• Sonuç bulunamadı

ÜCRET HESAP PUSULASI VE ÖNEMİ

YAZILAR PAPERS

ÜCRET HESAP PUSULASI VE ÖNEMİ

Erol GÜNER1 1. GİRİŞ

Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını ta-şıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.

Ücret işçi açısından bir gelir unsuru, işveren açısından ise önemli bir ma-liyet unsudur. Bu sebeple ücretin miktarı ile ücretten yapılan kesintilerin doğru ve eksiksiz olarak belirlenerek açık bir şekilde gösterilmesi taraflar (işçi-işveren) açısından önemlidir.Ücretin ve ücrettenyapılan kesintilerin gösterilmesi ise 4857 sayılı İş Kanunu’nun 37. maddesinde açıklananücret hesap pusulası ile mümkündür.

Ücret bordrosu ve ücret hesap pusulası çalışma yaşamında hemen her-kesin bildiği tanıdığı bir belgedir. Ücret bordrosu ve ücret hesap pusulası ispat edici bir vesikadır. Vergi ve Sosyal Güvenlik mevzuatlarında ücret bordrosuna, İş Kanununda ise ücret hesap pusulasına yer verilmiştir.

Ücret Hesap Pusulası, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümüne yar-dımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye ve-rilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi gibi konularda işverene olan güvenini zedeleyebilecek bir durumdur. Ücret hesap pusulasının düzen-lenerek işçiye verilmiş olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin is-patı noktasında taraflar delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken bu tür belgelerin düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında

ya-tırılması hallerinde ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye veril-mesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde iş-çinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusunun mahkeme-ce resen araştırılması gerekmekle, mahkemenin belgeye değer vermeden önce muvazaa şüphesini ortadan kaldırması ve kendiliğinden gerekli araş-tırmaya gitmesi gerekir.

2. YASAL DÜZENLEME

4857 sayılı İş Kanunundaücret bordrosunun şekil şartıyla ilgili bir hü-küm bulunmamaktadır. Yasada ücret bordrosuna ilişkin bir hühü-küm bulun-mamakla birlikte ücret hesap pusulasına değinilmiştir.

Ücret hesap pusulası 4857 sayılı İş Kanunun 37. Maddesinde düzenlenmiştir.

4857 sayılı İş Kanunun 37.maddesine göre;“İşveren işyerinde veya ban-kaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işye-rinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.”

Madde hükmü incelendiğinde; Ücret hesap pusulalarında;

• İşveren tarafından imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıması,

• Ödeme günü ve ait olduğu döneme ilişkin fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit ekle-meler tutarının,

• Vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Ücret hesap pusulası imza ve kapsayacakları kayıtlar dışında herhangi bir şekle bağlı tutulmamıştır. El ile daktilo veya bilgisayar ortamında ya-zılmış olmaları yeterlidir. Fakat el ile yazılma halinde işçinin kontrolünü güçleştirmeyecek düzgünlükte bulunmaları gerekir. Kullanılan kâğıdın çe-şidi ve biçimi, bu konuda, önem taşımaz. Uygulamada ücret dökümünün yer aldığı şerit belgelerin de işçilere verildiği görülmektedir. Bu tür şerit

belgelerin de, yasal düzenlemeye uygun bulunması durumunda ücret hesap pusulası yerine geçebileceği kabul edilmektedir.

Ücretin ödenmesi ve ispatı noktasında tarafların delillerinin değerlendirilme-si sırasında, işverence düzenlenmedeğerlendirilme-si ve işçiye verilmedeğerlendirilme-si gereken ücret hesap pusulasının düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.

