• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM: ETİK ve ETİKSEL KARAR VERME

3.6. Örgütlerde Etik Sorunlar

Araştırmalar, iş hayatında pek durağan olmayan pek çok etik sorunlar olduğunu göstermiştir. Etik sorunları teşhis edip çözecek adımı atmak için örgütlere uygun bir sınıflandırma yapmak gerekir. Etik sorunlar basit bir şekilde dörde ayrılabilir. Bunlar, çıkar çatışmaları, doğruluk ve dürüstlük, iletişim ve örgüt içerisindeki ilişkilerdir. Bu sınıflandırma etik sorunların bütün öğelerini içermez fakat temel konular hakkında iyi bir bakış açısı kazandırır (Ferrell & Fraedrich,2005:26).

1. Çıkar çatışması; bir bireyin kendi çıkarlarını, örgütün veya başka bir grubun çıkarlarından üstün tutmaya başlamasıyla ortaya çıkar. Çalışanlar, çatışmalardan korunmak için kendi özel ilişkilerini iş ilişkilerinden ayırmalıdırlar. Amerika, Kanada ve pek çok ülkede, çalışanların genel olarak karar

mekanizmasını etkilemeye çalışan insanlardan rüşvet, hediye, kişiye özel ödeme alınmaması benimsenmiştir. Fakat pek çok ülkede işlerin zamanında ve eksiksiz yapılması için rüşvet verilmektedir(Ferrell & Fraedrich,2005:26).

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki yetkililer, para ve hediye vermeyi önemli bir durum olarak görmektedirler. Rüşvet; pek çok yöneticinin, yasa koyucunun ve hükümet görevlisinin düşüşüne neden olmuştur (Ferrell & Fraedrich,2005:26).

Ne zaman bir hükümet görevlisi rüşvet almayı kabul etse, genellikle bunun nedeni ya o kimsenin karşı taraftan bir kolaylık istemesi ya da yasama çalışmalarını etkilemek istiyordur. Yasa koyuculara veya resmi görevlilere rüşvet vermek bir iş etiği meselesidir (Ferrell & Fraedrich,2005:26).

Rüşvet sorunu özel sektörde de vardır. Mesela petrol sanayinde rüşvet, hırsızlıktan daha masraflı hale gelmiştir. Günümüzde rüşvet olarak para dışında spor arabalar, uyuşturucu maddeler, evler v.b.de verilmektedir (Ferrell & Fraedrich,2005:26).

Yapılan çalışmalara göre gelecekte iş ortamında etik olmayan uygulamalarda artış olacaktır. Çıkar çatışması sorunu çok yaygın durumdadır. İş alanında adil rekabet sağlayabilmek için etik olmayan çıkar çatışmalarının giderilmesi gerekmektedir (Ferrell & Fraedrich,2005:26).

2. Dürüstlük; doğruluk bütünlük ve güvenirlik, adaletli olma ise adil ve tarafsız olmanın kalitesidir. Dürüstlük ve adaletli olma karar vericilerin genel ahlak davranışları ile ilgilidir. İş adamlarının en azından uygulanabilir kanunlara ve düzenlemelere uymaları beklenir. İş adamları, ayrıca müşterilerini, tüketicilerini, çalışanlarını veya rakiplerini bilinçli olarak hile, yanlış tanıtma veya zor kullanarak incitmemelidir. İş alanındaki insanlar sıklıkla kendi ekonomik çıkarlarına göre hareket etseler de iş ahlaki ilişkileri adalet ve güven üzerine

kurulmalıdır. Alıcılar, satıcılara güvenebilmeli, borç verenler de borç alanlara güvenebilmelidir. Bu beklentiler gerçekleşmezse ve güven yıkılırsa iş ilişkilerine devam etmek olanaksız hale gelir(Ferrell & Fraedrich,2005:27).

Adaletli olmayla ilgili fikirler bazen gizli çıkarlara göre de şekillenebilir. İlişki içerisindeki gruplar, eğer sonuç beklenenden daha yararsız ise bunun haksız veya gayri ahlaki olduğuna inanabilirler(Ferrell & Fraedrich,2005:27).

3. Dürüstlük ve adaletli olma ile ilgili meseleler ayrıca işin, bazen toplumun kuralları yerine kendi kurallarıyla oynanan bir oyuna benzetilmesiyle de ortaya çıkar. Çalışmalar haksızlığın şu nedenlerden ötürü ortaya çıkabildiğini göstermektedir(Ferrell & Fraedrich,2005:27).

• İş ilişkileri, bir pazarda kendi kurallarına göre oynanan ve rekabet, karı maksimize etme ve kişisel gelişim gibi kavramları içeren insan ilişkilerinin bir alt kümesidir.

• İş, bazı açılardan basketbol, boks gibi rekabete dayalı oyunlarla kıyaslandığında, insanların oynadığı bir oyun olarak düşünülebilir.

• Basketbol ve boks gibi oyunlar sıradan kurallar içermez.

• Eğer iş, basketbol ve futbol gibi bir oyunsa o zaman sıradan etik kurallar içeremez.

Bazı görüşler ise işin, bir oyun olmadığı konusunda birleşirler. Çünkü eğer insanlar ekonomik açıdan yeterli değillerse geri çekilebilirler. Bu yüzden iş etiği sadece hangi kuralların uygulanacağı değil, ayrıca istemsiz karakterlerin de oyuna katılmasını uygun olan kurallar geliştirmelidir(Ferrell & Fraedrich,2005:27).

