• Sonuç bulunamadı

1. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

1.3. Yükseköğretimde Toplam Kalite Yönetimi'ne İlişkin Kuramsal Açıklamalar

1.3.1. Yükseköğretim ve Üniversite Hakkında Genel Bilgiler

1.3.1.3. Üniversitelerin Fonksiyonları

1.3.1.3. Üniversitelerin Fonksiyonları

Yüksek öğretim kurumlarının temel fonksiyonu, toplumun ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmektir. Bunu gerçekleştirecek bir modelin geliştirilmesi gereği Eğitim Tarihimizde üzerinde sık sık durulan bir konu olmuştur. Ancak model seçimi veya eğitim politikasının belirlenmesi en geniş anlamıyla bir politik tercih konusudur. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda böyle bir tercihin esasları şöyle belirlenmiştir:

“Böyle bir tercihin sınır koşulları ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel, bir ölçüde geleneksel yapısı ile belirlenecektir. Eğitimciler düşen gerçekçi bir tutum, tercih sınırları

içinde çağdaş eğitim gereklerini olabildiğince uygulama yollarını bulmak ve politik tercihler eğitimin temel ilkeleriyle çelişik bile olsa, onları eğitimle yenmeye çalışmak olmalıdır."

Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda, eğitim tarihimizde model ve politikaları yansıtacak temel felsefelerin de yerleştirilmediğinden yakınılmaktadır. Ülkemiz Darülfünun döneminde ve daha sonra 1933 reformu ile üniversiteye geçişte konunun felsefesini pek düşünmeden Orta ve Batı Avrupa’ nın seçkin yetiştirmeye yönelik klasik üniversite düzenine sahip çıktı. Ama bunun yanında seçkin yetiştirmenin gerektirdiği araştırıcı ve eğitici kadrosunu ve en alttan yukarıya kadar giden etkili eğitim ortamını kuramadı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra demokratik rejime geçişimiz ile çok hızla artan eğitim talebi eğitim kurumlarımızı yoğun baskısı altına aldı. Bu kez bir model ve politika değiştirdiğimizi, bu değişimin eskisiyle ölçülmeyecek kadar ağır sorunlar getirdiğini fark edemeden kendimizi bütün siyasal iktidarların benimser göründükleri yığın (kitle) eğitimine geçmiş bulduk. Bu arada sayı baskısını karşılamak için bulabildiğimiz tek önlem eğitimciler kadar öğrenci kesimini de tedirgin eden seçme sınavları oldu. Ülkemizde bir türlü yatışmayan öğrenci tedirginliğinin kaynağında eğitimdeki dengesizliklerinde payı vardır (Aytaç, 1972 s.91).

Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda yükseköğretimin yapısı ve örgütlenmesi bakımından geliştirilecek model önerilerinin başlıcaları şunlardır :

- Seçkin yetiştirmeye yönelik klasik üniversite modeli, - Yığın (kitle) eğitimine yönelik yüksek öğretim modeli,

- Bu iki modeli kendi şartlarımıza göre dengeli biçimde bağdaştıracak pragmatik bir düzen geliştirmek düşünülebilir.

Üniversitenin modeli fonksiyonlarını da belirler. Genel anlamda ortaöğretim düzeyinden sonraki düzeyde eğitimin başlıca işlevlerinden biri olan kültürün yenileşmesini ve bir kuşaktan diğer kuşağa aktarılmasını sağlamak, gençleri bazı mesleklere hazırlamak, bilimsel araştırmalarda bulunmak ve toplum sorunlarının çözüme kavuşturulmasında yardımcı olmak görevlerini üstlenen yüksek öğretim kurumu olarak kabul edilmektedir.

Üniversitelerin gerek fonksiyonları, gerek seviyesi üzerine etki eden en önemli faktörler arasında bünyeden gelen eğilimler olduğunu belirten Mümtaz Turhan (1967) üniversitenin fonksiyonlarını şöyle açıklamaktadır.

- İlim adamı, ilmi araştırıcı yetiştirmek ve ilmi araştırmalarda bulunmak, - Üniversite de dahil olmak üzere bütün eğitim kademeleri için öğretmen yetiştirmek,

- Kalite idare ve iş adamı yetiştirmek.

Modern veya modernleşmekte olan bir toplumda eğer bu fonksiyonları üzerine alıp belirli bir düzeyde gerçekleşmiyorsa, yarar yerine zarar getireceğini vurgulayan Turhan’ın bu konudaki tavrı şöyledir: “Yüksek bir tahsil müessesesi açıp, adına layık olmadığı üniversite demekle memlekete mümkün fenalıkların en büyüğü yapılmış olur.” Turhan’a göre, üniversitenin erişmek zorunda olduğu tek bir seviye vardır; bu da fonksiyonlarını bu seviyede gerçekleştirme zorunluluğudur. Ona göre bu seviyeye çıkmayı sağlayacak başlıca faktörler olarak şunları saymaktadır :

- Öğretim üyelerini bilimsel nitelikleri, - Öğretim üyelerinin seviyeleri, - Öğretim üyelerinin sayıları,

- Öğretim üyelerinin sahip oldukları öğretme ve araştırma vasıtaları ile imkânları.