İşverenler ücret hesap pusulası düzenleyerek, işçilere düzenli olarak vermek zorundadır.Ücret hesap pusulasının verildiğinin ispatı işverene ait olduğundan ispat açısından yapılması gereken ücret hesap pusulasının çift suret düzenlen-mesi, işverende kalacak nüshaya “bir suretini elden aldım şeklinde ibare konması” ve işçinin imzasını taşımasıdır. Ücret hesap pusulasının düzenlen-memesi ve işçiye verildüzenlen-memesi halinde işverenler hakkında, İş Kanunu’nun 102/b maddesi gereği idari para cezası uygulanacaktır.Uygulanacak idari para cezası tek ceza olup, işçi sayısına bağlı olarak çoğaltılamaz

Yasanın, işverenin işçiye vermesini zorunlu kıldığı ücret hesap pusulası (bordro) yukarıda anlatıldığı üzere gerçek ücret alacağı, fazla çalışma ücreti gibi hakların ispatı açısından oldukça önemlidir. Zira iş davasının konusu olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel ve hafta tatili ücreti, bayram ve pazar yevmiyesi; hep belirlenecek olan gerçek ücret üzerinden hesapla-nacaktır. Dolayısıyla gerçek bilgileri barındırmayan ücret hesap pusulası (bordro), işçi açısından pek çok hak kayıplarına neden olacaktır. Bu nedenle işçilerin bu belgeleri imzalarken, belge içeriğini titizlikle incelemeli; imza-lamaktan kaçınmalıdır. İmzalamak zorunda kalırlarsa da mutlaka çekince kaydı koyarak imzalamalıdır. İşverence işçiye imzalatılan bu belge, iş yeri kayıtlarına geçmekte ve herhangi bir anlaşmazlıkta ve yargı sürecinde de-lil olmaktadır. İşçinin imzasını taşıyan ücret hesap pusulası sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bu nedenle bu belgede gerçeğe aykırı bilgilerin bulunması halinde, işçinin bu belgeyi imzalamaktan ka-çınması gerekmektedir. İmzalatılmakta ısrar ediliyorsa mutlaka çekince konulmalıdır. Ancak uygulamada bu durum pek mümkün olmamakta işçi işverence önüne konulan bordroları imzalamak zorunda kalabilmektedir.

mesi ücret hesap pusulası düzenleme ve işçiye verme zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. 4857 sayılı İş Kanununda her iki yükümlülük ayrı maddelerde düzenlenmiş, muhalefet hallerinde de ayrı idari para cezaları öngörülmüştür.

İşçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.

Ayrıca, ücret bordrosu veya bankadan yapılan ödemelere ilişkin belgeler ücretin ödendiğine dair ispat edici bir belgeler olmasına rağmen işçi banka hesabında sadece net ücretini görebilmektedir. Oysaki ücret hesap pusu-lasında işçinin brüt ücreti, brüt ücretten yapılan yasal kesintiler ile varsa fazla mesai ve diğer ek ödemeler açıkça gösterilmektedir.

B- Ücret Hesap Pusulasını İmzalatmak Gerekli Midir?

4857 sayılı İş Kanununun ücret hesap pusulasını düzenleyen 37. Madde-sinde, işçiye imzalatılmak zorunluluğunu düzenlememekle birlikte, işçiye vermek zorunluluğunu yer almıştır. İşçiye ücret hesap pusulasının verildiği-ni ispatlamak işverene düşmektedir. Bu yükümlülüğünü yerine getirdiğiverildiği-ni ispatlamak için de ücret hesap pusulasına işçinin imzasını almalıdır. Kanun-da işçi imzası olmalıdır diye doğruKanun-dan bir zorunluluk olmamakla birlikte, ispat hukukunun genel esasları içinde bir yönlendirme bulunmaktadır.

İşçiye ücretinin verildiğini ispat etme zorunluluğu ve ispat belgesi olarak mahkemelerde ve Yargıtay’da en önemli belge özelliğini koruması sebebi ile imza altına alınmış ücret hesap pusulası çok önemlidir. İşçi, çalıştığı dö-nemde hakları için dava açma hakkına sahip olduğu gibi, işten ayrıldıktan sonra ücret ve benzeri alacakları için 5 yıl, kıdem ve ihbar tazminatları için 10 yıllık zamanaşımı içerisinde dava açma hakkına sahiptir. Zamanaşımı süreleri boyunca imzalı ücret hesap pusulalarını ispat edici belge olarak muhafaza etmek doğru olacaktır.