Eksik kurallar ve kuralların yetersiz bir şekilde uygulanmaları etik olmayan davranışların oluşmasına fırsat verir. Pek çok kişi için kural şudur: Eğer satın alma işi benim satışlarımı arttırıyor ve şirkete para getiriyorsa o zaman sorun yok demektir(Ferrell & Fraedrich,2005:27).

4. İletişim, bilginin aktarılması ve paylaşılmasını ifade eder. İletişim konusu ilgilendiren etik sorunlar ürün güvenliği, çevre kirliliği ve çalışanların çalışma koşulları gibi bilgileri içeren reklam mesajlarıyla ortaya çıkar. Yanlış olan veya insanları yanlış yönlendiren mesajlar müşterilerin örgüte olan güvenini sarsabilir. Özellikle yalan, iletişim hususunda önemli bir ahlaki meseledir(Ferrell & Fraedrich,2005:28).

Yanlış ve aldatıcı reklam yapma iletişimde ana sorunlardan biridir. İletişimde etik sorunlar; ambalajın üzerine bir üründe bulunmayan özelliklerin o üründe bulunduğunun yazılması, rakip firmalara çamur atılması, dil, din, ırk ayrımı yapılması, müşterilerin bilmesi gereken bilgilerin saklanması, ürünleri tanıtırken temeli olmayan belirsiz ifadeler kullanılması şeklinde ortaya çıkar(Ferrell & Fraedrich,2005:28).

5. Örgütsel ilişkiler, örgüt üyelerinin müşterilere, tedarikçilere altlarına, üstlerine, rakiplerine karşı davranışlarıyla ilgilidir. Etik sahibi çalışanlar, ilişkilerinde gizliliği muhafaza etmek için, yapmak zorunda olduklarını ve sorumluluklarını yerine getirirler ve kendilerine etik olmayan bir davranışa götürebilecek aşırı baskıdan kaçınırlar. Bu hususta karşılaşılan en önemli mesele, eser hırsızlığıdır. Yani bir başkasının işini alıp kendi işi gibi göstermektir(Ferrell & Fraedrich,2005:28).

Diğer etik sorunlar ise şöyle sınıflandırılır(Ferrell & Fraedrich,2005:28):

• Hap ve alkol kullanımı • Hırsızlık

• Kalite kontrolü • Ayrımcılık

• Tescil bilgilerinin kötüye kullanımı • Fabrika kapanmalar

• Geçici işsizlik

• İşletme varlıklarının kötüye kullanımı • Çevre kirliliği

• Rakip firma bilgilerinin yasal olmayan yollardan öğrenimi • Rakip firma bilgilerini kötüye kullanma

• Defter ve kayıtlardaki tutarsızlıklar • Hediye ve rüşvet verme

• Yanlış yönlendiren reklamlar • Yerel topluluklarla ilişkiler • Politik faaliyetler

• Yerel ve yabancı hükümet temsilcileriyle kurulan ilişkiler

Şimşek (2002:1), örgütlerde yaşanan etik sorunların en belirgin nedenin var olan çıkar çatışmaları olduğunu belirtmiştir. Yaşanan çıkar çatışmaları sonucu ortaya çıkan etik sorunlar ise o örgütün imajını zedelemekte ve konumunu olumsuz etkilemektedir. Örgütlerde çıkar çatışmasından kaynaklanan etik sorunlar üç boyutta sınıflandırılabilir(Şimşek, 2002:1):

1. Kişisel Örgütsel Düzeyde Yaşanan Çatışmalardan Kaynaklanan Etik Sorunlar:

Bu çatışma şekli kişinin etik değerleriyle örgütün veya örgüt içindeki diğer kişilerin etik değerleri arasında bir fark olduğunda görülmektedir. Artık

çalışanların yöneticilerden beklentileri değişmektedir. Çalışanlar, iş güvenliği sağlayan bir çalışma ortamından olan talepleri, özgür konuşma hakkı, özel hayatın gizliliği gibi konularda daha hassastırlar ve örgütleriyle çatışma içerisine girebilmektedirler(Şimşek, 2002:2).

Kişilerin bireysel özel çıkarları ile işletme çıkarlarının birbirinden ayrılması gerekmektedir. Genel olarak bu nedenle, örgüt üyelerinin rüşvet alıp vermesi, kişisel ödemeleri kabul etmesi, hediye alması etik dışı birer davranış olarak kabul edilmektedir(Şimşek, 2002:2).

2. Kişisel Toplumsal Düzeyde Yaşanan Çatışmalardan Kaynaklanan Etik Sorunlar:

Bu çatışma şeklinde, kişisel değerlerle toplumsal değerler arasında bir fark bulunmaktadır. Toplumdan farklı değerlere sahip kişiler toplum dışına itilebilir hatta bazı durumlarda yasal olarak suçlanıp hapse bile atılabilirler (Şimşek, 2002:3).

3. Örgütsel Toplumsal Düzeyde Yaşanan Çatışmalardan Kaynaklanan Etik Sorunlar:

Bir örgütte var olan normlar ve değerler, eğer genel olarak toplumda kabul görmüş değerlerle uyuşmuyorsa, yine bir çatışma meydana gelmektedir. Özellikle işletmeler, piyasaya yeni bir ürün sunarken toplumla karşı karşıya gelebilir. Vejetaryen ve çevrecilerin bazı malları protestosu buna örnek olarak gösterilebilir(Şimşek, 2002:3).