• Sonuç bulunamadı

1. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

1.3. Yükseköğretimde Toplam Kalite Yönetimi'ne İlişkin Kuramsal Açıklamalar

1.3.1. Yükseköğretim ve Üniversite Hakkında Genel Bilgiler

1.3.1.5. Üniversitelerin Özerkliği

Kavram olarak özerkliğin farklı anlamları vardır. Türkçe sözlükte özerklik, bir topluluğun hiç değilse bir takım şartlar altında kendi kendini yönetme hakkı olarak tanımlanmaktadır. Aslında özerk üniversite kavramı, düşünce özgürlüğünden kaynaklanır. Düşünce özgürlüğünün kısıtlandığı yerlerde, bilim ve yönetim özgürlüğü, yani özerklik yüzeyde ve sözde kalmaktan öteye bir anlam taşımaz. Üniversiteler, eğitim, araştırma ve uygulama işlemlerini yerine getiren bilim kurumlarıdır. Tarihsel gelişim süreci içinde üniversiteler, eski ile yeni, bilgi ile bilgisizlik arasındaki mücadelede tavrını yeni ve bilgiden yana koyarak toplumların ilerlemesinde temel güçlerden birini oluşturmuşlardır.

Özerklik batı ülkelerinde çok daha geniştir. Üniversite yönetimi, öğretim üye ve yardımcıları geniş bir haklar denetimine sahiptirler. İktidarlar herhangi bir baskı aracı kullanmazlar. Araştırma ve öğretim çalışmaları farklıdır. Bunlar bütün dünyaya dönük olarak yapılır ve bilimin evrensel boyutlar kazanmasına yönelir.

Araştırmalara parasal yönden çeşitli kuruluşlar yardım yaparlar. Denetim yalnız devlete değil, çeşitli kurumlara dağıtılarak daha demokratik yoldan yürütülmektedir. Yönetime katılma da daha demokratik biçimde işlenmektedir.

Demokratik süreç içinde, üniversite bu fonksiyonunu sürdürebilmesi için özgür bir ortamda çalışmalarını devam ettirmek durumundadır. Ancak bu özgürlük sınırları ülkenin şartlarına göre kanunlarla belirlenmiştir. Nitekim 31 Ağustos – 6 Eylül 1965 tarihlerinde Tokyo’da toplanan “Uluslar arası Üniversiteler Birliği” üniversite özgürlüğü konusunda şu esasları kabul etmiştir :

- Üniversite kendini ilgilendiren bütün seçim ve tayinleri kendisi yapmalıdır.

- Okutacağı öğrencilerin seçimi tamamıyla kendine ait bulunmalıdır. - Öğretim programlarını kendisi hazırlamalı, vereceği diploma ve

belgelerin hangi seviyedeki bilgi ve beceri karşılığında verilmesi gerektiğini kendisi tayin etmelidir. Bunlar, kanun, tüzük ve yönetmeliklerle de tespit edilmiş bulunsa, hazırlanmalarında baş söz üniversitelere verilmiş olmalıdır.

- Araştırma programlarını istediği tarzda hazırlayabilmelidir.(Güler, 1994) Üniversite özerkliğini oluşturan noktaları şu başlıklar altında ele almamız mümkündür.

1.3.1.5.1. Eğitimde Özerklik

Bu anlamda özerklik, eğitici kadronun kendi içerisinde oluşturduğu kuralların uygun gördüğü eğitim programlarının, gençlerin yetiştirilmesi için üniversite dışında müdahale olmaksızın uygulanabilmesi anlaşılmalıdır.

Üniversitenin, yetkili Fakülte ve Bölüm kurullarının tartıştığı programlar hiçbir şekilde dış denetime tabi olmamalıdır. Bununla beraber, üniversitenin merkezi yönetimi ve

yetkili kurulları yasadışı bir faaliyetin gelişmesini önlemeye ve önletmeye yükümlü olduklarını da unutmamalıdırlar.

Bilim bağımsız ortamda gelişebildiği gibi, eğitim ve öğretimde de güdümsüz olursa bir işe yarayabilir, üniversiteler hem birer bilim yuvası, hem de birer yüksek öğretim kurumları, bu yüzden özerk olmalıdır.

Üniversite “büyük bir kürsüdür”. Bu kürsüden konuşanların belli şeyler söylemelerini isteyen her zaman bulunabilir. İşte özerklik bu ihtimali önleyici en etkili bir önlemdir. Bu sebepledir ki, özerk üniversitenin objektif deyişlerinin, davranışlarının ve tutumlarının ayrı bir anlam ve ağırlığı vardır.

