• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın bu bölümünde sosyal bilgiler yeni ders programının uygulanmasında karşılaşılan güçlüklere yönelik araştırmanın özeti yapılmış, araştırmada elde edilen bulgulara kısaca değinilmiş ve ulaşılan sonuçlara yönelik öneriler sunulmuştur.

ÖZET

İlköğretim okullarında uygulamaya başlanan 2006 Sosyal Bilgiler Yeni Ders programı, program yapısında ve uygulamasında birçok yenilik getirmiştir.

Bu araştırmayla öğretmenlerin yeni programın getirdi yeniliklere uyum sürecinde yaşadıkları sorunların belirlenmesi ve öğretmenlerin bu programa ilişkin beklentilerinin ve isteklerinin kestirilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle tarama (survey) araştırma yöntemi kullanılmıştır.

Araştırmanın verilerini toplamak amacıyla hazırlanan “Sosyal Bilgiler Yeni Ders Programının uygulamasında karşılaşılan güçlükler” anketi Konya Merkez ilçelerinde yer alan 144 ilköğretim okulunda, 361 sosyal bilgiler öğretmenine uygulanmıştır.

Anket ile elde edilen verilerin istatistik analizleri SPSS 16 programıyla yapılmıştır. Alt problemlerin istatistiksel analizinde t-testi, varyans analizi, standart sapma, aritmetik ortalama ve tukey testi kullanılmıştır.

Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre sosyal bilgiler öğretmenlerinin 2006 Sosyal Bilgiler Yeni Ders Programına olumlu baktıkları ancak bazı sorunlar yaşadıkları sonucuna varılmıştır. Programın daha etkin bir şekilde uygulanabilmesinin önündeki temel problemler olarak zaman, okulların fiziki özelliklerinin yetersiz olması en çok vurgulanan sorunlar olmuştur.

161 SONUÇ

“2006 Sosyal Bilgiler Yeni Ders Programının uygulanmasında karşılaşılan güçlükler” anketinden elde edilen bulgurla göre aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

Birinci bölüm planlama ve kazanımlar ile ilgili olarak genel aritmetik ortalamaya bakıldığında (X=3,097) orta düzeyde katılıyorum seçeneğinin üst sınırına yakın olduğu görülmektedir. Öğretmenler sosyal bilgiler yeni ders programının planlama ve kazanımlar ile ilgili bölümüne ilişkin orta düzeyin üst sınırına yakın görüş bildirmişlerdir. Aritmetik ortalamalar incelendiğinde arada çok büyük farkların olmadığı görülmektedir. Genel olarak fiziksel imkanlar ve zaman dışında olumlu görüş bildirmişlerdir. Buda öğretmenlerin planlama ve kazanımlar ile ilgili çok fazla güçlük yaşamadıkları görüşünde olduklarını göstermektedir.

İkinci bölüm içerik ve eğitim durumları ile ilgili bölümde (X=3,272) aritmetik ortalaması ile öğretmenler orta düzeyde katıldıklarını göstermektedirler. Yani çok fazla güçlük yaşamadıklarını düşünmektedirler. Yine de aritmetik ortalamalara bakıldığında içerik ve eğitim durumları bölümünde aritmetik ortalamanın (X=3,272) planlama ve kazanımlar bölümüne göre (X=3,097) arttığı söylenebilir. Öğretmenler bu bölümde daha az güçlükle karşılaştıklarını ifade etmektedirler.

Üçüncü bölüm ölçme ve değerlendirme ile ilgili bölümde (X=3,049) aritmetik ortalaması ile öğretmenler orta düzeyde katıldıklarını göstermektedirler. Üçüncü bölüm ölçme ve değerlendirme de ise aritmetik ortalamalar arasında yine çok büyük farklar görünmemektedir. Ölçme değerlendirme bölümünün de yaşanılan güçlüklerinin başında zaman yetersizliği gelmektedir. Genel ortalamaya bakıldığında ise diğer bölümlerin ortalamalarına göre bir düşüşün olduğu dikkati çekecektir. İncelenen, konu ile ilgili yapılan araştırmalarda da en çok güçlüğün genel olarak yeni sosyal bilgiler programının ölçme değerlendirme kısımlarında yaşandığı görülmüştür.

