• Sonuç bulunamadı

2.6. KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ROL OYNAYAN TEMEL AKTÖRLER

2.6.3. Özel Sektör

Türkiye'de kentsel dönüşüm projeleri kamu sektörü tarafından finanse edilmeye çalışılmıştır. Bu durum ülkemizin devlet geleneği ve tarihsel geçmişi ile yakından ilişkilidir. Ancak kamu sektörü tarafından projeler yeteri kadar finanse edilemediği ve yakın geçmişte yaşanan bazı sosyo-kültürel değişimlerin de etkisiyle kentsel dönüşüm projelerinde özel teşebbüslere ihtiyaç duyulmuştur (Kalağan 2012: 128). Özel sektör, kentsel dönüşüm uygulamalarının yasal dayanakları içinde de yer almıştır. 5366 sayılı yasanın 3. maddesinde ‘yenileme alanı olarak belirlenen bölgelerde il özel idaresi ve belediye tarafından hazırlanan veya hazırlatılan, yenileme projeleri ve uygulamaları ilgili il özel idareleri ve belediyeler eliyle yapılır veya kamu kurum ve kuruluşları veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine yaptırılarak uygulanır’ hükmü yer almaktadır. Burada yasa, özel sektörü kentsel dönüşüm projelerinin kapsamında ele almıştır. Yasada vurgulanan özel kişiler, inşaat şirketleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve gayrimenkul yatırım sektöründeki şirketlerdir (Aslan 2007: 53). Dolayısıyla kentsel dönüşüm projelerinde özel sektör açısından öncelikli olan işin ticari boyutudur. Bu anlamda belirlenmiş bir çıkar ya da ticari bir kar yoksa özel sektör kentsel dönüşüm projelerine dahil olmak istemeyecektir. Bu sebeple özel sektörü dönüşüm çalışmalarına dahil edebilmek için, kentsel dönüşüm projelerini özel sektör için cazip hale getirmek gerekmektedir. Özel sektör kentsel dönüşüm çalışmalarında proje, uygulama, finansal destek ve işletme konularında büyük bir katkı sağlamaktadır (Kalağan 2012: 128).

Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamaları zaman içerisinde farklılaşarak gelişmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Kentsel dönüşüme dayanak oluşturan yasalar ve hayata geçirilen dönüşüm uygulamaları, kent kalitesinin yükseltilmesini amaçlamaktadır. Kentsel dönüşümde, temel olarak TOKİ, Belediyeler ve Özel sektör rol

almaktadır. Dönüşümde rol oynayan aktörler işbirliği içerisinde olmalıdır. Bu bağlamda kentsel dönüşümün uygulanabilmesi için yasal dayanaklar temel alınarak sağlıklı politikalar geliştirilmelidir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DİYARBAKIR İLİ, YENİŞEHİR İLÇESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM ALAN ARAŞTIRMASI

Diyarbakır Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer almaktadır ve ülkenin nüfus olarak en büyük 12. ilidir (www.tuik.gov.tr; 2017). Şehrin yüzölçümü 15168 m2dir. Diyarbakır İlinin doğusunda Siirt ve Muş illeri, Güneyinde Mardin ili, Batısında Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illeri, Kuzey’inde ise Elazığ ve Bingöl illeri yer almaktadır (Bkz. Şek. 3.1).

Resim 3.1: Diyarbakır ve Komşu İller

Kaynak: Diyarbakır Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü.

Tarihsel süreç içinde onlarca değişik medeniyetin hüküm sürdüğü ve üzerinde binlerce yapı örneğinin inşa edildiği Diyarbakır; günümüze değin birçok farklı isimlerle tanımlanmıştır. Amid, Amida, Kara Amid ve Diyarbakır gibi isimler kentin yıllar içerisinde kullanılan isimlerindendir. Diyarbekir adı ise; Mezopotamya Bölgesi’nde ilk olarak 8. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılın başlarına doğru kullanılmakta olan tüm isimler terk edilerek, günümüzde kent “Diyarbakır” olarak isimlendirilmiştir.

Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan ve denizden 650 metre yükseklikte bulunan Diyarbakır ili, 38° kuzey paralelleri 40° doğu meridyeni konumundadır.

Diyarbakır ili kentin kuzeyinde bulunan dağlık bölge ile güneyinde bulunan çöl karakterli ovalar arasında kurulmuştur. Kentte oluşan fiziksel yapıya, Karacadağ sönmüş yanardağı etkisiyle oluşan yaylada kurulmuş olmasının etkisi vardır. Dolayısıyla ilin çevresinde bol miktarda bazalt taşı bulunmaktadır. Kentin konumu itibari ile, kentte savunma ön planda olmuştur. Bu amaçla kentin etrafı surlarla çevrelenmiştir (Yılmazçelik, 1995: 11-15).

