: 1021).

16 Metinde örneğine rastlanmamıştır. Örnek: karazıman ―karamsı, kara gibi‖, kızılzıman ―kırmızımsı, kızılımsı‖ vb.

25

Ce bu eküni azırap, öskürip alarga onıñ küçi ceder. ―Tamam, bu ikisini beslemeye, büyütmeye onun gücü yeterdi.‖ [28]

Türkçede isimlerden olumsuz sıfat yapan –sIz ekinin karşılığı Altay Türkçesinde cok ―yok‖ kelimesi ile yapılmaktadır (Güner Dilek, 2007a: 1021).

Bulut cok çap-çañkır ayas kap-kara bulutla bürkele bergenine tüñey. ―Bulutsuz

masmavi gök, kapkara bulutlarla örtülmüşe benziyordu.‖ [116]

Anañ öskö olor, köjüürlezeñ de, ün cok oturgılaar. ―Aksi takdirde onlar, manivela ile kımıldatsan bile sessiz otururlar.‖ [119]

İşlek olmayan diğer isimden isim yapma ekleri:

+tım: Kıskıltım öñdü. ―Kızıl renkli.‖ [33]

+n: orton ―orta‖

+AgA: Kalıcı isim yapar, pek işlek olmayan bir ektir. kabaga ―meyve kabuğu, soyuntu‖ (kap: çuval; zar; silah veya balta için mahfaza), içege ―bağırsak‖ (iç: karın; işkembe; iç), (Güner Dilek, 2007a: 1022).

+ga: kılga ―bıyık, başak pürçeği‖ (kıl: kıl), (Güner Dilek, 2007a: 1022).

+Gır: Nitelik ismi yapar (Güner Dilek, 2007a: 1022). Bazıtkır. ―Adımları sertti.‖ [57] (bazıt: adım, yürüyüş) Kabakkır da. ―Kalın kaşlıydı. [10] (kabak: kaş, göz kapağı)

26

+ka/+kö: Onıñ salımı başka. ―Onun kaderi farklı.‖ [9], Öskö sös cok. [29] ―Başka söz yok.‖

+kan: Em mınayda la cañıskan kanayda cadarga turuñ? ―Şimdi böyle yalnız baĢına nasıl yaşayacaksın?‖ [36] (cañıs: yalnız)

+kek (gek): Kajızı keberkek, kajızınıñ kılıgı cakşı, kemziniñ ene-adazı katu, arbançak. ―Bazısı güzel, bazısının huyu iyi, kimisinin ana babası sert, küfürbazdı.‖ [88] (keber: görünüş)

+l: Kubaldıñ öñine tüñey. ―Kül rengine benziyordu.‖ [120]kubal ―kül rengi‖ (kuba: solgun soluk, açık sarı)

+s: igis/egis ―ikiz‖ (eki: iki) (Güner Dilek, 2007a: 1022).

+t: Vasıf ismi yapar: cajıt ―yaşıt, akran‖ (caş: yaş) (Güner Dilek, 2007a: 1022).