• Sonuç bulunamadı

Günümüzde Konya’daki araba ustaları Tatar arabaları (yaysız yük arabaları) ve yaylı arabalarla birlikte, aslına bağlı kalınarak yapılan farklı boylardaki minyatür-maket at arabaları, kağnılar üretmektedirler. Ustalar, siparişe göre fayton dahil olmak üzere her tür at arabasını çalışabileceklerini ifade etmişlerdir. Ustalardan Musa Ünal araba tekerleklerinden

kullanım amaçlı sehpa ve masa, H. Hüseyin Bahadır ise, uzunluğu 30 cm genişliği 20 cm boyutunda dekoratif amaçlı minyatür kağnı da yapmaktadır.309

At arabası yapım ustaları aylık üretim miktarlarının siparişe göre; 1-3 adet büyük boy yaylı veya Tatar arabası ya da 4-5 adet küçük boy maket (dekoratif) at arabası olduğunu, boyacı ustaları ise ayda 2 adet büyük boy ve 5 adet küçük boy araba boyası yapabileceklerini belirtmişlerdir.

H. Üretimde Yaşanan Sorunlar

At arabası ustaları, 1990’lı yıllardan sonra at arabası üretiminin yavaşladığını ve geçmiş yıllara nazaran at arabalarına fazla talep gelmediğini belirtmişlerdir. Motorlu araçların yük taşımada, ulaşımda ve trafikte kullanımının, at arabalarına göre daha kolay olduğu günümüzde, at arabalarının halk tarafından eskisi kadar tercih edilmediğini ve buna bağlantılı olarak at arabası yapımının azalarak, tamiratının arttığını ifade etmişlerdir. At arabası yapımında kullanılan hammaddelerden, demir temininde istenilen boyutta demir parçalarının gelmediğini ve eski at arabalardan toplanan demir aksamların yeni arabalarda kullanıldığını, ağaç temininde ise sıkıntı yaşamadıklarını belirtmişlerdir.310 Ustalardan İrfan Gedikgil araba yapımında aylık bir rakam olmadığını, alınan siparişlere göre senede 2-5 adet arasında yaylı ve tatar arabası ile 2-8 adet arasında maket araba yaptıklarını ifade etmiştir. Musa Ünal yurt dışındaki iş bağlantıları doğrultusunda aylık 10 adet ve üzerinde maket araba yaptığını ve gelen siparişlere göre senede 2-5 adet arasında büyük boy yaylı araba yaptığını bildirmiştir. H. Hüseyin Bahadır ise, aylık yaklaşık 5-10 adet maket Tatar arabası ve büyük boy kağnı ile yaklaşık 20-40 adet arasında minyatür kağnı yapmaktadır. Ustalar üretimde verilen aylık adetlerin gelen talebe göre değişebileceğini belirtmişlerdir.

At arabası boyayan ustalar ise, kendi mesleklerinin at arabası üretimine bağlı olarak devam ettiğini ifade ederek, son 20 yıldır azalan at arabası yapımı ile mesleklerini eskisi kadar yoğun bir şekilde icra ettiremediklerini belirtmişlerdir. Aylık yaklaşık 2-10 adet araba boyası yaptıklarını belirten ustalardan Mustafa Bülbül ve Veli Kutlar, günümüzde yeni at arabasından daha çok eski araba boyası, kamyon ve römork boyası yaptıklarını, Hüseyin Ertavukçu ise sadece sanatına olan sevgisinden ve “elinin körelmemesi”311 için halk

309 23.09.2003 tarihinde Musa Ünal ve 22.05.2003 tarihinde H. Hüseyin Bahadır ile yapılan kişisel görüşmeden. 310 24.09.2001 tarihinde İrfan Gedikgil, 04.05.2003 tarihinde Musa Ünal, 28.07.2003 tarihinde Resul Uzun ile yapılan kişisel görüşmeden.

tarafından getirilen testi ve küplerin üzerini çiçeklediğini ve duvar resimleri yaptığını ifade etmiştir.