Osmanlı döneminde ilk belediye teşkilatları “Şehremaneti” ismiyle 1853 tarihinde kurulmuştur. Diyarbakır Şehremaneti de bu kapsamda 1865 yılında kurulmuştur. Uzun zamanlar boyunca beldeler bu şehremanetleri marifetiyle idare edilmiştir. Ankara Hükümeti tarafından 1922’de “Devairi Belediye Rüesa’sının Sureti İntihabına Dair Kanun” çıkarılmıştır. Bu kanun kapsamında Diyarbekir dâhil olmak üzere diğer tüm yerleşim yerlerinde Cumhuriyet rejiminin belediyeleri de kurulmuştur. Diyarbekir 1922 yılından sonra Şehremanetliğinden, Belediyeliğe dönüşmüştür. Bölgede bakır madenleri bulunması nedeniyle Atatürk kenti, 15 Kasım 1937 tarihinde “Diyarbakır” olarak adlandırmıştır. Bu olayın ardından 10 Aralık 1937 tarihinde, 7789 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kentin adı “Diyarbakır” olarak değiştirilmiştir (Beysanoğlu, 1987: 7). Diyarbakır Belediyesi, 28.12.1993 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 504 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi statüsüne dönüştürülmüştür. 12.11.2012 tarihli 6360 sayılı kanun ile hizmet alanı il mülki sınırlarıdır. (http://www.diyarbakir.bel.tr/kurumsal/belediye-tarihce.html, 2017).

Kentin genel anlamda ilk planlama çalışması 1984- 1986 yılları arasında yapılırken, Diyarbakır Belediyesi de 21.12.1993 tarihinde 93/ 5130 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Bağlar, Sur ve Yenişehir alt kademe belediyelerinden oluşan Büyükşehir Belediyesi olarak ilan edilmiştir. Diyarbakır’da günümüzün artan konut ihtiyacına cevap veren ve son yıllarda hızla gelişen ve 1991 yılında kurulan Kayapınar Belediyesi ise Büyükşehir Belediyesinden bağımsız, Belde Belediyesi konumunda bulunmaktayken 2004 tarihinde çıkarılmış olan Yerel Yönetimler Yasası ile çok sayıda köyün de bağlandığı Kayapınar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ilk kademe

belediyesi olmuştur (http://www.kayapinar.bel.tr/kayapinar, 2017).

Diyarbakır ili Suriçi olarak adlandırılan, yüksek surların içerisinde kalan geleneksel yerleşme düzenini yansıtan, Karacadağdan Dicle Nehrine kadar uzanan 650 metre yüksekliğindeki geniş bazalt platosunun doğu kenarında kurulmuştur. Dicle vadisinden 100 metre kadar yüksekte geniş bir bazalt düzlük üzerinde yer alır (Gabriel, 1940: 90).

Diyarbakır bölgesindeki geleneksel konutların mimari yapılanmasına bakıldığında iklimsel etkenler, sosyo-kültürel etkenler, topografik özellikler ve malzemelerin etkili olduğu bir organik gelişme düzeni ile oluştuğu görülmektedir.

Diyarbakır kentinde ilk imar hareketlerinin başlatılması özellikle o günün şehircilik anlayışı içinde kentin geleceğini belirleyecek gelişme alanlarının saptanması ve dolayısıyla da sur içinin yapısal değişime uğraması, 1930- 1945 yılları arasında yapılan imar hareketlerine dayanmaktadır. Sürekli olarak değişken bir nüfusa sahip olan Diyarbakır kent merkezi 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla büyümüştür. 1950’li yıllardan itibaren yerel yönetimlerin kentleşme olgusunu yeterince anlayamamaları, beraberinde birçok sorunu getirmiştir. 1960’lardan itibaren Sur içindeki geleneksel evlerin, fiziki olarak bozulmaya başlaması, beraberinde çöküntü bölgelerinin oluşmasına da zemin hazırlamıştır. Kentte nüfus yoğunluğunun sürekli artmasıyla, bu tarihlerde yeni yerleşim alanları oluşmaya başlamıştır (Beysanoğlu, 1963: 135).