Turhan’a göre, bir üniversitede yüksek nitelikli bilim adamları çoğunluğu oluşturmuyorsa, dışarıda yetişenlerle bunların sayılarını çoğaltmak mümkün değilse, böyle bir üniversiteyi iyileştirmek ve onun uluslar arası bir seviyeye yükseleceğini beklemek boşunadır. Bu tip bir üniversite hangi rejime tabi olursa olsun, dış yardıma kavuşmadan kendi kendini yenilemesi de beklenemez.

“Hiçbir bilim adamı kendisinin erişemediği bir seviyeye başkasını ulaştıramaz. Kimse bilmediği bir şeyi başkasına öğretmez. Kaldı ki, böyleleri bazı beşeri zaaflardan dolayı, kendisinden daha iyilerinin daha üstünlerinin yetişmesini istemeyeceklerdir. Ancak kendisine güvenen, kafasında halledilecek ilmi problemleri bulunan, fakat bunların hepsini ele almasına ömrünün kifayet etmeyeceğini bilen ve eserinin kendisinden sonra da yaşamasını isteyen bir bilim adamı halef yetiştirebilir."

Turhan, bu vasıflara kuşkusuz, insani ve milli görev ve sorumluk bilincine erişmiş olmak da eklenebileceğini vurgulamaktadır.

Üniversitenin fonksiyonları, çeşitli düşünce adamları tarafından farklı olarak yorumlanmıştır. Kısakürek, J.Preze, J. Debelle’den atfen üniversitenin fonksiyonlarını beş esas da topladığını ifade etmektedir. Bu esaslar aşağıdaki biçimiyle verilmektedir.

Eğitim Ortamı Olarak Üniversite; Bu kavram İngiliz üniversite geleneğinin ortaya

çıkardığı bir kavramdır. Üniversitenin daha çok eğitim fonksiyonu ile ilgilidir. Burada temel amaç, bireylerin bilgi edinmesini sağlamaktı.

“Öğrencilerine işlenmiş bir zeka, ince bir zevk, dürüst, adaletli ve serinkanlı bir kafa, soylu ve ince bir davranış kazandırması beklenen bu üniversite tipinde, eğitimin ekonomik yaşamda temel bir rol oynadığı da kabul edilmektedir.”

İngiltere’de üniversiteler herhangi bir devlet örgütüne bağlı olmayan, özerk ve bağımsız kuruluşlardır. Genel olarak krallık fermanlarıyla kurulmuş olan üniversiteler, özerklik sonucu personel atama, derece verme hakkına da sahip bulunmaktadırlar.

Araştırıcılar Topluluğu Olarak Üniversite; Alman üniversite geleneğinin ortaya

çıkardığı bir kavramdır. Bu kavram, üniversitelerin araştırma fonksiyonları ile yakından ilişkilidir. Kavramın modeli olan üniversitelerde “gerçeğin araştırılması” temel amaçtı. Ayrıca, öğretim ve araştırmanın bütünlük taşıması önemlidir.

Bu modele göre, ancak araştırıcı öğretebilir. Mesleğe adam yetiştirme görevi yerine getirilirken dahi bilimsel davranış ön planda tutulmalıdır. Bu modeli uygulayan Almanya’da üniversitenin özellikleri şu noktalarda özetlenebilir.

- Araştırma ve toplum sorunlarını bilim yoluyla çözümleyebilecek elamanların yetiştirilmesi işlevini yerine getirme,

- Her çeşit siyasi, ya da ideolojik bağlantılar karşında, araştırma ve öğretim özgürlüğüne sahip olma,

- Öğrencilerin öğrenim görme özgürlüğüne sahip olmaları öğrencilerin kendi çalışmalarını kendi sorumlukları altında düzenlemeleri ve olumlu sonuçlara ulaştırmaları.

Toplum Hizmetindeki Bir Kurum veya Gelişme Merkezi Olarak Üniversite; Amerikan

temel amacı, “toplumsal gelişme isteği yaratmak”tır. Buna göre, yaratıcı bireylerin yetiştirilmesi için öğretim ve araştırmanın birlikte geliştirilmesi gerekmektedir.

Entellektüel Bir Kalıp Olarak Üniversite; Fransız üniversite geleneğinin oluşturduğu bir

kavrandır. Bu kavramın modeli olan üniversitelerin temel amacı devletin politik kararlılığını sağlamaktır. Buna göre örgün bir öğretim kuruluşu kanalı ile tek tip meslek eğitim vermek önem taşımaktadır. Kavramın üniversitelerin fonksiyonları yönünden karşılığını, çeşitli meslek ve hizmet alanlarına eleman hazırlama şeklinde belirtmek mümkündür.

Üretim Faktörü Olarak Üniversite; Sovyet üniversite geleneğinin oluşturduğu bir

kavramdır. Bu kavram, üniversitenin üretime katkıda bulunma fonksiyonun karşılığıdır. Kavramın modeli olan üniversiteler, komünist bir toplumun inşasını temel amaç olarak benimsemektedir. Buna göre, üniversite, mesleki ve politeknik eğitimin aracı olarak durumundadır.