Kullandıkları boyaların kalitesinin eskiye göre azaldığını belirten Mustafa Bülbül, at arabası çiçeklemenin emeği fazla ancak kazancının az olduğunu, araba başına aldıkları ücretin oldukça az olmasına rağmen, yine de ücretin fazla bulunmasının kendisini meslekten uzaklaştırarak, genellikle daha hızlı ve daha kolay bir iş olan römork boyadığını belirtmiştir.

Son yıllarda yurt içi ve yurt dışındaki turistik işletmeler, lokantalar ve parklar tarafından aslına uygun maket araba siparişlerinin yoğun olduğu belirten ustalar, günümüzde at arabalarının genellikle dekoratif amaçla kullanıldığını ifade etmişlerdir.312

Çırak Yetiştirme Sorunu: Geçmişi yüzyıllara dayanan ve Cumhuriyet Döneminde

kazancı iyi meslekler arasında yer alan at arabacılığı, günümüzde Konya ilinde sadece üç usta tarafından devam ettirilmektedir. Ustalar mesleklerinin en iyi dönemi olan 1940-1980 yılları arasında pek çok at arabası yapan ve boyayan kişinin olduğunun ancak bugüne kadar yetişen çıraklardan sadece kendilerinin kaldıklarını ifade etmişlerdir. Ustalar çırak sıkıntısı çektiklerini fakat, son yıllarda at arabası yapımı ve boyacılığını öğrenmek için kimseden talep gelmediğini ve ailelerin tatillerde çocuklarının genellikle popüler olan mesleklerde çırak veya tezgahtar olarak çalıştırdıklarını belirtmişlerdir.313

At arabası ustalarından İrfan Gedikgil, 1960’lı yıllardan günümüze pek çok çırak ve kalfa yetiştirdiğini ancak içlerinden sadece Kerim Karakaş, Mustafa Tokgöz’ün kısa bir süre arabacılıkla uğraşıp bıraktığını ifade eden usta, günümüzde kalfası olan Resul Uzun’un kendi atölyesinde mesleği devam ettirdiğini belirtmiştir. Süleyman Uzun ise, kardeşlerini çırak olarak yetiştirdiğini ancak kardeşlerinden hiçbirinin bu mesleği devam ettirmediklerini belirtmiştir. Mehmet Ünal’ın oğlu Musa Ünal, baba mesleğinde sadece kendisinin çıraklıktan yetiştiğini, başka çırak yetiştirmediklerini ifade etmiştir. H. Hüseyin Bahadır ise yanında çalışan kalfası ile beraber çalışmalarını sürdürmektedir. Boya ustaları ise, günümüzde at arabacılığı mesleğinin neredeyse bittiğinin vurgulayarak, kendi mesleklerinin de iyi para kazandırmadığını ve bu yüzden çırak yetiştirmediklerini bildirmişlerdir.

İ. Pazarlama ve Sağlanan Kazanç

Ustalar yaptıkları at arabaları ve maket arabaları genellikle Konya dışında İzmir, İstanbul, Antalya, Ankara ve yurt dışında Fransa, Almanya, Amerika, Hollanda gibi ülkelere

312 19.05.2003 tarihinde Veli Kurtlar ve Mustafa Bülbül ile yapılan kişisel görüşmeden.

313 24.09.2001 tarihinde İrfan Gedikgil, 04.05.2003 tarihinde Musa Ünal, 28.07.2003 tarihinde Resul Uzun ile yapılan kişisel görüşmeden.

pazarlamaktadırlar. Aylık üretim miktarına bağlı olarak pazarlamanın ve sağlanan kazancın değişebileceğini belirten ustalar, emekli maaşlarının yanında at arabacılığından kazandıkları paranın geçimlerini sağlamadığını üzülerek bildirmişlerdir.314 Ustalardan sadece Musa Ünal ve H. Hüseyin Bahadır at arabası yapımının aylık giderlerini karşıladığını belirterek, Musa Ünal araba yapımının yanında araba tekerleklerinden sehpa da yaptığını, H. Hüseyin Bahadır ise hammaddesi ağaç olan dekoratif eşyalar yaptığını ifade etmiştir.