10 ve daha fazla işçi çalıştıran işverenler kanuni zorunluluk gereği per-sonel ücretlerini banka kanalıyla yapmaktadırlar. Ücret ödemelerini banka kanalıyla yaptıkları için hesap pusulalarını imzalatmayı ihmal etmektedir.

Gerekçe olarakta maaş ödemelerinin banka aracılığı ile ödenmesini, ispat edici belge olarak düşünmektedirler.

Personele verilmesi ve imzalatılması gereken hesap pusulası; fazla me-sai, hafta, bayram, genel tatil ve diğer ek ücretleri ile yapılan sosyal gü-venlik, vergi, avans mahsubu, nafaka ve icra kesintilerini gösterir detay

listedir. Bu listeyi alan ve imzalayan personel o ayki tüm çalışma ücret karşılıkları ile kesintilerinin doğruluğuna işverenle mutabık olmuş sayılır.

Herhangi bir hata olması durumunda işverene itirazda bulunarak düzel-tilmesini talep eder. İleriki zamanlarda personelle olabilecek itilaflarında önüne geçmiş olur.Bu nedenle personelin maaşlarını bankaya yatırsa dahi hak talebinde bulunacağı fazla mesai ve diğer ek ücretlerin ödenmediği hususunda işverenin ispat hakkı ortadan kalkmış olur.

C- Ücret Hesap Pusulası E Posta ile İşçiye Verilebilir mi?

Özellikle işçi sayısının yoğun olduğu işyerlerinde bu soru akla gelmekte, uy-gulamada da E-Posta ile ücret hesap pusulalarının işçilere gönderildiği görül-mektedir. 4857 sayılı İş Kanununun 37. Maddesinde, “İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır.” Şeklinde düzenleme bu-lunmaktadır. Bu düzenleme bağlamında kanuna uygun ücret hesap pusulasının E-Posta ile işçiye gönderilmesinde kanuna aykırılığın olmadığı düşünülmekte-dir. Çalışma hayatında iş denetimde de bu uygulama kanuna aykırı olmadığı şeklinde değerlendirilmektedir. Ancak işçinin ücret hesap pusulasını alıp alma-dığını ispatlama açısından ücret hesap pusulasının E-Posta ile gönderilmesi ile ilgili olarak işçiden yazılı onay alınması (iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesine konulabilir) yerinde olacaktır. Ücret hesap pusulasının E-Posta ile işçiye veril-mesi uygulaması gerek teknolojinin sağladığı imkânların kullanılması gerekse de kâğıt kaybının azaltılması açısından önemli ve yararlıdır.

4. SONUÇ

İşverenler,işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesa-bını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır.Ücret hesap pusulasının verildiğinin ispatı işverene ait oldu-ğundan ispat açısından ücret hesap pusulasının çift suret düzenlenmesi, işverende kalacak nüshaya “bir suretini elden aldım şeklinde ibare kon-ması” ve işçinin imzasını taşıması yerinde olacaktır. Ücret hesap

pusulası-açısından çok önemlidir. İşçi, çalıştığı dönemde hakları için dava açma hakkına sahip olduğu gibi, işten ayrıldıktan sonra ücret ve benzeri alacak-ları için 5 yıl, kıdem ve ihbar tazminatalacak-ları için 10 yıllık zamanaşımı içe-risinde dava açma hakkına sahiptir. Zamanaşımı süreleri boyunca imzalı ücret hesap pusulalarını ispat edici belge olarak muhafaza etmek doğru olacaktır. İşverence işçiye imzalatılan bu belge, iş yeri kayıtlarına geçmek-te ve herhangi bir anlaşmazlıkta ve yargı sürecinde delil olmaktadır. İşçi-nin imzasını taşıyan ücret hesap pusulası sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir.

KAYNAKÇA

T.C. Yasalar (10.06.2003). 4857 sayılı iş yasası. Ankara : Resmi Gazete (25134 sayılı)

ÇALIŞMA MEVZUATINDA ÜCRETSİZ İZİN UYGULAMALARI