Geçen son 10 yıl içerisinde, ülkelerin ekonomik ve toplumsal şekillenmeleriyle birlikte mekâna yönelik addedilen değerler potasında yoğun değişimler meydana gelmektedir. Ancak; toplumları hızlı bir şekilde bu değişimlerin içine sürükleyen olgular karşısında politikalar üreten akademisyenler ve yerel karar vericiler; hangi düzeyde bir konut politikası üretebileceklerine dair fikirlerini net bir şekilde ortaya koymakta zorlanmaktadırlar. Bu fikirlerin toplandığı değerler bileşkesi içinde var olan çelişkiler önemini hala korumaktadır (Maclennan, 2001: 2). Diyarbakır’da son yıllarda konut tipinde değişim yaşanmaktadır. Bölgede son 15–20 yıl içerisinde yaşanan terör olayları; bölgeyi her yönüyle etkilemiştir. Bu istenmeyen olayların bölge kentleri üzerinde yarattığı en büyük olumsuzluk; kırsal bölgelerden kentlere yönelen kontrolsüz göç olmuştur. Bu göç; sosyo-kültür sorunlardan tutun, yerleşim ve barınma sorunlarına

kadar birçok sorunu ve çelişkiyi beraberinde getirmiştir.

Diyarbakır'ın orta noktasında yer alan Yenişehir ilçesinin toplam alanı 400 km2

dir. Suriçi bölgesinin kuzey tarafından başlar, ilçenin doğu tarafında Dicle Nehri, güney tarafında Çarıklı mahallesi ve bağlar ilçesi, kuzey tarafında Deve Geçidi Barajı, batı tarafında ise Kayapınar ilçesi yer alır.

Diyarbakır ilinde nüfus yoğunluğunun artışıyla beraber, yeniden yapılandırılan Surdışı kent yerleşimlerinde Yenişehir mahallesi (günümüzde Yenişehir İlçesi halini almıştır) ön plana çıkmıştır. Daha önceki imar durumlarında bu semtte yapılmış olan birkaç katlı evlerin yerine, günümüzdeki gibi çok katlı apartmanlar yapılmaya başlanmıştır. İmar planları üzerinde yapılmış olan değişikliklerle beraber bahçeli evler ve tek katlı evler yıkılarak yerlerine çok katlı yapılar yapılmaya başlanmıştır.

Yenişehir ilçesi 1965 yılında muhtarlık (mahalle) olarak idari yapıdaki yerini almıştır. Diyarbakır iline bağlı bir mahalle konumunda iken 504 sayılı KHK ile kurulan yedi adet Büyükşehir Belediyesi kapsamında, 93-5130 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 28.12.1993 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak alt kademe belediyesi olmuştur. 2004 yılında kabul edilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile ilk kademe tüzel kişiliğine sahip olmuştur. Son olarak 2008 yılında yayınlanan Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde ilçe kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun ile, ilçe belediyesine dönüştürülmüştür. 2012 tarih ve 6360 sayılı kanun ile ilçe sınırları belediye sınırları olmuştur.

2017 nüfusu 204284’tür. Yenişehir ilçesi nüfus olarak % 12,02’lik oranla Diyarbakır’ın en büyük 3. İlçesidir.

İl genelinde yaşanan yoğun göç nedeniyle kentin varoş kesimleri büyümüş; bölgede ki ekonomik, sosyal ve kültürel zorluklar artmış, temel yaşam standartlarında önlenemeyen, olumsuz tablo ortaya çıkmıştır. Yenişehir belediyesi sınırlarında Dağkapı, Yenişehir, Ofis, Kooperatifler, Toplu Konut, Cumhuriyet, Azizoğlu, İplik, Gürdoğan, Şehitlik gibi farklı sosyo ekonomik yapıya sahip yerleşim birimleri oluşmuştur.

Yenişehir ilçe sınırları içerisinde zorunlu göç nedeniyle oluşan sosyoekonomik yapısı farklı mahallelerde, yapılan araştırmalarda zaten düşük olan hane başı ekonomik gelirinin zorunlu göçün de etkisiyle katlanarak daha da düşük düzeye indiği görülmüştür. Yenişehir ilçesindeki hane reisleri genellikle yaptıkları işleri şu şekilde

ifade etmişlerdir; esnaf, kamu çalışanı, inşaat işçisi, şoför, hamal, mesleksiz, kahveci, çiftçi, demirci, kapıcı, işportacı (www.diyarbakiryenisehir.bel.tr, 2017).

3.1. SOSYAL, KÜLTÜREL, MEKANSAL, İKLİMSEL VERİLER

Günümüzün kent değerlendirme yaklaşımı içinde Diyarbakır; siyasi, ekonomik, kültürel ve fiziki özellikleriyle de önemli bir yapıya sahiptir. Diyarbakır’ın en eski yerleşim bölgesi olan, tarihi sur içi bölgesi kentin tarihsel hafızasını oluşturur.