Özerklik, yüksek öğretimin yapısının gerektirdiği bir evrensel ilke haline gelmiştir. Bu evrensellik, üniversitenin objektif öğretim yapmasının bir gereğidir. Ancak objektif olma üniversitenin toplum problemlerine kayıtsız kalması anlamına da gelmez. Eğitici rolünü sürdürürken topluma hizmeti her türlü kişisel kaygıdan uzak olarak sürdürme çabasındadır. Üniversitelerden beklenen de bu olmalıdır.

1.3.1.5.2. Araştırmada Özerklik

Yüksek öğretim, bilimsel araştırma ile etkileşim içinde olduğu zaman, ancak yüksek öğretim niteliği taşıyabilir. Bilimsel araştırma ise, orijinal, özerk bir ortam içerisinde gelişebilir.

Eğitim özerkliğinde olduğu gibi araştırma, araştırıcının özgür iradesiyle seçtiği bir konunun üzerinde olmalıdır. Ancak araştırıcı çevresiyle devamlı etkileşim içindedir.

Araştırıcı kendi dışındaki faktörlerin etkisi altındadırlar. Bunlardan etkilenmeleri de normal sayılabilir. Önemli olan bu dış faktörlerin zorlayıcı bir biçimde olmamasıdır. Araştırıcı, araştırma sonuçlarını her zaman yukarıda sözü edilen özgür iradesiyle cevaplandırabilmelidir. Bu da araştırıcının özerk kişiliğe sahip olmasına bağlıdır.

Özerk kişiliğe araştırıcı, demokratik bir ortamda ulaşabilir. Üniversite ortamında demokratik olgunlaşma sağlanınca, araştırma yapan kimse de demokratik bir terbiye kazanmış olur. Araştırma faaliyetleri, çeşitli kademelerden geçmektedir. Denilebilir ki, üniversitedeki araştırıcının olgunlaşması “usta-çırak” ilişkisi, başka deyişle “asistan-hoca” ilişkisi sonucu olgunlaşır, gelişir.

1.3.1.5.3. İdari Özerklik

Üniversitede idari özerkliğin anlamı, üniversiteler kendi üyelerinin belirli kurallar içinde seçtikleri organlarca yönetilmesidir. Seçimle gelen organlar ve kişilere herhangi bir dış müdahale söz konusu olmayacağı veya olamayacağı savunulur. Yoksa sistemin yara alacağı vurgulanır. Bu özerklikte en önemli husus, yönetime katılma ilkesi olarak belirlenir. Bu da yönetime öğrenci, asistan, doçent ve profesörün katılımıyla sağlanır. Üniversitenin dinamik bir yapıya ulaştırılması, problemlere doğrudan ulaşılması bu ilke ile sağlanabilir. Bilinir ki, yukarıdan aşağıya iletişim, tabanın problemlerinin çözümünde gecikmeler ve aksamalar yaratabilir. Bu hem üniversite içi dayanışmayı, hem de araştırma dinamizmini azaltabilir.

1.3.1.5.4.Mali Özerklik

Mali özerklik, kurumun kendi mali kaynaklarını kendisinin sağlayabilmesi, devlete vereceği vergiler dışında bütçesini uygun biçimlerde harcayabilme özgürlüğüne sahip olmasıdır. Bu yönüyle bakılırsa, bugüne kadar, ülkemiz üniversitelerinde gerçek bir mali özerklikten söz etmek zordur.

Öte yandan mali özerklik, hükümetin her yıl üniversitelere verebileceği parayı verdikten sonra, harcamalarında onları serbest bırakması; “yani global bütçe sistemini üniversiteler için kabul etmesi” mali özerklikten öteye üniversitenin satın alma işleminde tabi olduğu yasaların gerektirdiği işlemlerin kolay ve zor oluşu da son derece önemlidir.

Bir üniversitede çalışmaların çoğu araştırma niteliğindedir. Harcamalardaki kolaylık bilinmeyen ihtiyaçların anında giderilmesini sağlar. Bu da araştırma verimliliğini arttırabilir. Maliye Bakanlığınca belirlenecek bütçe oranlarının, kurumların gerçek ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığı da kesin araştırmalar sonucu olduğu kuşkuludur. Üniversitelerin araştırma fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için gerek mali kaynakların arttırılması, gerekse harcamalara ilişkin yasaların kolaylaştırıcı bir yapıya kavuşturulması gerekir. Bundan üniversitenin, daha doğrusu ülkenin sayısız yararları olabilir.

1.3.2. Türkiye’de Üniversitelerde Yenileşme Hareketleri ve Toplam Kalite