Daha önce ki bölümlerde de değinildiği gibi aritmetik ortalamaya göre bakıldığında öğretmenlerin zaman, fiziksel imkanlar, teknolojik alt yapı, özel öğrenime ihtiyacı olan öğrencilerin eğitimi, öğrencilerin ders dışı hazırlık çalışmaları gibi konularda sorun gördükleri buralarda problemlerle karşılaştıkları anlaşılmaktadır. Programın yapısına işaret

162

eden öğrenci merkezlilik, tutarlılık, öğrenciyi aktif kılma, uygunluk gibi konularda ise olumlu düşündükleri güçlükle karşılaşmadıkları anlaşılmaktadır.

Öğretmenlerin mesleki çalışmalarına ilişkin bulgularda ise üzere her üç alt boyutla ilgili olarak lisansüstü gurup lisans grubuna göre daha fazla güçlükle karşılaştıklarını düşünmektedirler. Lisansüstü öğrenim mezunu olanlar lisans mezunlarına göre programın genelinde daha fazla güçlük yaşadıklarını düşünmektedirler.

Yine mesleki çalışmalarından eğitim alanı bölümünde planlama ve kazanımlar ile içerik ve eğitim durumları alt boyutlarında anlamlı farklar ortaya çıkmıştır. Diğer alan mezunu öğretmenler en fazla güçlükle karşılaşmaktadırlar. Daha sonra sosyal bilgiler öğretmenleri gelmektedir. En az güçlükle de tarih/coğrafya gurubu öğretmenler karşılaşmaktadır.

Bir diğer mesleki çalışmalara ait bulgu grubu olarak kıdeme göre uygulamada karşılaşılan güçlüklere bakıldığında anlamlı farklar olduğu görülmüştür. Kıdemin artması ile birlikte öğretmenler daha az güçlük yaşadıklarını düşünmektedirler. Kıdemin azalması ile birlikte öğretmenler daha fazla güçlük yaşadıklarını ifade etmektedirler.

2004–2005 yılında 9 ilde pilot uygulamasının yapıldığı, ertesi yıl tüm ülke çapında uygulanmaya konan Sosyal bilgiler programı 2006 yılında da araştırmaya konu olan altıncı sınıflarda uygulanmaya başlanmış, eğitim-öğretim anlayışına oldukça farklı bir yapı getirmiştir. Uzun yılları öğretmen merkezli, bilginin öğretmenden öğrenciye aktarıldığı geleneksel öğretim yöntemi, günümüzün gelişen koşullarına uygun olarak, öğrencinin aktif şekilde öğretim etkinliklerinin içinde yer aldığı yapısalcı anlayışa dönüşmüştür. Her yeniye bir alışma devresi olduğu gibi, eskisinden çok daha farklı uygulamalar içeren 2005 Sosyal Bilgiler Programı için de sosyal bilgiler öğretmenlerinin bir uyum süreci içersinde olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Yeni programa yönelik etkili bir eğitimin eksikliğinden yakınan sosyal bilgiler öğretmenlerinin çoğu programın yenilenmesine olumlu bakarken, bir yandan da bazı uygulamalara yönelik net fikir sahibi olmadıklarını belirtmektedirler.

Yeni sosyal bilgiler programının uygulanması sürecinde yaşadıkları sorunların birçoğunun da uygulamaların henüz pratiklik kazanmamış olmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Tabi dile getirilen problemlerin başında zaman, okulların ve sınıfların

163

fiziksel yönden yetersiz olmalarıdır. Yaşanılan sorunların kaynaklarını belirlemek üzere görüşleri alınan sosyal bilgiler öğretmenlerinin en sık sorun yaşadıkları boyutun programın ölçme değerlendirme kısmı olduğu görülmüştür.

Günlük yaşamda eğitim camiasında sıkça konuşulan bazı kavramlarında araştırmamızda öğretmenler tarafından pek de haklılık payı verilmediği görülmektedir. Örneğin kılavuz kitaplarla ilgili çok fazla spekülasyon olmasına rağmen veriler öğretmenlerin aslında bu konularda olumlu düşündüklerini ortaya çıkarmıştır. Öğretmenler programın yapısıyla, bilimselliğiyle, kalitesiyle ilgili çok fazla sorun olmadığını düşünmektedirler. Sorunları daha çok uygulamada alt yapı eksikliğinde görmektedirler.