• Sonuç bulunamadı

Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar

3. TÜRKİYEDE VERGİ DENETİMİNİN İDARİ YAPILANMASI VE

3.1.2. VDK Bünyesindeki Grup Başkanlıklarının Yapısı

3.1.2.4. Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar

Mükelleflerin ilişkili kişilerle olan işlemlerinin örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması, yurt dışı faaliyetlerden elde edilen kazançlar yönünden incelenmesi Ç Grubuna mensup vergi müfettişleri aracılığıyla yürütülmekte ve koordinasyonu söz konusu Grup Başkanlıkları aracılığıyla sağlanmaktadır. Bu kapsamda Ç grup başkanlıklarının şu görevleri bulunmaktadır (VDK, 2018: 17):

- Holding veya grup şeklinde örgütlenen mükelleflerin ilişkili kişilerle olan emsallere uygunluk ilkesine aykırı yaptıkları sermaye, mal ve hizmet ticareti ile bunların kiralanması ve fiyatlandırması konuları,

- Çok uluslu şirketlerin vergisel yükümlülüklerini en aza indirmek adına yaptıkları işlemleri,

- Mükelleflerin ortaklarından veya ortakları ile ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı yollardan temin ederek işletmede kullandıkları borçları,

- Ticari ve sınai mahiyette olmayan yatırımlarını yurt dışında düşük vergi oranına sahip ülkelere yönlendiren mükellefler ile Türkiye'de yatırım yapan mükellefler arasında oluşan vergi adaletsizliğini önleyecek çalışmaları, - Vergi kaybının önlenmesi maksadıyla vergi planlaması ve vergi ertelemesi

yöntemleri,

- Türk Vergi Sisteminde vergi kaçırma ve/veya vergiden kaçınmada kullanılan ilişkili kişilerle yapılan işlemleri,

- "Vergi Cennetleri" olarak nitelendirilen ülkelerde yerleşik kişilere çeşitli adlar altında yapılan ödemelerin araştırılması Ç Grup Başkanlığındaki Vergi Müfettişleri tarafından yapılmaktadır.

Ayrıca meydana gelen ihbar ve şikâyetler neticesinde gereken vergilerle ilgili incelemeleri yapma; teftişler, soruşturmalar, incelemeler ve denetimler esnasında ortaya çıkan vergi inceleme yönündeki istekleri karşılama ve kamu kurum ve kuruluşlarından geçen ve doğrudan veya dolaylı olarak vergisel hususları

barındıran incelemeler ve denetimlerle ilgili istekleri neticelendirme de faaliyetleri arasında sıralanmaktadır.

3.2. Vergi Denetiminde Etkinlik Kavramı

Vergi denetiminde etkinlik, mükelleflerin vergi kanunlarına uygun hareket etmesini sağlamak adına, vergi idaresi tarafından yapılan denetimlerin, kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilme seviyesi şeklinde ifade edilebilir (Merter, 2004:82). Bu nedenle etkinlik, vergi idarelerinin mükelleflerin vergiye uyum derecelerinin gözden geçirilmesine ve tespit edilmesine göre yapılan denetimlerin başarı düzeyini ortaya koymaktadır. Etkinliğin sağlanmasındaki problemlerin önem düzeyinin ortaya konulması, etkinliğin artırılması açısından önemlidir. Vergi denetiminin, kendisinden beklenen işlevleri (araştırma, önleme ve eğitici işlevi) yerine getiremeyecek olması halinde hem emek hem de incelemelerin maliyetleri açısından kaynak israfına sebep olabilir (Büyükben, 2018:31).

Vergi denetimi ile vergi gelirlerindeki artışı tek başına sağlamak mümkün olmasa da vergi kayıplarının azaltılmasında en önemli yöntem olarak düşünülebilir. Bu nedenle vergi denetiminin etkinliği noktasındaki kriter vergi kayıp ve kaçaklarının önlenmesidir. Vergi denetiminde etkinliğin sağlanması demek sadece yüksek bir matrah farkı bulmak değil, mükelleflerin doğru beyan vermelerinin sağlanması veya doğru beyana en yakın matrahların tespit edilmesidir (İştekal, 2017:55-56).

Vergi denetiminde etkinlik sadece denetim yapısı ve uygulamalarını değil, daha bütünsel bir bakış açısıyla diğer tedbirleri de içine alan karmaşık bir yapıya sahiptir. Söz konusu etkinliğe etki eden unsurlar arasında; örgüt yapısından kaynaklanan problemler, vergi mevzuatı, denetim elemanlarının nitelikleri, e-maliye uygulamaları, vergi bilinci, uzlaşma müessesesi, vergi afları, mükellefler hakkında yürütülen risk analizi çalışmaları yer almaktadır (Acar ve Merter, 2005: 7).

Vergi denetimi, hem ülke ekonomisine sağladığı fayda hem de vergi idaresinin başarısı açısından önemli bir unsurdur. Vergi yönetiminin etkinlik üzerine aldığı kararların uygulanmasındaki iç denetim (teftiş) ile mükelleflerinin kanunlara uyumu noktasında ne şekilde uyum sağladıklarını görmek amacıyla dışsal denetim yani vergi incelemesi yapılarak vergi idaresinin başarısını ve etkinliğini görme fırsatı

elde edilebilir. Vergi idaresinin etkinliği büyük ölçüde denetimin etkinliğine bağlıdır. (Gerçek ve Bakar, 2016: 45).

