• Sonuç bulunamadı

1.2.3. Geçmişi Kaydetmek: Açıklamalar ve Bakış Açıları

1.2.3.1.1. Öyküleme Metin Tipi

Öyküleme metin tipi (historical recount), geleneksel olarak okullarda geçmişe ilişkin temel akımlar sunmak amacıyla kullanılan bir tarih metin tipidir. Son zamanlarda ise bu tip, geçmiş olayları kaydetme amacına yönelik olarak, üç temel basamak çerçevesinde alternatif bakış açılarını da yapılandırmaktadır. Bu temel basamaklardan birincisi Artalan Basamağıdır (Background Stage). Burada, metinde odaklanılan olayların daha anlamlı hale dönüştürülebilmesi amacıyla önceki tarihsel olaylar özetlenir. Bu basamaklardan ikincisi olan Olayların Kaydı Basamağında (Record of Events Stage) ise, bir dizi tarihsel olay sunulur ve ayrıntılandırılır. Seçimlik olan Tümdengelim Basamağında (Deduction Stage), olayların önemi ortaya çıkarılır. Aşağıdaki Öyküleme örneği, bu üç basamağın işleyişini göstermektedir:

Öyküleme Örneği Artalan

(3)

Eura halkı Avrupalılaın gelmesine değin Sidney civarında 40.000

yıldır yaşamaktaydılar. Onlar, avlanarak, balık tutarak yaşamlarını sürdürdüler ve toprağın koruyucuları olduklarına inandılar. Bu yaşam biçimi uzun sürmedi.

‘The Eura people had lived in the Sydney area for at least 40 000 years before the Europeans arrived. They had lived by hunting, fishing and gathering and believed that they were the guardians of the land. This lifestyle did not last’. Olayların Kaydı

Avrupalılar 1788’de bölgeye

geldiklerinde, kutsal toprakları işgal ettiler ve Euralıların avlanma ve balık tutma bölgelerine zarar verdiler. 1790’da Eura halkı

Avrupalılara karşı bir gerilla

savaşı başlattı.

‘When the Europeans arrived in 1788 they occupied sacred land and destroyed eura hunting and fishing grounds. In 1790 the Eura

people began a guerilla war aganist

the Europeans’.

1794’te liderleri Pemulwuy olan

Euralılar, Avrupalıların Brickfield

yerleşkelerine saldırdılar. 36 İngiliz ve 14 Euralı bu saldırı sırasında öldürüldü. Aynı yıl,

Euralılar İngiliz bir yerleşimciyi

öldürdüler. Ardından İngilizler kabilelerin altısının öldürülmesini emrettiler.

Aborjinler Avrupalı işgalcilere

ürün ve evlerini yakarak, yiyeceklerine el koyarak ve bazı yerleşimcileri öldürerek karşı koydular. 1797’de Toongabiye saldırdılar ve bir hafta içinde

çiftçiler geri çekilmek zorunda

kaldı ve tarlalar yakıldı. O yıl,

liderleri Pemulwuy, İngilizler tarafından yakalandı ancak

kaçmayı başardı.

1801’e kadar, pek çok yerleşimci Eurolalıların korkusuyla yaşadı ve

İngilizler Aborjin direnişini

ortadan kaldırmak için bir

kampanya başlattı. Atlı savaşçılar, Aborgin savaşçıları öldürmek ve Pemulwuy’u yakalamak için gönderildi. Bir sene sonra, sonra

yerleşimciler lideri bir pusuda

öldürdü.

Diğer Önemli Aborjin liderleri,

beyaz yerleşimcilere karşı savaşmaya devam ettiler. Buna karşın, İngilizlerin ateşli silahları Aborjin mızraklarından daha güçlüydü. İngilizler pek çok Aborjini vurdular ve diğerleri de İngilizlerin getirdiği hastalıklardan öldü.

‘In 1794 the Eura, whose leader was Pemulwuy, attacked the European settlement of Brickfield.

Thirty-six British and fourteen Eura were killed during this attack.

In the same year the Eura killed a

British settler. Then the British

ordered that six of the tribe be killed.’

‘The aborigines continued to resist the european invaders by burning their crops and houses, taking food, destroying cattle and killing some settlers. In 1797 they attacked Toongabbie and within a week the farmers had to retreat and the farms were burned. In that year, their leader, Pemulwuy, was captured by the British but later escaped.’

‘By 1801 many settlers lived in fear of the eura and the British started a campaign to destroy Aboriginal resistance. Troopers were sent to kill Aboriginal fighters and capture Pemulwuy. One year later settlers killed the leader in an ambush.’

‘Other great aboriginal leaders continued fighting aganist the white settlers. However, the guns of the british were more

powerful than the aboriginal spears. The British shot many of the aboriginals and many others died of the diseases that the british brought.’

Tümdengelim

Sidney’deki siyahların direniş dönemi sonunda 1816’da sona erdi. Bu dönem, Aborjinlerin istilaya karşı durma kararlılıklarını göstermesi açısından Avustralya tarihinde önemlidir. Bu dönem ayrıca, Aborjin halkının beyaz istilacılar tarafından nasıl haksızlığa uğradıklarını da göstermektedir.

‘‘This period of Black resistance in Sydney finally ended in 1816. ıt is a significant period in Australian history as it showed the

determination of the aboriginal people to resist the invasion. It also demonstrated how unjustly the aboriginal people were treated by the White invaders’.

Yukarıda, Örnek (3)’te yer alan metin, Eura halkının 1790-1816 yılları arasında Avrupalılara karşı direnişleri hakkındadır. Metnin Artalan bölümünde, Eura halkının yaşam biçimlerine ilişkin genel bir bilgi sunulmaktadır. Olayların Kaydı bölümünde ise, zaman içinde gelişen olaylar dizisi açıklanmaya başlanmıştır. Avrupalıların Euralıların yaşam alanlarını işgali ve Euralıların bu işgale karşı direnişlerinden söz edilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, tüm bu sürecin anlatımında Kılıcılığın ön plana çıkarılmış olmasıdır. Yani, yazar olayları betimlerken olayları gerçekleştiren insan Kılıcıları (Aborjinler, Pemulwuy, İngilizler gibi …) öncelemektedir. Ayrıca, metnin yapısal düzenlenişinde dış zamanın etkili olduğu görülmektedir. (1788’de, 1801’de gibi…) Son bölüm olan Tümdengelim bölümünde, yazar bu işgal ve direniş sürecini değerlendirmekte ve gelişen olayların tarihsel açıdan önemini vurgulamaktadır.

Buradan hareketle, bir sonraki bölümde Öyküleme metin tipinin yapısal basamaklarından biri olan Tümdengelim basamağının, tarihsel önemi yapılandırmadaki rolü tartışılacaktır.