Vergi idaresinin örgütlenme yapısı ve vergi kanunlarının yapısı vergi denetiminin etkinliği üzerinde rol oynamaktadır. Vergi idaresi ülkenin içinde bulduğu ekonomik ve sosyal koşulları ve vergileme ilkelerini dikkate almaksızın faaliyette bulunması halinde denetimden beklenen etkinliğin sağlanması güçleşebilir. Etkinliğin azalmasında önemli rol oynayan örgütsel yapı ve vergi kanunlarının yapısı birlikte değerlendirildiğinde; daha sade bir vergi yönetimi ile mükellefleri vergi kaçırmaya iten nedenler tespit edilerek söz konusu davranış modellerinin değiştirilmesine yönelik politikalar üzerinde çalışılabilecektir (Arslan ve Biniş, 2016: 451).

Vergi denetiminde etkinliğin sağlanmasındaki öncelikli hedef vergi gelirlerinin yıllar itibariyle istikrarlı olarak artışını sağlamaktır. Bu nedenle vergi idaresi de denetiminde etkinliği engelleyen sistemsel sorunların minimize edilmesi ile denetimin caydırıcı ve önleyici fonksiyonunu hayata geçirebilir.

Denetimde etkinliğin ölçülmesinde genel kabul gören çeşitli ölçütler bulunmaktadır. Yapılan denetim faaliyetlerindeki sayı, denetlenen alanlardaki oranlama, denetim neticesinde tarhiyatlar ve bunların yüzdeleri ile tarhiyatlar neticesinde tahakkuk eden tutarlar ve bunların yüzdeleri, hangi vergi türünde vergi denetimi yapıldığı ve denetlenen mükellef başına ne kadar inceleme elemanının düştüğü gibi farklı ölçütler dikkate alınmaktadır (Gerçek ve Bakar, 2016: 49-50).

Yukarıdaki usul ve esaslar dahilinde yapılan bir vergi denetiminin başarı ile sonuçlanabilmesi için denetim sonucunda vergi kaybına sebep olan mükelleflerin hangi alanlarda ve ne oranda kayıp ve kaçağa sebebiyet verdikleri tespit edilmelidir.

Denetimin etkinlik analizindeki bir diğer araç tarh edilen vergide bir değişimin olup olmadığıdır. Eğer tarh edilen vergide bir değişim söz konusu değil ise denetimde etkinlik olmadığı genel sonucuna varılır. Mükellef seçiminde yanlış verilerin oluşturulmasından kaynaklanan bu durum vergi yönetiminde kaynakların, emek ve zaman kaybının ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Vergi denetimine alınmış mükellefler ile alınmamış mükelleflerin vergiye gönüllü uyum açısından yaklaşımları birbirlerinden çok farklılık arz etmektedir. Yani; denetime bağlı olarak vergiye

gönüllü uyumda artış sağlanırken, diğer taraftan ise tam tersi gönüllü uyum kapsamından daha fazla uzaklaşılabilmektedir (Arslan ve Biniş, 2016: 452).

Yukarıdaki paragraflarda izah edilen ve etkinliğe etki eden kavramlardan birisi olan e-maliye uygulamaları etkin denetimin sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir. Bu nedenle bu kavramın gerçekleşme durumu göz önüne alındığında doğru uygulama etkinlik artışı, yanlış uygulamalar ise etkinliğin azalmasına neden olabilir. Bu kapsamda etkinliği artırmaya yönelik e-maliye uygulamalarından bazıları başlıklar halinde aşağıda ele alınmıştır.

3.3. Denetimde Etkinliği Artırmaya Yönelik E-Maliye Uygulamaları

Gelişmiş internet ağı sayesinde bilişim teknolojilerinin hayatımızdaki yerinin her geçen gün daha da arttığı bir ortamda, e-devlet uygulamaları gerek ülkemizde gerekse küresel dünyada hayatımızı kolaylaştırıcı yönü ile karşımıza çıkmaktadır. Artık devletler klasik yapıdan kendini sıyırıp elektronik kurumlaşmaya doğru uyum sağlamak zorundadır. Türkiye’de e-devlet anlayışının ilk yansımaları da vergi hukukunda e-fatura ve e- beyanname şeklinde kendini göstermiştir.

E-devlet uygulamasıyla çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde e- vergilemeye yönelik projeler hayata geçirilmiştir. Teknolojik imkanlarla birlikte bazı e-vergi uygulamaları arasında yer alan e-defter, e-fatura, e-beyanname, e-arşiv fatura, e-bilet ve e-yoklama gibi bir dizi uygulamalar zaman içinde e-devlet sisteminin içinde yerini almıştır.

E-devlet projeleri arasında yer alan ve bir kısmı yukarıda belirtilen uygulamalarla ilgili bilgi teknolojilerinin kullanımı sayesinde geliştirilen elektronik uygulamalar bulunmaktadır. Elektronik uygulamalar, kurumlar ile mükellefler arasındaki bağ sayesinde mükellefleri vergi dairesine getirmeden daha hızlı ve güvenilir, doğru bilgiye ulaşan, personelinin daha etkin ve verimli çalışması için uğraşan ve iş yükünü hafifleten bir yapıyı amaç edinmektedir (Çokgezer ve Beşel, 2015: 13). Ayrıca zaman ve harcamadan tasarruf sağlama, kâğıt israfını önleme, kaliteli hizmet standartlarında vatandaşların kamu hizmetlerine katılımını sağlama gibi katkıları da bulunmaktadır (Akdemir, 2008: 15). Dünya ölçeğinde vergilemeyle ilgili gelişmeler ülkemizde de etkisini hissettirmeye başlamıştır. Bu yeni anlayış sayesinde kamu yaptığı hizmetlerde e-maliye uygulamaları adı altında birçok

elektronik uygulamayı hayata geçirmiş ve daha birçok projeyi de hayata geçirmek hususunda faaliyetlerini sürdürmektedir. Çalışmanın bu kısmında vergi denetiminde etkinlik ve verimlilik konusunda uygulamaya dâhil edilen e-maliye uygulamaları ele alınacaktır.